18 Mayıs 2018 Cuma

ŞİMDİLİK SİYASİ DURUM BUDUR…

ŞİMDİLİK SİYASİ DURUM BUDUR…
 
Siyasi durum ekonomideki bozgunu bir yana koyarsak, on yılların dolar ve yuro hezimetini saymazsak orta karar seyrediyor. Şimdilik inceden inceye İnce’den başka millete dokunan yok. Diğerleri vekil belirleme, liste yazma dar boğazında. Belki de o nedenle daha meydanlara çıkamadılar.
 
Çıksalar da millette pek bir şeyin değişeceği, bir şeylerin değiştirileceği algısı yok gibi. Bu algı üzerine operasyonlar seçim gününe dek artan dozda sürecek. Kim etkili olursa ibre o yana dönecek. Sonucu da hep birlikte göreceğiz…
 
Ancak yıllardan sonra seçim kazanılmasına dönük beliren ince çizgide genel doğruları yapma isteğini yaygınlaştırmak gerekir. Eğer bu yönde hazırlanan program genele mal olur, devrimci demokrat ve gelenekçi cumhuriyet programaları ile çakışmaz ise iş kolay. Aksi olursa iş iyice zorlaşır. Yine sözde dinci değişimin önü açılır. Memleket umulmadık kapkara ufuklara sürüklenir. Memleketin zorda olduğu gün gibi aşikârken sosyal demokrasinin iktidara gelmesi işte bu yüzden bal gibi gereklidir.
 
Gereklidir çünkü dünyada da böyle. Dibe çakılma anlarının kurtarıcısı ve yol göstericisi daima sosyal demokratlar olmuştur. Hele memleketin anlattıkça çoğalan, artırılabilecek nice, binlerce sorunu varken. Ve bu açmazların siyasilerin işi olduğu ve beceri kapsamında ortadan kaldırılması gerekirken. Kaldırılmalıdır beklentisiyle seçimlere gidiliyorken. Sosyal demokrasi dışında seçimden çıkabilecek her türlü bir başka sonuç iflastır. Böyle biline.
 
On yıllardır gelir dağılımı adaletsizliğine koşut yardım kolileri, kamyonları ve tırlarıyla sözde sosyal devlet yalancılığı ve yabancılığını pompalayanlar bu kez yol ayrımında. Aslında yıllardır bilinen, görünen ama saklanan ve kafeslenen tüm sorunları çözmek bahanesiyle ya temelinden dinamitlediler. Ya da durduk yerde üstüne vazife olmadan kaşıdılar. Şimdi din iman kuvvetiyle yine ayni iktidarın ödüllendirilmesi hem günah hem de ayıp etmek olur.
 
Millet bir kere inandı mı, iman etti mi o eksik gedik hayallere ve martavallara kanmaz. Millet özenle ve özel hazırlanmış, ezim ezim ezilerek posası çıkarılan o üzüm suyunun öz suyuna çarpılmaz. Bu paslı mengenede zerre suyu kalmayana dek sıkılsa da unutmaz. O yüzden milleti güzel günler görülebileceğine inandırmak ve yapılanları unutturmamak gerekiyor.
 
Ayrıca devri âlem yıkılışın bedelini kaç paraya çıkarmışsa o rakamları yüreklice ret etmek gerekir. Misyon bedavaya diriliştir. Geciken adalet işte o misyondur. Bu keskin virajda başta kimin olduğu önemsizleşir. Herkes bir şekilde destek çıkar. Çıkmalıdır. Çünkü asıl mesele güç kaynağı yaratmak. Memleketi kurtarmaktır.
 
Memleketi kurtarmak somut ve acilen yapılacak işlere, doğru planlama ve programlara bağlanırsa teorik açılımlar ve ilkeler birliği de oluşur.  Bu birlik ise hiç yapılamayacağı düşünülen ittifakları günceller. Siyaseten şimdilik bu noktaya gelinmiştir.
 
İttifakın temeli ise antikapitalist ve antiemperyalist olmak, kafatasçı milliyetçiliğine karşı olmak, şoven olmamak üzerine kurulursa diğer ilkelerde uzlaşı da peşinden gelir. İttifaklar uzun ömürlü ve çözüm üretici olur. Ve zamanı gelince ki gelmiştir memleket yararına sosyal demokrasi el birliği ile iktidar olur. Bu iktidar şart mıdır, yanıtı elbette gereklidir.
 
İşte durum araya bir nifak sokulmaz ve kara kedi girmez ise şimdilik budur. Ve bu durum mevcut iktidarın hiç işine gelmeyen bir durumdur. On küsur yıl sonra geriye düşme baş göstermiş ve seçim bu kez kaybedilecek aşamaya gelmiştir. O yüzden yakında toplu saldırılar başlar. Bir kez olsun sosyal adaleti ve sosyal demokrasiyi katı kızıl sol anlayışına hapsedenler geri dursa memleket düzelecek. Din iman güzelleşecek. Millet gelecek kaygısına kapılmadan rahat nefes alacak. Ama yok. Yakında, yine her şey kızıl komoniste dayandırılır. Bu kez bu dayatmalara aldırmamak gerekir.
 
Bu saldırılar bir zamana kadar sürer. Memleketin ana çekirdeğine dek yayılır. Formüle edilen tüm taktik ve tavırlar kaderine küsenleredir. Men edilenleredir.  Bunlardan çoğu kez muhalif kalmayı seçenek olarak görenler vakti zamanı gelince bu kötü gidişatın durdurulması için aktifleşirler. Uyanırlar. Hepten uyanılır.
 
İşte eğer değişmez ve değiştirilmez ise şimdilik siyasi durum budur…

Hiç yorum yok: