24 Nisan 2018 Salı

“AKP’NİN ARTIK TÜRKİYE’Yİ YÖNETMEMESİ GEREKİR…”

“AKP’NİN ARTIK TÜRKİYE’Yİ YÖNETMEMESİ GEREKİR…”
 
Tarihte çığır açan devrimlerle ‘Ulus Devlet’ olunur. Güçlü bir lider öncülüğünde kurulur…
 
Her Ulus Devletin arkasında bir kurucu millet ve kurucu mitos söz konusudur. Kurulan devlet ise modernleşmeye koşut bir halk bütünleşmesinden beslenir. Veya bir Kurtuluş Mücadelesidir verilen. On yıllarca övünülen. Kurucu mitos olmaz ise hele tam bağımsızlığın tesisi için uğraşan bir Ulusal Kahraman bulunmaz ise hiç devlet olunmaz. Ulus olmaya ortak coğrafya, kültürü birliği, dil ve din birliği elbette şarttır. Ancak çoğu kere bunlar bile yetmez.
 
Ulus devlet oluş; dünya tarihine damga vurmuş kalıcı devrimlerle olur. Ulus devlet kurucu mitosun sağlam karakteriyle karakterlenir. Alametifarikası ise uygarlaşmadır, medeniyettir. Muasır medeniyet seviyesidir. Ulus devletleri diktatöryaya veya dikta rejimlerine yaslamak ve öyle göstermek küresel dünyanın bin türlü oyunundan biridir. Büyük haksızlıktır. Sistemli bir siyasal düzen dizaynına atılan kanlı çengeldir. Atılır çünkü ulus devletler de büyük sermaye ve yerli işbirlikçilerce sömürülürler ama arzulanan oranında sömürülemezler. Ulus devlet aşırı sömürüye engeldir. O nedenle yıkılmaları istenir.
 
Yıkım içten dışa planlanır. Realite odur ki dünya üzerinde sadece despot iktidarlara karşı ayaklanılır. Ayaklanışın öncüsü her kim ve grupsa o lider olur. Veya allanır pullanır lider yapılır. Kurgusal lider yaratılır. Yani ulus devlet demokratik bir düzen öngörmüyor diye alt edilir. Yerine kurgulanan sistem ise daha klasik despotizm getirir.
 
Yani büyük sermaye el birliğiyle yıkılan ulus devletlerin yerine politik teorisi olmayan dünyada yeri yurdu kalmamış küresel dayatı devletçikler oluşturur. Kurdurur. Özel yetiştirilmiş lider vasfında rezervasyona tabi ve ancak eline tutuşturulan reçeteleri uygulayan bir önderlik söz konusu olur. Kendi döneminde çığır açan devrimleri gerçekleştiren demokratik model, bu karşı devrimlerle yıkılır.
 
Zaten lider ve avanisinin yaşam öyküleri irdelendiğinde işin iç yüzünün farkına varılır. Atılan ilmekler asla birbirini tutmaz. Karşılaşılan sökük dökük toplanma kampı piyasacılığıdır. Sözde ilahi ama bu dünyalık gizli bir elin dokunmasıdır sanki başa geçiş. Bu başa geliş başbuğluk ve temel reislikten beslense de millet de kısa süreli tutar. Çünkü var oluşları resmen Ulus devlet kavramına ihanettir. Yapılanların bedelini ise bu dünyada ödemek bilinen gerçektir.
 
Dünya ölçeğinde ulus devletlere yapılanlar ortada. Hatta zaman denk düşürülür kurucu milletine ve kurucu önderine kadar dil uzatılır. Yani Ulus Devlet aslında yıllar içinde içten içten kendi kendini yer bitirir. İçindekiler, içindekileri kusarak çok uluslu ve uluslararası sermayeli kumpaslara zemin hazırlarlar. Büyük sermaye de gelir onları toptan yutar.
 
Oysa ulus devletler kendini kuranları ve temel kuralları, kuruluş aşamasında canlarını feda edenleri hiç unutmaz. Unutmamalıdırlar.  Unutmak tercihi yoktur seçeneklerde. Ulus devlete inananlar ve idarecilerinin beyninde hep vardırlar. Var oluşun yegâne nedeni onlar ve temeli millettir. Onların kodlarında hakikat ve gelecek kaygısı yatar ilelebet. Devrimleri anarlar ve inanırlar. Milli gün ve haftalarda kurucu ide törenler ile kutlanır. Denilenin aksine asla bir kutsama değildir. Hayata geçirilen izleyicili devrimci bir role bürünmedir. Bölünmeyi izleyen bir rol modele direniştir.
 
Ancak gün gelir tüm bu teorik yapılanma ve pratiksel karakter sert ideolojik ayrımlar öne sürülerek bozulur. Farklı farklı sudan sebep olayların şekli şemali ile oynanarak malzeme yapılır. Kurucu ayarlar bozulur. Kurulu sistem dünyada hiç örneği bulamayanlar ile kıyaslanır ve yerden yere vurulur. Ağdalı bir taraftarlık yaratılarak sömürgecilik batağına saplanılır. Antik söylemlerle yeni öncüller ve yerel ayrılıklar planlanır.
 
Büyük sermayenin programladığı istenen ve beklenen sonuç işte budur. Temel içgüdü ezici itirazlarla karşılaşılmadan ulus devletlerin diz çöktürülmesidir. Aslı astarı içten içe çökertilmesidir. O yüzden tarihte çığır açacak bir seçime doğru sürükleniyor memleket. Erken baskın olmasına rağmen beklenenin aksine Ulus devlet inancı pekişecek gibi görünüyor. Bu kez Millet başına örülecek çorabın ve geleceklerin farkında gibi.
 
Ve söz milletin; Gerekçeleri herkesin kendine göre ve de tartışılabilir ama şimdiden ‘ AKP’nin artık Türkiye’yi yönetmemesi gerekir’ diyenler çoğunlukta…

Hiç yorum yok: