28 Aralık 2013 Cumartesi

ÖZDEN; BU ZİHNİYETİN MUMU 27 MART 2014’DE SÖNECEKTİR…


ÖZDEN; BU ZİHNİYETİN MUMU 27 MART 2014’DE SÖNECEKTİR…

Geçen hafta Ana muhalefet partisi CHP’nin düzenlediği kentsel dönüşüm paneli ile ilgiliEsenler’de bir yerel gazete Son yaptığı Haber-manşetlerde panelistlere ağır sayılabilecek ithamlarda bulundu…

Adı geçen gazetede; “Esenleri Bilmeden Sallayan Vekil, sırf muhalefet olsun diye atıp tutan milletvekili, eleştirileri yanlış ve bir o kadar da fos, sallama sayın vekil, bilmiyorsan neden konuşuyorsun sayın vekil, İftirada Usta, insafsızca inkâr eden usta, yalanı rahatlıkla söyleyebilen…” biçiminde başlık ve tırnak içi yazılanlara ve geleceğe ilişkin:

CHP İlçe Başkanı Halil Özden ESENLER TİME’a şu açıklamalarda bulundu…

BEŞYÜZBİN KİŞİYİ YAKINDAN İLGİLENDİREN VE HAYATİ ÖNEM ARZ EDEN BİR KONU…

“İlçemizde yaşayan beşyüzbin kişiyi yakından ilgilendiren ve hayati önem arz eden bir konuda sayın milletvekilimizi ilçemize davet ederek bir panel verdik. Ben şahsım açılış konuşmamda ve sayın milletvekili de konuşmasının başında kentsel dönüşüme karşı olmadığımızı vurguladık. Karşı olmamız da mümkün değil dedik. Sosyal demokrat bir anlayışla ilk kentsel dönüşümü Ankara’da uygulayan biziz dedik.

Sözlerimizin başından itibaren bunu söyleyerek halkımıza ve esenler halkına anlatmak istediğimiz kentsel dönüşüm nedir, ne değildir anlamında yardımcı olmaktır. Ve Milletvekilimiz ve panelistlerimiz bu konuda deneyimlerini bilgilerini katılımcılar ile paylaştılar.

YALAN VE İFTİRALARIN SONU PEK DE İYİ OLMAZ

Şimdi benim de okuyunca üzüldüğüm bu yazıları yazan arkadaşa gazeteci diyebilir miyiz? Bu haberin gazetecilik ahlakına uygun olup olmadığını bir düşünmek lazım. Ben şahsen bağdaştıramıyorum. Kendine gazeteciyim diyen bu arkadaş bilmelidir ki, yalan ve iftiraların sonu pek de iyi olmaz. Bir gazeteci ahlaka uygun olmayan biçimde yalan ve iftira atarsa gazeteciliği bizim gözümüzde bu günden itibaren bitmiş olur.



Kendi bölge milletvekiline, bu konuda tezler hazırlamış, doktora yapmış profesör olmuş, deprem ve kentsel dönüşüm konusunda uzman bir milletvekiline lafları boş çıktı, palavra attı gibi sözlerle ithamda bulunmak ayıptır. Açıkça ayıp etmiş olurlar ve saygısızlık yapmış olurlar. Milletvekilimiz profesör doktor unvanı olan bir akademisyendir. Bilmiyorlar ise öğrenecekler. Kendisine Gazeteciyim diyen bu insanı yazdıklarından dolayı kınıyorum.

Bu arkadaş bilmeli ki panelistlerimizi o kürsüye çıkarırken geçmişte neler yaptıklarını ve kim olduklarını gayet iyi biliyorduk. Onların esenler hakkında çok geniş bilgiye sahip olduklarını da biliyorduk. Esenler ve kentsel dönüşüm hakkında bilgilerinin ne kadar derin olduğunu herkes gördü. Bu yazıyı kaleme almak zorunda kalmaları da korktuklarının ve işin gerçeği.

Panelistlerimizin bilgisizliğinden bahsediyor bu gazeteci.  Ama kim olduklarını iyi biliyor bilmiyorsa da yakında öğrenir. Anlaşılan bu gazeteci ya Esenlerden bir haberdir ya da çamur at izi kalsın mantığı gütmektedir.

BİZİM KAMUOYUNA DUYURMAK İSTEDİĞİMİZ…

Bizim kamuoyuna duyurmak istediğimiz ve duyurduğumuz neydi; kentsel dönüşüme karşı değiliz. Esenler’de yapılan dönüşüm ile ilgili geçmiş örneklerden dersler çıkararak halkımızı uyarmak ve bilgilendirmek. İstediğimiz ve yaptığımız budur.

Bilgilenmeden bir yere imza atmayın, öncelikle mahallenizde kalmayı isteyin, komşularınızdan hemşerilerinizden ayrılmayın, komşunuzu hemşerinizi kaybetmeyin dedik fena mı yaptık. Size sözleşme imzalatırken dairenizi burada vereceğiz diyorlar bundan önce yaptıkları ortada vatandaşlarımızı Kayabaşı’na gönderiyorlar, Fatih bölgesi ile ilgili bu yerlerde şimdi villalar var. Vatandaşlar yerlerini terk etmek zorunda kaldılar bunlar doğru değil mi. Bu bir tehcir değil mi?



BU GAZETENİN MİLLETVEKİLİMİZE VE PANELİSTLERİMİZE YAPMIŞ OLDUĞU HAKARETİ KENDİLERİNE İADE EDİYORUM. 

Bu anlamda bu gazetenin milletvekilimize ve panelistlerimize yapmış olduğu hakareti kendilerine iade ediyorum. Bu gazetenin daha önce de yaptığı gaflar var. Hakkımızda şahsımı hedef alarak tükürdüğünü yaladılar diye haber yaptılar. Ancak ben kendine gazeteciyim diyen bu adamı ciddiye almadığım için cevap vermedim.

Ben tükürdüğümü bu yaşıma kadar asla yalamadım, hiçbir kudrette yalatamaz. Tükürüğünü yalayanlar ortada. Bu arkadaş yalan dolan ile bir yere varılamayacağını bilmelidir. Bu arkadaşı herkes tanıyor. Nerede görev yaptığını Nerede yönetim kurulu olduğunu herkes biliyor. Ancak şunu iyi bilmeli ki tuttuğu tarafa da bilmeden zarar veriyor. Önce onlara sonra da kendisine zarar veriyor, bunları yapmasın.

Buradan AKP ilçe başkanına da seslenmek isterim. Sayın başkan hukukçudur. Yanında kimlerin olduğunu iyi bilsin, bu gibi tiplerden fayda yerine zarar gelir. Bu gibi yanındaki arkadaşlar hem ilçe başkanına hemde belediye başkanına zarar vermiş olurlar derim. Bu arkadaşın uyarılması gerektiğine inanıyorum.

BELEDİYE BAŞKANIMIZ İLE İLGİLİ BU GÜNE KADAR AĞZIMIZDAN YANLIŞ BİR LAF ÇIKMAMIŞTIR. 

Bizim belediye başkanımız ile ilgili bu güne kadar ağzımızdan yanlış bir laf çıkmamıştır. Söylediğimiz şudur, yaptığınız her doğru ve iyi işi destekleriz, yanlışlarınıza da karşı çıkarız.



O gün o panelimizde ne benim ne de panelistlerimizi ağzından sayın belediye başkanımız hakkında yanlış bir söz çıkmamıştır. Duyan varsa söylesin. Yeri gelmişken şunu da belirteyim. Zeytinburnu Sümer mahallesinde yapılanları biliyoruz. 160 bin metrekare kamulaştırılmış, 14 bini yapılmış, 16 bin metrekare yeşil alan ayrılmış geri kalanı bilinmiyor. Biz bunları vurguladık. Sulukule örneğini hatırlattık.

Esenler belediyesi de böyle yapacak demedik. Sadece önerilerde bulunduk. Böyle yapmasa iyi olur dedik. Sorunlarınızın çözümü teknik bilgi için ilçe başkanlığımıza müracaat edebilirsiniz, sorunlara uzman kadrolarımızla yardımcı olacağımızı söyledik. Ne var bunlarda. Konuşmamın başında vurguladım. Bülbülü altın kafese koymuşlar ah vatanım demiş. Yani esenlerli hemşerilerimizi birbirlerinden ayırmasınlar dedik. Söylediğimiz insanımız bırakın yerlerinde kalsın. Sayın Başbakan da söyledi ben yıkarım geçerim diye. Yıkar geçersin de bu halk öyle büyük bir halktır ki günü geldiği zaman bu halk da bunları yıkar geçer.

YUMUŞAK TÜKÜRÜĞÜN SAKALA ZARARI VARDIR.

İktidarda olanlar karşılarında zayıf bir muhalefet olsun arzu ederler. Yani yumuşak muhalefet isterler. Ben bilirim ki yumuşak tükürüğün sakala zararı vardır. Bu anlamda ben yumuşak tükürmem. Tüm haksızlık ve adaletsizliğin üzerine acımasızca giderim. Onların arzuladığı gibi bir ilçe başkanı yok karşılarında. Her gün fakir fukaranın yanındayız, her gün mahalleleri dolaşıyoruz. Hiç de söylendiği gibi değil gerçekler can yakıcı.

Bu yüzden korkuyorlar. Ancak korkunun ecele faydası yoktur. Bzi hak ve halk için çalışıyoruz çalışmaya da devam edeceğiz. Hiçbir siyasi beklentim de yok yetmiş iki yaşındayım şükür her şeyim var. Yılmadan çalışıp partimizi Esenler’de iktidara taşıyacağım. Benim için gece gündüz mevhumu yok, gece gündüz durmadan çalışacağım.

Yalancının ve iftiracının mumu yatsıya kadardır. Bu zihniyetin mumu 27 Mart 2014 tarihinde sönecektir. O tarihe kadar mumları yanacak ondan sonra da sönecektir. 27 Mart 2014 yerel seçimlerinde yanan mumları veya yandığını zannettikleri mumlarını söndüreceğiz.  CHP zihniyeti sosyal demokrat bir zihniyettir. Sosyal demokrat belediyeciliği Esenler’e, İstanbul'a ve Türkiye’ye her şeye rağmen yerleştireceğiz diyorum.

Aracılığınız ile son olarak Esenler halkına saygılarımı sunuyorum. Her zaman, gece gündüz yanlarında ve emirlerinde olduğumuzu bilsinler…

Hiç yorum yok: