‘BİR KOLTUKTA İKİ GÜZEL SANAT; EBRU VE TESHİP’...
Esenler Dörtyol Cumhuriyet Meydanı’na kurulan Ramazan Etkinlikleri Standları’nda yer verilen ‘Bir koltukta iki güzel sanat’ olan ‘ebru ve teship’ standını ‘söz uçar yazı kalır’ diyerek ziyaret ettik. Esenler Sanat Evi kurs hocalarından Hatice Yücel'in öncülüğünde açılmış olan stant kursiyerlerin eerlerinden oluşan minik bir sergi niteliğinde ebru ve teship sanatının tanıtımına katkıda bulunuyor. İftar sonrası ailecek stantları gezen aileler ve çocukları bu sanatsal etkinliğe aşırı ilgi gösteriyorlar... İki senedir haftada bir gün günde iki saat ebru, öğleden önce ve sonrasında tam gün teship ile ilgili ders alan Kursiyerlerden Zonguldak'lı Emine Dal kızı Ece ile stantta nöbetteydi. Kandilli Anadolu Lisesi mezunu olan ve üniversiteye yerleşmeyi bekleyen Ece ebru sanatına gönül vermiş bir genç olarak canlı bir örnek sundu. Ayrıca Çatalca kökenli Esenlerli Aynur Biresa ve oğlu Kerem ebru sanatını canlı icra etmeleri ve annenin teship çalışmaları ise görülmeye değerdi... EBRU SANATI “ Ebru bulut gibi, mermer damarları gibi renkli, dalgalı ve hareli şekillerle kağıtlara yapılan bir süsleme sanatıdır. Ebrunun bazı kaynaklarda yüz suyu anlamına gelen “ab-ı ru” sözcüğünden geldiği de ifade edilir. Ebru da su üzerine bırakılan boya damlaları, düştükten sonra yayılırlar ve çeşitli şekiller oluştururlar. Sonuç olarak insan elinin de müdahalesi ile inanılmaz mükemmellikte görüntüler ortaya çıkar… Ebru yaygın kullanılan renklere bakıldığında, güneşli veya yağmurlu, açık veya kapalı bir gökyüzünü seyrediyormuş izlenimi verir. Çeşitli ülkeler ebruya kendi dillerinde, kendi bakış açılarına göre isimler vermişlerdir. Kağıt üzerindeki şekiller mermer damarlarına benzediğinden ve kağıda mermer görünümü verdiğinden Fransızlar ebruya papier marbre, İngilizler de marbled paper demişlerdir. Araplar ebru yerine, damarlı kağıt anlamına gelen varakü’l-mücezza sözcüğünü kullanmışlardır. Almanlar ise bu sanatı “Türkishch Papier” yani Türk kağıdı adıyla tanımışlardır. Bugün pek çok ülke ebru sanatını Türk kağıdı olarak bilmekte ve kullanmaktadır.." TESHİP SANATI "Tezhip doğuda olduğu kadar batıda da uygulama alanı bulmuş eski bir süsleme sanatıdır. Sözcük Arapça’da “altınlama yaldızlama” anlamına gelir. Ama tezhip yalnız altınla değil boya ilede yapılır. Daha çok yazma kitapların sayfalarını hat levhalarının kenarlarını süslemede kullanılır. Türkler’de tezhibin geçmişi Uygurlar’a kadar uzanır. Mani dininin Uygurlar arasında yayıldığı 9. yüzyılda tezhip sanatı da görülmeye başlanmıştır. Bu dönemde İslam ülkelerinde de tezhip yaygın bir sanattı. Anadolu’ya Selçuklular’ın getirdiği tezhip en gelişkin dönemini Osmanlılar zamanında yaşamıştır. Osmanlı sanatçıları da 15.-16. yüzyıllarda İran’la artan ilişkiler sonucunda Herat Okulu’nun birçok özelliğini yapıtlarında kullanmış yeni bireşimler yaratmışlardır. 18. yüzyılda Osmanlı tezhip sanatı gerilemeye yüz tutmuş klasik motiflerin yerini kaba süslemeler almaya başlamıştır. 19. yüzyılda ise sanatın hemen her alanını saran batı etkisi tezhibe de yansımış örneğin Klasik dönemde tek olarak kullanılan çiçek motifleri vazolarsaksılar içinde buketler halinde görülür olmuştur. Tezhipte temel malzeme altın ya da boyadır. Altındövülerek ince bir tabaka haline getirilmiş varak olarak kullanılır. Altın varak su içinde ezilip jelatinle karıştırılarak belli bir kıvama getirilir. Boya ise genellikle toprak boyalardan seçilirdi. Sonraları sentetik boyalar da kullanılmıştır. Tezhip sanatçısı (müzehhip) bir kâğıdın üstüne çizdiği motifi önce sert bir şimşir ya da çinko altlığın üstüne koyarak çizgileri noktalar halinde iğneyle deler. Sonra bu delikli kâğıdı uygulanacağı zeminin üstüne koyarak delikleri yapışkan bir siyah tozla doldurur. Delikli kâğıt kaldırıldığında motifin uygulanacak zemine çıktığı görülür. Bu motif iyice belirginleştirilip altınla ya da boyayla doldurularak tezhip meydana getirilir. |
28 Aralık 2013 Cumartesi
‘BİR KOLTUKTA İKİ GÜZEL SANAT; EBRU VE TESHİP’...
Kaydol:
Kayıt Yorumları (Atom)
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder