SEÇİM SARMALINA GİRİLDİ
Kim ne derse desin doğrusu budur, Faşist 80 darbesi bu günün Türkiye’sini hazırladı. Askeri cuntadan itibaren başa yerleşen ‘tek başına iktidar heveslisi’ sivil cuntalarla Cumhuriyet tarihinin en büyük kayıpları peşi sıra geldi. Hele yaklaşık son on beş yıldır bu tekelleştirilen koltuk adamlığı ve koltuk adamı olmaya endeksli tek başına iktidar erki saklı hedefleri ayyuka çıkardı. Tüm temel değerleri bir bir yıkmaya yönelik seçimler yaparak ve seçimlerde felaketi görmezden gelecek siyasi kadroları seçtirerek memleketi bitirdi…
Şimdi yeniden seçim hem de erken ve baskın seçim. Kimin bu altmış günlük bir şeye, bu er doğan seçime ihtiyacı var ayan beyan ortaya çıktı...
Bu günden yarına bir yanda iki aylık süreçte kapı bekleyerek, el etek öperek, etek altına sığınarak koltuk kapma yarışı başlayacak. Hele reislik için öyle sıkı pazarlıklar yapılacak ki aklı bütün ahali kerhen oy verecek. Gönülsüz destekleyecek. Yine yıllarca emek veren, bedel ödeyenler dışlanacak kenarda bırakılacak ve birileri milyonların emeğinin üzerine oturacak. Bahanesi de hazır erken seçim oldu ne yapalım. Ve eklenecek biraz hazırlıksız yakalandık sanki.
Oysa diğer yanda yanaşmalar ve beslemeler hazır kıta bekliyor. Herkesin rolü senaryoda yazılı. Çıkıp oynayacaklar. Tezgâh çoktan kurulmuş. Tezgahtaki mallar ciğerine kadar biliniyor. Ayrıca seçimin günü ve saatinde bile sözde kimseye çaktırılmadan çoktan anlaşılmış. Yani hazırlık tam.
Hani seçim yılı 2019 idi. Bu seçime karar verenlerin edisi büdüsü ne dedi durdu, hani gruplara da geçen geçen tüm gizli salvolarda asla erken olmazdı. Erkene alınamazdı. Hani 2019 ‘seferberlik’ yılı olacaktı. Tüm atmasyonlar birden yalandı yutuldu. Devlette ve ahalide geçim yılı sarpa sarınca minimum sürede hazırlanılacak seçime karar kılındı. Şimdi kandırmaca ürünü şükür namazları kılmaya başlarlar. Milleti namazla niyazla ayni safta saflıkla toplanmaya zorlarlar. Bu kez de emir demiri keser mi görülecek.
Peki asrın reisi ve AKP hükümetlerinden kurtulmak isteyenler, memleketin yarısı, diğer cenah, her zaman elini taşın altına koymaktan çekinmeyenler, her daim siyasi sorumluluk üstlenenler, misyon ve dava adamları, her ne pahasına olursa olsun zulme direnenler, bu kez kime ikna edilecek. Soru bu. En başa yine ılımlı kontenjan kullanılmasına bu kısa süre zarfında razı edilebilecekler mi? Ayrıca artık önseçimde yapılamaz, demek ki topyekun bir atama süreci yaşanacak. 80 faşist darbesinden bu yana yılların mücadelesine ömrünü verenler, hayatını hiçe sayanlar, aktif görev bekleyenler, yine kolayca gelenlere, kolay yoldan bir şey olanlara ve sıkıyı görünce kolayca gidenlere kolay gelsin diyebilecek mi? İşte diğer cenahın asli meselesi budur.
Öyle önümüzdeki seçim süreci seferberlik dönemidir, özveri dönemidir diyerek olmaz. Olmayacak gibi de görünüyor. Vefa, ahde vefa seçimin süre darlığına sığınılarak bir kez daha ıskalanacak görünüyor. Zaten seçimin baskın yapılmasının birincil nedeni işte budur. Yangından mal kapmak. Karşı safların sıkılaşmasını engellemek. Onlara güçlenecek zaman bırakmamak. O yüzden sık sık her elden her dilden seçim 2019’da denildi duruldu. Şimdi de çarkedildi.
Diğer tarafta bunların neler yapabileceği, yeri gelirse babalarını bile tanımayacağı hiç düşünülmedi, sorgulanmadı. Ve seçime hazırlanılmadı. Hazır olunmadığı bile biline hazırız denildi, geçiştirildi. Erki elinde tutanların geçmiş referanslarına hiç bakılmadı. Boşa zaman harcandı, güne özel muhalefet edildi. Sonuç gerekçesine akıl sır erdirilemez bir karga tulumba kılavuz çıkışı ve reyisten iki ay sonrasına hazır olun emri. Bu emrivaki neticesinde mostralık acayip bir şaşkınlık.
Yıllardır siz de yönetemiyorsunuz, çünkü bu memleket iyi ve hakkınca idare edilmiyor siz de gereğini yapamıyorsunuz, ciddi muhalefet yapın diyenlere aba altından sopa gösterenler hadi şimdi bir çırpıda hazırlanın da görelim. Yollara, caddelere, sokaklara dökülün de size inanalım. Mahallelere, meydanlara çıkın da peşinize takılalım. Evlere hanelere girin de kucaklaşalım. Kar topağı misali misli misline büyüyelim. Zor elbet. Aksi halde gözlerde büyür her şey. Ve birileri malı mülkü kediye yükler, yine Üsküdar’ı geçer. Sakın geçemedi orada boğuldu demeyin. Malumat ortada.
Artık seçim sarmalına girilmiştir. Erken veya zamanında seçim hiç mühim değil, çünkü bu iktidarda ısrarcılıkla epey gecikilmiştir. Seçimler en kısa sürede yapılsa da bu gidişat gidişat değil, işin sonu mutlu son değil. Bu maraz mantıkla, bu dar zihniyetle, bu kör bakış açısıyla yapılan siyaset memleketi daha kötü bir yere sürükler. Sürükleyecektir.
O yüzden 12 Eylül faşist darbesinden bu güne yaşananları bizzat yaşayanlar, kendini mevcudun dışındakilere kapatan topluma umut aşılamalıdır. Bu erkene alınan haziran seçimlerinin gerçekten son dönemeç olduğu, hiç de duygusal davranmadan en realist biçimde halklara taşınmalıdır. Taşıma suyla, siyasi önyargılarla, manidar bağlılıkla olmayacağı ve olmadığı makul dilde millete hatırlatılmalıdır.
Eğer geçmişteki gibi bu seçimlerde de ayni doğrultuda tıpış tıpış hareket edilirse iki ay sonra yine yeniden hatıralarımızı yazmaya başlarız…
Kim ne derse desin doğrusu budur, Faşist 80 darbesi bu günün Türkiye’sini hazırladı. Askeri cuntadan itibaren başa yerleşen ‘tek başına iktidar heveslisi’ sivil cuntalarla Cumhuriyet tarihinin en büyük kayıpları peşi sıra geldi. Hele yaklaşık son on beş yıldır bu tekelleştirilen koltuk adamlığı ve koltuk adamı olmaya endeksli tek başına iktidar erki saklı hedefleri ayyuka çıkardı. Tüm temel değerleri bir bir yıkmaya yönelik seçimler yaparak ve seçimlerde felaketi görmezden gelecek siyasi kadroları seçtirerek memleketi bitirdi…
Şimdi yeniden seçim hem de erken ve baskın seçim. Kimin bu altmış günlük bir şeye, bu er doğan seçime ihtiyacı var ayan beyan ortaya çıktı...
Bu günden yarına bir yanda iki aylık süreçte kapı bekleyerek, el etek öperek, etek altına sığınarak koltuk kapma yarışı başlayacak. Hele reislik için öyle sıkı pazarlıklar yapılacak ki aklı bütün ahali kerhen oy verecek. Gönülsüz destekleyecek. Yine yıllarca emek veren, bedel ödeyenler dışlanacak kenarda bırakılacak ve birileri milyonların emeğinin üzerine oturacak. Bahanesi de hazır erken seçim oldu ne yapalım. Ve eklenecek biraz hazırlıksız yakalandık sanki.
Oysa diğer yanda yanaşmalar ve beslemeler hazır kıta bekliyor. Herkesin rolü senaryoda yazılı. Çıkıp oynayacaklar. Tezgâh çoktan kurulmuş. Tezgahtaki mallar ciğerine kadar biliniyor. Ayrıca seçimin günü ve saatinde bile sözde kimseye çaktırılmadan çoktan anlaşılmış. Yani hazırlık tam.
Hani seçim yılı 2019 idi. Bu seçime karar verenlerin edisi büdüsü ne dedi durdu, hani gruplara da geçen geçen tüm gizli salvolarda asla erken olmazdı. Erkene alınamazdı. Hani 2019 ‘seferberlik’ yılı olacaktı. Tüm atmasyonlar birden yalandı yutuldu. Devlette ve ahalide geçim yılı sarpa sarınca minimum sürede hazırlanılacak seçime karar kılındı. Şimdi kandırmaca ürünü şükür namazları kılmaya başlarlar. Milleti namazla niyazla ayni safta saflıkla toplanmaya zorlarlar. Bu kez de emir demiri keser mi görülecek.
Peki asrın reisi ve AKP hükümetlerinden kurtulmak isteyenler, memleketin yarısı, diğer cenah, her zaman elini taşın altına koymaktan çekinmeyenler, her daim siyasi sorumluluk üstlenenler, misyon ve dava adamları, her ne pahasına olursa olsun zulme direnenler, bu kez kime ikna edilecek. Soru bu. En başa yine ılımlı kontenjan kullanılmasına bu kısa süre zarfında razı edilebilecekler mi? Ayrıca artık önseçimde yapılamaz, demek ki topyekun bir atama süreci yaşanacak. 80 faşist darbesinden bu yana yılların mücadelesine ömrünü verenler, hayatını hiçe sayanlar, aktif görev bekleyenler, yine kolayca gelenlere, kolay yoldan bir şey olanlara ve sıkıyı görünce kolayca gidenlere kolay gelsin diyebilecek mi? İşte diğer cenahın asli meselesi budur.
Öyle önümüzdeki seçim süreci seferberlik dönemidir, özveri dönemidir diyerek olmaz. Olmayacak gibi de görünüyor. Vefa, ahde vefa seçimin süre darlığına sığınılarak bir kez daha ıskalanacak görünüyor. Zaten seçimin baskın yapılmasının birincil nedeni işte budur. Yangından mal kapmak. Karşı safların sıkılaşmasını engellemek. Onlara güçlenecek zaman bırakmamak. O yüzden sık sık her elden her dilden seçim 2019’da denildi duruldu. Şimdi de çarkedildi.
Diğer tarafta bunların neler yapabileceği, yeri gelirse babalarını bile tanımayacağı hiç düşünülmedi, sorgulanmadı. Ve seçime hazırlanılmadı. Hazır olunmadığı bile biline hazırız denildi, geçiştirildi. Erki elinde tutanların geçmiş referanslarına hiç bakılmadı. Boşa zaman harcandı, güne özel muhalefet edildi. Sonuç gerekçesine akıl sır erdirilemez bir karga tulumba kılavuz çıkışı ve reyisten iki ay sonrasına hazır olun emri. Bu emrivaki neticesinde mostralık acayip bir şaşkınlık.
Yıllardır siz de yönetemiyorsunuz, çünkü bu memleket iyi ve hakkınca idare edilmiyor siz de gereğini yapamıyorsunuz, ciddi muhalefet yapın diyenlere aba altından sopa gösterenler hadi şimdi bir çırpıda hazırlanın da görelim. Yollara, caddelere, sokaklara dökülün de size inanalım. Mahallelere, meydanlara çıkın da peşinize takılalım. Evlere hanelere girin de kucaklaşalım. Kar topağı misali misli misline büyüyelim. Zor elbet. Aksi halde gözlerde büyür her şey. Ve birileri malı mülkü kediye yükler, yine Üsküdar’ı geçer. Sakın geçemedi orada boğuldu demeyin. Malumat ortada.
Artık seçim sarmalına girilmiştir. Erken veya zamanında seçim hiç mühim değil, çünkü bu iktidarda ısrarcılıkla epey gecikilmiştir. Seçimler en kısa sürede yapılsa da bu gidişat gidişat değil, işin sonu mutlu son değil. Bu maraz mantıkla, bu dar zihniyetle, bu kör bakış açısıyla yapılan siyaset memleketi daha kötü bir yere sürükler. Sürükleyecektir.
O yüzden 12 Eylül faşist darbesinden bu güne yaşananları bizzat yaşayanlar, kendini mevcudun dışındakilere kapatan topluma umut aşılamalıdır. Bu erkene alınan haziran seçimlerinin gerçekten son dönemeç olduğu, hiç de duygusal davranmadan en realist biçimde halklara taşınmalıdır. Taşıma suyla, siyasi önyargılarla, manidar bağlılıkla olmayacağı ve olmadığı makul dilde millete hatırlatılmalıdır.
Eğer geçmişteki gibi bu seçimlerde de ayni doğrultuda tıpış tıpış hareket edilirse iki ay sonra yine yeniden hatıralarımızı yazmaya başlarız…
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder