25 Kasım 2015 Çarşamba

AĞ, DENİZ, FENER VE RASTGELE…

AĞ, DENİZ, FENER VE RASTGELE…
 
Ege’de
Ağlar Ege.
Ağımı denize attım
denizi tutmak için tuzdan kavrulan avucumda.
Ağlarım ağlarımdan uzak bir adada dağları tüterken kızılımsı yeşil
buğulu gözlerle
demir atmışım eteklerine.
Lavlarında yıkanmak için kızıldan ateş denizinde
doğruldum.
Gece yarısını az geçe patladı suskun volkan
kulakları eriten acı bir ötüşle.
Ne diller döktüm kara bulutlara demir köprünün tam üstündeyken gece
zincirlenmişim zifiri karanlığa.
Yağmur suları içiyorum avuntu niyetine
karla karışık
denize karşı.
Ağıma takılanlar takaların dalgaları aldatan gürültüsüne aşık
laf gemisi pek kolay havalanıyorlar
her kuşluk vakti ayni veda.
Martılar taşıyor mutsuzluğumu, artılar eksiler varlığımı taşlıyorlar
habire kara haber.
Kızgın deniz kış uykusuna yatmış yazdan
ben rastgele yollardayım
buzul çağı.
Kıyıya en erken varabilmek için çırpınıyorum
dolunay sahte düşler sokuyor koynuma
yelkenlerim lodosla öpüşmekten utandığı için
asılsız asılmalık sevişmeler kemiriyor beynimi.
Aklımda beynelmilel sevdalar
yangın çağı.
Ben denizi değil deniz beni yuttu
ben balığı değil balık beni uyuttu
şişede balık
bardakta bahar.
Attığım ağlar denizi değil beni yuttu
deniz feneri kara sulara daldırırken ışığını bıçağını
ışkın ışkın gözümde anılar.
Bir acayip ışık saçtı yüreğim ağzıma geldi
işte Ege
Ege’de
ağlar Ege’ye.
Ege’yle oltaya takıldım Karadeniz’de
ağ deniz fener kıskacında rastgele yıllar
rastladım deniz kızına
pullarında yoğruldum yoruldum.
Ben denizi değil deniz beni doğurdu
deniz kızı şahit
yansıdım kıyıya en yakın cılız ışığa.
Usulca ağırlığımı denize saldım
en hafiften en ağıra soldum.
Dalgalarında yanmak için kırmızı kırmızı
zincirlenmişim kara maviye yeşil yeşil.
Ne umursamaz denizlerde dolaşıyorum yapayalnız.
Kıyıdaki loş liman sinsice saklıyor yüzünü
gözümden sakındığım
ardımdan el sallayan peçeli kadın hala en uzakları gözlüyor
gözünde kanlı yaş.
Yıldızları avuçluyorum altın pençeli denizin üstündekileri
siperinden çıkmış
kaç kulaç sonra doğacak güneş.
Belirsiz imgeler acıtıyor canımı
derken en hesapsızından güneş doğuyor batı kıyılarından yerli yersiz.
Doğrusu bu utanç yeter de artar
bilmiyorum baş başa denize çullandığımızda saat kaçtı
sanki boğuldum.
Ne zaman döneceğim bu seferden
belirsiz.
Ağıma deniz yakalandı
Ege’de
ağlar Ege.
Kara gözleri daha da karardıkça
bu kapkara ateş şu garipten ne ister ki başka.
Adam akıllı sönseydi kızgın gönül
mavzerden çıkana ağıtlarla.
Mosmor ellerim
kan oturmuş yüreğime
değmiş yüreğime nurdan nar.
Derken güneş batıyor kuzey doğudan
cahilce bir başkaldırış
kaç gündür buğusu tütüyor tepede
tepedeki evin bacasında.
Ne arayan var ne de soran
gelenleri arandım durdum sonra
arındım denizle.
Denizi tutmak için tuzdan yanan avucumda
ada ada dolaştım
derken mahşer yeri yalnızlığı.
Ağımı denizden topladım
Ege’yle
ağlar Ege.
Ağ deniz fener üçgeninde rastgele günlerde
oltaya takıldım
bir balık gibi
deniz kızıyla beraber.
Ve kaçınılmaz son…

Hiç yorum yok: