28 Aralık 2013 Cumartesi

ESENLER, ON YILDIR ‘TÜRKİYE GÖZLÜK SANAYİCİLERİ’NİN MERKEZİ…

ESENLER, ON YILDIR ‘TÜRKİYE GÖZLÜK SANAYİCİLERİ’NİN MERKEZİ… 

Türkiye Gözlük Sanayicileri Derneği Başkanı Mehmet Dibi, Esenler’e 1955’te yerleşen ve Esenler’in yerlilerinden sayılabilecek 'Dibi' ailesinin bireyi ve metal gözlük çerçevesi imalatçılarının ilklerinden bir işadamı...

Başkan olduğu sürece ‘Türkiye Gözlük Sanayicileri Derneği’ merkezinin Esenler’de olacağını ifade eden Mehmet Dibi;

“Yerli gözlük alın ve kullanın hatalısını bulursanız gelin beni yakalayın. Yerli ürünün garantisi benim” diyerek açıklamalarda bulundu:

Esenler’de arazilerde askerler atış talimleri yapıyordu.

Mehmet Dibi “ Biz aile olarak, Esenler’in en eskilerindeniz. Esenler’de ilk binayı yapanlardanız. Esenler’e 1955 yılında yerleştik. Yokluğun ve yoksulluğun olduğu 1955’lerde Esenler’de binasız araziler ve tarla vaziyetinde idi. o dönemler Esenler’de bu arazilerde askerler atış talimleri yapıyordu. İlkokulu, sarı okulda yani şimdi yıkılmış olan Hasipdinçsoy’da okudum.
Ailece sporu seviyorduk.



Ben o yıllarda gençliğimizde boks yaptım, ağabeyim Haydar Dibi ise futbola meraklı idi. Ailece sosyal insanlarız. Babam siyaseti severdi ve Adalet Partili idi. sporun, spor ahlakı ve erdemi içinde yapıldığına inandığımdan Esenler’de spora hizmet vermek için uğraştım. Siyaset ile pek ilgilenmedim. Esenler Spor Kulübünde yöneticilik yaptım. 20 yıl aralıksız görev yaptım ve şampiyonluklar yaşadım. Kulüp binamız o yıllarda şimdi Telekom’un olduğu yer idi. Sonra orayı verip Esenler spor’un şimdiki yerini aldık.

Maçlarımızı kaymakamı, belediye başkanı, tüm siyasi parti ilçe başkanları ve yöneticileri futbolseverlerle birlikte izlerdi.

Spor yöneticiliğimiz döneminde herkes ile iyi geçindik. Benim yöneticilik yaptığım yıllarda Belediye Başkanlığı yapan herkesin kulüplerimize katkısı olmuştur. Onları daima önore ettik. Maçlarımızı kaymakamından belediye başkanlarına, tüm siyasi parti ilçe başkanlarından yöneticilerine birlikte izlerdi. O Maçlar terfi maçları değildi, normal lig maçları idi. Birlik beraberlik sağladık çünkü;

Sporu, sportif kurallar çerçevesinde yapıyorduk. Sporun içine Siyaset hiç sokmadık. Zamanla Esenler Spor Kulübünden yönetim anlayışı farklılıklarından dolayı ayrılarak Yavuz Selim Spor Kulübünü kurduk.

Bugünkü kulüp binası yerini büyük uğraşlar sonucunda Bakırköy Belediyesi’nden aldık. O vakit Bakırköy Belediye Başkan Yardımcısı olan Şuayip Vardar’ında bize katkısı büyük oldu. Yavuzselim Kulübünde ilkleri de yaşadık. Beş ayrı branşta faaliyet gösterdik. Bayan Hentbol takımını Esenler’de ilk biz kurduk.

Ben daima tüm kulüpleri hiç ayrım yapmadan kucaklayan anlayışta oldum. Zora düştüklerin de yanlarında oldum. Çünkü hepsi Esenler için varlar ve Esenler’in tanıtımı için hizmet ediyorlar. Çocuklarımızı kötü alışkanlıklardan men ediyorlar. Spora yönlendiriyorlar.

Geçmişte Belediye Başkanları ile iyi hukukum vardı. Bazı başkanlar futbolu sevmedikleri halde maçlarımıza geliyorlardı. Bu karşılıklı sevgi ve saygı sonucunda sağlanmıştı. Aynı zamanda tüm siyasi parti ilçe başkanları ve yöneticileri spor kulüplerimizin maçlarını beraber izlemeye gelirlerdi. Bugün gelinen noktada bu anlayışı göremiyoruz. Bu işler karşılıklı sevgi ile birbirine yaklaşıldığında sağlanır. Herkes ben bilirim, ben yaparım anlayışında olduğundan bir süreliğine kenara çekildim. Benim dönemimde hak edenin hakkını verir herkesin emeğine saygı duyardık.

Venüs Optik Metal Gözlük Çerçevesi İmalatına Esenler’de Başladı.

İş hayatımızda da Esenler de ilkleri yaptık. İlk metal gözlük çerçevesi imalatına Esenler de başladık. Venüs Optik ismi altında yaptığımız imalatı büyüterek bu günlere geldik. Markalaşma yönünde adımlar attık. Ve halen imalatımızın büyük bölümünü Esenler’de devam ettirmeye gayret sarf ediyoruz. Bugün A’dan Z’ye gözlük imalatını Esenler de yapabilecek düzeydeyiz.

Sanayi üretimine 1969 yılında abim Haydar Dibi ile kurduğumuz Uğur Torna ile yedek parça ve kalıp imalatı yaparak girdik. 1981 yılında ise Venüs Optik Gözlük Sanayi firmasını kurarak metal gözlük çerçevesi imalatına başladık. Geçen 30 yılda kaliteli ve modern gözlük üretimine gayret ettik.

Venüs Optik olarak gelişmiş teknolojileri yakından takip ederek, kalitesinden asla taviz vermeyen bir çizgiyi korumaya çalışıyoruz. TSE ve CE standartlarında üretim yaparak, tüm gözlük modellerimizin kalıplarını kendimiz üreterek sektör içinde yerimizi koruma mücadelemizi sürdürüyoruz.



İlk zamanlar kapasitemiz 360 binlerde iken bugün 650 binlere çıktı. Son 15 yıla kadar imalat ettiğimiz gözlükleri yok satıyorduk. Hedef koymuştuk kendimize, gözlükte AB kriterlerini yakalamak ve onlar ile yarışmaktı amacımız.

Kırk yıl evvel küçük bir torna tezgâhından Venüs Optik olarak metal çerçeve üretimine geçişim ve bu sektörde var oluşumuzun kısa hikayesi budur.

Ancak son yıllarda dünyadaki tüm sektörler gibi gözlük sanayisinin de Çin’e kayması yerli üreticinin işini zorlaştırdı. Sesimizi duyurabilmek maksadıyla bir dernek kurduk. 26 üretici, imalatçı arkadaşımızla bir araya gelerek ‘Türkiye Gözlük Sanayicileri Derneği’ni kurduk. Başta bizden daha deneyimli olan plastik çerçeve imalatını ülkemizde ilk yapanlardan ayrıca ithalatçı da olan bir meslektaşımızı başkan seçtik.

Ben başkan oldukça ‘Türkiye Gözlük Sanayicileri Derneği’ merkezi Esenler olacak.

Bizden önce bu sektörün içinde var olanlara hürmetimizden öne çıkmayı pek düşünmüyorduk. Toplantılarda yaptığım eleştirilerden sonra beni öne çıkarttılar ve ihale üstüme kaldı. O gün bugün tam on yıldır ‘Türkiye Gözlük Sanayicileri Derneği’ başkanlığı yapıyorum. Başkan olduktan sonra Dernek merkezini Sirkeci’den Esenlere taşıdım. Merkezi buraya taşımak ile Esenlere büyük hizmet ettiğimi düşünüyorum. Gözlük sektörü içinde Esenler adı geçsin, esenler tanınsın diye böyle bir karar verdim. Ben ne kadar başkan kalacak isem isem dernek merkezimiz de Esenler olacak. Esenler’in adını dünyaya duyurmaya devam edeceğim.

İlk işimiz üreticinin ve vatandaşların hakkını korumak için gözlük standartlarını getirmekti. Güneş gözlüğü ve optik gözlük standardını çıkardım. Kurmuş olduğumuz iki laboratuarda çalışmalara başladık. İzmir ve Gebze’de olan bu laboratuarları sonradan TSE’ye bıraktık.



Sanayi bakanımız ile toplantılar yaptım. Çin mamullerine karşı mücadele yaparken devlet desteğini de aldım. İmalatçılara, imalatçı yetki belgesi çıkarttım. Gümrüklerden geçen gözlüklere denetleme getirerek teste tabi tutulmasını sağladım. Testten geçen gözlüklerin ülkeye girişine izin verilmesini sağladık. Kriterlere uymayan milyonlarca gözlüğün ülkemize girişini engelledim, geri gönderttim. Birçok tehdit aldım ancak vatan sevgisi her şeyden önde geldiği için bu tehditlere asla boyun eğmedim.

Devletin Gözlük Başına 2,5 Dolar Fon Almasını Sağladık.

Bugün Türkiye Gözlük Sanayicileri Derneği ile Dünya Standartlarını yakalayarak halkımıza ucuz ve kaliteli ürünler ürettik. Bugün ülkeye giren gözlükler marka gözlüklerdir. Derneğimizin görevi üreticiyi koruduğu gibi tüketiciyi de korumak ve kollamaktır. Optik ve güneş gözlüklerine kota koydurarak fonlar oluşturdum. Neticesinde vergi kaçağını önleyerek ülke gelir sağlamış oldum. Kim gözlük ithal ederse etsin vergisini verecek. Devletin gözlük başına 2,5 dolar fon almasını sağladık.

Sağlık bakanlığı ile bir araya gelerek sektörün Ulusal Bilgi Bankasını kurduk. Bunun neticesinde kayıt dışını önlemiş olduk. Halka fazla inmemiştik, tüketiciyi vatandaşımızı korumak için onların çıkarlarını korumamız gerektiğini de düşünerek Ulusal Bilgi Bankasını kurduk.

Sektörde Gözlüğü satanlar ve biz imal edenler olarak iki grup vardır. Optikçiler yani satışı yapanların tamamı 7 bölgede birleşerek federasyonlaştılar. Sonra da konfederasyon kurdular. Bizim de dernek olarak kaliteli gözlük üretmek için Sanayi Bakanlığı ile çalışmalarımız var.

Dernek olarak üreticiyi devamlı denetliyoruz. Eskiden önüne gelen gözlük üretir ve satarken bugün derneğimiz sayesinde böyle değil. Biz vatandaşa üzerinde markası ve TSE belgesi olmayan ürünleri almayın diyoruz.

Güneş gözlüğünde ise imalata geç başladık. Çünkü karşımızda Çin vardı. Bunların binlerce fabrikaları var ve arkalarında devlet desteği var. Vatandaş kaliteye bakmıyor. Bu ürünlere rağbet ederek kendi sağlığı ile oynuyor. Yaptığımız çalışmalar ile optik üreticilerine mesul müdürlükler zorunluluğu getirdik. Satılan ürünlerde, artık satanların sorumluluğu var.

Türkiye’de Yıllık 12 Milyon Optik Gözlük Tüketimi Var.

Yalnızca SGK’nın bir yılda aldığı gözlük 7 milyon civarındadır. Üç senede bir hak kullanıldığına göre bu sayı daha da fazladır. Bugün, Türkiye de yılık 12 milyon gözlük tüketimi var. Biz imalatı yaparken kaliteyi önde tutuyoruz. Birçok ülkeye satışlar yapmaya da devam ediyoruz.

Yerli sanayinin yaşaması için artık devlette kaçak gözlükle mücadele edecek yaptırımlar uyguluyor. Ayrıca ülkemizde Optik gözlük piyasasının iki katı civarında güneş gözlüğü potansiyeli mevcut. Ancak piyasadaki marka gözlüklerin çoğunluğu kaçak. Çünkü markaların ülkeye girişi yasak. Ulusal bilgi bankasını kurmamızın asıl amacı merdiven altı üretimden ziyade kaçak ürünlerle mücadele etmektir. Devletin kaçak ürün aldığını tespit ettirerek barkot sistemine geçişi de sağladık. En büyük eksikliğimiz ise marka olamayışımız. Kaçağı önleyemediğiniz sürece markalaşsanız da satamazsınız, çünkü markanın da taklidi ülkeye giriyor.

Optik gözlükler Sağlık Bakanlığına güneş gözlükleri ise Çalışma Bakanlığına bağlı. Bu tezatı ortadan kaldırmak için çalışmalarımız var. Şimdi sanayi gözlükleri dışındakilerin Sağlık Bakanlığı kapsamında yer alması için uğraşıyoruz. Sadece çerçeveye takılan camdan dolayı böyle bir ayırım olmaması gerekir diye bakanlıklara başvurduk. İnşallah bu konuda bir sonuca varacağız. Ondan sonra piyasada standarda uygunluk denetimleri başlatılacak. Derneğimizin girişimleri sonucu Sağlık Bakanlığında bu denetlemeleri yapacak bir birim de kurulmuş durumda.

Artık Eğitimsiz Optikçi Açmak Mümkün Değil

Eskiden herkes bir optik mağazası açabilirdi. Derneğimiz sayesinde bir eğitimsel sınırlama getirildi. İsteyen herkesin optik satış mağazası açması önlendi. Biz bu konuda 13 tane kitap bastırdık. Konfederasyon üyesi arkadaşlarla ve üniversite hocalarımızla bir araya geldik. Kitapların sponsorluklarını biz aldık, on üç kitap oluşturduk. İlk defa Qndokuz Mayıs Üniversitesi’nde bu kitaplarımızı dağıttırdık. Şimdi en az iki yıl eğitim almadan optikçi açmak mümkün değil. Şimdi bizim bastırdığımız kitaplar üniversitelerde ders kitabı haline geldi, talebelere okutuluyor.

Ülkemizde 5.500 gözlükçü var. Eskiden üç üniversitede optisyen yetiştiriliyordu. Şimdi sekiz üniversitede bölümümüz var ve eğitim veriyor. Vatandaş gözlük alırken optikçisinin eğitimli olup olmadığına bakmıyor. Teknoloji ve bilimin önünü açıyoruz ama vatandaşın önünü açamıyoruz. Halka yeterince inemiyoruz. Şimdiye kadar devlete varlığımızı ispat ettik. Bakanımızla görüşmeler içindeyiz kısa zaman içinde bu konuda kurumsal reklamlar yapmayı düşünüyoruz. Kamu spotu şeklinde bunun sözünü de aldık.

En Büyük Eksikliğimiz Ar-Ge

Artık yerli sanayimiz dünya standartlarını yakalamış durumda. Bizim kabahatimiz modeli, dizaynı yapamayışımız. En büyük eksikliğimiz Ar-Ge’ye önem vermemek. Ayaklarımız yere değse de yürüyemiyoruz. Biz şu an bütün dünyaya rahatlıkla gözlük satıyoruz. Ama devlet desteği de şart.

Eskiden gözlüğün merkezi İtalya idi. Şimdi bu merkez Çin oldu. Çünkü İtalyan firmaların çoğu artık Çin’de üretim yapıyor. Ancak bu markalar zannedilenin aksine kaliteden taviz vermiyorlar. Bu meseleyi Ülkeye giren diğer ürünlerle karıştırmamak gerekir. Bizde fabrikalarımızı teşvikte öncelikli illere kaydırmak suretiyle bunlarla rekabet etmeye çalışıyoruz. Gelişen süreçte Çin ile rekabet edecek duruma geldik.

Ayrıca özellikle SGK’nın alımlarında yerli ürün de devlet %15 daha fazla vermek suretiyle vatandaşın yerli gözlüğü talep etmesini sağlamak için bakanlıkla çalışmalar içindeyiz. O zaman yerli sanayi sürümden kazanacak. Çünkü biz satamadığımız için düşük kapasiteyle üretim yapıyoruz.

Ürettiğimiz Gözlüklerin Üstüne Artık Gururla ‘Türk Malı’ Yazabiliyoruz.

Tüketiciyi koruma adına gözlükte standardı ve iki yıl garanti verilmesini dernek olarak biz sağladık. Kullanım kılavuzuna uygun kullanım dâhilinde gözlüğün hasarını üretici veya ithalatçı karşılamak zorundadır.

Biz imalatçılar olarak çok ucuz gözlük satıyoruz. Ona rağmen kaliteli imalat yapıyoruz. Artık ürettiğimiz gözlüklerin üstüne gururla ‘Türk Malı’ yazabiliyoruz.Bize de artık çok fazla imalat hatası yönünde talep gelmiyor.

Son olarak; Yerli gözlük alın ve kullanın hatalı gözlük bulursanız gelin beni yakalayın. Yerli ürünün garantisi benim. Hangi marka olursa olsun, dernek üyem seksen bir arkadaşın ürettiği hangi ürün olursa olsun gelin ben yenisini vereyim.” Diyebilirim…

Hiç yorum yok: