4 Haziran 2013 Salı

İNSAN OLMAK VE TAKSİM GEZİ PARKINDA OLMAK…

İNSAN OLMAK VE TAKSİM GEZİ PARKINDA OLMAK…

İnsan nihayetinde insandır ve bazen çok görülmez yaptığı. Çok konuşmaya ne hacet bazen dağ fare doğurabiliyor işte. Ve bazen de aslan fareye boğdurulabiliyor. Tüm mesele ise kim ne derse desin dili tutamamak üzerine kurulu bir kazan. Kibirlenme ve kurumlanmanın neticesidir kıssadan hisse tüm gazlı, harlı yaşanılanlar. Bu dur işte İnsan olmanın gereği ve Taksim Gezi Parkında Dolaşmanın,Taksim Gezi Parkı’nı  “Taksim Gazi” parkına dönüştüren direnişintek sütunda izahı…

İnsan nihayetinde insan ve her insan başarılı olmak ister şu kör kuyu dünyada ve özellikle bu dik zamanda. Aşırı isteklenir çevresine bakınca ve motivasyonu tepe yapar kısa sürede. Donanımlara bakmadan, aldırmadan, kondisyonuna güvenir insan bu her-gece nöbetlerinde. Yapabilme ve gerçekleştirme gücü de civardan desteklenince performans arttıkça artar. O saatten sonra değerlendirme yapması, gelişmeleri değerlendirebilmesi güçleşir artık. Ve bata çıka kendini düzeltme fırsatı bulamadan yoluna devam eder. Budur işte tarihte yaşanmış tüm halk hareketlerinin özünde yatan gerçek. Ezilmişlik, bunalmışlık ve F tipi bir şeyler elbette doğal etkendir ama İnsan için artık yarın yoktur, bu gün vardır.

İnsan nihayetinde insandır. Ve insan tüm bu etkenlere kökünden yapışarak, giderek daha da etkinleşerek elini kolunu bağlayan bütün olumsuzlukları kökten yok etmek ister. Yıllarca ister istemez kabullenilmiş olan umutsuzluk, yarınsızlık, heyecansızlık, güvensizlik, eylemsizlik ve inançsızlığı hayatından, ciğerinden söküp atmak uğruna her yolu dener. Bu yolda her irkilişi her dirilişi mubah sayar. Böylesi bir psikoloji ile böylesine sert ve dengesiz şiddetin ayyuka çıktığı sosyolojik ortamda insanın birilerini kızdıran partizanca tavır takınmasından doğal bir seçim şansı da kalmaz elinde.

İnsan nihayetinde insan ve İnsanın işi olacak, karnı doyacak,  yiyecek, içecek, giyecek, barınacak ve kutsallarına da fazla dokunulmayacak. Bunları birilerine bizim çocuk diye emek yoksun uğraşsız sağlayan bir döner sistem oluşturulmuş ise diğerleri sandıktan çıkmadı ileri demokrasi mantığıyla ötekileştiriliyorsa, yoksulaştırılıyorsa, insandan uzun vadeli seçicilik sergilemesini beklemekte hayalcilik olur. Hayalcilik olur, beklemek olur yalnızca ve hiç beklenmedik F tipi bir şeyler olur özür dilenmesi gereken ve dalga dalga ülkeye yayılır hasret.

İnsan nihayetinde insan ve insan böylesi bir çıkmazın içinde ister insani olsun ister çapulcu olsun bam teline basıldı bir kere, kendi kurtuluşunu hazırlamaktan asla çekinmez. Mevcudun olumlu yanlarını kendi görüp, hissedip faydalanmasa da de över, över ama bir noktaya kadar. Kara delik aşıldığında ise olumluyu olumsuzu ayırmadan gömer bir fidan çukuruna. Aslında geniş bir pencereden gözlemlenip, veriler alt alta yazılsa gerçek tablo kendiliğinden ortaya çıkar. Fazla söze ne hacet, tek bir kelimenin anlamı-meali yeter olayı izaha; Türk Dil Kurumu sözlüğüne göre Çapulcu: Çapul yolu ile başkasının malını alan, talancı, yağmacı, plâçkacıya deniyor Çapul ise:Yağma, talan, plâçka demek. Oldu mu şimdi yani beyler beyi.

İnsan nihayetinde insan ama insanın bilinçlenmesi, bilincin örgütlenmesi istenmeyip, engellenirse, ayrıca bilince, bilgi birikime sahipliğin artması on yıllarca önleniveriyor ise dışlanan insan köktenci bir mantıkla tüm kurumlaşmış değerleri yeniden kurgulamaya öncülük eder hiç umulmadık zamanda. Ve yıllarca en ciddi ve gerçek sorunlar devamlı öteleniyor veya hafifseniyor ise topluma yön verecek insan ve programlar asla sıradanlaşamaz. Adı sanı olmayan hiç duyulmamışlar bile, sıra dışı ve akıl ötesi vizyonla geçer sıranın başına kurtarıcılığa soyunur. Sözümüz mecliste dışarı, aslında tek cümleyle

Vitrine-rafa sadece yetersizlerin yetkinleştirilip çıkarılmasıyla yetinemeyişin neticesidir bu çapulculuk harekâtı. İşte o kadar…
Bunca yanlışların, yanlışlamaların doğrulaması ve güzellemesi ise her fırsatta seçimlerde alınmış oy oranlarına bağlanarak halledilmesi yeğleniyor ise gidiş çoktan başlamış da milletin haberi yok demektir…

İnsan nihayetinde insandır ve çok görülmemeli. Bunca ideolojik sapmalar ve kaymalar yoğunlaşmışken yolunu doğrultmaya çalışıyor çabalıyor aklınca. Misyonu ve izanı kaybetmişlik belki milyonlar getirir ama bu masal-gerçeğine aldırmadan İnsanca ilerliyor hedefe. Hem de kamuoyu oluşturma öngörüsünü takmayarak, ne gerek var diyerek, dayanışarak yürüyor ülkenin dört bir yanındaki gezi parklarına. Bunca yıllık yitirmişlik düzleminde son derece estetik duran ve saygınlığı hiç kaybetmeden insanca bir duruş bu yaşananlar. Bunca olumsuzlukların etkisiyle daralan ve küçülen dünyalarını kaybetmemek için gecikmiş protesto turu aslında tüm gayret.

İnsan nihayetinde bir insan ve insan rica minnet yeni menü listeye vekil yazılmak yerine baraja, barikata takılmayı göze alarak, toplumsal olaylara müdahale araçları-tomalarla tanışmaktır genç yaşlı. Asla şu üç beş günlük periyoda sığınmadan artık ne kadar sürecek ise sürer, süre bitene kadar insanlık onurunu diriltmek ve meydanlara sadece renk katmaktır halktan olmak halktan yana tavır almak. Keşik artık keşişleme yapmadan o insanları görmesi, duyması ve anlaması gerekenlerde gerçeğini dünya âleme duyurmaktır asıl olan.

Evet, insan da nihayetinde insan, çok görmemek lazım…
 

Hiç yorum yok: