28 Aralık 2013 Cumartesi

BAŞPINAR; “CEM EVİ YERİ VERİLMEMESİ VE CEMEVİ’NİN YAPILMAMASI YÖNETİCİLERİN AYIBIDIR”

BAŞPINAR; “CEM EVİ YERİ VERİLMEMESİ VE CEMEVİ’NİN YAPILMAMASI YÖNETİCİLERİN AYIBIDIR”

Esenler Pir Sultan Abdal Kültür Derneği Dedesi Savaş Başpınar; Esenler’de yüz, yüz elli bin  Alevi vatandaş yaşıyor. haklı talebimiz olan, bir cem evi yeri verilmemesi ve cemevi’nin yapılmaması yöneticilerin ayıbıdır” diyerek açıklamalarda bulundu…

Savaş Başpınar, Esenleri yönetenlere ve Esenler halkına seslendi;

“Güzel canlar, hepinizi Hak Muhammet ve Ali sevgisi ile selamlıyorum. Biz Aleviler, bugüne kadar Esenler ilçesinde vatanına milletine saygılı, komşuluk ilişkileri iyi olan insanlarız. Sorunlarımız çok ama sorunlarımızı çözecek muhatap bulamadığımız bir ortamdayız. Nereye başvurduysak sorunlarımıza çözüm noktasında bir sonuç alamadık. Yöneticilerimizle karşılaştığımız her ortamda cemevi yeri talebinde bulunuyoruz. Ne yazık ki bugüne kadar yapmış olduğumuz taleplerden hiç bir sonuç alamadık.

Kendimizi ötekileşmiş, dışlanmış olarak görmekten huzursuzluk duyuyoruz. Anayasanın eşitlik maddesine göre din ve inanç özgürlüğü olan bu ülkede, inançlarımızı, ibadetlerimizi yerine getiremiyoruz. Çok şey istemiyoruz. Cenazelerimizin kendi inançlarımız doğrultusunda, kendi ilçemizde, bir cemevinden hakka yürümesini istiyoruz”

Başpınar; Ramazan etkinlikleri dolayısıyla “Sabahlara kadar gürültüler çıkararak, etrafındakileri rahatsız edemezsiniz.” Diyerek şunları ilave etti;

“Bakınız güzel canlar, Muhammet Mustafa (SAV) bir kutlu sözünde buyurur ki  ‘nefsin için sevdiğin şeyi başkaları için de sevmelisin’ kendi iyiliğini, çıkarlarını nasıl düşünüyorsan, başkalarının da iyiliğini, çıkarlarını gözetirsen ortada kötülük kalmaz. Yine Peygamber Efendimiz bir sözünde ‘müminler birbirlerini sevmekte ve birbirlerine acımakta biri diğerini korumakta bir vücut gibidir’ başka bir Hadisinde ise ‘İslam dünyanın en güzel ahlakın ibaresidir’ buyuruyor.”

Biz de İslam güzelliklerini o mana alemindeki görkemi yaşamalıyız ve yaşatmalıyız” dedikten sonra; sözlerine şöyle devam etti:
“haklı bir talep olan cemevi isteğimizde birileri çıkıyor,’iki derneğiniz var hanginize cemevi vereyim’ diyor. Biz sizden bir tane cemevi yeri talep ediyoruz. Kendi aramızda dernekler olarak anlaşır, kendi sorunlarımızı çözeriz. Yeter ki siz cemevi yapılacak araziyi tahsis edin.

Bakınız, Kuran’ı Kerim ayetlerini huşu içinde dinliyorsunuz, ellerinizi kaldırarak Allah’a yakarıyorsunuz.’ Kuran’ı Kerim Hakkın kelamıdır’ diyorsunuz. Siz bu kelamı dinlerken neden anlamıyorsunuz? İslam dini gösteriş dini değildir. Sabahlara kadar gürültüler çıkararak, etrafındakileri rahatsız edemezsiniz. Gecenin bir saatinde ibadet yapacaksan, Allah’a yakaracaksan huşu içinde olacaksın.”

Kuran’ın bir ayetinde der ki, ‘zikir yaparken sakın ola bağırıp çağırmayın” bugün yapılanların dinimizde yeri yoktur. Oruç tutmak yeme içmeden ibaret değildir. Nefsini terbiye etmektir. İnsan, ahlakına ve bedenine oruç tutturmalıdır. Bunları yapmıyorsan Ramazan ve Muharrem ayında oruç tutmak boşu boşuna aç kalmaktır. Öğretimizin temelinde yer alan eline, beline, diline oruç tutturmadıktan sonra, bedenini terbiye ettirmedikten sonra boşa oruç tutmuş olursun. Bugünkü İslami anlayışın dinde yeri yoktur çünkü dinde gösteriş yoktur.

Bakınız İslam terminolojisine bakıldığı zaman ‘komşusu aç iken tok yatan bizden değildir’ denilmektedir, bu anlayışa uyulmadığını da gözlemlemekteyiz. Örneğin; belediye iftarlar veriyor, beş yüzbin kişilik bir ilçede yüz bin kişiye iftar verilirken diğer dört yüzbin kişiye soruldu mu? Helallik aldınız mı? Açtığınız bu sofralarda yenilenler hakka hukuka uygun mu diye sormazlar mı adama?”

“80 yıllık cumhuriyetimizde diyanet bizlerin verdiği vergilerle maaşlar ödüyor, camiiler yapıyor. Peki Alevilere, Caferilere, Süryanilere ve Hıristiyanlara vergilerinin karşılığında ve veriyorsunuz? Bir ibadet merkezi olması lazım ki hiçbir kurum dil uzatmasın, huşu içinde ibadet yapsın. Sizin ibadethanenizin masrafları ve hocalarınızın maaşları bizim vergilerimizle ödeniyor…”

Dede Savaş Başpınar cemevi yeri talebini yineledi;

“Yeni çıkan belediye yasalarında belediyeler mabet yeri yapmakla yetkilendirildi. O zaman bizim de cemevimizin yerini versinler, biz kendi binamızı kendimiz yaparız. Kimseden de, kendilerinden de sadaka istemiyoruz. Bu bizim haklı talebimizdir. Bu haklı talebimizi yerine getirin ki bu utançtan kurtulun” dedi.

Hiç yorum yok: