KOPYA SEÇİMLER
On küsur yıldır tek başına iktidar erkiyle siyasal hayata nota dayalı bir sistem, puana endeksli imtihan zincirleri ve kopya seçimler yaslandı…
Bu dünya imtihan dünyası lafazanlığıyla metafizik boyutta boğulma hissi ve korkusu egemenleştirildi. Yaşanan her anı din tetikler hale getirildi. Anıların çoğu unutturuldu. Ama iktidarın arzularına gem vurulmaz hale gelindi. Ve seçimli imtihanların çoğunda kopya çekilir oldu. Kopyacılık cana kana mala işledi. Mizaca işledi. Akla yakışır yakışmaz denmeden akıl duvarına yapıştırıldı. Bilinç altına zerk edilen mmtihanlı veya imtihansız bertaraf edilmeler seçimlerle kopyalandı. Gerçek oldu. Birbirinin kopyası seçimlerde hep millet kaybetti.
Hal bu olunca liyakat göz ardı edildi. Seçimlere dönük kopyacılık işin erbaplarını öne çıkardı. Ve hep onlar kazandı. Akıl almaz yarışlarda ahde vefa dürüstlük ve doğruluk feda edildi. Ölçü kaçtı. Doğal akış bozuldukça bozuldu. Arayışların temelinde hakikati bulmak varken mitolojinin tesirinde kalındı. Terazinin ayarı bozuldu. Seçimlerde kopyacılık bezeli çıkış yolları, rakama dayandırılan kara balta sistem kabullenildi. Ve vaktinden önce zincirleme imtihanlara gereksinim doğdu. Hemen gelsin erken seçimler, gitsin kopya çekilen imtihanlar. Bir seçim biter diğeri başlar moduna dönüldü…
İlgi ve yetenek kıskacında geçen onca yılların geçerli nota tabi tutulup tutulmadığı hiç önemsenmedi. Gözler kapandı verildi reyler. Unutuldu peyler. Mazbatalara sığınılan, belgelere geçen, diplomalara yazılan ne var ise hak edilenin ötesinde hak edilmeyendir. Hak mahkumiyeti ve hak mahrumları çoğaldı. Seçim suyum derken ne kadar kopyacı olunduğu kopya çekildiği tespit ötesidir. Edilemedi de. Mühürlü mühürsüz, damgala damgasız hepsi bizimdir sayıldı. Kopya çekeni de, komple çalanı da gün gelir unutulur unutturulur savına sığınıldı. Tav tavlandı. Sandıktan ne çıksa baştacı edildi. Ancak hayal dünyası kısırlaştıkça rahatsız olan ne varsa ortaya dökülür. Her şey akıl düzeneğini zorlar. Ve zirveye çıkılan imtihan günlerini iple çeker ahali. Ahalideki bu sarsılma görülünce de anında çark edildi. Tez elden erken seçim…
Yine de bu dünya imtihan yeridir, güzel günler yakındır diye başlar suni dalgalanma. Yine resmen dalga geçilir milletle. Kopyacılık devam eder. Beklenenin aksi olursa yine seçim seçim üstüne gelir. Düşünme ve yorumlamaya zaman kalmaz. Belki çoktan seçme yeteneği kazanılabilir. Bu kazanım bilimsel eğitim dışı bir mecraya dökülür. Yine yeniden eskiye rağbet edilir. Yani yine kopya çekilir.
Bilimsellik ise ancak şüpheyle olur. Kopyacılık o kadar ileri gitmiştir ki seçim komutları üzerine kurulan bir sistem her seçimde kabullenilir. Bilinç kâinata katkı sağlama mekanizmasıdır ama birilerine hizmetçilikten başka işe yaramaz. Varlığın tesiri dünyayı hafifletmesi anlamında değil tersine nota ve notalara dayalı kopyacı bir sistemi sık ara seçimlerle dayatır. Sistem değiştirmek sandıkla sistem dışına itilir. Varsa yoksa ezberci ve kopyacı sistem. Devam eder…
Oysa deneyim aktarmayı çağın ilerisinde çağın gerisinde seçimlere montelemek imtihan zincirlerini katmerlendirir. Çileyi malum katmanlar çeker. Zaten bu dünya bilgiye açlık hissini başka yöntemlerle doldurdukça seçimlerde kopyacılık gelir aklın çeperine yapışır. Seçerken değişiklik göstermek zorlaşır, zorlaştırılır. İşte baskın erken seçim de bir kez daha bu kopyacı mantık güdülüyor ve güdüleniyor. Mevcudu korumak ve kollamak için…
Gözü açlara erken doyma hissi pompalandıkça sanki beyinlere yerleştirilmiş çiplerle yönlendirilmişçesine bir monotonluk sandıklara dizilir. Dünya meşakkati unutulur. Sandıklara atılan karneler kırıklarla dolu olsa da imtihan dünyası safsatasıdır.
Öyle ki kâinatı kâinat yapan beyin en basit haliyle dahi kullanılmaz. Kehanetlere savrulur pusulayı mühürleyen eller. Egolar ve logolar doğrultusunda ana resme bakarak kopya çekilir. Nota ve verilen notalara dayalı bir sistem tespitlerin ötesinde bir kez daha en başa yerleşir.
İşte bu kopyacı zihniyet ve imtihanlı muhabbet uyarınca iki cihanda yetkilenmeye ve ebedi yerleşmeye acil cevaplar bulmak lazım. Bilince zerk edilen zehir zirveye doğru motoru tekletir diye beklemekle yol alınmaz. Bu kez on küsur yıldır tek başına iktidar erkiyle milleti ayrıştıran imtihan zincirleri ve kopya seçimleri tersine döndermek için çalışmak lazım. Yoksa, yoksası yok…
On küsur yıldır tek başına iktidar erkiyle siyasal hayata nota dayalı bir sistem, puana endeksli imtihan zincirleri ve kopya seçimler yaslandı…
Bu dünya imtihan dünyası lafazanlığıyla metafizik boyutta boğulma hissi ve korkusu egemenleştirildi. Yaşanan her anı din tetikler hale getirildi. Anıların çoğu unutturuldu. Ama iktidarın arzularına gem vurulmaz hale gelindi. Ve seçimli imtihanların çoğunda kopya çekilir oldu. Kopyacılık cana kana mala işledi. Mizaca işledi. Akla yakışır yakışmaz denmeden akıl duvarına yapıştırıldı. Bilinç altına zerk edilen mmtihanlı veya imtihansız bertaraf edilmeler seçimlerle kopyalandı. Gerçek oldu. Birbirinin kopyası seçimlerde hep millet kaybetti.
Hal bu olunca liyakat göz ardı edildi. Seçimlere dönük kopyacılık işin erbaplarını öne çıkardı. Ve hep onlar kazandı. Akıl almaz yarışlarda ahde vefa dürüstlük ve doğruluk feda edildi. Ölçü kaçtı. Doğal akış bozuldukça bozuldu. Arayışların temelinde hakikati bulmak varken mitolojinin tesirinde kalındı. Terazinin ayarı bozuldu. Seçimlerde kopyacılık bezeli çıkış yolları, rakama dayandırılan kara balta sistem kabullenildi. Ve vaktinden önce zincirleme imtihanlara gereksinim doğdu. Hemen gelsin erken seçimler, gitsin kopya çekilen imtihanlar. Bir seçim biter diğeri başlar moduna dönüldü…
İlgi ve yetenek kıskacında geçen onca yılların geçerli nota tabi tutulup tutulmadığı hiç önemsenmedi. Gözler kapandı verildi reyler. Unutuldu peyler. Mazbatalara sığınılan, belgelere geçen, diplomalara yazılan ne var ise hak edilenin ötesinde hak edilmeyendir. Hak mahkumiyeti ve hak mahrumları çoğaldı. Seçim suyum derken ne kadar kopyacı olunduğu kopya çekildiği tespit ötesidir. Edilemedi de. Mühürlü mühürsüz, damgala damgasız hepsi bizimdir sayıldı. Kopya çekeni de, komple çalanı da gün gelir unutulur unutturulur savına sığınıldı. Tav tavlandı. Sandıktan ne çıksa baştacı edildi. Ancak hayal dünyası kısırlaştıkça rahatsız olan ne varsa ortaya dökülür. Her şey akıl düzeneğini zorlar. Ve zirveye çıkılan imtihan günlerini iple çeker ahali. Ahalideki bu sarsılma görülünce de anında çark edildi. Tez elden erken seçim…
Yine de bu dünya imtihan yeridir, güzel günler yakındır diye başlar suni dalgalanma. Yine resmen dalga geçilir milletle. Kopyacılık devam eder. Beklenenin aksi olursa yine seçim seçim üstüne gelir. Düşünme ve yorumlamaya zaman kalmaz. Belki çoktan seçme yeteneği kazanılabilir. Bu kazanım bilimsel eğitim dışı bir mecraya dökülür. Yine yeniden eskiye rağbet edilir. Yani yine kopya çekilir.
Bilimsellik ise ancak şüpheyle olur. Kopyacılık o kadar ileri gitmiştir ki seçim komutları üzerine kurulan bir sistem her seçimde kabullenilir. Bilinç kâinata katkı sağlama mekanizmasıdır ama birilerine hizmetçilikten başka işe yaramaz. Varlığın tesiri dünyayı hafifletmesi anlamında değil tersine nota ve notalara dayalı kopyacı bir sistemi sık ara seçimlerle dayatır. Sistem değiştirmek sandıkla sistem dışına itilir. Varsa yoksa ezberci ve kopyacı sistem. Devam eder…
Oysa deneyim aktarmayı çağın ilerisinde çağın gerisinde seçimlere montelemek imtihan zincirlerini katmerlendirir. Çileyi malum katmanlar çeker. Zaten bu dünya bilgiye açlık hissini başka yöntemlerle doldurdukça seçimlerde kopyacılık gelir aklın çeperine yapışır. Seçerken değişiklik göstermek zorlaşır, zorlaştırılır. İşte baskın erken seçim de bir kez daha bu kopyacı mantık güdülüyor ve güdüleniyor. Mevcudu korumak ve kollamak için…
Gözü açlara erken doyma hissi pompalandıkça sanki beyinlere yerleştirilmiş çiplerle yönlendirilmişçesine bir monotonluk sandıklara dizilir. Dünya meşakkati unutulur. Sandıklara atılan karneler kırıklarla dolu olsa da imtihan dünyası safsatasıdır.
Öyle ki kâinatı kâinat yapan beyin en basit haliyle dahi kullanılmaz. Kehanetlere savrulur pusulayı mühürleyen eller. Egolar ve logolar doğrultusunda ana resme bakarak kopya çekilir. Nota ve verilen notalara dayalı bir sistem tespitlerin ötesinde bir kez daha en başa yerleşir.
İşte bu kopyacı zihniyet ve imtihanlı muhabbet uyarınca iki cihanda yetkilenmeye ve ebedi yerleşmeye acil cevaplar bulmak lazım. Bilince zerk edilen zehir zirveye doğru motoru tekletir diye beklemekle yol alınmaz. Bu kez on küsur yıldır tek başına iktidar erkiyle milleti ayrıştıran imtihan zincirleri ve kopya seçimleri tersine döndermek için çalışmak lazım. Yoksa, yoksası yok…
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder