GALATAHANE’DE CAMLI ŞİŞE…
Sular
karardıkça kararır Galata’da
Galatahane’de
camlı şişeler
Suskunca
susuyor us.
Her
uskumru sağanağında kararır uslar
Buğulanır
anılar ve beyaz
Sular.
Aşklar,
kara sevda, sevdalar
Köprü
altı aşkları yakar demir köprüleri
Eritir
dünyayı.
Cam
gövdendeki suya kamış batıyor derviş
Çile
denizini köpürtüyor zaman
Lüle
lüle konmuş şehrin üstüne kubbeler
Kulpuna
tutunmuşum yalımın
Çömlekçi
çamuru çatlıyor cam Kabe’mde.
Serden
geçen şarkılar hep bir ağızdan okunur
Okunurken
tömbekiyi ısıtır nefesler
Üflenen
camdan cana geçer tılsım
Kor
ateşli bir keyifsin sen ey gafil.
Galatalı
can dedenin efsunlu cam şişesindeki cin
cimcime
korkuluğudur.
Marpucumun
ucu sedef imamelidir
Elimin
içi terliyor derinden
Nedeni
bellidir.
Zaten
banane zevkin zesinden
Tütsülenen
yaşamın
zerresinden
zerinden, zerrinden.
Can
cana cam camadır hasıraltı edilen iş
Kehribar
başlı Tophane’de lekeli güneş
batıyor
işin doğasına uygun
Top
atıyor Top ağacı’nda.
Hindistan
cevizi tadındasın şahım
Ceviz
kabuğuna gizlisin pirim
Ahım
ateşim maşaya geçiyor
masa
başında.
Naaşımın
külleri arşınlar Manşı,
meşeyi
delen kararlılığım usulca geçer arşı
kordon
boyunda her köşe başı nargile marşı.
Nargile,
Denize
ay beler
ayası
hayası hülyası birdir bir
Ay
ayşe ay yüzlüdür, yüzler camda şekillenir
Sular
karardıkça kararır Galata’da
Galatahane’de
camlı şişeler aydınlanır.
Suskun
buğulu sularda anılar solar
gövdemi
sular her gece
fokurdarım
sabahlara kadar sayende
camlı
canlı şişe.
Şişelerde
can
lüle
lüle yansın lülem Lalelim siyah lalem
İçine
güvercin gibi süzülerek soğutacağım nefesini.
Çünkü
gönlüm geciktirilmiş sohbeti arzular şimdiden
Zamanıdır
şimdi dem de dem.
Meyve
aromalı tömbekim bahane
Galata’daki
camlı şişe şahane
Surlar
kapandıkça tüm yönlere gizlerim seherini.
Her
seher gaz lambaları ışıtır köprüleri
Canlanır
eşsiz yuvanın kuramları kavramları
Işıtır
bitmeyen kavgaları.
Ve
kümbetlere dolar şavkın
aşkın
şavkı vurur kızaran yüzüne
canlı
fasıl başladığında serden geçilir
yardan
geçilmez.
Geçilmez
ne yardan ne anadan.
Bir
camlı köşk dayanışmasıdır nefesime nefes
Nefes
nefese değdiğinde
Kör
kuyulu bir harcanıştır ömürden artan.
Güle
güle, güle olan hasretliktir en hasından
fesinden,
efesinden, enfesinden
gök
kubbeden akandır kentin arastada kalan gövdesine ilişen.
Eli
işte gözü oynaştalığın reddidir harbisinden
nitekim
tercihim senle diye başlatılan
alın
teridir terk edilen.
Ve
sen eksik nefes
tek
nefestir
tek
başına benimle sonlanan.
Gül
balım, keskin elma sirkem, ananasım, babayasım
Cam
gövdedeki suya mahşere kadar yasağım
Yasaksın
namıma, adıma.
Adım
adım süzülürüm,
duman
duman içine sürünürüm
Tesbih
tesbih oltudan dizerim seni boynuma
Altın
boynuza, boğazıma.
Boyumdan
büyük işlere kalkıştım boyuna
Şimdi
seni istiyorum
Sayıma
suyuma, huyuma
Uyuma.
Dinliyorum
seni Galata’da
dinlediğimde
dinlenmiş ve senden sana af dileyerek.
‘Yar
saçların lüle lüle, yar benziyor beyaz güle…’
Hala
şansımız var sanki hala,
Sırça
köşkte bekliyorum
Uyarına.
Terennümün
arasında cam gövdene dokunuyorum
bir
dokun bin ah işvesi
teneffüs
arası
işitince
tinimin telkinini mavi cam eriyor
erkenden
eriyorum dumanlanan Galata fonunda.
Köprüaltı
aşkları narlı, harlı ve cilalıdır
Bal
ve süt banyosunda takılı aklım
Anılar
salkım salkım, dağılıyorum
dağılıyor
nurlu aklım.
Caymıyor
bu beden senden şişe şişe
Şişe
şişe işleniyorum.
Yazı
kışı köşelerden sızıyor
Yaz
ayları boyunca mekan mekan kışı özlerim.
Kışın
mekansızlığında ise ilkbaharı
ama
sonbaharı yaşarken yaşım
Kafamı
takmadan özlerim
içimdeki
canavarı dirilten narı.
Artık
genç bir adam değilim
mutluluk
kapım yarı açık kalmış.
Eşikten
içeri bir cam billur kıvranışı
kamışa
su yürümüş cam şişeden
dumanlanıyorum
tam kıvamında
duman
duman.
Gömlek
değiştiriyor kubbeler, gümüş alyanslı küpeliler
çömlek
çamurundan teneşir çatlıyor Kabe’mde.
Kavlimde
kor ateş, kalbimde köprüaltı aşıklar ve kalem.
Kurşun
kalem kazası, görünmez nefes
külliyen
sanadır tüm evrilişim
yıkılmış
kalem.
Kavrulmuş
fındık kalem.
Acılar
lale lale dağılsın gülüm, siyah lalem
bıldır
sen içime bıldırcın gibi süzülecek
en
sıcağım, son sıcağımsın.
En
son durağımsın.
Tembihliyim
anadan babadan, atadan
öncekim,
sonrakim, ahretim,
tömbekim
sensin.
Hisarlardan
yayılıp şehrin gövdesine yapışan hale
tövbekar
olursa sayılı zaman
vallahi
billahi helalimsin…
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder