13 Mayıs 2018 Pazar

AZİZ MİLLETE TAVSİYE…

AZİZ MİLLETE TAVSİYE…

Son zamanlarda iyice yoldan çıkılmış, yolsuzlukla iç içe yönetsel yapılar oluşmuş, inceden inceye millete baskı kuran bir mekanizma oluşturulmuş şu garip memlekette civatalar yerinden oynamaya başladı. Oynar oynamaz da iktidar zamanında yapılacak yerel seçimleri kurtarmak, kaybetmemek adına erken baskın seçim kararı verdi. Şimdilik takvim kazasız belasız işliyor. Ama civatalar yerinden bir oynar ise veya iktidarı muhalefeti beklenen seçim sonuçlarına ulaşamaz ise mazallah...

Zaten ne yapsa utanmayanları, hiç yüzü kızarmayanları, her türlü kirli fiiliyatın içinde bocalayanları açıktan açığa gördükçe ve inceden inceye süzdükçe tepki bir yana hayretini dahi esirgeyen bir acayip aziz millet oluverdi bu necip millet.
 
Sanki bu duruma özgü Ulu Önder Mustafa Kemal Atatürk millete tavsiye olarak bakınız ne söylemiş vakti zamanında; “ Aziz milletime şunu tavsiye ederim ki; bağrında yetiştirerek başının üstüne kadar çıkaracağı adamların kanındaki vicdanındaki öz cevheri çok iyi tahlil etmek dikkatinden bir an geri kalmasın...”

Ama geri kalındığı bariz. Hele son on yıllarda ne kadar fenalık varsa ulu orta yapıldığı halde kamu vicdanında affı kolaylaştıran, Allah’a bile havale etme gereği hissetmeyen bir millete dönüştü aziz millet. Maalesef.
 
Elbette farklı bakışlar da olacak. Hatta en keskin görüşler bile kişiden kişiye, fertten zümreye değişecek. Ancak ‘biz’ duygusuna yoğunlaşmaktan asla kaçınılmayacak. Sevgi, saygı, güven ve hoşgörü kaybedilmeyecek. Hele de aşırı ilgiye mazhar olmak, tapmak ve tapınmak bir yere kadar makul karşılanacak. Yoktan gelip aşırı zenginleşme formülünü bu memlekete dayatanlara da zamanı gelince ince ince hesap sorulabilecek. İşte aziz millet bu realiteye uymalı.
 
Bu uyarlama içinde her fırsatta çetrefilli, afili metotlarla ve çetesel marifetlerle yönetimlerde etkinlik artıranlar, memleket ekonomisini batıranlar ile milletten gidişatın en gerçekçi ve hissedilebilecek yanlarını daima gizleyenlerin ödüllendirilmesine bu kez son verilmeli.  Asıl önemli nokta ise  içte ve dışarıda çökmüş tersyüz edilmiş moral değerlerle ilerlemenin mümkün olmayacağının bilinmesi. Hele de insanı insan, adamı adam yapan değerlerden uzaklaşıldıkça, lisanı harbi bozuldukça adam olmayanı sultan eyleme aczinden bu aziz millet kurtulmalı. Kurtarılmalı.
 
Yaklaşan erken baskın veya zamanında seçimlerde neticede, aziz millet tüm delilikleri ve delilleri görmezden gelmeyi vazifeyi asliyeden saymamalı. Sıkışınca da işi Allah’a havale etmemeli.
 
Zaten hal böyle olunca din iman bir yana kâinatla ve kainat ötesiyle olan tüm münasebetler yabancı paraların çapraz kurlarına takılır. Siyasal denge  bozulur. Hele hele çıkmazın ortasında böylesi bir siyasi erke güven azalacağı halde devamlı artıyorsa ve her iyilik veya şer semaya bağlanıyorsa sevap az, günah ve haram zirvede demektir maalesef…
 
O yüzden sormak ve sorgulamak lazım. Ve şirk, şüphe, kötü ahlak, alabildiğine manasız münakaşa adeti ve temaşa adaletsizliği neden kalpleri kabarttıkça kabartır sorularına yanıt bulmak lazım.
 
Ayrıca aziz millet milli önder uyarısının yanısıra dini önder tavsiyesine de dikkat kesilmeli; “Allah katında en sevgiliniz, ahlakı güzel olan, halkla iyi geçinenler ve kendisiyle geçinilen yumuşak, iyi huylu olanlardır...”
 
Zamanı gelince söylenen doğru söze ne denir; söz aziz millette…

Hiç yorum yok: