20 Mayıs 2018 Pazar

KEREVET

KEREVET
 
Başımda ağır bir hava
Kerpetenlere gelesi aklımda.
Da.
Üzerine çıkamadığım kerevet
kaç kırat…
Evet.
Kaç?
Hayat mort.
Elmas.
Maskaralık…
Yer elması cüceler otağında
ocakta yas
kerevetin yazgısı.
Tan.
Ağarınca tan yeri
Tam.
Alnımın ortasından…
Elmasla yakut
yahut yeşimden
eksik nakarat.
Kaç Kerem
Kaç Aslı.
Aslında kederinde aşık garip…
Tam.
Tam üzerini işleyecekken altın kerevetin…
Kaç fesat atımlığında
yığıldı üzerime gümüş mermiler.
Lehimlendim.
Olmaz.
Yandan yandan
en candan yar.
Yan çizdiğin yeter evet
kerevet çizdiğim.
Kara kalem.
Verdiğim allı kellem.
Kaç fırsat varken.
Allem kullem
kuleden kuleye.
Kaçtı…
Alındım.
Çıkmaz sokaktayım
ortada acı sulu çeşme.
Yanında pazar.
Can.
Can pazarı…
Çıkmayan candan
canan ümit kesilmez.
Tam da gönülden istemişti handan.
Her yan anadan üryan.
Erdem.
Dem…
Demek ki kızıl damlara üşüşmüş gece
akşamdan.
Kiremitler kızarmış…
Akla kar…
Kara.
Karanlık çökmüş…
Haliyle gökten üç al elma düşsün…
Ben istemem
Sen?
Kimsiniz…
Sen ve ben...
Boş ver versiyonlu.
Dim.
Dimdik…
Dimyata giderken biz…
Çıkalım kerevetine.
Üzerimde çıkaramadığım sen.
Ten.
Ben.
Tan.
Tam.
Tan yeri ağarırken kesildim.
Nefesten…
Enfes.
Nefes.
Fes düştü.
Kerevet başıma…

Hiç yorum yok: