2 Mart 2014 Pazar

ÜÇ VAKTE KADAR DENİZ 2



SINIR BOYU   
                      
Gün döndü
Sarı nbenizli sokaklarda yas
Nur yüzlü gökyüzünde sicim gibi gözyaşı
Yüreğime damla damla aşk
İsmini ben koymuştum
Gül soldu
Sonbaharım geldi çatmış kaşlarını
Denizim ateş gibi yanmakta
Yüreğim buz gibi donmakta
Adını ben koymuştum
Gün gördüm aklım durdu
Al yanaklı yüzlerde yaş
Pır pır motorlu uçak denize düştü
İçinde sonbahar
Bulamadım çaresini gülüm
Güz geldi
Namını ben yürütecektim evet
Sözüm hala söz

BURÇAK TARLASI

Kim ne derse desin
Bayrağı sen devralacaksın kızım
Al bayrağı kızıl
Felsefenin temel ilkelerinden başlayacaksın
Adın gibi denizlere aşık olacaksın
Masmavi gökyüzüne
Kim ne söylerse sölesin kızım
Bu yarış senin
Babanın adını ufka yazacaksın
Belki mezar taşına ölümsüz dört mısra
Al bayrağı kızım
Kim ne derse desin aldırma
Diyalektiğin özünde saklısın
Babanın kalbinde
Arzın merkezine seyahatte
Dik al bayrağı kızım
Ağrı dağı efsanesine
Adın gibi denizlere karışacaksın
Masmavi gökyüzne
Kim ne derse desin aldırma takma
Senin bu yarış
Babanın yüzünü ağırtacaksın
Üçüncü boyutta

KARE

Bir ses ver sesine geleyim
Bir gül ver güleyim
Ben işte böyleyim
Solum soldum solduk
Ne zamansız bir dünya ziyareti bu
Hiç değilse bir seferlik bir
Sonuna kadar göreydim
Denizin başladığı yerdeyim
Yolum yoldur yorulduk
Ne ziyansız bir dünya ziyafeti bu
Hiç olmasa bir kerelik bir
Dibine dek doyaydım
Denizin göründüğü yerdeyim
Yürü kızım yürüyelim
Ben işte böyleyim
Hayat köprüsü çok çok uzun
Bir el ver elini öpeyim
Bir sırt ver dayılanayım
Geç kaldık be abla
Hiç yoksa bir defalık bir
Denizin acıktığı gündeyim

BOTEZ

Bu günlük bu kadar
Üç vakte kadar bekledim yeter
Gökten üç elma düşecekti hani
Yok
Geleceğe dair bir imza
Gerçekçi bir masal
Kum denizinde bekle deniz gözlüm
Locasından güneş akan arenada
Yoncalar olmadan yol boyu
Gonca gonca tütmeden bahar
Alım terimin zerresini helal etmeyeceğim
Eteğindeki taşları dök kader ana
Uyku küpündeki uyanık bir sen misin
Ciğerparem denizim direneceğiz allahıma
Taç yapraklar altında taçlandırılmış
Ateş ırmağındaki dolu tanesi çaresizliğinde
Üç vakte kadar bitecek çile
Ve ben gökten üç elma düşecekle başlayacağım
Denizim deniz gözüm kirpiklerin titreyecek
Bu hakiki masal asla bitmeyecek valla
Kumdan kaleler yıkılacak denizim
Bacasından yıldız tüten gemiler yüzdüreceğiz
Dalgaları takmadan hiç kafaya
Ve üç vakte kadar mutluluk başımıza
Bugünlük bu kadar

KASIMPATI

Kasım günleri başladı
Rüzgara verdim sırtımı ve savruldum onunla
Anlayasın diye bu dizeler kızım
Yedi ceddinden uzakta
Veya yedi ceddine en yakında
Kasım günleri başladı
Sıfır dereceye saldım yüzümü ve kavruldum
Ağlamayasın diye bu çileler kızım
Denizi görmek umudu içinde
İkimiz birlikte kordon boyunda
Kasım günleri başladı
Sineye kar düştü ilk kar kızım
Karmakarışığım anla ve düzelt
Dirilt içimdeki bebeği
Rüzgara verdim sırrımı tüm dünya öğrendi
Aynını yapmayasın diye bu dizeler kızım
Yüreğime bir kor düşürdün
Kasım günleri ısındı
Bre şov başlasın artık
Dağlara verdim sırtımı sırtımdan vuruldum
Yanmayasın diye bu dizeler kızım

İBRİŞİM KUŞAK

Çorağın gülüsün
Kuzguni
Uyuyan melek portresi
Delikanlılığımın son perdesi
Sunaklara selam
Sunama
Dualarımlasın anneciğim
Dualarımda
Rüzgar gülümsün
Gülümün gülü
Kırmızı
Uyuyan melek ikonu
Delikanlılığımın son raconu
Denizim anneme armağan
Sureti
Çırağın kızısın
Ustanın
İbrişim kuşaklı melek portresi
Delikanlılığımın son demi
Sularına selam
Sılama
Dualarımdasın anneciğim
Kalbimde
Sular seller gibi deniz gibi
Denizimin dalgaları
Dalgaların dalı
Dilim tutuldu

GAZ BETON

Gaz çıkarmak
Gazını almak veya
Denizim ne zor bilsen
Bir iki üç ve rahatlıyorsun
Ne kusma ne kramp ne viyaklama
Uyuyorsun kucağımda
Bir de kağıt bezi doldurduysan ne ala
Değmeyin keyfime aldırmazlığında
Annen dinlensin istiyorum o an
Ben beklerim sabaha
Güze çıkarsak
İyice büyümüş olacaksın yavrum
Hayat yap boz oyuncağı
Birlikte birleştireceğiz parçaları
Olursa bir elektrikli trenimiz ne ala
Dozunu kaçırmadan ama kıvamında
Dolaşırız dünyayı bir güzel
Birlikte gaz çıkararak
Bir iki üç
Başka arzum yok uç uç böceğim
Yaz arzuhalim şah böyle
Gez göz arpacık
Gez gör gelişsin dağarcık
Göze gelmezsek ne ala
Alem bizden sorulsun

İN ÇET

Gülkurusu akşamlarda
İs karası akşamlarda
Islak zeminin korkusu kokusu
Minik arılar çalışkanlığında doğa
Vizit başlasın tek tek
Yarışmaktan usandım
Kaç cemreler düştü toprağa denize
Kaç üç aylar geçti oruçsuz namazsız
Nasıl üzülmem bacım nasıl
Elene elene canlandım
Bir melek
Nasıl ikna edilecekse artık felek
Kim oturacaksa oval masaya artık
Otursun
Banane banane ben yoruldum
İş olacağına varsın artık
Ortak hesap devri başladı
Şimdi müzakere anı
Gül kurusu akşamlarda
Hitit güneşi camlarda
Islık çalıyor korkusundan korkusuzca
Minicik karıncaların sırtında doğa
Vasiyet başlasın
Tek tek açılsın mektuplar
Yaşayamamaktan usandım

KROŞE

Belden altın hala hapis
Ellerin serbest
Bir ayı böyle doldurduk deniz
Kırkından sonra bakıcaz belki hepten
Toptan serbest
Şimdilik gardını almış bekliyorsun
Boksör kızım benim layla ali
Belaltı hiç vurmadım
Belaltı sende kızım vurma asla
Durma doğru bildiğin yoldan dönme
Kimseye hesap verecek değilsin
Beden altın kafeste hapis
Aklın düşlerin serbest
Bir ömrü böyle dolduracaksın deniz
Kırklara vardığında kopacağız evrenden
Toptan serbest
Şimdilik gardını almış bekliyorlar
Al gardını layla ali kızım
Vur
Beldenalta asla
Yasak
Direnmeyeceğin tek yasak budur
Bu ola
Dönme doğrundan bildiğince ilerle
Kimseye hesap verecek değilsin
Benimsin senim

TAKİP

Çeliğe kan verildi
Ve bağlandım
Sustalı bıçak gibi açıldım
Buhran geçti
Külleme geçmişimi beyazsaray
Şimdi ekerim dibine
Seralara dökülür serap
Çıplak ikaz kodadım
Dar sokaklarda çelik duvar
Devreler karıştı
Sınır boyu burçak tarlası
Şebnemler dudağımda zehir
Kare tamamlandı
Ve dağlandım
İlk adı deniz
Sonra derya toprak güneş
Doğan göçtü
Şaşırma sırası bende
Çeliğe can üflendi ve sen doğdun
Dağlandım
Dağla
Dağ başını duman almış

KADİM DOST

Çalar saat çınlaması kızım
Uykumu çalan deniz
Çalımına kurban
Çalıkuşum
Çifte kavrulmuş kızım dayan
Gugukkuşum
Çaldığın helal
Şu kasılmalarında olmasa
Cırcır böceğim
Şarkılar mırıldanıyorsun kulağıma
Çekip aldın çekip çıkardın beni
Dipsiz kuyulardan belalardan
Allah razı olsun
Büyük sürprizlerle geldin biliyorum
Şu hıçkırıklarda tutmasa
Su gitti akarına
Gitti gider
Su kuşum
Gelişine kurban
Gelişimine
Gelincik kuşum
Çınlar kulağım her saat başı

TEST

Elli santim uzamış deniz
Kilosunu yanlış tartmış doktor tomruk
Kantarın topuzu işte
Kaçtı mı kaçar yanlış tartar
Yanlış kantar giresunda fındık tartar
Elli altı santim
Uzamış denizim
Kilosu dört buçuk apalaklamış
Doğanın davası işte
Azar azar büyünür
Ve kantarın topuzu vurur
Yalnızlığa itti bu şehir beni
Canımı aldılar soluksuzum
İyi ki varsın deniz
Kendime geldim sayende
Tomruklar altında ezilmişti bedenim
Hayatım mantar etrafım tartar
Ve kantarın topuzu vurdu
Sekter kurşunlardan kurtuldum
Deniz elli santim uzadı boyum
Kaderin oyunu işte

UÇAN HALI

Kırkında bir solo resital
Solmuş yapraklarda bin hatıra
Yüz çizgilerimde karakter tahlili karmaşası
Dalmış gitmişim yine
Ah bu gözü kör olası hatıralar
Kırkından sonra sınav
Medeniyetler beşiğinden uzakta
Denizin beşiği başında
Dolmuş yapraklarda binbirinci hatıra
Uçan halı diye başlıyorum
Kırkımda bir solo konser
Solmuş afişlerde binbir hatıra
Yüz çizgilerim henüz derinleşmemiş
Çizgilerden karakter tahlili komada
Dalmış gitmişim yine
Ah bu lal olası hatıralar
Kırkından sonra peder
Medine nin uzağına peygamber yaşında
Denizin beşiği başında
Dalmış gitmişim yine

KAYNAK

Haykıramadığım bir çığlıktın
İçimde büyüttüm
Birlikte büyüdük daha doğrusu
Sonra bebek olarak doğdun
Küçücük bir balık gibi
Veya kapkara bir deniz
Şimdi birlikte yürüyeceğiz doğrusu
Birlikte yüzeceğiz okyanuslarda
Düşüp bir yerimizi kırmaya korkmadan
Koşacağız bir çığlıktan bir çığlığa
Haykır en aykırıyı bebeğim haykır
İçimdeki umuttun
Birlikte boylayacağız kodesi
Dahası büyüyeceğiz ikiz kardeş gibi
Veya delikanlı iki arkadaş
Şimdi birlikte haykıracağız doğruyu
Dev bir yumruk gibi
Veya pasparıldak bir yıldız
Haykıracağın çığlık içinde kalmasın kızım
İçinde büyütme
En doğrusu bırak birlikte büyüyelim

ONA BUNA KANMAK

Ve siyah petrol için savaş başladı
Kan avcı yeleğine sıçradı
Yakadaki barış rozetine de
Av cıvcıvlandı
Ve kara petrol için ölüm anı
Tav civcivleri karalandı
Katran karası bir güneş doğdu
Kızımın tenine ilişemeyecek
Denizi denizle yuğacağım
Ne sahte bir savaş bu tanrım
Kan beynime sıçradı
Ve talih güvercininin gagasında zeytin dalı
Seken kurşundan kaçamadım
Linç politikası batıya kayacak şimdi
Ve minik karaca
Kızımın sesine gelecek
Bir garip deniz aşıklısıyım
Yuğacağım onları en kuzeyde
Ve siyah petrol karadenize karışacak
Minik karaca ve kızım bembeyaz
Ve barış güvercini gagasında zeytin dalı
Saçlarımızı okşarcasına başımıza konacak
Çalılık puştları erketete
Av civcivledi
Ve kara petrol için barış yok artık

FORMÜL  AR

Formlar doldurdu annen
Bir torba dökümanla dolaşıyoruz günlerdir
Doğum sertifikanı aldık
Sonra konsolosluk
Pasaportlarımıza kaydolacaksın kızım
Maaş alacağız üç beş kuruş
Kiramızı karşılar inşallah
Gerisi Allah kerim
Yine formlar dolduracak annen
Sonra noter belediye falan
Sen boşver büyümene bak denizim
Bir torba paraylada sanırım aynısı
Sonra nüfus kağıdını alacağım
Kütüğe paslanmaz bir çivi çaktın yavrum
Öyle ki asla çürümez
Ve çıkmaz
Formalar dolduracak annen
Ben kontrol edeceğim sütun sütun
Bira valiz evrakla dolaşacağız yıllarca
Olsun varsın birlikten kuvvet doğar
Bürokrasi tün dünyada muteber
Sen boşver büyümene bak denizim

KUSUR

Vatanperverlik taslayanlara gülüyorum
Yakın zaman tutkusu işte
İmparatorluk rüyası
Saltanat kayığı çoktan devrildi oysa
Vallahi çöküş aryası
Vatanseverlik tosbağalara kaldı üzülüyorum
Yakın doğu gerçeği işte
Saltanat hülyası
Halifelik kıyağı çoktan verildi oysa
Vallahi deniz dalgası
Dalgalan denizim dalgalan işte
Yurtseverlik ata yadigarı
Ne kıytırık vatan cepheleri duyduk biz
Orta doğu felsefesi işte
Satan cephesine karşı omuz omuza
İmparatorluk yerle bir
Dava küllerinden diriliş davası
İster inan ister inanma
Sene bindokuzyüz on dokuz
Denizle didişiyor bandırma vapuru
Çalılık şeytanı iş başında
Tek yol kaldı kızım

İKİYÜZLÜ

Zaviyesi dar
Kırkından sonra kırkımdan sonra
Yollar uzar uzar uzar
Deniz sonbahar
Sonbaharda en güzel bakar
Mavi mavi birazcık yeşil
Dar açı
Kürklüden sorma kürklüye sorma
Yıllar geçer geçer geçer
Deniz başka bahar
İlkbaharda bir başka bakar
Yeşil yeşil birazcık mavi
Açı dar
Gökyüzünde bal kırmızısı güneş
Öper gözlerimdeki hasreti
Deniz başka bahar
İlkbaharda yazar yazar yazar
Alı al birazcık yeşil
Dar zaviye
Zevatı toplar anlatırız hikayemizi
Anlayan anlar anlamayan bakar
Bir başka lezzettir
Sonbahar denizi

REZERV

Kış
Güneşle toprağın son sevişmeleri
Hafif ve ağırdan
Meyvesi beyaz
Kar
Gökyüzü ile toprağın çılgın sevişmesi
Naif ama soğuk
Meyvesi buz
Nar
Nar bahçesi bir deniz
Zarif ama sert
Meyvesi naz
Sar kollarını boynuma sıkıca
Sar
Bu sahte hayatı birlikte göğüsleyeceğiz
Bir zırıltı ama hoş
Heybesi boş
Dur
Dur yolcu gelip geçtiğin bu toprak
Birlikte çiğneyeceğiz
Az ötemiz deniz
Çivileme
Koş

KOZANAK

O güzelim ağaçlar
Yaprakları dökülmüş birer karaltı
Kar altında doğa
Doğan buzdan sarkaçta
Kanatları kırık kırlangıçlar
O güzelim ağaçlar
Kara suratlı birer gulyabani
Yaban gülleri sokağında
Deniz sarhoşu kaldırım taşları
Taş yağı sızmış marmaraya
O güzelim ağaçlar
Dalları kurumuş birer kabartı
Kabına sığmaz bir doğa
Doğan yardan uzakta
Keklikler öter ovalarında
O güzelim ağaçlar
Soy ağacına düşülmüş birer uyartı
Kar altında doğu
Doğum ateşten gömlek
Giydim giydik güzelim
O güzelim ağaçlar
Artık o güzelim ağaçlar
Yok

KAÇULİTSA

Alevlenip gidiyor söyleşi
Bir yapayalnızlık şöleni aslında
Aslı astarı kilimi dastarı olmayan bir ev
Evcilik oynama yaşım çoktan geçmiş
Tüm psikolojik testler boş ve manasız
Hem duygusalım hem sinirli ve tutkulu
Şöleni terk edip gidiyorum
Bir yalnız şövalyelik isyanı
Harun kadar varlıklıyken üstelik
Cananda kaza yaptı
Bir can kaydı alevlerle
Don kişot heveslisi
Paslı çivileri kim çaktıysa duvara
Alaylayıp kalaylayıp sövüyor şopar
Apar topar çekip çıkarılsın
Bir yapayalnızlık şöleni bu
Çatallanıp sürüyor söyleşi

BALANS AYARSIZLIĞI

Bilinçaltımda boncuk boncuk aşk yansıması
Mor meme ucu doyumu
Doyumsuzluğu
Ana sütü tadı ve bereketliliği
Deniz gibi hareketli
Hararetli
Bilinçaltımda boncuk boncuk gözyaşları
Bebek ağlaması
Acı duyumu
Mebus dokunulmazlığına lanet
Kırmızı bültenle arıyorum aklımı
Bir ayar çekmedin be ustam
Her şey çocuklukta gerekmiş
Dünya dahisi olsan da
Bilinçaltımda boncuk boncuk gözler
Var mı ötesi

EŞGÜDÜM TOPLANTISI

Bir eş isterdim anama benzesin biraz
Bir evlat sağlıklı ve hayırlı
Ama kız
Adı deniz
Çok nazımı çektin tanrım
Şimdi şükran anı
Sabırla bekledim evet gecikti biraz
Ama dileğim gerçekleşti
Ve lakin denizin anama benzeyeceğini düşünmemiştim
Ya sabrımı ödüllendirdin tanrım
Ya da birilerinin duaları kabul oldu
Bu kapı bana açıldı
Umarım kapanmaz bi daha
Cömert deniz
Rüzgar sert
Çok sitemimi aldın tanrım
Şimdi af anı
Huşu içinde dualarım evet gecikti biraz
Ama affetmeni dilerim
Bilmem tanrı sensin tanrım
Asam deniz geçitler sarp
Tanrım güç kuvvet ver
Bir güneş isterdim
Bin verdin

MAMİKA MİTİKA

Çocuk
Çocukluk
Çocukluğum
Çocukluğumu arıyorum sende
Bisiklete binebileceksin
Yüzeceksin derya deniz
Vals tango aklına ne gelirse dans
Ve kalkülatör
Kalk gidelim kızım çocuk parkına
Çocuk
Çocukluk
Çocukluğum
Çocukluğum depreşti denizle
Envai çeşit oyuncaklar alacağım sana
Baş başa verip oynarız
Çoluk çocuk
Çelik çomak
Körebe saklambaç köşe kapmaca
Yürü gidelim kızım gençlik parkına
Genç
Gençlik
Gençliğim
Gençliğimi bulacağım sende
Gençliğinde olacak mıyım tanrı bilir
Olsun buluşuruz bigün tanrı dağında
Çocuğum

PANSUMAN

Kızgın deniz
İçime aktın ritmik şarkılarla
Acıkmışlık ağlayışlarıyla
Doyum gülücükleriyle
Periyodik tavana bakışlarla
Balık deniz
İçimi kıpraştırdın ritmik soluklanmalarla
Herşey para ile ölçülmez ki canım
Hazine budur işte
Kızım deniz
Dibi delinmiş dünyanın kusursuzu
Satır aralarından cımbızladım seni
Küskün deniz
İçimi ferahlattın ritmik dalgalarla
Bir cümle düşse tonlarca ağırlığında
Anlatabilemez seni
Budur işte
Kızım deniz
İçim içime sığmıyoru
İçin içine sığmasın
Nükleer santrallere de karşı dur
Ne alaka deme
Tam yerine geldi manzara koyamadım
Kızma denizim

TAVAN ARASI

Kasım sonu aralık başı
Sabahın köründe köstenceye gideceğim
Nüfus kağıdını hazırlamış tatar fehmi
Annen ve sen yalnız
Bekle denizim bekle döneceğim
Deniz havası getireceğim koynumda
Çılgın bir ayazı kapı dışarı koyup
Aralık sonu ocak başı
Sabahın köründe düşeceğiz yollara
Nüfusa geçtiğin ülkeyi göreceksin
Vatan ve sen
Vatan evladı
Kokla denizim kokla
Doya doya
Bu toprak saklayacak babanı koynunda
Bir bayram sabahın köründe
Unutma bebişinle gel ziyaretime
Beklerim denizim beklerim yolunu
Deniz sıcağı getir avuçlarında
Salgın çürümüşlükleri bir kenara koyup
Annen ve sen yalnız
Asla yalnız değilsiniz hiç unutma
Benimki erken emeklilik malulen
Ocak başı aralık sonu
Koca bir yıl geçireceğiz yollarda
Nüfusa geçtiğin ülkeyi seveceksin
Vatan sen sen vatan evladı
Bu toprak saklayacak atanı koynunda

CAM GÖBEĞİ

Bezin bir numara büyüdü
Bir kilo mama bitti
Annenin sütü yetmiyor artık
Hepsi iki ayda
Önümüdeki ay istanbul
Hasret yetti kızım
Pinekliyorum bu şehirde
Uzat kollarını istanbul
Hayatımın akışını değiştir
Beynimi zorluyor orantısız düşler
Aklın bir numara büyüdü
Bir kilo mam bir haftada artık
Annenin sütü eksilmedi kesildi
Hepsi iki buçuk ayda
Önümüzdeki hafta istanbul
Özlem bitti kızım
Gözlerinin çapağından öptüğüm hasret bitti
Yaz boz tahtasında isimlerimiz
Deniz gözlü kızım
Üç vakte kadar denize kavuşacağız
Uzat kollarını istanbul
Hayatımızın rotasını değiştir
Bize olmaz bir numara çekme
Ondörtlüğü dayarım alnının çatına

Hiç yorum yok: