2 Mart 2014 Pazar

ÜÇ VAKTE KADAR DENİZ-4

ÜÇ VAKTE KADAR DENİZ 4


DOĞUM SANCISI...

Masa lambasından gece lambasına geçer akıl
Çin malı abajurun tepesi eridiğinden akıl şaşar
Ve vallahi hediyedir tüm yaşananlar
Para vermedim almam parayla hayatın rengini
Suyu emen sızdırmayan alt beyin bezin de anılar
Bu gece yarısı sıra benim sıram gülüm
Konstantiniye'de ay doğduğunda
Koskoca bi kafa galata'da
Çal minareyi kılıfı hazırla lafıyla müptezel
Yıllarca tepemi attırdılar bunlar
Çin vazoları kırıldı kapı kenarlarında kırıklar
Gece lambasındaki ampul de patladı
Masadaki absürd komedi kitabı yandı
Vallahi okumadım onların dualarından
Ha diye olmaz ki ayılmak
Mevsim kurak geçti
Para ağacı da kurudu dağlarda
Konstantiniye'de güneş doğduğunda
Koskoca bi beden pera'da
Perperişan beyoğlu'na asli cilalama
Bul karayı al parayı lafıyla uzar arka sokak geceleri
Yıllarca tepemi attırdı yedi tepeli
Yedi tepeli bir gezegende doğum sancısı
Geziniyorum, geziniyorum yıllardan sonra

STRES KÜPÜ...

Dört kapıyı geçtim yine cennet gözükmedi
Dört kitabı da hararetle okudum cehalet bitmedi
Dört mevsimi de yaşadım dert oldu yüreğime günler
Toprağa havaya suya ve ateşe yazdım dörtleri
Dört meleğe selam olsun başlığıyla
Ama Fil dişi kulelerde okunmadı, okuyamadılar hiç
Denizim altmış dörtte doğdum
Senden tam kırk dört yıl önce
Dört dörtlük değilim canım yavrum
Ama karakterli bir dost istersen yaşamında
Emrine hazır baban baba ocağında
Sevmek ve sevilmektir hayatın özü kızım
Yaşama dört elle sarıl dört melekten güzel meleğim
Dört gözle bak yarınlara, umutla
Ne getireceği belli olmaz beter böcek günlerin
Dört bin yıl yaşasan da nafile aslında
İnsanı bacağından yakalar ölüm, 
İşbaşındadır kara melek
Ve Ölüme hazırdır gözü kara baban
İstersen kalan ömrüm senindir
Ölümüne sevmek ve sevilmektir hayat kızım unutma
Dört dörtlük nota tadında tadındadır umut
Denizim bir kalemde altmış dördü yaşarsam iyidir
Dört kapıyı geçtikten sonra cennete denizim...

ON İKİ ADALAR

Görünmeyeni görmeyi arzuladım da ne oldu
Serüvenin sırtı yerde pazar sergisi
Yenilikçiler yenildi
Acısı pazara değil mezara kadar
Beynimde kör iğne delikleri
Aklımda sivri dilin izleri
Eşyanın sırrına elim değdi, ateşi gördüm
Gördüm de ne oldu
Yandım yakıldım
Kanayan ruhuma keskin bıçak ağzı değdi öldüm
Görünmeyeni gördüm de ne oldu
Başım göğe uzar mı hiçler çölünde
Yine de gel Gönlümün kapıları açık gel
Gel renk kat, dolayım rengarenk
Kat kat çıktım da ne oldu
On iki adalarda on iki yaşında topraklandım
Dört kollu yıldızla mühürlenmeyecek miyim sanki
Serüvenin sonu geldiğinde
Yenilikçiler de yenilir, 
Yenilgiyi kabullenmedim de ne oldu

BUNİKA

Gün gelir işi gücü bırakırım hepten
İsterim bırakmayı yekten
Süründüğüm yeter deyip.
Sonra gün gelir işe güce sarılırım birden
Şiirsel bir yaşam arzulayıp
Asla içimdeki insana sözüm geçmedi
Çünkü ayni lisan değil kullandığımız
Bir o yana bir bu yana dağılırken bunalımlar
Bundan böyle sen varsın deniz
Asla dağılmam.
Orda burada oyalanmak yakışık almaz artık
Gizli kapaklı özlemlere dur demek yok artık
Büründüğüm şalın alı yeter
Gün gelir sana da anlatırım sıfırdan
Son cümlesi sen sevginin olduğu yere git diye biten
Baban deniz atına binip gelecek
Şairsel bir beraberlik kotarıp gelecekten
Damlayacak eskiden yeniye aşklarla aşk
Gün gelir aşkı meşki bırakırım 
Sadece senin sevgin bana yeter artık
Asla içimdeki büyümez çocuğa yalan söylemem söylemedim
Ayni kolpa lisandır taptığımız
Şimdilik gönülden baba diyeceğin günleri beklerim
Gün gelir ayni dilden kaynaştığımızda.

NOBEL

Dinamit pamuk tarlasına düştü
Sen annenin pamuk teninden
Truva atında binlerce hain saklı demirden
Sen cephane taşıyan kağnıları düşün yavrum
Nineleri, anaları, dedeleri ve çocukları
Ben öğreteceğim
Yaklaş kürsüye ve seslen yalan dünyaya
Gelecek kuşaklar ödeyecek hesabını
Çizgi dışı bir hitapla başla
Kendini savunma hakkını kullan
Piramit pamuk tarlasında çöktü
Sen diz çökme
Anatolia tarihinde binlerce hain yazılı
Sen top mermisi taşıyan anaları düşün yavrum
Öksüz kalan kuzuları kızanları kopilleri
Öğreteceğim ben
Yaklaş kürsüye ve seslen dünyaya
Geçmiş kuşaklar canlarını seve seve verirdi
Çizgi dışı bir cesaretle
Atanı savunma hakkını kullan
Keramet pamuk tarlasında

BATTANİYE

Arzularım isteklerim irademin denetiminde şimdi
Çok çabuk uyum sağladım babalığa
Umulmadık anda
Duygularıma neden gem vurayım
Desinlerde görsünler mi hepten
Uslanmadı gitti bu yaşta
İki küçük çocuk geriliminden uzak büyürüz
Annemizin kucağında
En hırçın coğrafi koşullarda
Umularım isyanlarım denizimin insiyatifinde şimdi
Beklenmedik anda
Velhasıl uyum sağladım babalığa

SOYKA SOYU

Ne diyeceğim bilmiyorum
Nobel verilmiş bunaklara
İfalar edalar belletilmiş
Adeta deve kuşular
Kıçlarını hint yağı nişadır sürmeli
En iyisi gliserin fitil
Ne kusacağını bilmiyorlar valla
Kulaklar kör
Anılar itiraflar yalan
Yalandan kim ölmüş
Bir ayağını kıçına sok yeter
Vay sarı gelin vay
Ezber bozanlara dayamış sırtını
Ne diyeceğimi bilemiyorum
Paragöz zihniyetler bulvarında
Adeta hint kumaşılar
İtin kıçına sok çıkar
Yarabbi şükür diyesiler
En iyisi yok say gitsin
Kanaklara Nobel verileli beri
Çöp kutuları da konuşur oldular
İte kaka sokma akıl iki adım
Adeta deve dikeniler
Ne diyeceğimi bilmiyorum vallahi
İnsanlıktan çıkmış sarsaklar

BİBER GAZI

Biberon boş
Çaçaron diller lal
Bu kadar mı yakar doğum sancısı
Yüzün al al
Al al yanakların
Bu kadar mı güzel olur insan doğum sonrası
Annelik işte analık
En kutsal
Tanrı eli değmiş sanki ne hoş
Kucağında deniz
Denizin kucağına
Kalbinden geçen ulaştınsa eğer
Ben yokum varım ne fark eder
Ablanla sen
Dönme başka başka alemlere
Sönmesin ocağımızdaki ateş
Sen ablanla
Gerişi boş

KALORİFER KAZANI

Öğreneceksin zamanla
Gol gol bakma ofsayt dediklerine
Buz gibi gol valla
Som altından doksana
Stres küpü eridi nabzımda
Ne maçlar izleyeceğiz kızımla
Ne goller boş kaleye
Seveceksin zamanla topu
Futbal
Bal gibi tatmaya gör zehrini
Eğlendirici bir oyuncak
Kuralları da kolay
Ve bir ekip taraftarı ol
Olma ama fanatik
Direkten dönen hayatı
Felek de ıskalar
Ne hayatlar izleyeceğiz kızım
Ne güller boş vazoya
Seveceksin zamanla topu
Futbol
Bal gibi tatmaya gör zehrini
Onsekize girdin mi vuracaksın

SON ETAP

Güller
Sarmaşık gülleri
Gidelim buralardan gülüm
On iki Adalar ölüm
Battaniyeye sarılmış yavrular
Soyka bir soy
Uslanmazlığı denizde ecel
Biber gazı sıkılmış karanfillere
Kalorifer kazanı gibi kaynamış kafalar
Gidelim buralardan kızım
Son etabındayım hayatımın
Altın küpelerin olsun nasihatlerim
El feneriyle yerimizi gösterdi kader
Ve film başladı
Jönsüz damsız
Rüzgarın ıslığı perdeyi yaktı gamsız
Susam sokağında simit fırını
Güller
Sarmaşık gülleri
Gidelim buralardan gülüm
Ölüm bari memleket ölümü olsun
Kuş kadar hafif
Göçerim buralardan gülüm

ALTIN KÜPELİLER

Papatya çayı sıcağı
Salar içime minik minnacık nefesini
Minimum yaşam
Bilumum aktiviteler beklesin artık
Şimdi deniz mevsimi
Karpuz kabuğu düştü derinlere
Ihlamur çayı sıcağı
Siler içimden devasa korkuları
Minimum cesaret
Bilumum düşmanlar beklesin artık
Şimdi deniz mevsimi
Titanik çarpmadan buz dağına
Dolar içime mis kokun
Minimum esaret
Bilumum gardiyanlar beklesin artık
Şimdi deniz mevsimi

EL FENERİ

Sıcak süt
Telekumandalı öğüt
İşin özü
Anneni emebildiğince emeceksin kızım
Sonra biz toprak
Sen yerimize ortak
Belki bir kızın olacak pembemsi bir topak
İşin özü
Gönül gözü
Telekumandalı gömüt
İzleyeceğiz bir yerlerden
Sıcak süt
Yavrunu emzirebildiğince emzir kızım
Can bebem
İşin özü
Gönül gözü
Sel gider kum kalır
Sele kapılmamalıdır gözüm
Süt sıcağı yarınlarda
Torununu emzirtebildiğince emzirt kızım
Sözün özü
Bele kundağını beşiğe
Ve sıcak süt

RÜZGARIN ISLIĞI

Kaç yıl var
Balans ayarsız geçti
Eş güdüm toplantılarının aslı kaçamak
Tikler tikleri tetikledi
Pansumansız yaralar açıldı sinede
Tavan arası yalnızlığı kaldı kar
Cam göbeği saksılarda hapislik
Cumburlop denize
Özgürlüğü seçti martılar
Kaç yıl var deniz dalgasız geçti
Yer altı su rezervleri zehirlendi
Toprak gökyüzü artık kirli
Ekonomik tedbirler elde patlayan bomba
Altın yumurtluyor sevgisizlik
İşte böyle abartısız
Ortam boktan mı boktan
Bütün suç babanda
Ülkeler arası yalnızlığa doğdun sen
Affet yavrum
Bilsen beklemekle geçen kaç yıl var
Mutluluk hep iki adım uzağımda öldü
Karşı konulmaz cazibede hayat
Aklımı çeldi
Kitler kitler kitlendi
Balans ayarımsın deniz
Kaç yıl varsa var

SUSAM SOKAĞI

Kasımpatılara sor beni
Botezli yüzler asıldığında
İbrişim kuşaklı babalara
Gaz beton işlenmiş kalın duvarlı zindanlara
İnlesin ceddin cenderelerde
Kaç kroşe yedim felekten ama düşmedim
Takiplerde kadim dost yüzler aradım
Işıldaklı yanar söner gecelerde nafile
Test edilmiş uçan halılara bindim
Kaynaksız masallarda
Ona buna kanmadım asla kızım
Formülü yok ki yaşamanın her şey apansız
Arımdan ağlarım şimdi arım
Kusursuzluk camdan kalp
İki yüzlü akşamlara vur beni
Rezervde kurşun kalmadığında
Çam kozalaklarını ateşle sahillerde
Şuna buna kaynamadım asla kızım
Kasım kasım kasılanlara sor beni
Bitez yalısındaki asmalara
İbrişim kuşaklı babanın oğullarına
Kerpiç duvarlı konakta tablolara
Menekşelere sor beni

ÜÇ VAKTE KADAR DENİZ 3



JUMBO SET

Kızların dairesinden naklen yayın
Uluslar arası emdin
Altın değişti
Kustun
Ağladın güldün ağladın
Ve kamerayı dikizledin
Dış bükey aynalar tuzla buz
Odaktasın
Şov başladı çok üzgünüm
Geriye dönüşü olmayan bir yoldasın
İster istemez yaşayacaksın
Keşke sormak kabil olsaydı sana
Dünyadasın
İç bükey aynalar tuzla buz
Ve ekranı annakladın
Güldün ağladın güldün
Sustun
Üstün değişti
Uluslararsı gezindin
Kızların dairesinden canlı yayın
İnternasyonalite
Sensin
SICAK SÜT
Herkes öpüyor seni
Ben gıdından kokluyorum
Cennet kokulu bebeğim
Deniz kokulu yosun kokulu
Taze hamsi kokulu kızım
Memleket kokulu hemşerim
Herkes seviyor seni
Ben dünyalar kadar
Poster çocuğu kızım
İki fotoğraf çektirdik pasaporta
Birbirinden güzel rana
Pastamın çileği kuş üzümü
Seni öpüyor herkes
Ben kokluyorum gıdından
Vallahi korkumdan
Kıyamıyorum teninin tazeliğine
İpek yanaklı yavrum kızım
Seviyor seni herkes
Ben sonsuza kadar
Tanıştığımıza çok sevindim bebişim
TELE KUMANDA
Afrikan etopyan
Japon gülü kızım benim
Köstenceden istanbula dalgalanan deniz
Kara deniz
Beynelmilel dedenin torunu
Maymın kızım benim
Ayak tutmuyor yürümüyor
Gözler deniz
Küresel açlık huzurumuzda
Esin kıtlığı çekiyor beynim
Karnı şiş aç ve siyah kardeşlerini unutma
Karadenizlileri kara benizlileri
Erternasyonel babanın kızı
Saygın kızım benim
Eropan asiyan
Asma köprülerin gelini
Varnadan burgazdan geçer yolumuz
Hep Karadeniz
Beynelmilel dedenin gülü
Ottomanlı
 Dünya şekeri kızım
Bakışlar deniz
Tropikal iklim kıvamında
ÖZÜ ÇIKSIN
Annenin sütü yetmiyor
Mamaya zorlanıyorsun
Ihlamur çayı içince toptan liber
İlerde sakın liboş olma kızım
Fasarya boş ide o yavrum
Alınterini savun ömrünce
İlkin annenin emeğini unutma
Laf anladığında oturur halleşiriz
Bal arısı kızım benim
Petek petek tatlandırırız dünyayı
Anne sütü en kutsal
Sonra alınteri helal
Ve atasözü
Ananın ak sütünü helal attir
Alnın açık başın dik
İlerde sakın liberal olma kızım
İçi boş paskalya çöreği o ittir et
Emeği savun ömrünce
Düsturun alınteri
Liboşluk miboşluk bize yakışmaz denizim
TRANSLATOR
Yarı Romence yarı Türkçe anlaşacağız
Eğitimini Türkiye de tamamlayacaksın
Bana kalırsa avukat olmalısın
Osman dedenin topraklarında orda burada
Dilediğince yaşayacaksın
Deniz olarak
Kara deniz
Kılı kırk yardım da ne oldu
Yaş kırk oldu sen geldin
Gönlüm kırık kızım geç kaldım
Konvoylarla gireceğiz semtine
Ortak bir dil oluşturup konuşacağız
Dinlediğinde hemen anlayacaksın
Deniz gibi
Kara deniz
Mavi küreye kök saldım da ne oldu
Yaş kırk oldu sen geldin
Kalbim kırık kızım erdoğdum geç kaldım
Yarı Romen yarı Türk tabiyetin
Eminim yaşamını Türkiyede tamamlayacaksın
Bana kalırsa sayın avukatım doğrusu bu
Osman dedenin topraklarında dilediğince
Denize yaraşır
Karadeniz
PAPATYA ÇAYI
Kız doğdun
Nüfusta erkek oldun
Şimdi yanlışlığın düzeltilmesini bekleyeceğiz
Doğru düzenlenmiş evraklar postada
Varacak memlekete
Bakacaklar bir daha ve
Nüfusta kız olacaksın
Başımızın üstünde kara bulutlar kızım
Kara ve yabanil
Küçük amcanı aradım
Cevval delikanlıdır maşallah
İdareyle halledecek meseleyi
Denizler fatihidir
Ailenin en yakışıklısı
Normal halledecek ikinci babandır
Benden sonra emanetimsin ona
Kızım denizim bir kez sor ama
Kabul ederse kalpten sorun yok
Evet kızım kız doğdun
Nüfusta erkek oldun
Güzel bir anı olsa gerek acı bir şaka
Belki bir erkek kardeşin olmayacak
O zevki de tattırdın bize Varol
Verdiler elime erkek nüfus kağıdını
Kabul etmedim ille de pembe kırmızı
Alışacaksın bürokrasi işte
Erkek kızım benim
İyi ki kız doğdun
SALAR MİNUM
Kızını bakan babayım
Doğduğundan beridir işim bu
Bi türlü maaşı bağlatamadık yavrum
Hep eksik evrak eksik
Kocakarı memure rüşvet istiyor besbelli
Vermeyeceğim
Kızını seven babayım
Her şeylerden çok dünyaca
Boy ölçüşmeye kalkışmayacağım kimseyle
Sürekli zenginlik gönül zenginliğidir
Diğer ne varsa gelip geçici
Her eksik evrak
Kocakarı memureye verilecek çubuk besbelli
Annen versin ben vermeyeceğim
Kızını seven babayım
Doğduğundan beridir bir başkayım
Bir türlü naaşı defnedemedik yavrum
Hep eksik yaşam eksik
Kocakarı melaike rüşvet bekliyor besbelli
Vermeyeceğim
Bir canım var tanrı emaneti buyur
Kızını bakan babayım
Herkeslerden çok dünyalı
AKTİVİTE
Çavuşoğluyum metanetli
Ustanın torunu
Ustura ağzı gibi keskinim
İyice eskidim
Senle döndüm yeniye denizim
İbişin oğlu
Hemide en keskinim ustura ağzı
İyice değiştim
Aklım kör bıçak gibi gör
Kas suları indi aksuya
Elim ayağım kesildi bittim
Ustura ağzı bir hayat
Bileti kestirdim
Dönecem gerisin geriye
En ilerici
Denizin eli değdi aklıma
İyice uslandım
Çavuşoğluyum merhametli
İbişin oğlu ustanın torunu
Torbam kucağımda
İçinde minicik bir melek
Hemide kocaman bir deniz
Ustura ağzı gibi keskin
SARMAŞIK GÜLÜ
Göbek adın hemide abla
Benimki çetin
Denizim
Anneninki orni veya canan
Ben halel gelirse kılına
Ciğeri en çok yanan yanacak olan
Deli dembelek baban
Ayaman hemide abla
Baban çetin ceviz
Denizim
Annen sana hem can hem canan
Ben ne sual gelirse aklına
Çekinme en kalpten yanıtlayan
Deli veli elli baban
Lakabın hemide abla
Denizim
Yine yeşillendi fındık dalları
Acep ne olcak denizin halları
Değirmen taşına kazıdım adını
Öğüt tüm fenalıkları
Kabak tadı verdi valla dünya
Denizim
Hemide abla
Denizim
 GOL GOL BAKMA
Gizli endişelerin kızarıklığı yüzümdeki
Sembol sembol mantıksız bağlantısız
Yılan kırkan değilim ki
Bugünlere yeterince faal
Ama coşkum hep sürecek hep
Açtım yüreğimi memleket görsün
İçimdeki bitmez yarayı kanayanı
Sönmez ateşi dinmez hasreti
Sınırdan geri çevrilmek de var
Denizi geçip aksu da boğulmak da
Yalanlar sıkan değilim ki
Bugünlerde yeterince faul
Ama coşkum hep sürecek hep
Açtım gözümü memleket görsün
Bir başkadır benim memleketim
Sönmez ateşi bitmez özlemi
Sınırdan çevrilmek endişesi yüzündeki
Parola denizkızı
GİDELİM BURDAN BİRAZ
Bambaşka bir rastlantı
Mari gidelim buradan birazcık
Kol kola koyun koyuna
Bambaşka bir dünyaya
Bari görelim buradan öteleri de azcık
Düş gücüm otoriteyle çarpışsın
Mortu çekmeden bi tamam
Bu rastlantı bi başka
Bari göçelim oralara durmaksızın
Sıfır noktasındayım hayatın
Cennetin arka sokağında
Cari hesabım açık veriyor
Alt alta üst üste topla çıkar nafile
Bambaşka bir rüya
Mari çıkalım rüyalardan ansızın
Düş gücüm motorize ekibe yakalansın
Postu deldirmeden bi tamam
Bir rastlantı ki bambaşka

SOM ALTIN

Fayton bineceğiz kızım
At arabası kağnı
Saban süreceğiz
Harman döveceğiz
Saman sarısı akşamlarda içeceğiz
Birlikte sarhoşlayacağız
Fındık toplayacağız
Harman kurutacağız
Laz takaları balıkçı mavnaları
Vapurlara bineceğiz yavrum
Karadenizde bir limanda
Hamsi laciverti akşamlarda içeceğiz
Birlikte sarhoşlayacağız
Çek arabanı felek
Fayton bineceğiz kızımla
Bakma bakma ardımıza
Fark etmez
Sahil boyu turlarız kaderimizi
Kadehlerimizde kedersizlik
Haydi norok
Adaları gezeceğiz kızımla

BİBERON ÇAÇARON
Enerjin çok
Kuvvetlisinde buncacık ayda
Erken yürüyeceksin herhal yavrum
Emeklemeden olmaz ama
Çok tatlısın
Anlayışlısın da buncacık zamanda
Erken büyüyeceksin herhal yavrum
Erkek kızım benim
Sinerjin çok
Eve dönüş heyecanı başladı
Gündemi değiştirdin kızım
İstanbul çok uzakta
Bir yürüyüş eyleyelim bakalım
Bekleyenimiz çok
Ve mutlu son
Çok yakında

Hiç yorum yok: