Netmeli bilmem
Yeniyetme
hayranlığıdır
Tapmak
markaya
Yüz
hasım yüzü hısım değil
Mayın
döşenmiş hasılatlara
Yaban
domuzu körlüğü kasım kasım
Kalem
ucu kadar toprak bırakmadan
Satmak
bedavaya
Yeniyetme
hamaratlığıdır
Bütün
dünyada vallahi aynı manzara.
Kriminal
laboratuarları bomboş
Araç
hedefe ulaştı
Benzer
yüz, hısım değil hasım
Gübrelenmiş
topraklar kritik dönemeçte
Yatmak
uykuya
Yeniyetme
hoyratlığıdır.
Uyurgezer kelimeler
Ninnilerle
uyurdum çok eskiden
Uyuşmadan
Gönderdiğin
mektupları asla okumadım
Topladım
zarfları dikkatle ayırdım pullarını
Hepsi
bir başka göç
Benzer
şehirler, ayni söz farklı öz
Deniz
kıyısı kokuyorlar hepsi de
Utanmadan.
Mineral
mineral
Film
şeridi penisilin gibi yakıcı
Gönderdiğin
tebrikleri asla okumadım.
Mimli duygusuzluk
Yetişkinlik
Kadın
düşkünlüğüne benzer
Hisli
ve hassas
Kadınına
düşmeyegör
Paslı
ve gıcırdayan karyola
Ve
inceden hesaplanmış palavralar
Minimum
ve ekonomik
Bir
çadır tiyatrosu piyesidir hayat
İstifade
etmeli
Hiç
eğitim almadan bunca duyarlık
Yetişir.
Kadın
düşkünlüğü erkeği bozar
Hissiz
ve hastir
Adamına
düşmeyegör
Paslı
ve vızırdayan mermi
Ve
inceden kan sızan yaralar
Çözülmeyecek
sorun yok
Yetiştik.
Açıkhava tiyatrosu
Uçak
gemisine süzülür adı sanı gizli jet
Dokunmadan
kauçuğu çeliğe
Etkilenir
deniz
Dışarı
vuru öfkesini, sillesini
Açık
havada ihanet.
Azınlık
çilesi
Az
çile çekmedik be aslanım.
Gövde
gösterisi hergün
Çatışma
erken saatlerde
Bıçak
kemiğe dayandı adı sanı gizli servis.
İzmir fırçası
İlan
tahtasında kara kalem resimler
Nehir
kollarını denize uzatan hatlar
Afrika
yeşili hırka
Tütsülenmiş
kağıtlarda füme rengi dağlar
Çevik
kışkırtmalar gökyüzünde.
Yağmur,
yağmur yağar
Çamur
deryası bir tarla
Ve
cıvıldaşan atarla kuşları, jülyet
Herbiri
birer kara nokta.
Zihinsel
mucize yelkovanları şaşırtmış
Oy
akrep zehirli kahır kılıksız dünya
Aklıma
takılan çekmek zorunda mıyım kardeşim
Bila
bedel bi hayat buyurun
İlan
tahtasında kara kalem bir ilan.
Televizör
Daldır
kepçeyi batmadan rezilliğe
Çaylak
ajandasına kayıtlı geleceğini al
Miyop
gözlerin elbet görür
Deldir,
kulağın deliktir önceden ama olsun
Yeniden
yeniden deneyim şart
Birlendim
soğuk bakışların bebeğinde
Ziyanı
yok rötarlı da olsa güzel
Panzer
selinin tam ortasında
Miyop
gözlerim elbet görür
Kaşıkla
verip kepçeyle alma rezilliğini.
Üçgen
Can
çekişiyor kalabalıklar
Fenalaşıyor
hava
Koruk
kokusu sepetleri ezen
Çiğiltepe’
de şeytan ölüyor
Kum
saati bitmeden kum durmaz ki
Pandomim
başlar
Ardından
havalanır kırlangıçlar
Tıpkı
soğuk savaş dönemi.
Bombaların
anası da babası da ağlar.
Kan
kokuyor sokaklar.
Ellerim
yanıma düştü.
Hava
fenalaşıyor
İkilen
Sevmek
en sevimlisinden
Şirin
kopçaların bir bir sakladığını
Maden
çöktüğünde üstüne
Ağustos
böceği en güzel aşk şarkılarını öttürüyorsa
Taş
fincanlarda ilk aşk yudumlanır
Yel
akıllı geçkin saatlerde küfeliktir
Canan
da bıraktı anahtarı
Başlarken
bitti sevme üzerine bir hikaye daha
Ah
şu alışveriş merakı.
“
Nerde bende o yürek “ şirinim
Acılardan
şiirler koparacak
Maden
çöktüğünde üstüme
Ağustos
sıcağı en güzel aşkları kavuruyorsa
Boş
fincanlardan yudumlanır son aşk.
Birlen
Uyduruk
yalaklardan taşmış su
Arılar
peteklerden
Resmin
albümlerden
Alarm
vuruyor kör sabahlarda
Aysberglerin
yüreği ateş çemberi
Evvelsi
gündü arife
İhtişamı
geceye düştü
Kedi
çamur topaklarıyla miyavlaşıyor
Köpek
kediye hırlıyor
Anonim
kavga
Nerelisiniz
hemşerim, hemşirem
Uykusuz
gecelerden taşmış kimsesizlik
Ağrıtır
yüreğimi.
Yel akıllı geçkin
Seçkin
gölge
Yumurta
akı cıvığı sabahları seçermiş,
Bulvarları
kovaladım şehir şehir
Yel
değirmenlerimi sırtıma yükleyip hem de
Yel
akıllı derler bizim oralarda
Veya
külek kafa olsun varsın
Geçkin
yaştakine
Denize
bakmak ay ışığında ne güzelmiş
Denizi
beklerken yaşlanmak veya
Gölgelere
sığınmadan güneşle yakınlaşmak
Emekli
derler bizim oralarda
“
Bir ömür böyle geçti habersiz “
Selamla
gölgeni.
Pandomim
Yatıştım
paragraf arası
Ve
yattım.
Hangi
alaşım aklımı kurcalayan hangi
Hırçın
illaki tattım.
Kalmadı
be gülüm yanlışa cesaretim
Kendimi
sana kattım
Hurma
yumuşağı gibi
Ve
ayni daldan
İlk
aklıma düştüğün günü hala hatırlarım
Hangi
ulaşım aklımı durduran hangi
Hızlısı
illaki tattım
Kalmadı
be gülüm üç dine hasretim
Kendimi
semaya kattım.
Ve
piştim.
Anonim
Başka
bir zaman
Önceden
mi sonradan mı unutulan
Başkası
yok.
Başka
şey bu seferki
Başkaları
yok.
Yıllar
sonra çürümeden, değişmeden,
Sıra
sıra sıralanan
Eklenmek
o zaman yılmadan
Başka
türlü bu seferki
Güleryüzlü
fındıklıklar içinde unutulan
Molekülünden
sen
Çok
zaman oldu çok, çok uzun zaman
Bir
zamanlar Kudüs kıbleydi.
Başkası
insan, insan.
Kalmadı be gülüm
Acı
detayları inceledim
Amatör
hevesiyle
Avutu
iskelesi bu fakire mekan
Parmak
izinde okuryazar diploması
Monologun
başladığı yerde doğmuşum
Anladım
bu dialog öldürecek beni
En
uzak camiyi görmeden asla.
Fukara
hevesi işte.
Avuntu
istasyonu bu cahile mesken
Parmak
izimde okuryazamaz diploması
Diplomasinin
bittiği yerde doğmuşum
Anladım
bu demokrasisizlik öldürecek beni
En
uzak camiyi görsem bile…
İşte
kimsesizler mezarlığı…
Çok uzun zaman oldu
Kısışmış
tutkular geziniyor cankurtaran gibi
Seyyare
can yakan
Bellek
yitimi her sabah
Moloz
yığınları içinde bir şehir
Sen
gel yine
Bekliyorum
saat kulesinin önünde
Zirvesi
altın kaplama.
Kuvayi
Milliye Meydanı’ nda
Seyyare
can yakar
Mavilenmiş
tutkular parlıyor Ege’de
Her
akşam bellek yitimi.
Sen gel yine
Demir
attım anasonsuzluğa
Anatomim
toptan felç
Varisler
toplanmış
Perçeminde
pineklemekte bulut arası güneş
Endirekt
aşk
Kucağımda
kusurlarımı buldum
Ama
demir attım sonsuzluğa
Ana
tamam, toptan haklıymışsın
Kaprisleri
hileymiş
Perçeminde
gizlenmekte güneş arkası fırtına
En
nihayet bıktım.
Ana
sonsuzluğa demir attım.
Dışarısı soğuk
Nice
yıllara
Dişli
çark düzeneği tahrip edilmiş dünya
Faturayı
iliştirdim paçana
Anemi
öpüşü dudaktan, öptüm
Yıldönümleri
kutlamak vardı burada ya
İzmarit
yığınları engel
Dışarısı
soğuk ve gece ağlıyor ve
Gitmek
istiyorum onca uzaklara
Muallak
taşı selama dursun.
Nice
yıllara.
Çocuk acısı
Beyaz Bayrağı çekti ağaçlar
Kızılağaçlar
Aromatik
armoni aralığında mevsim
Çiçekler
güneşten yanmış
Akçaağaçlar
Fırlamış
ana yoldan son model
Çocuk
acısı görmeden ölmek dileğim
Koskoca
ağaçlar
Mortu
çekerler bir gün
Hemide
ayakta.
Yetişir
Kurak,
çorak buraları
Tümsek
yok
Küf
kokuyor toprağı
Evet
işte deniz Karadenizdir
Yetişir
bu kadar zulüm
Evet
işte deniz Karadenizdir
Yaylalarda
çelik çomak
Tümsek
çok
Bal
kokuyor toprağı
Evet
işte Deniz, Karadenizdir
Şimdi
orda avlanmak zamanı.
Tadında bırakmak
Kılığı
biçimi kurumlu ama
Astımlı
Kurum
bağlamış eğreti borularını
Müneccim
gibi bir soba
Terler
güneşe açık günleri
Ağustos
böceği gibi şakır
Tomurcuk
tomurcuk
Berbatın
berbatı bir acı ve gözyaşları
Kasıtlı
Kılığı
biçimi kurumlu ama
Kurum
bağlamış eğreti borularını
Benim
yaşımda bir soba
Çekilmiş
köşesine ama
Karınca
gibi çalışkan.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder