HİRA DA HÜDA
Hira dağında buluşalım
En dıştan içe
Hasara uyaramışlığın senteziyle
Derin ki derin nida
Hira’ da hüda
Nefessiz dipsiz kuyuda ben
Çanak çömlek dağın canından karılma
Tıka basa gül dolu leğen
Dağın eteği gülistan
Öyle ışık oyunları ki kandıranı çok
Alnımda Gülşen
Ey dostum oyalanma gel
Hira dağında okuyalım
Düzlüğünde düze çıkıp ezberden
İçten içe en büyük aşkla yanalım
Hira’ da hüda
Yetmez mi ki karınca kararınca kader
Nasiplenmek ya nasip deyip
Karınca kaderince
Başa bela içlenmek olmasa üstüne
Sanki içimde dinamit patlıyor
Dağ gibi direncim paramparça sanki
En baştan sona
Hira’ da hüda
Hira dağında buluşalım
RAFTA KALDI ŞİŞE
Gecenin üçü
Uykumu böldün ilaç şişesi
Korkudan öldüm
Baş ucumda dirilişin annesi
Silip süpürdü yıldızları
Kasvetli gökyüzünde kapkara boşluk
Pencerede yağmur şıpırtısı
Kulağıma kulağıma isim ezanları
Üç gecenin en uykulusu
Bölündüğümü gördüm karabasanlarla
Beş yüzlük ampul patladığında
İşin aslı iki tık tık bir mık
Mıknatıslandım demir yüreğine
Gecenin üçü
Hangi afişi kostikledimse duvara
Ve hangi bildirileri kuşladımsa korsan
Korkudan arındım
Baş ucumda çatladı ilaç şişesi
Devrildi dirilişin annesi
Babası ikinci uykusunda deliksiz
Tutup yapıştırdı yıldızları
Kasvetli gökyüzüne pasparıldak hoşlukla
Hançeremde şıpıdık terlik şıpırtısı
Hüççeten uçacaktım rüzgarlarla
Kokundan oldum
Uykumu böldün parfüm şişesi
Gecenin üçü
Üç gecenin en uykulusuydu
BEYİN SAPI
Beynime sapladın zehrini
Aşk sarmaşığısın
Geciktikçe el pençe divanın
Boynum urulmuş
Yeleleri ipek işlemeli
Bakışları yakut tanesi
Ağzında incilerden ferman
Aşk böceğisin
Beynime akıttın zehrini
Çil yavrusu gibi dağıldım doğaya
Parlayınca omzundaki çiller
Sema yere indi avcumda kalbim
Fildişi renginde bir hayatın
Nuru düştü içime
Nasıl sapladınsa zehrini
Cennet bahçelerinden toplayıp derip
Beynime beynimin içine hapsettin
Aşk sarhoşluğu
Nasıl damladın toprağın yüzüne bilsen
Geciktikçe pembe kaftanına sarılmış ustam
Yolum kurumuş kolum fersiz
Çıplak toprağın üstü gök mavisi
Süzülmüş doğanın yeşiline kırmızısına
Aşk çiçeğim
Beynime sapladın zehrini
Ateş kırmızısı
DİBİ DELİK HAYAT
Soyup soğana çevirdiğinde hayat
Üç gün üç geceden sonra
Köklerine tutunamayan toprağı
Kokladım ve
Bir ceviz ağacının altına oturdum
Cimri bir güneş doğuyor
Bal ormanda dibi delik hayata
Aktıkça akıyorum iki kuruşa bedavaya
Parmak uçlarımda yenilginin hazzı
Tuzlu hamsileri tenekeye diziyorum
Sepetimde akıl ermez gezip tozmalar
İçim içimi yiyor nekesçe
Teker teker ayıklıyorum anılarımı
Soyup soğana çevirmiş yağmur
Üç gün üç geceden sonra
Köklerime uzanacağım toprağı
Ceviz ağaçları tutuyor
Cimrice elimden kayıyor hayat
Pinti bir güneş alçalıyor
Bal ormanda dibi delik hayata
Baktıkça bakıyorum iki göz iki çeşme
Parmak uçlarımda hasretin hası
Tozlu yolları arşınlıyorum deretepe
Serentede akıl almaz sezip uyanmalar
İçim içime sinmiyor sığmıyor
Ağır ağır ayaklanıyorum anılarla
Soyup soğana çeviren yağmurda
Üç gün üç geceden sonra
Atalarıma uzanacağım toprağa
Ceviz ağaçları gölgeliyor cömertçe mezarımı
Cılız bir güneş ağlıyor
Bal ormanda dibi delik hayata
ZIRH PARLAĞI
Sonuçlar çok fena
Parlak zırhına çarptım anıların
Ve borazan çileden çıktı
Kan kırmızı pelerinli bir vadiydi
Pusuya düştüm anılarımda
Sözde iyi nişancıyım cevval avcıydım
Can evimden vuruldum
Nefesimi tutamamışım tetikte
Sağ işaret parmağımı
Ve borazancının uyarı çığlığıyla
Dokundu ateşe
Başım öne arkaya bedenim toprağa
Uçar adım çakıldım
Alevli yankılar yokladı tenimi
Ve parlak zırh karardı
Yüzüne çarptım anılarımı zırh delindi
Kan kırmızı pelerinli vadide
Vadi sözcüklerle ağzından yarıldı
Ve gecenin kıvrımlarında şanssızlık
Şanssızlığının daniskası
Dolaştı dolaştı borazancıyla kol kola
Zannımca pusuya düştü
Pusuya düştüler aptalca
Şevval ayında
Anılarımdan arta kalan parlak zırh
Zırhlar çok parlaktı
Delindi sol memesinin altından
ÜÇ VAKTE KADAR DENİZ
KIZLARIMA
GELECEĞE İMZA
Asi hırçın dalgaların köpüğü hoş geldin
Ekimin üçü sağol Varol yaşasın hayat
Canımın canı ay parçası hoş geldin
Hoş geldin kızım deniz
Nor ol hür ol ol herdem
Çotanağımın inci tanesi
Yedi tepelinin bir tanesi
İbrailin ibrası manası asası
Okyanusumun denizi
Hoş geldin
Saldın dalgaların kucağına yaşlı yüreğimi
Yalçın dağların kınalısı hoş geldin
Ekim devriminin sevdalısı yaralısı
Çavuşoğlunun en birinci kızı olasın
Hoş geldin kızım deniz
Nar ol yar ol herdem yaren
Kalemin en yüksek burcu kulesi
Bal ormanının baş döndüren kokusu badesi
Aksuların en korkulanı en arıtanı şelalesi
Okyanusumun denizi hoş geldin
Balsın baldan tatlı dalga dalga kanıma
karışan
Çalsın yedi düveli tepsiye dizen sur aldırmam
Kalsın benden geriye canımın canı sır
Sır ol yol ol baban herdem yolcu nasılsa
Yavrum denizim senin canın sağolsun
Asi hırçın dalgaların kaymağı holgeldin
KUM
Kurgulanmış yarınların hangi ayrıntıda saklı
Bugünüm kuşkulanmış soruyor
Acaba
Aymazlık aynasında yüzlere baktım da
Gözlerinin rengi soluyor tenleri de
Bütün yanıtlar anlamsız boş temenni
Ve sen doğuyorsun anam yüzlü
Hemide aynısı
Kaygılanmalarım boşaymış sanki hiç yaşanmamış
Hangi süliyet seni üzerse kıyasıya
Hangi hoppa hayalet düşlerine girerse
Hangi beğenmediğin hayal çökerse üzerine
Ağla ciğerlerin açılsın ağla ciğerparem
Anlarım ve boğarım onları bir kalemde
Yarınlarımın kurgususun deniz kızım
Yedi günlükken anlamaya başladın beni
Anla yetmişinde de kazanırsın anla
Ağlarım ve silerim anılarımı bir kalemde
Ayrılmazlık aynasında ikimizin yüzü
Gözlerinin rengi yeni yeni oluşuyor
Bütün sorularımın yanıtı sen anam yüzlü
Hemide aynısı
Tarlada karga kovalayacağımız günler yakın
Ustanın asası da mührü de bizde
Hemide aslı
Boşaymış kaygılarım yarınım sende saklı
LOCA LONCA
Özel locası olan bir tiyatro bu dünya
Sahnenin hemen solunda
Nefesini duyuyorum
Bir göz atımı uzakta
Üflesen uçarım sonsuza
Sahnenin bin yıllık tozlarıyla
Misa gibi parfüm en iyi marka
Kokunu doyuyorum
Bir nefeslik yakınlıkta
Üflesen başım döner
Özel locasına oturamadım dünyanın hiç
İncir çekirdeğinden bir tiyatro bu dünya
Dünya çığrından çıktığında localarda
Çığlık çığlığa bir soğuk
Hemencecik solumda
Gülme komşuna gelir başına
Lafazanlık bir sigara içim uzakta
Çocuklarımın çocuğu olacaktı hani
Sahnesi gözlerimde canlanan oyun yalan
Çok aynalar kırıldı ama nafile
Bir sürü huysuz surat karşımda
Replikler suflesiz ezberden doğaçlama
Locadakidir daima hatırlanan tabiî ki
Mis gibi parfüm ve ıtırlı nefes
İçime doldu bir kere
İçimde büyüdü sorma
Özel locası olan bir tiyatro bu dünya
Ve perde kapandı sonunda kırmızı kadife
Nefeslenmekte zorlanıyorum
Bir el uzatımı mesafede sonsuzluk
GATA
Tropik ağaçların taçlandırdığı bir orman
Komplimanlar komplosuna mekan
Komple bu orman
Ne tek bir ağaç hür ne de orman
Sadece deniz
Damarlarımda gezindin yıllarca en özgür
Aklımı dalgalandırdın en hırçın
Bıçkın bir delikanlıyım hala
Botanik bahçesi aşıklısı bir baba
Evet babayım artık
Ekim ayına doğdun kızım
Uzun yaşa yavrum deniz çok uzun
Kırk yıllarca korkmadan
İstemem sıradan bir ağaç ne de orman
Sadece deniz
Duygularımda gezindin yıllarca en korkusuz
Aslımı cesaretlendirdin en babacan
Taşkın bir delikanlıydı babam
Şimdi sadece deniz
Aşkınla sütliman
Tropikal iklim mağduruyum sanki yavrum.
ALINTERİ
Alınteri dökülür toprağa
Kadın kadın
Bitkinliğin en beter anında
Fışkırır bostan
Kadın kadın
Açlık bitirir hayallerimin hayalini
Alın terim toprağa akar
Sıcak sıcak
Acıyla kokladığımda gül bedeni
Kadın kadın
Toprak aldı toprakanamı vermiyor geri
Ateşler içinde sayıklıyorum artık
Aklımı başımdan aldın yar
Su kadar güzel ve berrak hayat
Toprak gibi bereketlisin fakat
Çarşaf çarşaf sarkıyor güneş
Toprak ters yüz
Nadas güneşle arkadaş
Alınteri dökülür toprağa
Kadın kadın
Vazgeçemeyişin en yoğun anında
Fışkırır kader
Kadınım hayat geçmiyor hızla hayal gibi
Ömür doluyor kadınım ömür
Adım adım
Bitmişliğin en sağır anında
Fısıltını duydum
Kadın kadın
ETEK KÖTEK
Eteğini kaldır güneşe
Kutsanmış düşüncelerini eritsin güneş
Gem vurulmuş nazlarla eş
Ve memnuniyet
Ateşi söndüren ateş
Güneş ateş su
Eteğini kaldır denize
Yanan vücudun soğusun
Gözlerinin beyazında masallar
Aç kollarını zevkle kucakla kucakla
Duvara yapışsın kırmızı kıvılcımlara aşkın
Göz yaşlarını etek kaldırtan güneşe savur
Doğuştan kör düşünceler artık görür
Bırak erisin eridikçe görsün düş
Gem vurulmaz kaynağa eş
Ve memnuniyet
Eteğine güneş değecek değecek deniz
Evreni yerinden oynatan nazla
Her zerren bir başka titresin başka hazla
Terleyerek yüzünün rengi atarak kırmızı
Delirten bir baş ağrısında aynı rüyayla
İki dirhem bir çekirdek uyanasın sonsuzluğa
Kutsanmış bir hanımefendi edasıyla
Eteğini kaldır güneşe
Kutsalıma söven müsülüman olsa bari
Gam duyulmaz manada eş
Ve memnuniyetsizlik
Eteğine güneş değecek
Ateşi ateş eritecek hızla
Hızla düşünceleri akıt kurtul denize
Eteğini kaldır güneşe
Eteğine deniz değecek
MARE
Yönü sapmış duygular girdabındayım
Alt anlamlar arama boğulursun allahıma
Kararmış denizimde
İzimde
Karatma yüzünü canım kızım
Çatma keman kaşlarını canana
Baban safmış gibi yapar ama hep haklıdır
Aşkın yıllar var yüreğimde saklıdır
Şimdi çıktı açığa
Açık düştüm
İllegalitem onyıllarca sürdü
Yönü belli ideolojiler girdabındayım
Azimle
And dağlarında canlı bomba
Pimini çektin kızım minik ellerinle
Dünyanın tüm çocukları ağlamasın diye
Aç açık kalmasın
Kızarmasın yüzün canım kızım
Salt bugünler için doğduğumu anladım
Salt yarınlar için doğduğunu anla
UYKU KÜPÜ
Dimağımda rastgele üreti tembelliği
Bir sav bin savcı
Çağ hastalığı çağcılım ya tuttu yine
Cılız bir çocukkenden bugüne
Cılkı çıktı bu dünyanın hikayesi
Damağımda eski tatlardan eser yok
Esti yine gece yarısı meltemi
Denizi yokladım ellerimde sıcaklığı
Bir sev bin acı çek
Mışıl mışıl uyuyor hissetti nefesimi
İyi geceler yavrum denizim
İyi ki girdin geldin hayatıma iyi ki
Zor ki zor bebek bakmak
Ama tarifsiz güzel
Bir dokun bir ah işit
Denizim hangi limanları dövüyorsun yine
Dudağında rastgele eğreti tebessüm
Çığ gibi bir hasret düştü içime
Moruklamış bir çocuğum şimdi seninle
Birlikte büyüyeceğiz demek ki
Bir sor bin cevap hazır
Dimağımda rastgele üreti çalışkanlığı
CİĞERPARESİ
Çektim ciğerime iyot miyot
Yalancıktan mutluymuşum gibi yapıp
Gözümde ağır uykusun deniz
Mavi koyu mavili
Mavimtrak
Dünyanın öteki ucusun en uzak
Vay canına vay
Anacığımla sahile vuran deniz
Çektim üstüme yıldız mıldız
Beni bırak
Yalancıktan üşürmüşüm gibi titreyip
Bekle geliyorum ay ışığında denizim
Bir avuç sudaki lezzete açım açığım
İyot miyot çektim ciğerime
Sanki memleket
Memleket illaki
Gözlerimin altı morardı denizim
Dağlara tırmanıp toprağımı eşeleme
Yaladığın rüzgar iyot miyot
Taşeron hırsız
Yalancıktan şahinmişim gibi yapıp edip
Gözümde ağırlanan uykusun deniz
Koyu mavi masmavi
Mavimtrak
Dünyanın öbür ucusun en uzak
Her şey silbaştan hiç öykünmeden gelirim
Küsmeksizin umutluymuşum gibi yapıp edip
Sözümde duramadığım sözsün deniz
Havayı mavi manevi oğul turkuaz kız
Dünyanın en engin ucusun en yakın
Çektim ciğerime anasütü kokunu
Gerçekten gerçekten mutluyum artık
TAÇ
Titiz işlenmiş bir nefret barındırıyor
Eksik kalmış bir hikaye
Yanlış hikayeler sokağındayım
Geçmiş yanlış gelecek kim bilir kim
Belki oda yanlış
Tabelası sahte tebası gerçek
Bıktım böylesi hikayelerden ifrit oluyorum
Yalnız kalmış bu yürek kime
Belki ide yanlış
Renksiz faltaşı gözlerinde umut var
Deniz yığılıyor göğsüme süt ağızlı bebek
Emzirme saati geldi annesi kalk
Gecenin orta yarısı
Geç tamamlanmış bir hikaye bu
Dağılmış hikayeler sokağındayım
Belki deniz toplar
Biraz nefes al kızım emerken yoruldun
Nasıl sen böyle güzel yüzün
Temiz işlenmiş bir zerafet barındırıyor
Eksik kalmış bu hikaye şimdi tamamlanacak
Belki deniz anımsar
Titiz işçilikli bir güzellik barındırıyor
Geç kalmış bu kızancık
Gerçeği işlemiş hikayeler sokağındayım
Nefret kitabımdan silinmiş.
ATEŞ IRMAĞI
Ateş ırmağında yüzüyorum
Gözlerimdeki ateş yanıyor sönüyor ve
Ve bedenimden uzaklaştım
Sonsuz aşklar divitliyorum yaprak yaprak
Günahlar sunsun mermer zemine yarab
Kristal kadehte şarap
Gizlice tebrik niyetine içiyor içiyorum
Ateş ırmağında ki çıplak tipe inat
Yaşamın tadı kalmadı ki damağımda
Ateş ırmağı ruhumu ısıtıyor
Kızıyorum
Yüzümde şaha kalmış bir buse ve
Ve bedenimle kucaklaştım
Başım yangın yeri harabe enkaz
Alevin dili yalıyor saçlarımı muhabbetle
Irmağın üzeri ateş manevralarıyla köpürmüş
Kabaran çığlıklar ağzıma döküldü yine
Ben ateş kuşağıyım yarab
Sonsuz aşkları her zaman olduğu gibi yaşarım
İlk ışıklar parladığında her sabah
Günahlar sunsun mermer topuğa ırmak
Kristal kadehte ateş
Gizlice aşık niyetine içiyor içiyorum
Uykumu söndürmeye çalışıyorum zaten ve
Ve ateş ırmağında yüzüyorum
ÇORAĞIN GÜLÜ
Başıma örülen çorap delik
Alnımdaki göz kör
Kör talih işte
Elleye yoklaya sınaya
Kırkından sonra görmek denizi
Ve mahşer kalabalığını
Kıyametin ortasında seni
Gönül gözümü açtın yavrum kızım
Alınyazım şimdi başka şekil
Boşuna övünmek çarık delik
Avuçlarımdaki çizgiler kor
Kor domuz işte hayatımı yedi bitirdi
Kırklandıktan sonra öpmek denizi
Ve mahşerin dört atlısını durup
Alınlarının çatından çivilemek
Hayat denilen panonun ortasına
Kalp gözümü açtın kızım denizim
Başıma örülen çoraplar delik
Cep delik cepken delik çarık delik
Olsun varsın ninehatun
Alınyazımdaki gülsün gül
Kaderime yazılmışsın sırmalı
Kırkından sonraymış görmek denizi
Allaha şükür.
KUZGUNİ
Kuzguni tenli ilahe
O denliki güzelliğin
Adına bronz anıtlar dikilir sırayla
Her dönemeçte hafifçe üstüne eğildim
Soluk soluğa
Kulak memenden müthiş bir koku
O denli eşsiz ki
Adına parfümler icat edilir Fransa da
Sırt sırta yattığımız sabah rutubetinde
Zincirlere vurulmuş haz
İliklerimize kadar ayaz
Acıyla kıvranıyor ışıltılı yaşam ilahem
Kuzguni bahar tenime işliyor iştahla
Etkisi ne kadar sürerse sürer
Aklımın her köşesinde ihtilal
Dünya değiştirmeye değer ilahi
Adına altın sözler edilir kitaplarca
Her adımda paha biçilmez ayrılık illeti
Çoluk çocuğa yazık
Karışmadan müthiş bir korku hamuruma
O denli eşsiz ki
Kuzguni tenli ilahe
Adıma güpgüzel hayaller kurar
DORMİ ANCEL
Yarı geceden sonra deniz izin verdiğince
Kestiriyorum
Kollarımda bi melek
Aman tanrım
Ne güzelmiş insan yavrusu kucaklamak
Yavrum anama benziyorsun tıpkısı
Ve seni çok seviyorum
Deniz kızım
Memelerim olsa da annen gibi
Emzirsem sana hayatı
İlk defa erkekliğime hayıflanıyorum
Elimde biberon şişesi
Yalancı emzik
Aman tanrım ne güzelmiş insan yavrusu
Beslemek
Kollarımda bi melek
Ve seni çok seviyorum
Tapıyorum desem kızarmısın tanrım
Affet
Ne güzelmiş insanın yavrusu olması
Bu yüce duyguyu tattıran değil misin ki
Şükürler olsun sana
Yarı geceden sonra uyumasamda olur
Denizim kızım
Çok bekledim seni çok
Kırk yıldan da fazla
Bir ömür
Bakıyorum da vallahi değermiş
Değdi
Ayıp düşer şimdi zamanlı zamansız esnemek
Kollarımda bi melek
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder