ŞU FAKİR İLÇENİN CİN KONGRECİLERİ…
Şu fakir ilçede dış kulvardan çok içe dönük yarışta yerelden genele var olma ve ne pahasına olursa olsun kazanma üzerine planlanan ve azami siyasi pay çıkarma temelinde inşa edilen her kongre süreci baştan kaybetmeye mahkûmdur. Delegeleşmeyle başlayan ve kongre yaklaştıkça medeni biçimde her siyasi cesaret gösterene cephe açan, cepheler genişledikçe de gurka piyonları cepheye süren bu basmakalıp politika anlayışıylala uğraşmak da zor. Zor ama aday olma ve adaylaşma furyasında takdiri zor olumsuzlukların yaşanmasının da muhtemel olduğu çok açık. Belki zor oyunu bozar ama, İlçe, il, yurt sathında bir bakmak gerek, ide ile değil, bi dene ile biçimlendirilen kamuoyuna açık bu kongreler ve büyük kurultay süreci kime ne sağlar çok açık…
Şu fakir ilçede başarı veya başarısızlık çizelgesinde ciddi payı olanlar her kim olursa olsun günü geldiğinde hesap verme cesaretini de göstermelidir.Şu fakir ilçe çok iyi biliniyor, biliyoruz bir iktidar partisi var aldığı oy belli ve diğer partiler var. Ana muhalefet gemisi Parti’de bu diğerleri içerisinde. Ve çok yakında bir ilçe kongresi yaşayacak.
Hala muhalif yapıları motive edebilecek, muhalefetin öncüsü olabilecek gücü olması gerektiği düşünülüyor. Gerçekten de her kongre aşamasında ciddi bir muhalefet öngörüsünü sağlayacak bir yapılanma beklentisi içten dışa çok yüksek. Ancak mevcut adaylaşmalar ve üzerinde baskı kurulmuş bir delege yapısıyla, mevcut yapılanmanın devamı arzusu ve eskiden kalma siyaset yapma usulleriyle partinin dönüşeceğini düşünmek ve beklemek de zor.
Her seçimde oranı %15 oya bağlamak belki eleştirilebilir. %15 oy alırsınız ve halk sizi o kadar takdir etmiş olur, o kadar sonucu kabullenirsiniz. Ama siz şu garip ilçede ana muhalefet gemisi parti olarak, İlçe yönetimi olarak gerçekten bir kurtuluş öngörüsüyle ortaya çıkarsınız bir nebze de olsa aşı tutar. Sahaya inersiniz, sokağı da örgütlersiniz, mücadele edersiniz, tavır koyarsınız, tavır alırsınız, etkinlikler düzenlersiniz dolu dolu bir iki yıl yaşatırsınız eyvallah. O zaman bu %15’ler göze batmaz. Maalesef oda yok bu da yok. Hiç yok.
İşte partiden beklenti budur diyen de yok…
Şu fakir ilçede, garip kalan şu partide ne yazık ki üç-dört kongredir, seçilen ilçe başkanlarının gereken şekilde inisiyatif almamaları yüzünden çok şey kaybedilmiştir. Partinin ilçedeki, ildeki ve ülkedeki yerel ağırlığı sadece bu nedenle dahi acayip zedelenmiştir. Yerelden genele söz hakkı, olması gerekenin çok altında kalmıştır. Verilen veya verileceği söylenen bir iki kurultay delegesiyle sınırlı bir temsil başarı sayılmıştır. Yıllarca böyle geçiştirilmiştir, kongreler ve büyük kurultay süreci. Elbette Parti içinde yeterli söz hakkı olmayanların ilçesinde de söz hakkı olamaz. Bu kongrede bu kafayla seçilen ilçe başkanı kim olursa olsun seçildiğinden itibaren işini iyi bilen kılıcı tam kuşanan iktidar partili belediye başkanının peşine takılır ve siyaset yapıldığı sanılır.
Şu fakir ilçede parti artık bitme noktasını gelmiş kimsenin umurunda değil. Elbette bunda son yıllardaki yöneticilerin açık suçları olmasa da sorumlulukları vardır. İlçe başkanlarının da sorumluluklarını yeterince yerine getiremedikleri artık düşünülmesi gereken bir gerçeklik. Hal böyleyken maalesef sorunların üstesinden gelebilecek, partiyi bir yerlere getirecek güçlerinde önlerini keser bir mantıkla davranılması bu partiye alenen ihanettir. Yani kendi partilisine sanki başka bir partiden biriymişçesine yaklaşıldığı görüntüsü yürek acıtan bir tutum. Bu da partililiğe ve yöneticiliğe yakışmaz. Bu ülke kurmuş köklü bir partide partili olma kültürünün dışında bir mantıktır. Mantıksızca başka bir mantık arayışıdır. Oysa baştan sona herkesin kendisine bir çeki düzen vermesi, partiye değer katacaktır. Fakat kimse yerinden kıpırdamıyor, partiye zarar verecek yapılanmalar, art niyetli kulis çalışmaları ile parti bugününden daha geriye götürülüyor. Bu da partiye yakışmaz.
Kongrelere yerel açıdan bakıldığında siyasi bir gerçekliktir, tabandan başlayarak tabanın onayına sunulmamış her adaylaşma yaşanan kongre sürecinde sadece kazanmak uğruna her şeyi istisnasız ve koşulsuz kabullenmeyi şartlar. Bu genel şartlama ve şartlanma başta iyi ve makul görülebilir, ağır gelmeyebilir. Ancak kongreler ve büyük kurultay bittikten sonra tüm mevkilere seçilenler aşama aşama demokratlıktan uzaklaşan, bitsin de gidelim dermansızlığına varan bir tavra sürüklenir. Bu tip adaylaşmalarla, bu ben merkezli dayatmacılık sonucunda zamanlı zamansız demokrasi havarisi kesilmeyi çağrıştıran kongreci uzmanlık bir kez daha işbaşı yapar. Kimse pek kanmaz ama bir ruh değişimine de izin vermez nedense.
Önce kendimize dönüp bakacağız diyen yok. Kimse aynaya bakmadan, elini taşın altına koyma sözü vermeden ortalıkta dolaşılıyor. Dolaşılıyor ama hep ayni yüzler. Yılların yöneticileri, yılların kaybetmişleri tekrardan bir daha aday. Sanki koca partide adam kalmamışçasına eskiye rağbet. Bırakın dışarıdaki seçimleri gerçekten parti içindeki yarışlarda bile kazanmışlığı olmayanlar yeniden adaylaştırılıyor. Her türlü delegasyon oyunlarından, dolaplarından haberdar olup bunları bertaraf etmesi gerekenler de düşmüşler kendi derdine. Sen mi ben mi kavgasındalar. Şu fakir ilçenin cin kongrecileri de halinden pek memnun değiller aslında ama öyle alışmışlar. Parti de işler bu minval üzere işlerse normalde iki sene sonra yine aynı şeyler konuşulur. Ve aynı tas aynı hamam denir.
Şu fakir ilçede şu garip partide maalesef işte böyle işliyor kongre süreci…
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder