30 Kasım 2011 Çarşamba

BELEDİYECİLİK VE KALDIRIM MÜHENDİSLERİ

Erdoğan Aksu  

BELEDİYECİLİK VE KALDIRIM MÜHENDİSLERİ
Email: yerelgazeteci@hotmail.com

Belediyeyi, yeni belediyeciliği herkes biliyor. Kaldırım mühendisliği ise sözlüklere, meydanlara, laruslara girmiş en eski mesleklerden biridir. Üniversitesi, hayat üniversitesidir. Son yıllarda diğer üniversitelerden kaldırım mühendisliğine yatay geçiş yapmış nice meslek erbabı da vardır. Budalalar meclisinde susulur misali şimdilik susarlar, kaldırım mühendisleri.Demokrasi deyip batıya, ekonomi deyip doğuya yayılınca ülke, sıra dışı açılımlarla kaldırım mühendisliği de şekil değiştirdi. Ve müzmin bir kaldırım mühendisi olarak canımız sıkılmaya başladı.

BELEDİYECİLİK VE KALDIRIM MÜHENDİSLERİ
Belediyeyi, yeni belediyeciliği herkes biliyor. Kaldırım mühendisliği ise sözlüklere, meydanlara, laruslara girmiş en eski mesleklerden biridir. Üniversitesi, hayat üniversitesidir. Son yıllarda diğer üniversitelerden kaldırım mühendisliğine yatay geçiş yapmış nice meslek erbabı da vardır. Budalalar meclisinde susulur misali şimdilik susarlar, kaldırım mühendisleri. Demokrasi deyip batıya, ekonomi deyip doğuya yayılınca ülke, sıra dışı açılımlarla kaldırım mühendisliği de şekil değiştirdi. Ve müzmin bir kaldırım mühendisi olarak canımız sıkılmaya başladı.
Küresel finans sektörü yeniden yapılanma sürecine girince, öfke ile yoğrulup, azap ve gazap ateşiyle pişirilmiş sorunlarla boğuşur oldu dünyadaki yedi milyar insan. Yedi milyarın %80’i de geri kalmış-bıraktırılmış ülkelerde ve bölgelerde yaşayınca, gazap üzümleri bir bir dişlerini kırınca, egemenler kılık değiştirdi. Bizde de kaldırım mühendisliği sınıf atladı. Varımız yoğumuz avucumuzdaki delikanlılıktı o da elden uçtu gitti maalesef.
İki denizi birleştiren boğaz manzaralı yerleri hakkınca bilmeyiz ama iki İstanbul’u birleştiren orta yeri, nerdeyse doğduğumuzdan beri yaşadığımız Esenler’i iyi biliriz, severiz aşktan öte. Öğrenmeye engel olanların çeşit çeşit manevralarına rağmen araştırır ve öğreniriz gerçekleri. Aklı başında olanların bile gafilce avlandığı, pusulayı şaşırtan planların bir bir hayata geçirildiği şu günlerde tadımız kaçtı.
Çünkü kaldırım mühendisliğinin tadı kalmadı. Kaldırımları arşınlayan o dervişane bilgelik de paraya endekslendi. Mesleğiniz nedir sorusuna kaldırım mühendisi denilerek verilen en isyancı, en keskin, en alaycı ve en harbi cevap da anlamını yitirdi. İyi bir kaldırım mühendisi olmak için önce bir siyasi partiden belediye meclisi üyesi olmak gerekiyor artık. İktidar veya muhalefet fark etmez. Nasıl olsa prestij adına, iş görme-iş gördürme, paylaşma ve paslaşma adına, her yıl yenileniyor cadde ortası, sokak arası kaldırımlar. Böylece sahte kaldırım mühendisi kökenli meclis üyeleri, yerden bitme, yeni yetme müteahhitlere dönüşüyor tılsımlı sopa değince kaderlerine. Kederi halka kefareti bilmem kimlere kalıyor.
Yeni döşenmiş kaldırımlar şiddetli bir kışa veya ciddi bir sağanağa dayanamayacakmış kimin umurunda. Kısa sürede kaldırım kaldırımlıktan çıkacakmış ne problem. Sonra o kaldırımlar sökülür, yeniden döşenir nasılsa. Velhasılı kerem; Yeni kaldırımcı müteahhitler, eski sahte kaldırım mühendisleri,  baştan savmacı kaldırım ihaleleri ile dört çarpı dörde binerler milletin parasıyla. Araba yükü para kaldırırlar.
Tüm döşemeler mevsimliktir, yani bir yaz köşesi bir de kış köşesi vardır. Biz yazarız; mevsimlik kaldırım mühendisliği, evladiyelik müteahhitlik mertebesine terfi eder. Ye ye tükenmez mirasa savrulur çakıl taşları.  Taşların renkleri, desenleri ve şekli şemali uyduruldu mu tamam, geliversin çuval yükü hak edişler. Birazı mensubu bulunan partiye hibe-yardım, birazı kaldırım mühendisliğinden kurtulma bedeli olarak malumunuz. Birazı da ilerde rantsal dönüşüm uygulamaları ”deprem” bahanesiyle meşrulaştırılıp, yasallaşınca kullanılacak müteahhitlik sertifikası için ilgili mercilere. Kalanı ile ise sülaleyi talukat geçinir.
Bu kaldırım düzenleme bayramı etkinliklerinden kimse de şikâyetçi olmaz. Biz de şikâyetçi değiliz. Bir taş kırılması, bir taş sökülmesi ile başlayan her kaldırım sökülüşü bizim için yeni bir sıkıntı olmasına, ayrı bir külfet getirmesine rağmen. Alışmışız alıştırılmışız göbekten. Bu oynak taş pınarında yol iz bulmak başlı başına maceradır çünkü. Mazohistçesine macerayı severiz topumuz, toplumumuz. Kaldırımları söksünler taksınlar, başkaları gelse takmayacak mı sanki deriz sıkça. Ama asırlık kaldırım mühendisliğinin de mecrası değişiyorsa takarız bu meseleye. Her sokak arası kaldırım yenilemesi meclisli bir kaldırım mühendisinden, kaldırım müteahhitleri peydahlayacaksa işin suyu çıkar. Bu ışınlama yöntemiyle sokak zenginleri yaratmak işi bozar. O suyu da içmekten men ederiz kendimizi, Kerbela’daki gibi kavrulsak da.
Şu koca istanbul’da merkeze sıkışmış, sıkıştırılmış Esenler’de zavallı mahalleleri yeni rant merkezlerine dönüştürmek kimi kurtaracak belli. Nitelikli arazisi kalmayan şehrin orta yerinde deprem korkusu zerkedilerek araziler yaratılıp, bu arazilerin üzerine kondurulacak lüks sitelerde kimler oturacak acaba. Lüks site kentlerin kıyıcığına kondurulacak turistik tesislerde kimler ağırlanacak besbelli, aşikâr.
Kimsenin siyasi yelpazedeki yeri bizi ırgalamaz. Ama farklı görünüp ayni kaldırımdan nasipleniliyorsa, işgüzarlığın ucu ileride yaşama, doğaya, haklara ve örgütlülüğe müdahaleye varacaksa, bu kaldırım mühendisliğinin henüz yazılmamış kara kaplı kitabına sığmaz.

28.11.2011 Bu Yazı 327 Kez Okunmuş
Erdoğan Aksu 

TÜRK ŞEHİTLİĞİ

Dünya 
 
TÜRK ŞEHİTLİĞİ
27-07-2010 / 16:49


Türkiye’den 900 km. uzakta denizci İzzet Mustafa’nın,yüzbaşı Ali Bey’in, asteğmen Salih Bey’in, yüzbaşı Mahmut Fuat’ın, asteğmen Edip Raşit’in ve diğerlerinin, tam 742 vatan evladının ebedi istirahat ettiği bir şehitlik var. Romanya’nın Braila kentindeki Türk Şehitliği’ni ziyaret ettik. Atalarımızla bir kez daha övündük, hatıraları önünde saygıyla eğildik.

ERDOĞAN AKSU/GAZETE ESENLER

TÜRK ŞEHİTLİĞİ

             Türkiye’den 900 km. uzakta denizci İzzet Mustafa’nın,yüzbaşı Ali Bey’in, asteğmen Salih Bey’in, yüzbaşı Mahmut Fuat’ın, asteğmen Edip Raşit’in ve diğerlerinin, tam 742 vatan evladının ebedi istirahat ettiği bir şehitlik var. Romanya’nın Braila kentindeki Türk Şehitliği’ni ziyaret ettik. Atalarımızla bir kez daha övündük, hatıraları önünde saygıyla eğildik, dua ettik.
              Braila Türk Şehitliği birinci dünya savaşında 1916-1917 muharebelerinde şehit düşen 742 kahraman Türk askeri için kurulmuş. 1936 yılında ibrail vilayeti fırka komutanı Ciup Ercan başkanlığında T.C. Bükreş büyükelçiliğinin yardımlarıyla bu günkü biçimini almış. Şimdi burada huzur içinde yatan şehitlerimiz eski türk mezarlığından buraya ayni yıl nakledilmişler. Bakımını ve korumasını Romen türkü bir ailenin yaptığı şehitlik Braila’ya yolu düşen devlet erkanımızın da uğramadan geçemediği bir abide. Burada yaşayan iş yapan Türklerin ve Romen soydaşların önemli gün ve bayramlarda buluşma merkezi.
                Örneğin her 18 mart şehitleri anma günü Braila Türk Şehitliğinde düzenleniyor. Köstence başkonsolosluğunun himayesinde gerçekleşen bu güne Köstence başkonsolosu ve konsolosluk çalışanlarının yanı sıra Braila belediye başkanı türk işadamları tükler ve soydaşlar katılıyorlar. Şehitlik anıtına çelenk koyulmasıyla başlayan tören saygı duruşu ve iki ülke milli marşlarının okunmasıyla devam ediyor. Başkonsolosun günün anlamını ve önemini ifade eden konuşmanın ardından yapılan dualar ve kabir ziyaretleri ile tören son buluyor.
                 Yaklaşık 450 yıl Osmanlı idaresinde ve daha önceleri türk kavimlerinin yerleşim merkezi olan dobruca bölgesinin bir şehri olan braila’da  yatan 742 şehidimize ve şehitlikte kabristanı olan soydaşlarımıza  Allah’tan rahmet diliyoruz.   
ERDOĞAN AKSU/GAZETE ESENLER

TİAD

Dünya  

TİAD

28-07-2010 / 16:21


Bugün Romanya ekonomisinin %14’ünde, Türk işadamlarının ağırlığı söz konusu. 1989 ve öncesinden başlayan yatırımlar gittikçe büyüyerek, her alana genişleyerek Türkiye ve Romanya arasındaki ticaret ağını da sağlamlaştırmış. İki ülke arasındaki ticaret hacmi de yıldan yıla gelişmiştir. Hal böyle olunca Türk işadamlarının bir araya gelerek dernekleşmesi, ortak akıl üretmesi de kaçınılmaz bir sonuç olarak ortaya çıkmış.

TİAD

Erdoğan Aksu/gazete esenler
       
Bugün Romanya ekonomisinin %14’ünde, Türk işadamlarının ağırlığı söz konusu. 1989 ve öncesinden başlayan yatırımlar gittikçe büyüyerek, her alana genişleyerek Türkiye ve Romanya arasındaki ticaret ağını da sağlamlaştırmış. İki ülke arasındaki ticaret hacmi de yıldan yıla gelişmiştir. Hal böyle olunca Türk işadamlarının bir araya gelerek dernekleşmesi, ortak akıl üretmesi de kaçınılmaz bir sonuç olara ortaya çıkmış…
        
Dobruca Türk İşadamları Derneği de bu gereklilikten dolayı 25 0cak 1999 da Köstence merkezli olarak kurulmuş. Amaçları ana hatlarıyla şöyle sıralanabilir;’’Romanya’nın Dobruca bölgesinde yerleşik Türk işadamlarının ekonomik faaliyetlerinin geliştirilmesi ve Sosyal ilişkilerin artırılması. Türkiye ile Romanya arasındaki ekonomik ve sosyal ilişkilerin geliştirilmesi. Üye Türk işadamları ile Romen kurumları arasında oluşmuş ve oluşması muhtemel sorunların ortadan kaldırılmasına katkıda bulunulması.’’   


Dobruca TİAD zamanla şubeleşmiş Bükreş, Köstence ve Transilvanya bölgelerine ek olarak geçen günlerde bir şube de Braila-Galats bölgesi için açmış. Braila-Galats TİAD, Braila merkezli olarak 30 Nisan 2010 da resmileşerek açılışını yapmıştır. Dernek kurucu başkanı, Solo Tekstil genel müdürü Ali Rıza Erdoğan ile bu çerçevede bir söyleşi yaptık. Kurucu başkan iki şehirde 70 üye firma ve temsilcisi ile TİAD’ın şubesini kurduklarını belirterek sözlerine şöyle devam etti;’’Yemekli bir açılışla Türk işadamlarını bir araya getirdik. Bu iki şehirde de sosyal kaynaşma ve iş alanında yerel ve genel yapıya karşı güçlü görünebilmek için böyle bir oluşuma gereksinim vardı. Eski konsolosun da bu yönde ciddi teşvikleri olmuştu. Dernek merkezini firmamızın bir binasına konuşlandırdık. İç donanımını çok kısa bir sürede tamamladık. Kuruluşumuzdan bu yana çok az bir süre geçmesine karşın bazı etkinliklerde yer aldık. Hollanda ve Moldovya’da ki Türk işadamları dernekleri ile ortak toplantılar yaptık. Bükreş büyükelçiliğindeki 19 mayıs kutlamalarına katıldık. Kadınlara yönelik toplantılar tertipledik. Galats şehri kütüphanesinde -Anadolu ve Kapadokya tolerans ve sevgi- konulu konferansta geniş bir sunum yaptık.’’  
           
Bundan sonrası için de derneğin, gerçekleşmesini istedikleri projeleri olduğunu belirten kurucu başkan, işlerinin yoğunluğu nedeniyle başkanlığa devam edemeyeceğini belirtti. Ve sözlerini şöyle tamamladı; ‘’Şimdi Türk-Romen ortak geceleri yapmayı planlıyoruz. Braila belediye başkanı derneğimize müstakil bahçe içinde bir bina tahsisi sözü verdi. O sözün takipçisi olacağız. Hafta sonları buradaki Türklerin çocuklarına Türkçe dil eğitimi verme çalışması içindeyiz. Türk ve eşi Türk olanlara ise Romence dil eğitimi verdirmek için ilgili kurumlarla görüştük. Destek anlamında olumlu yanıtlar aldık. Yine hafta sonları Türk ailelere ve çocuklarına psikoterapi hizmeti için altyapı oluşturuyoruz…’’
             
Balkan ülkelerinde iş yapan işadamlarımızın, bu derneksel aktivitelerini bir çatı altında toplayacaklarına yeni pazarlar yaratacaklarına yakından tanık olduk. İpek yolunun Türklerin eliyle canlanacağı günler dileğiyle…
Erdoğan Aksu/gazete esenler

FESTİVAL TUNA

Dünya  

FESTİVAL TUNA
31-07-2010 / 18:59


Tuna nehri boyunca yaşayanlar, Tuna nehrinde yıkananlar, Tuna’nın suyundan içenler, folklorik aşk şarkıları festivalinde Romanya’nın Braila kentinde bir araya geldiler. Küresel ekonominin çöküşünden bu yana böylesi festivallerle ülkeler geleneklerini tanıtma ve kaynaştırma çabasını öne çıkarıyorlar, her coğrafyada olduğu gibi. Romanya da Tuna nehrine kıyıdaş ülkelerle kalıcı ilişkiler kurmak ve bölgesel dayanışmayı sağlamak için 38 yıldır sürdürdüğü festivale ev sahipliğini yineledi

Erdoğan Aksu/gazete esenler

FESTİVAL TUNA

         Tuna nehri boyunca yaşayanlar, Tuna nehrinde yıkananlar, Tuna’nın suyundan içenler, folklorik aşk şarkıları festivalinde Romanya’nın Braila kentinde bir araya geldiler. Küresel ekonominin çöküşünden bu yana böylesi festivallerle ülkeler geleneklerini tanıtma ve kaynaştırma çabasını öne çıkarıyorlar, her coğrafyada olduğu gibi. Romanya da Tuna nehrine kıyıdaş ülkelerle kalıcı ilişkiler kurmak ve bölgesel dayanışmayı sağlamak için 38 yıldır sürdürdüğü festivale ev sahipliğini yineledi.
         30 Temmuz-1 ağustos tarihleri arasında üç gün boyunca bu folklorik senfoni şovu Braila kentinde devam edecek. Braila belediyesinin öncülüğünde, Braila koruma ve tanıtma konseyi ile Ulusal kültür tanıtma ve koruma merkezinin tertip komitesini oluşturduğu festivalde 23 yarışmacı yer alacak. Romanya’nın yanı sıra Sırbistan, Hırvatistan, Bulgaristan, Moldova ve Ukrayna dan 23 yarışmacı yöresel şarkılarını seslendirip, folklorik şov sunacaklar. Performansların ilkiyle Cuma akşamı 20.30 da festival başladı. Cumartesi ve Pazar günü 20.30 da başlayacak performanslar sonucunda birinci ikinci ve üçüncü olacak ekipler seçilecek. Kostümden müziğe, yerel giysi ve motiflere kadar komple bir değerlendirme sonucunda dereceye girecek ekiplere 5000 eurodan başlayan ödüller verilecek. Ayrıca belediye ve belediye meclisinin belirlediği miktarlarda, her katılana ve dereceye girenlere ayrı ayrı para ödülü ve sembolik armağanlar verilecek.
          Ayrıca bu üç gün boyunca çeşitli el sanatları sergisi stantlarında, ürünler halka satışa sunulacak. Köstence, Deliorman ve Tulca bölgelerinden Türk ekipler de bu festival kapsamında gösteriler sunacak ve yarışacak. El alemin belediyesi festival yapıyor, bizimki maalesef can yakıyor. Ulusal kültürümüze, misafirperverlik geleneğimize, dayanışma göreneğimize,  ayıp ediyor birileri, umarım beddua almaya başlamamışlardır…
Erdoğan Aksu/gazete esenler

KÖRLER VE SAĞIRLAR

Yerel Haber  

KÖRLER VE SAĞIRLAR ÇARŞISI…
26-01-2011 / 16:31


“Uzun bir süreden beri Esenler’de olmamama rağmen siyaseti ve Esenler’deki gelişmeleri gazeteniz aracılığı ile takip ediyorum.” Diyen CHP eski ilçe yöneticilerinden Muharrem Erol “kimse körler çarşısında ayna sallamasın, sağırlar çarşısında da gazel okumasın, akıl akıldan üstündür” biçiminde ifade de bulunarak devamla, gazetemize çarpıcı açıklamalarda bulundu.

Erdoğan Aksu-Hasan Gürsoy-Hüseyin Koç/gazete esenler
KÖRLER VE SAĞIRLAR ÇARŞISI…
“Uzun bir süreden beri Esenler’de olmamama rağmen siyaseti ve Esenler’deki gelişmeleri gazeteniz aracılığı ile takip ediyorum.” Diyen CHP eski ilçe yöneticilerinden Muharrem Erol “kimse körler çarşısında ayna sallamasın, sağırlar çarşısında da gazel okumasın, akıl akıldan üstündür” biçiminde ifade de bulunarak devamla, gazetemize çarpıcı açıklamalarda bulundu.
ESENLER DIŞARDAN YÖNETİLİYOR,
“Dört dönemdir AKP zihniyetinin yönettiği Esenlerde nefes alacağımız alanlar kalmadı. İlçenin toprakları parça parça satılarak, bir şekilde Esenlerin geleceği karartılıyor. Burada üzerinde durulması gereken iki hassa konu var. Birincisi belediye başkanı ve belediye meclisi üyelerinin çoğunluğunun Esenler dışından oluşu. İkincisi ise mecliste yeterli ve aktif muhalefetin yapılamayışı. Partimizin belediye meclis üyelerini dikkatle izliyorum. Çok dertliler ve sayısal azlıktan şikâyetçiler. Böyle bahanelere sığınarak beyanat vermek onlara yakışmıyor.
ESENLERE KATKI SUNMAYANLAR ALKIŞLANIYOR.
Esenlerimize hiçbir katkı sunamayan bu zihniyeti alkışlayan kim olursa olsun kınıyorum. Övünülen projelerin içinin boş olduğu yakında görülecek. Bir kesime çıkar diğer kesime zarar oluşturacak çalışmalar planlanıyor projelendiriliyor Esenlerde. Esenler de iyi şeyler oluyor yapılıyor diyenlerle ileride oturup hesaplaşacak bu halk, böyle de bilinsin. Şimdi, Bu beyan ve söylemleri yapan belediye meclis üyelerinin, tavrı kesinlikle CHP örgütünü bağlamaz diye düşünüyorum. Çok iyi yönetiliyoruz mecliste çok iyi anlaşıp uzlaşıyoruz söylemleri bir safsatadır. Bir CHP’liye yakışan çağdaşlaşmanın ve modern kentleşmenin önündeki engelleri kaldırmaktır.
ŞARK KURNAZLIĞI İÇİNDE SİYASET.
Şark kurnazlığı ile Esenlerin kentleşmesini, gelişmesini, kentine sahip çıkmasını önleyen bir tutum partimize yakışmaz. Diğer partiler yapıyor ise eğer, belediye başkanı yapıyor ise eğer, bu da Siyasi etiğe de uymaz.  Yani CHP’li meclis üyelerine düşen gerektiği gibi muhalefet yapmaktır. Uzlaşmacı bir mantık çerçevesinde hareket ederek Esenlerin yok oluşunu görmezden gelmek, CHP ideolojisine yakışmayan bir davranıştır. Çok ciddi sorunlarımız varken bu sorunlara elle tutulur gerçekçi hiçbir çözüm üretilmez iken arkadaşlarımızın CHP program ve tüzüğüne göre ilkeli bir siyaset yönlendiremediklerini görmekteyiz. Arkadaşlarımız Esenlerin bu yok edilişi karşısında yürekli bir duruş sergilemeleri gerekirdi.  
CHP GELECEĞİN PARTİSİDİR…
CHP örgütü ve örgüt emekçilerinin Esenlerin değişim ve dönüşümüne ait proje ve planları vardır. Her zaman vardı bundan sonrada olacak. Şimdi esenlerde yapılanlara bir bakın hangisi yıllardır CHP belediye başkanı adayı olan arkadaşlarımızın seçim bildirgesinde yer almadı. Daha halkın yararına yüzlerce proje sundu CHP. Hepside gerçekçi projelerdi. Öyle büyükşehir belediyesine, bakanlıklara havale edilerek işin içinden sıyrılınacak projeler değildi hiçbiri. Kimse tutup da yok diyemez. Derlerse önlerine yığınla proje koyarız. İlericilik ve yurtseverlik, çağın gerisinde kalarak ucuz ve suni gündemin peşine takılarak siyaset üretmek değildir. Her CHP’liye yakışan siyaset yapma biçimi, bu günü değil geleceği görerek onlu yirmili yıllar sonrasının projeksiyonunu hazırlayıp yapma girişimlerinde bulunmak ve gerekli kaynaklarını da üretmektir.
ŞAHIS OLARAK İYİ İNSANLAR.
Şahıs olarak değerlendirdiğimizde bu dört arkadaşımızda iyi insan olabilirler. Ama sadece iyi olmak yetmez. Bırakın partinin gündeminin gerisinde kalmayı, kendilerini geliştirerek partinin çok ilerisinde Esenlerin geleceğinde karar ve söz sahibi olmalıdırlar. Ufuklarını dar ve kısıtlı tutmayarak, sığ düşüncelere kapılmadan halk adına siyaset yapmalıdırlar.
DEĞİŞİMDEN NASİPLENMEDEN OLMAZ.
Partideki genel başkan ve üst yönetim değişikliği ile beraber bu arkadaşlar da artık kafalarını değiştirmelidirler. Bir partili olarak beklentim akıl ve öngörüyle siyaset yapmalarıdır. Yetersiz kaldıkları her konu ertesinde belediye meclisinde azınlığız, isteklerimizi yapamıyoruz deme hakları olduğuna inanmıyoruz. Bu nedenle CHP ilçe başkanı ve yöneticilerine büyük görev düşüyor. Tüzük gereği ayda bir yapılması zorunlu örgüt toplantılarını sektirmeden yapmalılar. Hatta yetmez ay içinde genişletilmiş yönetim kurulu toplantıları yaparak örgütün öncü güçlerini bir araya getirmelidirler. Böylece mecliste uygulanabilecek muhalefet türü netleştirilmelidir.
ÖRGÜT TOPLANTISI ŞART.
Bildiğim kadarıyla ayda iki belediye meclisi oturumu yapılmakta. Bu oturumlar öncesi ve sonrasında örgüt toplantıları yapılarak meclis değerlendirilmelidir. Eksik yönler tamamlanmalıdır. Meclis üyelerimizde örgütten aldıkları bilgi ve önerileri dikkate alarak hem Esenler hemde il meclisine taşımalıdırlar. Dişe diş tartışmalarla alternatifi ortaya koyarak, örgüt öneri ve taleplerini oralarda savunup, kabul ettirmelidirler. Devrimcilik ve yurtseverlik de budur.
ÖRGÜTSÜZ OLMAZ…
Örgütü dikkate almadan, sorunlar çözülemez. Bu arkadaşlar AKP zihniyeti ile uzlaşsın diye seçilip meclislere gönderilmedi. Söz ve karar anlamında etkisiz kalındığını anlayabilirim. Düşünce ve ideolojiden tavizler verilmesini anlamak zor. Tüm partililer gibi meclis üyesi arkadaşlarda Kılıçdaoğlu ve ekibini iyi anlamaya çalışmalıdırlar. Var olan, yaşanan değişimi eski alışkanlıklarına alet ederek baştan savmacı, hoşgörüsüzce” ben bilirim, biz yaparız” mantığıyla hareket edilmemelidir. Sanılmasın ki üst yönetim yapılanları görmeyecek, değerlendirmeyecek. Gerektiğinde parti üst kurullarının hesap soracağını da bilmek gerekir. O yüzden arkadaşlar analizlerini ve etütlerini parti çizgisi dışına çıkmadan yapmalı ki partinin diğer organlarına aday olabilsinler. Ama görüyorum ki bu arkadaşlar görevlerini iyi ifa edemedikleri halde başka görevlere talip olma hevesi içindeler. Mademki belediye meclisi üyeliği ve diğer görevlerden haz alamayacaktınız baştan niye aday olup birilerinin önünü kestiniz. Sizinde gün gelip önünüzün kesileceğini göremiyormusunuz?
Erdoğan Aksu

CHP ESENLER ADAYLAŞTI...

Yerel Haber  

CHP ESENLER ADAYLAŞTI...
01-02-2011 / 16:02


Cumhuriyet Halk Partisi Esenler İlçe Başkanı Şuayip Vardar ilçe örgütünü toplayarak” iktidara yürüyüş startını” verdi. Durmak dinlenmek yok, iktidara yürüyüş var sloganı ile milletvekili aday adaylarını tanıtma toplantısı yaptı.
CHP ESENLER ADAYLAŞTI...
Hüseyin Koç-Eray Tüfekçi/gazete esenler
Ufukta önseçim yok
Cumhuriyet Halk Partisi Esenler İlçe Başkanı Şuayip Vardar ilçe örgütünü toplayarak” iktidara yürüyüş startını” verdi. Durmak dinlenmek yok, iktidara yürüyüş var sloganı ile milletvekili aday adaylarını tanıtma toplantısı yaptı.
Toplantıda ilk konuşmayı yapan Hasan Babacan önseçim olduğu takdirde aday adayı olacağını belirterek” Esenlerden yükselen bu serzenişi üst yönetimlerin dikkate alması gerekir. Biz hep kendi bilek gücümüzle bir yerlere geliyoruz. Kimse bizim önümüzü açmak için çaba sarfetmiyor. “dedi.
Neden örgüt emekçileri adaylaştığında horlanıyor…
Hasan Babacan’dan sonra söz alan diğer adaylardan Erdoğan Aksu gündemi belirleyen ve gündeme damgasını vuran konuşmasında; “uzun yıllardan sonra ilk defa meclis kürsüsünden daha çok önemsediğim örgüt kürsüsünden size hitap ederek görüşlerimi paylaşmak istiyorum” dedi.
“Biz adayız dediğimizde herkes acı bir tebessüm yapıyor. Şunu da bilmeniz lazım: ben demokrasi gereği aday oluyorum. Neden örgüt emekçileri adaylaştığında horlanıyor, dışlanıyor bunu da anlamış değilim. Dün partili olanlar bugün yönetici yarın atamalı, destekli milletvekili adayı; hem de genel merkez destekli kafadan aday oluyorlar bunlar. Bunlara her şeyden mübah. Ama ben ve arkadaşlarım aday olunca kıyamet kopuyor. Bize her şey günah. Bizim layık olduğumuz yerler bize layık görülmüyor. Siyasal yaşamımda erdemliliğe, yeteneğe ve sarf edilen emeğe göre yükselmek esastır ilkesini benimsedim. Tüzük de böyle diyor. Partililer buna uyacak, yöneticiler de uygulayacak. 
Önseçim arzumuzdur…
“Önseçim yapılmamaksızın eğilim yoklamasını es geçerek yapılacak adayların seçilmesi durumunda temsil ettikleri kesim de biz olmayacağız. Böyle bir yapım meçhule giden bir yapıdır. Biz meçhule giden bir gemiye binmek istemiyoruz. Yaptığımız siyasete yabancılaştırılıyoruz. Siyaset yapıyoruz. Emek veriyoruz. Karşılığında da ödül olarak vefasızlık görüyoruz. Biz kimin nerelere ne şekilde kimin adamı olarak seçildiğini çok iyi biliyoruz. Bu kürsülerden ahkam kesmiyoruz. Gerçekleri her zaman söyleme misyonu üstlenmişiz. Yerini şaşıranlara bir uyarımdır. Liderler geleceğin projelerini yapar; yöneticiler de uygular. Ama bizleri izleyici konumunda görmek istiyorlar. Çalış oyunu ver; hiçbirşeye karışma demek istiyorlar.”
Hem de inadına adayım!
“Biz de bu konulara seyirci kalmamak için Ankara’da -kurtuluş meclisi- kurmak için ben de adayım diyorum. Önseçim yapılırsa da adayım, önseçim yapılmazsa da yine adayım. Hem de inadına adayım. Daha sonra Aksu, başkana dönerek bu söylediklerime bir şey söylerlerse çekinmeyin bunları Esenler ilçe örgütünden Erdoğan Aksu’nun söylediğini söylersiniz. Bize de sorarlarsa bu inadına adaylık nedir diye  onlara da vereceğimiz cevaplarımız var” dedi.
Ben bu vekil adaylarının yeteneklerine güveniyorum…
Eski bakanlardan Hasan Fehmi Güneş ise konuşmasında, “burada konuşan aday arkadaşlar çok güzel konuşmalar yaptılar. Mevcut milletvekillerinden daha iyi vekillik yapacaklarına inanıyorum. Bu arkadaşları desteklemenizi yürekten istiyorum. Benim de istediğim önseçimdir. Çünkü örgüt adayı ben belirledim ben seçeceğim der ve daha istekli çalışır. Niye buralarda duruyorsunuz, ihtiyarlıyorsunuz, maaş almıyorsunuz hatta kamuya herhangi bir işiniz düştüğü zaman horlanıyorsunuz,  hiçbir işinizi yapamıyorsunuz. Hakkınızı önseçimde alabilirsiniz. Yarın parti yönetimlerinde yer aldığınız zaman bütün seçimler örgütün iradesinde olmalıdır deyin ve haykırın. Önümüzdeki seçimler herhangi bir seçim değildir. Laik cumhuriyetin yaşayıp yaşayamayacağının kararının verileceği bir seçimdir. Aksu arkadaşımızın dediği gibi, kurtuluş mücadelesinin seçimidir. Aydınlanma ve devrimlerin yaşatılacağı bir seçim olacaktır.
20 yıldır neden sustunuz
Milletvekillerinden Necla Arat ise konuşmasında, “parti içi demokrasinin gelişmesi için örgüt toplantıları devamlı yapılmalıdır. Yirmi yıldır neden sustunuz da bugün ayağa kalktınız? Bundan önceki seçilenleri sanki siz seçmediniz. Size zoraki oy kimse kullandırmadı. Büyük bir coşku ile liderlere bağlı kaldınız. Şimdi ise Kılıçdaroğlu ile esen bir rüzgar var. Bu rüzgar yetmez, hepimiz çalışacağız. Hem de çok çalışacağız. Bugüne kadar yapılan hataları tekrarlamamalıyız. Yapılan hataların hepsinde birey olarak ayrı ayrı sorumluluğumuz vardı. Şimdi sizler örgütten gelmiş olabilirsizin. Haklı olarak emeğinizin karşılığını isteyebilirsiniz. Karşılık ülke meselesi ise o zaman vekil olup olmamanız çok önemli değildir. Önce ülke sonra parti sonra da ben demelisiniz.” Dedi.
Diğer milletvekili aday adaylarından Yüksel Kılıç, Halil Özden, Tuğba Ütebay, Çetin Aksoy da aynı konulara değinerek önseçim isteklerini dile getirdiler. Birlik ve beraberlik mesajları vererek örgütün seçimlerde özverili çalışmaları isteklerinde bulundular. Ayrıca ilçe dışından ikinci bölge aday adayları da misafir olarak katıldılar. Eyüp eski ilçe başkanı Ali Galip Mamal ve Kağıthane belediye başkanı adayı Zeynel Öztürk birer konuşma yaparak görüşlerini dile getirdiler…  

CHP İL YÖNETİMİ İŞİ SIKI TUTUYOR

Yerel Haber  

CHP İL YÖNETİMİ İŞİ SIKI TUTUYOR…
02-03-2011 / 17:07


Gazete Esenler olarak CHP İstanbul İl Başkanlığını ziyaret ettik. Ziyaret amacımız ise yeni görevlendirilen İl yönetimine başarılar dilemekti. Bizi misafir eden yeni İl Sekreteri Havva Aydın’la çok önemli konularda da fikir alış verişinde bulunduk.

CHP İL YÖNETİMİ İŞİ SIKI TUTUYOR…

Erdoğan Aksu-Hasan Gürsoy-Hüseyin Koç/gazete esenler
Gazete Esenler olarak CHP İstanbul İl Başkanlığını ziyaret ettik. Ziyaret amacımız ise yeni görevlendirilen İl yönetimine başarılar dilemekti. Bizi misafir eden yeni İl Sekreteri Havva Aydın’la çok önemli konularda da fikir alış verişinde bulunduk.
İl Sekreteri Havva Aydın Görüşmemizde şunları ifade etti;
“ Milletvekili seçimlerine kısa bir zaman kaldı. Bütün ilçe örgütlerimizle birlik ve berberlik içinde çalışmalıyız. Bazı ilçelerimizden önemli şikâyetler geliyor, hepsini değerlendirmeye alıyoruz. İyi gitmeyen eksik kalan ilçelerimize takviyeler yapacağız. Örgütümüzden arzulu ve istekli çalışma yapmalarını talep ediyorum. Seçimler bittikten sonra ise tüm ilçelerimizde aksayan tarafları tespit ederek gerekli yardımları ve çalışmaları yapacağız.  Ama şimdilik öncelikli hedefimiz seçimdir. Bir aylık yeni bir yönetim olmamıza rağmen seçime odaklandık. Düzenlemeleri seçimlerden sonraya bıraktık. Bu nedenle seçim bölgelerinde binalar tutup dış cephelerini giydirerek seçim merkezleri oluşturacağız. Üç seçim bölgesinde üç veya dört tane merkezimiz olacak ve seçim organizasyonlarını yönlendirecek. Bu çalışmalarımız devam ediyor. Oluşturacağımız seçim merkezlerinde görev alacak gönüllüler yoluyla eksik kalan ilçelere destek olacağız. Ağırlığı ise esenler gibi daha az oy aldığımız ilçelere önem vereceğiz ve destek olacağız. Ayrıca ilçelerimizin örgüt toplantılarını aksatmadan yapmalarını istiyoruz. İçe dönük çalışmalar yerine dışa dönük seçime dönük çalışmaların yapılması gerekiyor. Örgüt toplantılarında çıkan sonuçlara göre ilçe yönetimleri seçim hazırlığına başlamalıdırlar. Bu nedenle biz il yönetimi olarak her ilçeye iki il yöneticisi arkadaş görevlendirdik. Bu arkadaşlarımız ilçe örgüt toplantılarına katılarak il yönetimimize yerinde tespitlerle raporlarını sunacaklar. İl yönetimi de bu raporlar doğrultusunda gereğini yapacak. “
Erdoğan Aksu

RESTOK-ESTOK!

Yerel Haber  

RESTOK-ESTOK!
05-01-2011 / 17:29


İnsanlar yılın son günü yeni yıl hazırlığı yaparken, bütçelerine uygun yılbaşı alışverişi peşinde koştururlarken, biz ve “Gazete Esenler Bireysel Destekçileri” Esenler’de cadde, sokak, dükkân gazetemizi dağıtıyorduk. Yeni yıl mesajları içeren pankartları da bu vesileyle görüp inceleme şansı bulduk.

RESTOK-ESTOK!!
İnsanlar yılın son günü yeni yıl hazırlığı yaparken, bütçelerine uygun yılbaşı alışverişi peşinde koştururlarken, biz ve “Gazete Esenler Bireysel Destekçileri” Esenler’de cadde, sokak, dükkân gazetemizi dağıtıyorduk. Yeni yıl mesajları içeren pankartları da bu vesileyle görüp inceleme şansı bulduk.
En garibimize giden sivil toplum kuruluşlarının astırdığı pankart grubuydu. Bir kere platform isminden vazgeçmişler. Sadece Esenler sivil toplum kuruluşları ibaresi kalmış, onu uygulamayı öngörmüşler anlaşılan. Platform kelimesini sol bulmuş olduklarını ve CHP’li ESTOK olmaktan korktuklarını gösterdiler böylece. Ancak restok diye anılmaktan çekinmedikleri ortada. Başta bir il derneğimizin yılbaşı kutlama pankartı, yanında estok pankartı, birbirine iliştirilip asılmış. Ve olmuş size Restok. Hayırlısı olsun.
Şimdi bunda ne var denilebilir. Diğer derneklerin bu pankart arkadaşlığı için ne düşündüklerini de izleyeceğiz. Biz CHP’li ESTOK deyince kıyamet kopuyorsa, estok -restok olunca sessiz kalınması niye anlamak güç. Başbakanımız bir vilayetten olabilir. Onun için “rest” çekildiyse, bilesiniz ki; bu halk bu resti görmez beyler. Yarın Başbakan Sivas’lı olursa, ses getirelim diye kuruluşun adı “sestok” mu olacak. Diyelim başbakan Tunceli’li oldu, şimdi bunlar bizi test edebilirler diye kuruluşun adı “testok” olarak mı değiştirilecek. Ya Başbakan Malatya’lı olursa mest olanlar oluşuma “mestok”  adını mı verecekler. Uydu oluşum peşinde ve gayreti içindeki bu temsilcileri mülki erkânın gözlemlediğine inanıyorum. Bize sadece uyarmak düşer. Eski hesaplar kapanmadan da yeni ve temiz sayfa açılmaz…
“Zaman içinde bir arada yaşamanın, etnik ve yerel kökene duyulan özlemin sonucunda Esenler’de dernekleşildi. İl, ilçe ve köy dernekleri vasıtasıyla bir arada yaşama tutundu Esenler’liler. Yetinmeyip federasyon konfederasyon kurma konumuna geldiler. Yöresel bağlılıkların Esenlere taşındığı bu süreç ne yazık ki iyi yönetilemedi ve yönetilemiyor. Sanal ve sosyal paylaşım alanlarından gerçek sosyal paylaşım alanlarına maalesef inilemedi. Oysa Esenler’e kalıcı işler bırakmanın yolu buydu.
Bu anlamda sivil toplum örgütlerinin amacı; onurlu bir yaşamı savunmak, barış ve kardeşliği güçlendirmek, sosyal ve kültürel projeler üretmek, etkinlik ve organizasyonlara öncülük etmek, yöreler arası dialoğu geliştirmek, sorumlu katılımcı birey olmak gereğini yerleştirmek olmalıdır. En önemlisi de, kamu mallarının ve kamu yararının korunmasını sağlamak için güç birlikteliğini ve dayanışmayı esas görmektir. Esenler’in yararına hizmetleri desteklemek, yolsuzluğa ve Esenler’e zararı dokunacak icraatların tümüne karşı durup direnmek de hedef olmalıdır.
Ancak bu amaçlara hizmet ederken siyaset, dil, din, ırk, cinsiyet, engelli ayrımına gitmeden, eşitlikçi çizgiden sapılmamalıdır.”
Biz de bir yöresel dernek üyesi olarak Esenler’in makûs talihinin yenilmesinin, yenilenip gelişmesinin bir ekip çalışmasından geçtiğine yürekten inanıyoruz. Ancak gönüllülük bilincinden, toplum bilincine ulaşan bu uğraş restok-estok ikilemiyle çıkmaza sürükleniyor…
Erdoğan Aksu

”ESENLER” SİBER KURUNTULARI!

Yerel Haber  

”ESENLER” SİBER KURUNTULARI!
03-12-2010 / 12:12


Siber sızıntı, Türkiye karasularına gireli beri ister istemez bir kara delik oluştu. Artık bir gönül borcu mu var, yoksa yapı taşlarını mı yerinden oynattı veya oynatacak bilinmez. Bana mısın demeyenler çığır açma sevdasıyla tuş oldular bir anda, durduk yerde. Ateşle oynamak buna denir işte; “Çıkmış AKP bülbülleri öter ABD’ye.” Kendi kendini jurnallemek yarışında ipi göğüsleyenler yeşil kartları koydular cüzdanlarına


”ESENLER” SİBER KURUNTULARI!
Siber sızıntı, Türkiye karasularına gireli beri ister istemez bir kara delik oluştu. Artık bir gönül borcu mu var, yoksa yapı taşlarını mı yerinden oynattı veya oynatacak bilinmez. Bana mısın demeyenler çığır açma sevdasıyla tuş oldular bir anda, durduk yerde. Ateşle oynamak buna denir işte; “Çıkmış AKP bülbülleri öter ABD’ye.” Kendi kendini jurnallemek yarışında ipi göğüsleyenler yeşil kartları koydular cüzdanlarına.
Bu internet gazeteciliği hiç de fena iş değilmiş. Zamanı mekânı iyi kestirmek ve uyku ölümün kardeşidir deyip, uyurgezerlerin rüyasına girmek yeterliymiş. Adam evladı olmak varsa serde biraz zor ama bakacağız hal çaresine. Başına buyruk hayatımızı disipline edelim derken, güneşe uzayan yollarda boşuna kavrulmuşuz. Etik metik derken katık olacağız wikileaks ayak takımına. Bundan sonrasını Allah bilir ama kul da sezer.
Bize de her gün bölgesel, yöresel, yerel bilgi ve belge akışı var. ABD’de siber balon patladı, gamı kasaveti yine bize düştü. Oysaki kırk hırsız bir çıplağı soyamaz. Esenler’in bize ulaşan siber kuşku ve kuruntularını önemsiyoruz elbette. Ayrıntılı yayınlamasak bile zaman zaman satır aralarına sıkıştırdık, muhatapları için. Ne demişler bin bilsen de bir bilene sor. Dillere destan olacak ne varsa ortaya serilmesi, arenaya sürülmesi moda artık. Kabak karpuz, kelek kavun tarlasına döndü koca dünya.
Siber kazıntı olmamak için; ekmek elden su gölden her kim yaşıyorsa şöyle bir aynaya baksın şu günlerde. Devlet malıyla caka satanlar, devlet malı deniz yemeyen domuz diyenler; elinizi ayağınızı öpeyim dememek için, mahkeme kapılarında “kavakta nar olmaz, kötülerde ar olmaz” durumuna düşmemek için, eldeki avuçtakinden olmamak için tüm ilişkilerini bir gözden geçirsinler bakalım.
Siber alemde ”yüz kitabında” aklı sıra dost bulmak için yorum yazanlar, devletin kurumunda yönetim kurulu üyesi olup ihalelere girenler, ihaleyi alıp yıllarca işletmecilik yapanlar, erkin başında olup yetkilerini kendi şirketleri için kullanıp nasiplenenler, hem kamu görevlisi hem işadamı olanlar, belediyenin kiracısı konumundaki belediye yöneticileri, meclis üyesi olup kamuya ait kafeterya ve restaurantları işletenler, kültür merkezlerinde, park ve bahçelerde kültürlü eşrafa nargile servis eden kart sahibi yakınımdır olanlar, halı saha ve çay bahçelerini neredeyse bedavaya işletenler, kamunun zararını görmezden gelenler, ihalenin elden gittiği görülünce gerekçesiz iptal edenler, yalandan tanık olanlar şahit yazdıranlar, köşe başlarını tutup temiz kalma becerisi gösterenler, boş çuval ayakta durmaz deyip bir iki yıl daha sürecek sıcak para akışından haklı haksız dolduranlar, zehir akıllı parselciler, iş bitiriciler, her işi kitabına uyduran toplum mühendisleri, ey Esenler, Esenlerliler gün gelir çanak çömlek patlar.  “Mahkeme kadıya mülk değil ki”…
Sabır acıdır, meyvesi tatlıdır. Sabır taşı eriyince kimlerin yüzü kızaracak şimdiden belli, wikileaksa filan da gerek yok.  
02.12.2010
erdoğan aksu 

CHP'de Tarihi Kurultay

Yerel Haber  

CHP'de Tarihi Kurultay
25-05-2010 / 11:44


22–23 Mayısta Ankara 19 Mayıs spor salonunda gerçekleşen CHP 33. olağan kurultayı yeni liderini ve liderin yol arkadaşlarını seçerek görevini tamamladı. Kurultayın ilk gününde Kılıçtaroğlu rüzgârı esti 1249 delegenin katıldığı kurultayın birinci günü geçmiş yönetim ibra edildi ve genel başkan seçimlerine geçildi. Kemal Kılıçtaroğlu 1189 delegenin oyunu alarak CHP nin yedinci genel başkanı oldu.

CHP DE TARİHİ KURULTAY

 Haber/Erdoğan Aksu /Fotoğroflar/Özay Salı

           22–23 Mayısta Ankara 19 Mayıs spor salonunda gerçekleşen CHP 33. olağan kurultayı yeni liderini ve liderin yol arkadaşlarını seçerek görevini tamamladı.
           Kurultayın ilk gününde Kılıçtaroğlu rüzgârı esti 1249 delegenin katıldığı kurultayın birinci günü geçmiş yönetim ibra edildi ve genel başkan seçimlerine geçildi. Kemal Kılıçtaroğlu 1189 delegenin oyunu alarak CHP nin yedinci genel başkanı oldu.
           Kurultay coşkusu salonun içinden sokaklara salonun dışına taştı.  Kırgın küskün partililer de bu değişimi katkı sunmak için salondaydılar. Özellikle Rahşan Ecevit in gelmesi ve sizlere Bülent Ecevit’i getirdim demesi önemli gelişmelerden biriydi. CHP yaptığı bu kurultayla bir anlamda iktidara talibim mesajını da vermiş oldu.
           Kemal Kılıçtaroğlu genel başkanlık konuşmasında sol söylemi öne çıkardı. Baykalı aratmayacak akıcılıkta recep beye salvolarda bulundu. İşçilere, emeklilere, yoksulluğa, işsizliğe, sosyal haklara, yolsuzluğa ve siyasetten zenginleşmeye ayrıntılı vurgu yaptı. Özgürlükçü dürüstlükten yana, ayrışma yerine birleşmeyi öngören mesajlar verdi. Başkanlık manifestosu sunmak yerine, halkın istediği mesajları öne çıkararak, iktidara yüklenerek kitlelere ulaşmayı yeğledi…

              Kurultayın ikinci gününe ise, geceden başlayan ve süren liste tartışmaları damgasını vurdu. Bir ara iki listenin yarışacağı söylentisi salona halim oldu. Yaşanan liste gerginliği ilerleyen saatlerde aşıldı ve tek liste ile seçime geçildi. Sonraki beyanatların hepsi ılımlı ve bütünleştiriciydi. Herkes en mükemmel listeyi de yapsanız daha iyisi vardır gerçeğinde ve yorumunda buluştu. Baykal’a geçmişte muhalefet edenlerin çoğunlukla yer aldığı listede politbürodan sadece dört kişi yer bulabilmişti. Her ne kadar liste üzerinde uzlaşma sağlandı denilse de öyle olmadığı sayım sonucu ortaya çıktı. Ö. Sav ile G.Tekin arasındaki çizik operasyonu her ikisinin de Enez oyu almalarına neden oldu. 80 kişilik parti meclisi onbeşi kadın 52 yeni yüzle Kılıçtaroğlu’na yol arkadaşı oldu.
             CHP’nin 33. kurultayının Türkiye siyasi hayatına ve topluma hayırlı olması dileğimizle…
 Haber/Erdoğan Aksu

Dantelli Meclis

Yerel Haber
  
Dantelli Meclis
09-06-2010 / 21:09


Esenler belediye meclisinin bu yıl yaz tatiline çıkmadan önceki oturumu için belediye toplantı salonundaydık. Beyaz dantelli örtülerle süslü meclis başkanlık divanının gündemi hayli yüklüydü. On küsur maddelik meclis gündemine ilişkin lehte ve aleyhte görüş açıklanmadı. Kabul edenler,kabul etmeyenler çerçevesinde başladı ve bitti meclis. Konuklar ve belediye meclis üyeleri için hazırlanmış mevsim meyveleri menüsü atıştırıldı toplantı sonrası. Cuma günkü birleşimde buluşulmak üzere ısmarlaşıldı ve ayrılındı…


DANTELLİ MECLİS

Esenler belediye meclisinin bu yıl yaz tatiline çıkmadan önceki oturumu için belediye toplantı salonundaydık. Beyaz dantelli örtülerle süslü meclis başkanlık divanının gündemi hayli yüklüydü. On küsur maddelik meclis gündemine ilişkin lehte ve aleyhte görüş açıklanmadı. Kabul edenler,kabul etmeyenler çerçevesinde başladı ve bitti meclis. Konuklar ve belediye meclis üyeleri için hazırlanmış mevsim meyveleri menüsü atıştırıldı toplantı sonrası. Cuma günkü birleşimde buluşulmak üzere ısmarlaşıldı ve ayrılındı…

Beşyüzbin esenlerlinin her belediye meclisi oturumunu merakla ve büyük umutlarla beklediğini biliyoruz. Halkın duygu düşünce ve beklentilerine yanıt verecek çözümler üretilecek diye biz de takipteyiz. Gördük ki sıkıştırılmış gündemi madde madde komisyonlara ve başkanlık makamına havale ederek meclis görevini tamamladı ve birleşim sona erdi. Birleşimi yöneten başkan vekili, Cuma günkü oturum sonrası başkanla birlikte yemek yenileceği müjdesini vermeyi de unutmadı. Esenler halkının temsilcisi olan belediye meclisi üyelerine kanımızca bu oturumlar yük getiriyor.Çünkü bitsinde gidelim sıkıntısı içinde olduklarını gözlemledik.
Esenler’in yerel milletvekilleri olan bu meclis üyelerinin çoğunun gerçek esenlerli, esenler yaşayanı olmadıkları belli.Hal böyle olunca bu meclisten esenlerin esenlerlinin menfaatine çözümler,çözüm önerileri çıkmayacağı da apaçık ortada.Biraz daha ileri gidildiğinde banane sizin esenlerinizden denilecek ve işin içinden çıkılacak bir havası var meclisin.

Bu günden aklımızda kalan İsraillin kınanması,Kıbrıs gazilerinin Kıbrıs gezisi ve bir belediye meclis üyesinin derneklerin Dörtyol meydanında etkinlik düzenlememesine ilişkin verdiği önergeydi.İsraillin kınanmasında hemfikiriz. Diğer yazılarımızda olduğu gibi bu vahşi saldırıyı bir kez daha nefretle kınıyoruz. Ancak SP grubunun çağlayan meydanında yapılmış mitingi duyuran pankartların daha Cuma akşamından toplanıp kaldırıldığını iddia etmesi dikkate değerdi. SP grup başkanı bu durumu bir provokasyon olarak niteledi.

Sivil toplum kuruluşlarının esenler Dörtyol meydanında etkinlik yaptırılmamasına yönelik  verilen önerge ise manidardı. Belediye bu önergeyi dikkate alırda bu yönde bir karar çıkarsa ve tüm etkinlik ve şölenler esenler stadına kaydırılırsa her şeyden mahrum esenler halkı bir mağduriyet daha yaşayacak demektir. Etkinliklerin esenler stadına kaydırılmasını öneren ve bu önergeyi veren belediye meclis üyeleri ve partileri umarım esenlerdeki mevcut dernekleri ve sivil toplum kuruluşları platformunu karşılarına almamış olsunlar.

Kıbrıs turu,Kıbrıs gazilerinin iki yıldır esenlerde yaşıyor olması şartıyla gerçekleştirilecek bir nostalji girişimi. Gazilerimiz adına karşı çıkılamaz bir ahde vefa durumu.Ancak ne zaman nasıl ve kimle hangi katılımcılarla gerçekleştirileceği ise muamma.Yüz yirmi civarında Kıbrıs gazisi olduğu söylenen esenler de ne bir adres saptaması yapılmış ne de gazi sayısında bir netlik var.Öylesine şaşırtıcı bir gezi planı sürüldü meclise ve onaylandı.

Cumaya bakalım neler olacak…
Saygılarımla Erdogan Aksu

İbrahim Paşanın Şehri!

Yerel Haber  

İbrahim Paşanın Şehri!
27-07-2010 / 15:04


Yazarımız Erdoğan Aksu yurt dışında olduğu için yazılarını yurt dışıdan takip ediyor enkısa zaman da tatilini bitirip tekrar esenler yazılarını devam edecektir.

Haber merkezi/gazete esenler

İbrahimPaşanınŞehri!                                                                                                                                                                                

Ailevi nedenlerle bir süredir Romanya’dayım. Romanya’nın Braila kentindeyim. Bu şehir nüfus olarak Esenler’e denk. Şehir ve etrafını yol boyu köylerin çevrelediği bir yerleşim yapısına sahip bir kent Braila. Yaklaşık beşyüzbin nüfus yarı yarıya şehre ve köylere dağılmış yaşam sürüyor. Köyleri bildik ve tanıdık, sanki Trakya köylerindeyiz. Şehir çok sakin  tam bir emekli yaşama yeri. Akşamları hareketlenen ve insanların kendini evden dışarı attıkları bir yaşam biçimini yeğleyen bir kültür egemen. Bunda mesainin sabah yedide başlayıp öğleden sonra saat dörtte bitmesi de bir etken.
           
Tuna nehrinin kıyısına kurulmuş bir şehir Braila. Adını İbrahim paşa’dan almış, Osmanlı imparatorluğu döneminden kalma İbrahim paşanın şehri anlamına geliyor ‘’ibrail’’ismi. Aşağı ve yukarı ‘’dobruca’’denilen bu yerler Romanya’nın Türk yerleşim birimleri. Macaristan’dan Bulgaristan’a, Varna ve Burgaza uzayan tuna nehri boyuna yayılan koskoca bir coğrafya sözünü ettiğimiz. İbra il kenti aşağı dobruca bölgesinde. Kent merkezinde kiliseye çevrilmiş bir camii de var. Şehirde az sayıda Romen türkü de yaşıyor
            
Braila’nın önemli yatırımcıları arasında Türkler de var. Burada öncelikle tekstil sektörü gelişmiş. Sosyalist dönemde kooperatifler yoluyla konfeksiyon fabrikalaşması yaşamış şehir. Yetişmiş kalifiye personel varlığı ve sektörün eski ve yerleşik olması nedeniyle Türk yatırımcılar burayı seçmişler. Zamanla üç bin işçiye kadar ulaşan fabrikalarıyla tekstile bizzat yön vermişler. Kriz nedeniyle küçülme yaşasalar da en önemli tekstil yatırımcıları yine de Türkler. Ayrıca bir çok alanda ticaret yapan Türk vatandaşları da mevcut.
             
Bu büyüklü küçüklü firmalara sahip Türkler Braila merkezli yirmi kilometre uzaklıktaki Galats şehrini de kapsayan Türk işadamları derneği kurmuşlar.galats şehri de adını Türkçe kalas dan alan eski bir Türk yerleşim çoğunluğu olan bir şehir.
              
Braila’da bir Türk şehitliği de mevcut. Birinci dünya savaşından kalma bu şehitliğe Türkler ve birinci dereceden Türk yakınları defnediliyor. Korumasını ve bakımını Romen türkü bir aile yapıyor. Şehitlikte dini günler ve bayramlarda Köstence müftülüğüne bağlı Maçin şehrinde görevli hoca dini vecibelerin yerine getirilmesinde yardımcı oluyor. Ayrıca Braila da bir de ev camii var. Mülkiyeti burada kurulu bir vakfa ait binada (fetullahçı değil) Türk, Arap ve Romenlerin katılımıyla bir kitle oluşmuş.
               
Sosyalist sistemin yıkılışından sonra kurulu fabrikalar, seralar, küçük üretim çiftlikleri, kombinalar, tamamen satılmış veya içleri boşaltılmış. Sadece dış karkasları duran hayaletimsi varlıklara dönüşmüş geçmişin istihdam alanları. AB ye girdikten sonra ise üretim hepten geri bıraktırılmış. Yirmi beş milyonluk tüketim toplumuna devşirilmiş kısacası Romanya. Anadolu da nasıl ki her köy her şehir sizi minareler ile karşılıyorsa burada da fabrika bacaları ile karşılıyor. Ancak tütmeyen fabrika bacalarıyla. Tarım toplumu olmaktan da gün güne uzaklaşılıyor. Geleceğin organik tarım alanları olacak denli bakir bu ovalar boş yeni sahiplerini bekliyor. Romanya’nın yarınlardaki tarımı da ne yazık ki pek de iç açıcı görünmüyor. En kötüsü de mevsim dışı yağmurların sürmesi ve yağışların başta tuna nehri ve diğer nehirleri taşırması. Özellikle mısır, buğday ve ayçiçeği ekili alanlar sular altında kalmış. Tarlalardaki ürün çürümeye yüz tutmuş. Evsiz barksız kalanlar şimdilik ikibin aileden fazla. Bu hikâye bize hiç de yabancı değil…
               
Braila kenti bu kötü gidişten en fazla nasiplenmiş durumda. Görüştüğümüz Türk dostlar gidişattan pek memnun değiller. Krizin 2011 de geçeceğini umarak günü kurtarma ve ayakta kalabime çabasındalar. Bir kez daha gördük ki dünya çok küçük. Burada kaldığımız sürece izlenimlerimizi esenlerle paylaşacağız. Yerel basından izlediğimiz esenlerle fırsat bulursak bazı röportajlarımızı da paylaşmak dileğindeyiz. Her ne kadar İbrahim paşanın şehrinde bulunsak da esenleri özlediğimiz de bir başka gerçek. Ayrıca yıkmayacağız demişlerdi! Yıkmışlar…saygılarımla
Erdoğan AKSU

MECLİSİN DİLİ “YORUMSUZ”

Yerel Haber  

MECLİSİN DİLİ “YORUMSUZ”
05-08-2010 / 16:47


2 Ağustos pazartesi günü yapılan Esenler Belediye Meclisi toplantısından Y. Yılmaz’ın yazısı sayesinde oradaymışçasına, doyasıya, eksiksiz bilgi sahibi olduk. Meclis başkan vekili Çetinkaya ile de bu vesileyle tanışmış olduk. Kendisiyle ilgili hiçbir şey bilmem. Esenler’de mi ikamet eder, ne kadarlık esenlerlidir. Bu da bizim eksikliğimiz, tamamına erdiririz inşallah…


2 Ağustos pazartesi günü yapılan Esenler Belediye Meclisi toplantısından Y. Yılmaz’ın yazısı sayesinde oradaymışçasına, doyasıya, eksiksiz bilgi sahibi olduk. Meclis başkan vekili Çetinkaya ile de bu vesileyle tanışmış olduk. Kendisiyle ilgili hiçbir şey bilmem. Esenler’de mi ikamet eder, ne kadarlık esenlerlidir. Bu da bizim eksikliğimiz, tamamına erdiririz inşallah…
       İş dönüp dolaşıp kentsel dönüşüme kitlenmiş vesselam. Meclis ilk kez görevini yapıyor görüntüsünde. Muhalefet meclis üyelerini ve aklıselim iktidar meclis üyelerini kutlamak gerek. Aylardır yerel basın olarak üstünde dikkatle durulan “kentsel dönüşüm” adı verilen bu garip çelişkiye görmeyen gözler de açılmış nihayet. Ne sevindirici bir durum, Çifte havuzlar mahallesinde çiftimiz çubuğumuz olmasa da sevindik.
        4. seçim dönemi 2. çalışma yılı ilk günden görüldü ki çetin geçeceğe benzer. Şu yoklamalara da bir bakmak lazım, kimler izinli sayılmış. Meclisin entelejant tayfası hep neden kaçak güreşiyor. Kaldır elini esenleri derinden yaralayacak konularda, sonra kaybol git. Allah hesap sorar adama bilesiniz…yoruma ne hacet. Zaten meclis başkan vekili de yorumdan ve sorulardan pek hazzetmiyor. Başımıza iş almayalım durduk yerde. Bir meclis ki şenola meclis şenola.. Gerçi tarihe bir not düşmüşsün sen, ama bende yorumsuz ayniyle beyan birkaç noktaya değinmek isterim.
        “ arkadaşlar meclis başkanı olarak, bir şeyler ifade etmek istiyorum. Meclis belediyenin bir organıdır. Resmi bir kuruluştur ve teknik çalışmaların yapıldığı bir yerdir. Biz burada teknik işler yaparız. Biz burada siyaset yapmamaya çalışırız ve yapmamalıyız.”
         “ama meclis başkanı olarak benim kanaatim bu soru önergesi teknik bir çalışma değil, yoruma açık bir soru”
         “arkadaşlar soru önergeleri meclisin diline uygun olmalıdır. Yani vicdansızlık gibi kelimeler bu meclise yakışmaz. Bu kelimenin öncelikle geri çekilmesini talep ediyorum.”
          “biz kamu kurumuyuz. Kamu kurumlarında yoruma açık şeyler söylenmez. Sizin talebiniz %100 doğrudur ama kullandığınız kelimeleri söylüyorum ben.”
          “rica etsem o kelimeyi çekebilir misiniz?”
           “arkadaşlar burası meclis. Biz de burada siyasi mücadele yapmıyoruz. Bu siyasi mücadeleyi meclise taşımak doğru değil. Ben bunu ifade ediyorum.”
          “bu kelime bu mecliste konuşulacak bir kelime değil. Yani “ göz dikmek”  ne demek. Kim dikti. Belediye Başkanı mı dikti. Başkan Yardımcıları mı dikti. Bari isimde söyleyin. Bu kelimenin muhatabının kim olduğunu bilelim.”
            Bizden yorum yok. Yorumsuz geçmek en iyisi. “yorumsuz”. Yorumu içinde gizli aslında. En “aydın” açıklama her şeye nokta koyuyor, sana bana ne gerek…
             “şimdi arkadaşlar burada “ kentsel dönüşümle” ilgili bir şeyler söylüyorsunuz. Biz milletin razı gelmediği, bizim razı gelmediğimiz, sizin razı gelmediğiniz hiçbir şeyi Esenler’de yapmayacağız. Zaten bunu başkanımız her toplantıda söylüyor. Biz de zaten milletin şerrine olan şeyler için çalışmıyoruz ki. Hayrına olan şeyler için çalışıyoruz.”
             
              Ne diyelim şimdi hariçten. Ayinesi iştir kişinin söze bakılmaz. Söz uçar yazı kalır…     
ERDOĞAN AKSU

Bahçekapılıyla Esenlerde

Bahçekapılıyla Esenlerde Esenleri Konuştuk!

-2010 / 16:38


Esenler belediyesinin düzenlemiş olduğu ramazan etkinliği kapsamında Esenlere gelen AKP. Meclis grup başkan vekili Ayşenur Bahçekapılı seçim bölgesindeki çalışmaları yerinde gören Bahçekapılıya bizde gazete esenler olarak esenlerin sorunlarını sorduk

Hasan Gürsoy-Erdoğan Aksu/foto Özay Salı/ gazete esenler
    
Bahçekapılıyla Esenlerde Esenleri Konuştuk!
    
Esenler belediyesinin düzenlemiş olduğu ramazan etkinliği kapsamında Esenlere gelen AKP. Meclis grup başkan vekili Ayşenur Bahçekapılı seçim bölgesindeki çalışmaları yerinde gören Bahçekapılıya bizde gazete esenler olarak esenlerin sorunlarını sorduk.

Ayşenur hanıma sorduğumuz ilk soruda Esenleri nasıl buldunuz?

"Bugün Esenler bir bayram yeri gibiydi ilk defa bir sokak iftar yemeğine katıldım bunu düzenleyen belediye başkanımıza ve ilce teşkilatımıza ben çok teşekkür ediyorum. Gerçekten beni çok heyecanlandıran bir manzarayla karşılaştım."                                                             

G.E; Esenlere daha önce geldiniz mi? 

A.Bahçekapı; Gelmez olumuyum geldiğim bildiğim yerdir, ben buralarda koştuğum zaman siz yoktunuz.

G.E; Esenlerin ciddi sorunları var eğitim ve sağlık sorunları hemen yanı başımızda hastane bu konuda ne düşünüyorsunuz?                                                                                                                   

A.Bahçekapılı; Çok aktif iyi bir belediye başkanınız var bundan dolayı sizi kutluyorum ve sizi şanslı olarak görüyorum Tevfik kardeşimiz gerçekten her alanda iyi çalışmalar yapıyor, çok inançlı bütün sorunları en kısa zamanda çözeceğine inanıyorum.
Bende hükümet nezlinde elinden ne gelirse yapmaya hazırım bu süreç içerisinde elimden ne gelirse yapmaya elimden ne gelirse yapmaya hazırım.                                                                     


G.E; Esenlerin eğitim sorunu var ne düşünüyorsunuz?

A.Bahçekapılı; Bakın ne kadar ihtiyacınız varsa belediye başkanınız dediğim gibi bizler sivil toplum kuruluşları ve halk olarak ve kişiler olarak sorunlarınız neyse belediye başkanınız öncelikle olarak çok aktif çalışıyor. Belediye başkanınızla zaten çok sıkla görüşüyoruz. Ankara da bende hangi bakanlık ilgileniyorsa bu doğrultuda kendisine yardımcı olmaya çalışıyorum kısa zamanda çözeceğine inanıyorum.

G.E; Esenlerde kentsel dönüşüm projesi uygulanıyor bu konudaki düşünceleriniz?

A.Bahçekapılı; Belediye başkanımız Tevfik kardeşimiz çok öncelikle verdiği bir konudur ketsel dönüşüm konusu özellikle Esenler halkının ve ilçesinin ve ketsel dönüşüm konusunun çözüleceğine çok yürekten inanıyorum çok kompleks konu bu bazı yasalara da ihtiyaç var biz Ankara’dan inanıyorum ki elinden ne gerekiyorsa yapacağım ve buradan en kısa zamanda Esenleri bir cehreye kavuşturmaya çalışacağız 
Erdoğan Aksu/                                                                   

Esenler’in Dertleri mi Bitecek!

Yerel Haber  

Esenler’in Dertleri mi Bitecek!
20-08-2010 / 02:25


On bir ayın sultanı yazın kavurucu sıcağına denk düştü bu yıl. Tam 16 saate yaklaşan bir oruçluluk söz konusu. Tutanlara Allah kolaylık versin. Ayrıca bu ramazan 12 Eylül’de yapılacak anayasa halk oylamasıyla bütünleşti. Her zaman olduğu gibi yine et ve bakliyatta fiyat artışları ikiye katlandı. Bu “ Ramazan fırsatçılığına “ sebze ve meyve fiyatlarındaki yüzde yüzlük artış da eklendi. Niyetliyim, çok iyi niyetliyim ama olmuyor. Bu yıl ramazan fırsatçılığına birde "siyaset fırsatçılığı" eklendi...

Esenler’in Dertleri mi Bitecek!

On bir ayın sultanı yazın kavurucu sıcağına denk düştü bu yıl. Tam 16 saate yaklaşan bir oruçluluk söz konusu. Tutanlara Allah kolaylık versin. Ayrıca bu ramazan 12 Eylül’de yapılacak anayasa halk oylamasıyla bütünleşti. Her zaman olduğu gibi yine et ve bakliyatta fiyat artışları ikiye katlandı. Bu “ Ramazan fırsatçılığına “ sebze ve meyve fiyatlarındaki yüzde yüzlük artış da eklendi. Niyetliyim, çok iyi niyetliyim ama olmuyor. Bu yıl ramazan fırsatçılığına birde "siyaset fırsatçılığı" eklendi...

Ramazan ayı son yıllarda bir tüketim çılgınlığına yönlendirildi. Mübarekti, kutsaldı tamam ama uluslararası markaların cirosu bu ayda tavan yapıyor. Yerel birçok ürünümüz çok uluslu sermayenin kasalarını şişiriyor. Kapitalizm hristiyan dünyasında can çekişirken İslam dünyasında bir aylığına da olsa bayram yapıyor. İslam resmen sınıf atladı. Müslümanlığın doğasında olan dayanışma, paylaşma, yardımlaşma gibi kavramların içi boşaltılıyor. Yardım poşetleri ve iftar kutularıyla ölçülüyor artık her şey. Bir bardaklık iftar açma meşrubatı ve sandviçinden iftar çadırlarına, çadırlardan sokak iftarlarına, mahalle iftarlarına, ramazan paketlerinden dijital yardım kartlarına evrimleşen mübarek ramazan emperyalizme tutsak oldu. Beş yıldızlı otel teraslarında, camlı-canlı köşk ve saraylarda verilen iftarlarla İslam sosyetesi de son yıllarda bir çırpıda yaratıldı. On bir ayın sultanı ne yazık ki halktan koptu. Deyim yerindeyse evet, kapitalist oldu.

İstanbul’un her ilçesi, her belediyesi kapitalizmin bu paslı çarkına ramazan bahanesiyle iftar masaları kurup masadaki insanları kurban ettiler. Üstüne yerel dernekleri kullanarak uydurma eğlencelikler tertipleyip, “ Evetleri bol “ siyaset soslu gecelerde sahura kadar rol aldılar. “ Vicdanı ile cüzdanı arasında sıkışmış “ gariban Müslüman kesim, nesli tükenmiş çeşmelerden şerbet akıyor, akıttırılıyor diye sevinmeye zorlandı. Ama bilinse ki asıl parsayı toplayan en yakınları.

Pakistan’ı sel felaketi vurmuş, Haiti depremle yerle bir olmuş, İsrail ile ticaret son aylarda yüzde 30 artmış kimsenin umurunda değil. Varsa yoksa kilometrelerce iftar çadırı kuruluyor, kuş sütü eksik masalarda iftarlar açılıyor. Antika musluklardan kızılcık şerbeti akıyor ve içiliyor ya dünya güllük gülistanlık. Çocuklar için Karagöz- Hacivat perdesi kurulmuş, kuklalar gösteri yapıyor ya. Ne güzel…

“ Niyetliyim, çok iyi niyetliyim “ ama boş veremiyorum ey efendiler! Dünyanın en uzun ve en kalabalık iftar sofrasını Esenler’de kursanız ne olacak. Esenler’in dertleri mi bitecek. Toki Esenler’e girmeyecek mi. Kentsel dönüşüm işinde insanlar mutlu mu olacak. Caddelerin göbeğinde insanlara oruç açtırarak kusursuz hizmet yaptığınızı mı sanıyorsunuz. İslamın sokak tiyatrosuna, ucuz reklamlara ihtiyacı mı var. “ Mahşerde kör olanların gözleri “ dünyada bir açılmış ki pir açılmış. Hayırlara yormak gerek. Sonları hayırlı olur inşallah. Alo yapın iftarlığınız bizden, sahura kalkamıyorsanız biz uyandıralım hatları ile yapılan belediyeciliğe bakalım kimler üstün hizmet madalyası verecek.

“ Niyetliyim, hem de çok iyi niyetliyim” ama bir şeyler ters gidiyor. “ İnsanlığı karanlıktan aydınlığa çıkaran”  Hazreti Peygamber’in sizleri görmediğini mi sanıyorsunuz. Ey şehri ramazan-ı kapitalizm hoş geldin.
Oysa ramazan Allah kelamıyla şu değil mi “ Ramazan ayı insanlara yol gösterici, doğrunun ve doğruyu eğriden ayırmanın açık delilleri olarak Kur’an’ın indirildiği aydır.” On bir ayın sultanını diğer on bir aydaki çıkarları için kullanmayı göze alan o cahil cühelaya yüce kitapta bir ayet bakın ne diyor: “ Bir ülkeyi helak etmek istediğimizde o ülkenin varlıklı ve şımarmış kişilerini çoğaltırız. Bu suretle onlar kötülük işlerler. O ülkenin zenginlik sebebiyle şımarmış ele başılarına  iyilikleri emrederiz. Buna rağmen onlar kötülük işlerler. Böylece o ülke helaka müstehak olur. Biz de orayı darmadağın ederiz. “

Bunca israfın ramazan ayında olması hoş karşılanmamalı. “ Bir de akrabaya, yoksula, yolcuya hakkını ver gereksiz yere de saçıp savurma /zira böylesine saçıp savuranlar şeytanların dostlarıdır. Şeytan ise Rabbine karşı çok nankördür. “ demiyor mu Kur’an-ı Kerim. Niyetliyim, gereğinden fazla iyi niyetliyim ama iş çığırından çıkmış. Kutsal kitaptan bazı ayetleri bilginize sunuyorum. Ancak Müslümanların bir kısmını “ Vatan sevgisinden ve zekasından şüphe duyarım “ diye itham eden şahsı zeka ve vatan sevgisi konusunda kutsal kitapta ayet ayet araştırma yapmaya davet ediyorum.   

“ Her ümmetin bir süresi vardır. Süreleri gelince onlar ne bir an geri kalırlar ne de öne geçerler. Tam vaktinde batıp giderler.”

“ Fakat Allah’ a verdikleri sözü ve yeminleri az bir paraya satanlar var ya işte onların ahirette bir payı yoktur. Allah kıyamet günü onlarla konuşmayacak. Onlara bakmayacak. Ve onları yüceltmeyecektir. Onlar için acı bir azap vardır. “

“ Nice ülkeler var ki zulmedip dururlarken onlara mühlet verdim. Sonra onları yakaladım. Dönüş banadır. “

“ Yetimin malına yaklaşmayın. Yalnız erginlik çağına erişinceye kadar onun malına en güzel biçimde yaklaşabilir onu uygun tarzda sarf edebilirsiniz. Ölçüyü ve tartıyı tam adaletle dengeli yapın. Biz kişiye gücünün yettiğinden fazlasını teklif etmeyiz. Söz söylediğiniz zamanda akrabalarınız da olsa adaletli ve Allah’a verdiğiniz sözü tutun. İşte Allah size iyice düşünesiniz diye bunları emretti. “

“ İnsanlardan öyleleri vardır ki dünya hakkında söyledikleri senin hoşuna gider. Hatta böylesi kalbinde olana samimi olduğuna Allah’ı şahit tutar. Halbuki o hasımların en yamanıdır. “
           
“ Zulüm ile öksüzlerin mallarını yiyenler karınlarına sadece ateş koymaktadırlar. Ve çılgın bir ateşe gireceklerdir. “

“ Kendilerinden geriye zayıf çocuklar bıraktıkları takdirde onların durumundan endişe edecek olanlar öksüzlerin hakkına dokunmaktan çekinsinler. Allah’tan korksunlar ve doğru söz söylesinler. “

“ Yetimlere mallarını verin. Temizi pis olanla değişmeyin. Onların mallarını kendi mallarınıza katarak kendi malınızmış gibi yemeyin. Çünkü bu büyük bir günahtır. “

Niyetliyim, çok iyi niyetliyim ama son söz yerine yüce kitaptan bir ayetle hayırlı ramazanlar dilerim.

“ Yeryüzünde böbürlenerek dolaşma. Çünkü sen ağırlık ve azametinle ne yeri yarabilir ne de dağlarla ululuk yarışına girebilirsin. “
ERDOĞAN AKSU