23 Mayıs 2018 Çarşamba

BİR MEMLEKET İSTİYORUM, EKONOMİSİ BATMAYAN…

BİR MEMLEKET İSTİYORUM, EKONOMİSİ BATMAYAN…
 
Bir memleket düşünün ki makrosu da mikrosu da hakkınca işlemeyen dışa bağımlı bir ekonomi politiği olsun. Hele de dünyadaki ekonomik krizleri hiçe sayarak, sadece yaptırım maksatlı ani kararlar ve çarpık büyüme stratejisi ile yol alsın. Ayrıca aklı olanın bin türlü zorlamayla dahi yapmayacağı çok ciddi yanlışlıklar yapsın. Her adım mehteran, her iş dindarlık ve kindarlık içersin. İçeride dışarıda istikrar denile yutula memleket  ekonomisi aymazlıkla istikrarsızlığa sürüklensin. Tüm kurumlara ek ekonomi kurumları da duyarsızlıkla tahrip edilsin.
 
Elbette bu memleket ve öyle böyle değil bu ucube ekonomi modeli vakti zamanı gelince düşüncesizlikten çöker…
 
Bu memlekette on yıllarca küresel dünya, global ekonomi ve entegrasyon diyerek, gereğini de yapmayarak ekonomik krizin eşiğine gelindi. Şimdi Amerikan doları zirve yapınca, memleket lirası da rekor düzeyde değer kaybedince anında bu dış güçlerin ekonomik oyunu masalına sığınılır. Sanal rakamlar ile gelişen ve büyüdü gösterilen ekonomi birden dibe vurunca mucize arayışlarına da girişilir. Elde ne varsa pazarlanır. Yükselen yıldız olunduğu için politik ve jeopolitik baskılar yüzünden bu hale gelindiği hikâyesi anlatılır. Memlekette bu masal ve hikâyelere inanmaya hazır hiç de azımsanmayacak bir kesim olduğu ve bu kesimin de siyasal olarak hazırlandığı bir gerçek. Ama bir yere kadar. Mesele kel kör giden bu sürecin daha ne kadar ileriye taşınabileceğidir. Son burada gizlidir. Taşınmaz. Çünkü ekonomiden az biraz anlayanların bildiği ve yapacağı olumlu işler yıllar yılı hep ertelenmiş. Yapacaklar ötelenmiş. Ekonomi ütülen bir girdaba mahkûm edilmiş. Öyle bir girdap ki; memleket yılsonuna kadar Merkez Bankası kısa vadeli borç istatistiklerine göre eğer hiç yeni borç yapmaz ise yaklaşık 182 milyar dolar vadesi gelecek dış borç ödeyecek. Memleketin kamusu özeli borç pergelinde.
 
Ata deyimidir; “Borç namustur.” İşte borcu binleri aşmış böyle bir memlekette, ‘Borç yiğidin kamçısı’ yalanına inandırılmış bir millet bu kafayla ezildikçe ezilir. Sömürülür...
 
Bu sömürü düzeninde hal ve gidiş berbat. On yıllar içinde üçe dörde katlayan bir döviz kuru. Üçe dörde katlanmış iç ve dış borç. Kapatılamayan cari açık. Zam. Zulüm. Dolar çıkmazı. Ve seçim ekonomisi uygulayarak ateş paçayı sarmışken Merkez Bankası’na zorunlu adımları attırmayan iktidar iradesi. Barışı yok sayan bir anlayışla imar barışı, varlık barışı adlı fon aktarımlarıyla çözülemeyecek denli çakıldı ekonomi. Gerildi ortam…
 
Ayrıca demokrasiden bir haber zihniyet hâkim her şeye. Memlekette demokrasinin demi bile yok. Yine de “Dövizi, doları demokrasi düşürür: Tüm sorunlarımızın kaynağı demokrasinin olmayışı. Demokrasinin olmadığı bir yerde hiçbir sorunu çözemezsiniz. Doları düşüremezsiniz. Doların da düşmesi, bütün sorunlarımızın da çözümü demokrasiyle mümkündür. Diktatörler ülkenin sorunlarını değil, kendi sorunlarını çözerler.” Diyenler çıkıyor.
 
Bu memlekette  kısa vadede borç içinde yüzerek yaşamaktan başka çare görülmüyorsa dövizi daima belli seviyede tutmak gerekir. Böylece enflasyon canavarı göz açamaz. Azmaz. Enflasyon çift hanelerden teke oradan da sıfır eksiye seyreder. Böylece içten ve dıştan gelecek enflasyonist baskılar da cesaretlenmez. Böylece enflasyonun asıl nedeni yüksek faizdir safsatasına da gerek kalmaz. Hafifleyen modelde ithalat maliyetleri düşer. Üretim ve yatırım maliyetleri de düşer. Tüketim harcamaları da düşük döviz kuru sayesinde bel bükmez. Açık veya gizli devalüasyona gerek kalmaz. Anlaşılmaz biçimde bildik bileli Amerikan doları bazında ifade edilen milli gelir de yükselmiş olur. Cari açık kapanır. Sanayi yatırımları ve teknolojik yenilenme hızlanır. Üretim artar. İhracat fazlası verilir. Artık üretim eşit oranda paylaşılır. Pek gerekmese de memlekete yabancı sermaye girişi artar. Yurtdışı piyasalar çalkalansa da, büyük sermaye batsa da içeride Amerikan doları yükselmez. Döviz ayni kurdan işlem görmeye devam eder. Küresel krizler memleketi teğet geçmese de milim sarsamaz. Ve Millet döviz altın benzeri enstrümanlara gerek duymadan güvenle sadece lirayla tasarruf eder. Birikim yapar. Helalinden zenginler.
 
İşte böyle bir memleket istiyorum, asla ekonomisi batmayan…
 
Millet böyle bir memlekete hasret…

Hiç yorum yok: