25 Nisan 2023 Salı

KENT ORKESTRASINDAN SON VURUŞ

 

 

KENT ORKESTRASINDAN SON VURUŞ

 

Ölüm marşını çalıyor maket kent orkestrası

nota sehpaları anaç meydanda isyanda.

Rota sıradan sığlık sılada ruhsuzluk dev vefasızlık

kokpitlere doluşmuş al dudaklı koket solistler.

Ne güfte ne beste üflesen kulaklarım sağır

gözlerim yarı açık sol yanımda ağır hasar.

Dahası canı candan bezdiren bezmeldek ölüm

önüm arkam basbayağı karakter kahpe kader gülüm.

Ömre tek soruluk son dokunuş emanete ihanet büyük isyan

mutlu sona ilk adım bahar kabilinde zevklen ölürüm.

Maket kent orkestrasından üç nokta son vuruş

soluksuz bırakan marşla mavi boşluğa esas duruş...

 

Sıra dışı çerçeveler sırayla dizilmiş gök çatmaya

kabristan kebir kabirler minik lalezar

zulam çiçek bahçesi üç mermilik kutsal emanet.

Son barınak fiyakalı formika tabut

elde kuru toprağın dudağını ıslatmalık plastik ibrik

cenaze nakil aracında çam yarması budaklı tahtalar.

Teneşirden tebeşir dairesine tematik temaşa

elde kızgın maşa alın çatına son vuruş...

 

Çarpık rakamlarla çınlar sıralı ölümler

tam siper numaralı kombine kara gözlüklü izleyiciler.

Soluk avluda al mor tülbentli fısıldaşmalar

kale kapısında kara urbalı sırlı anlatımlar.

Üstünkörü tebessümler ablak suratlı hayata havlu atma faslı

yakalara tutturulmuş karışık renkli fotoğrafın arabı.

Musallaya son görev babında son bakış

vakada tek sorumlu ezeli vasiyete musallat olmuş.

Sona dokunuş akla çivilenmiş binbir nasihat

vaziyet almak vazifeyi kodlamak tek maksat.

Tek kalemde ekstradan kelamsız uğultular

kutuplaşma kurgusunda kutlu uğurlanışlar.

Sarkmaz programa tam provake vakti son prova

cenaze nemazında safa niyetine edibe edebiyat.

Yolculuklar töre tören çarmıhında ilahi ebediyet

yolcu yakınlarına akıl danışma vesaire serbest.

Ayak ucundaki yeniyetmeler derdest

maket kent orkestrasından minyatür ölüm marşı

çok enstrüman çok makam tekleme solist...

 

Pişkin pişekar ile kavuklunun gelişiyle hafiften kıpırtı

tabiyatıyla miskinlerin ön safta yer tutma telaşı.

Utku nutku tutulmuşlar biz biliriz babında damacana

ayı geçiştirme saflığında tekmili birden yaka paça.

İrikıyım saldırı aklıyla dört kollu omuzlarda                          

salın peşinde kundaklanan bir kaç avuç insan korteji.

Araçlar hazır anonsuyla alışıldık koşuşturmaca

kabristana yolculuk isyanı imdi imanlı hissiyat.

Mührü vurmak için dünyaya yine geç kalındı

sona varış adresi kağıt gibi kazılmış bir çukur

sudan sebep küsecekler için bile boş mezar hazır.

Kaç göç annaklanan kafile sessiz gemiye kefensiz tayfa

kafi derecede kefillik demek buraya kadarmış...

 

Marşlı merasim anılar kitabında bir küçük anekdot

koca ömrün harcanışı kara kaplı deftere minik dipnot.

Defne define defle delfin hizmetinde hayadar hayat

hasılı cem deniz kenarında virtüözünden tek kişilik düet.

Matemden süzülen tek soruda gizli vasiyet

gömülmek bir kaç avuçla toprakla veya kürek kürek.

Efulim erkenden gömmek eftalidir düz mantık

topraktan bombe tahammülsüz tanıklara kesin kanıt…

 

Hayat dediğin hepsi topu neysiz nefeslenme

çam kokan numaralı tahtaların altına kafeslenme.

Kara toprak bahara gebe saatli bomba dakik

gebe toprak yine beni benliğimi doğuracak...

 

Küsurlu yaşlar tam çağı kusurlu çırak çıplak

bir çorak arazi ha patladı ham çatlayacak.

Koyu bir vahada çılgınca atıyor sorgulanamaz kalp

sürgit pik süreci gelgit dip sorgucu aymazlık ayazı.

Her makamdan sinkaflayacak sinesi taşduvar hak savunucu

dünyadan kopuşu tescilleyen baharla giden olucu.

Yalınayak sahil sürgününde deniz maviye son dokunuş

Derdo tek can alan soru başka sorulara ne gerek sorusu.

Ölüm marşını çalan maket kent orkestrasından bis

minyatür kente son nota son vuruş yeniden varoluş.

Batonlu şef marşı kısa kes kefenim aydın abası olucu...

10 Nisan 2023 Pazartesi

DENİZ KOPTU GELİYOR

 DENİZ KOPTU GELİYOR

Paha biçilmez sevdalardan ne kaldı ki şunun şurası
Deniz koptu geliyor iki dünya arası.
Gecikmiş kavuşmalara gökyüzü şahit
Denize hasretlik canımdan içeri lahit.
Kaç koca yıl özümde sakladım hatıranı
öyle anlar ki kulaksız taş duvarları sızlatan.
O çılgın deniz tablosunun tam ortasında yalpak
yan yatan mavi gözlü gemiye makber şart.
Kirli beyaz atlas yelkenlide bir avuç umut
her yaz saklı cennet mavi gökyüzü lahit.
Vatan tutkusu bir başkadır küllerinden doğulur
uğruna ölünür umut Deniz koptu geliyor…
Genlerime işler genzimi yakar her gurbet türküsü.
canımdan bezmiş sayıklarım derin uykularda.
Kavuşmasız yolculuklarda titrer al dudaklar
çılgınca öpmek arzusu var akıl tutuşturan.
Deniz kokuyordu sokaklar limanlar nane buğusu
kuru dudaklarıma bulaşan buram buram ıtır kuğusu…
düşlerimde Karadeniz kara derin mavi gözlü devi yutar
kabaran dalgalar cücelerden devleri saklar.
Saklı hazineye mavi gökyüzü kanıt
Mentollü nefes mesafesinde Deniz koptu geliyor.
Daha nice çekilmez dertler var benden içeri
elveda anında tez kavuşmalar içerlek hatıralar.
O yılgın deniz tablosunu duyarsız taş duvarlara çivilerim
Denizin ortasında yalpalayan beyaz yelkenliyi denize.
Gökkubbenin altında mayıstan mayısa
kapkara denizi içer içer içerlerim.
Gökyüzü şahit içerler içerler ağlarım
dileğim aşikar denizin di’si Deniz koptu geliyor…
Duvarda deniz var Denizde duvar ve deniz duvar Diana
diyapozitif yansı mevsimlerden sonbahar diyarın Di’si.
Her mevsim çok uykum çok öyküm çok şiirsilerim var
Deniz tablosunda tüm varlığım yokluğuma emanet…
Varla yok arası mecrada mecalsiz macerada
aykırı ay ilahem düştüm ay üssü deltana.
Duyarsız çıldırık anaforuna duvardaki denize
Denizdeki duvara fildişinden kız kulesine savruldum.
Epsilon dalgalarla Deniz kızına sarıldım
Deniz duvar duvar deniz Deniz Diana.
Tam öpülmelik deniz mavisi gözlerde yaman yanılgı
Deniz koptu geliyor peşinde 3D film yanılsaması.
Derin algı boşluğunda üç boyutlu şiirsi bulvarı
dingin akılla diarize yuvarlanırım yavansı.
Rutin uykusuzluklara seyyahım gözlerim kan çanağı
rustik rüyalar dehlizinde yoldan çıkar kaybolurum.
Diyarın Di’sinde çılgın deniz tablosunda bulunurum
öldüm bittim yol boyu uğraklarda törensiz limanlarda.
Uğurlu bir duvar duvarda bir deniz Denizde Diana var
uçuk deniz mavisi gözler irisinden öpülmelik.
Derdo Deniz koptu geliyor gökyüzü şahit.
Paha biçilmez sevdalara ne kaldı ki şunun şurası
İki dünya arası Deniz koptu geliyor …

6 Nisan 2023 Perşembe

GÜNÜ BİRLİK AKAR TARİH

 

GÜNÜ BİRLİK AKAR TARİH

 

Akarsa aksın kaleminde mimlenir yaz

yaz kış günü birlik akar tarih damarda durmaz.

Eşsiz kumsallarda güneşlenir internal doğa

kızıl kuleden male doğan kalesine yerel poyraz

kıyı boyu eşe dosta kan ter içinde dert yanar deniz.

İnce kuma ulaştığında Dim çayı

en harikasına harlanır mehtap yıldız ayaz.

Tarih soslu tersanede çimlenir iki direkli yelkenli

bir içim su yel değirmenleri Şarap Hasanda demlenir

kuşade kervansarayda sızlanır bir çift tılsımlı söz.

Asırlık ağaçların gölgesinde söz, siril ve muz

tiril tiril portakallıklar yol çizgisinin önü sıra

akar suya kalemin kuvvetiyle aşkın seli…

 

Aşkı muhabbet gürül gürül aksın aşk mabedine

bin yıllık çınarın dibinde tadına doyulmaz serinlik

güneş yanığı tenin deminde yuvarlanılan derinlik.

Gün ve gün üzerine uzanılan ışıklar Atadan emanet

tarihin eli dili bahar kokulu cennet sesi minnet

Toros dağlarında dar boğaz akordu bozuk iyi niyet.

Ufka yayılı yaylaların buz sularında yıkanır ismet

yanar tanrıların ateşinde yakın tarih kader kısmet.

Dillenir korsan mekanı tutuk mağaralarda ilahi tutku…

 

Denizden uzak dalga boyu yemedik halt bırakmaz yazgı

Oyma pınarlara teğet düşen hatta hayrat

hatırın kalmasın babında belenen kırık hatırat

limoni limanda yudumlanan eser hayra alamet

sensin ihanet Sinop özlem yüklü esaret.

Nice eşsiz aşklar eskimiş eşkıya düzeninde.

Akla yüreğe doğan al benizli cemali dolunayın

doğarsa doğsun sıra adalara rengarenk ebemkuşağı…

 

Kışlık sevdalar pınarından bir yudumluk diş çaldıran

irkilten dirilten dişilik dökülür şeb şebabet şelalelerden.

Eşsiz kumsallarda güneşlenir günü birlik tarih

kızıl kaleden ikiz kulelere polen çiçeği çileli poet.

Derdo günü birlik akar tarih suyun öte yanına

oradan kusursuz kumsallara güneşle yar yarenlik

yakarsa yaksın kurşun kalemleri ilk yaz...

 

 

5 Nisan 2023 Çarşamba

GÜN GELECEK…

 GÜN GELECEK…

Gelmişini geçmişini silmek bir kalemde
eksik olmasınlar ne dostlar ne dostluklar var ilerde
daha nicelerine gebe aklım vınlayan gecelerde
gün güne eklenecek gün gelecek…
Gürültülü bir cadde dibine gömülmüşüm gülüm
zihnimde bayıltan sorular bu belediye kimin?
Kendiliğinden değişmez mi hiç? Yıllardır hep aynı.
Aynı semt sakinleri unutmuş gelmişini geçmişini
bir kalemde saydırmak var şimdi gelmişine geçmişine
gün gün ayartmak ve toptan anımsatmak...
Güzellik uykusunda yolunu şaşırmış yıldızlar
erkenden yatmışım eksik hikâyeleri tamlamaya.
Beynimin sığ kıvrımları anılara kıskıvrak tutsak
genç yüzümle sıcak düşlerde dolaşıyorum hüzünlü.
Öyle böyle değil çok seviyorum gelmişini geçmişini
övüneceğim ödülümsün öyle çok gecikmişsin ki özlüyorum
yine de tek kalemde siliyorum hafızamdan simanı
yerli yersiz dövünüyorum ama biliyorum ki gün gelecek…
Gün gelecek en kalender hikâye benim ki olacak
aynı yolda aynı gün aynı saat öğlen arası
paydosa yakın bir başka hikâye zehrini akıtacak içime.
Arkası yarınlar ninnileyecek bebek belleğimi
bir anlık gaflet sonrası büyük ödüle koşuşturacak özüm…
Özümü daraltan ödümü patlatan köşe başındayım
ıslak gölgendeyim işmar etsen gelecek kadar sensizim
geldim gördüm dondum kaldım kaldırımında
güneşi yoluk soğuk ve soluk bir öğle sonrasındayım.
Eskiye yeniye güne geceye hazır sokak başında
aynı yerde aynı hikâyeye aynı yemini içtim.
Ajandama düşülen grafiti düşenin dostu olmaz notuydu
gün ortası ıssızlığıma düştüğünde öldüm gittim…
Gide gide ölümsüz bir Rumeli türküsüyle uyandım
Atamın öldüğü yaşta yoldaş tutkusuyla yundum yıkandım.
Şimdi yolda kurulan kervanın geceleri seven ağır yolcusuyum
suyuma katılmış kuşkular aklımı büyüttükçe yandım yakıldım.
Anladım ki büyüdükçe her iki ciğerimi çürütmüşüm
bir Laz türküsü söyler yörük dostun adını namını
dosta bir adım bir adım uzaklaşırken gün gelecek…
Geçmiş geçmişte kalacak gecikmiş gün gelecek
peki yüreğime estirdiğin deli havayı kim soluyacak.
Ayrıca kim bilebilir ki çiziktirdiğim kâğıtlar zulasını
karartma günlüklerine sakladığım çektiklerimin cilasını
vedalarla elime dilime dolanmış düş tiryakiliğini kim.
Içimde tek taraflı sızlayan gar kaçkınlığını kimler
elbette hiç kimse gün gelecek yine hiç kimseler…
Gelmişe geçmişe belime kadar gömülmüşüm
dil söyler dinlence direnir kavga şölene döner
kırmızı lalem kamelya gölgesinde beklerim.
Gülpembe damarlı minik eline dokunuşum
gelmişi geçmişi geleceği kare kare dolaşır.
Derdo gerdana değen dudağımın başı döner
hayat isimli garson kız tepside sunar naaşımı.
Tutkuyla geçerim kendimden son ayni son
gelmişi geçmişi bir kalemde silecek gün gelecek…