ATEŞTEN DÜŞLER
Durduk yerde
ateşe değdi aklım.
Değme kıpkırmızı bir kor oldum
eriyorum.
Renkli rüyalar ergenliğimden bu
güne
birim, binim
kılavuzsuz kanatlanamayacağım gri
çöle bir daha.
Yaz başı yüzleşeceğim utançlarımla
sonra
sararacağım.
Bacaklarıma dolanan aykırı sahneler
yalan mıydı?
Kıpkırmızı yüzümü bir daha dönmemek
üzere sakınacağım
eskisi gibi olmayacak hiçbir şey
artık
susacağım.
Şelale gibi dökülen saçların
göğsümde sır
son nefesime nefes ekler
ateşle okşayacağım göğsünü
kıpkırmızı bir meydan okuyuşla ta
zirveye kadar.
Parmaklarım düğümleniyor göğsüne
en ucuna özüne
şu saniye her saniye bir aksilik
olmazsa eğer
senelerce
buz gibi bir kadın esintisiyle
savrulacağım engine.
Buz gibi ama kızılca kıyamet ateş
kara düşler ergenliğimden ağarmış
saçlarıma
uzar da uzar kadınca.
Oldu bir kere
soluğu nane kekik yareni dağlarda
aldım
ateşe düştü aklım
kıpkızıl bir alem oldum
yanıyorum.
En iyisi
perisinden assınlar yarınlarımı,
eriyen yanımı.
Duyun suya ateş, ateşe su değdi
Bir dünya başım
Ateşe su, suya ateş değdi
başım döndü
dünya durdu.
Hey gidinin düşkünleri
doyun
bu düşler ayıracında anıldım, pir
ayıldım.
Yol oldum yordam oldum
alacada ışık hızıyla yolculandım
durduk yerde.
Hey unutma durduk yerde
ateşe değdir aklını
sonra hayıflanırsın kaçan
fırsatlara
Kıpkırmızı bir göl olur güllerden
günceler
erirsin.
Bak buralarda hayat başka hayat
gardiyanların ellerinde budaklı
sopalar
çırılçıplak kasları cemselerin
içlerine yaslanır garipler
kamış falakaları sabahların
koynunda uyurken
ağlarım,
sen de ağlarsın.
Kıpkırmızı yüzlerde cesaret
kanlı eller organlarında
boyu posu devrilesicelerin copları
kıpkızıl
yarınları hortumlarla zincirlerle
bayılttılar
korku erketede.
Tanıyorum ben bu rengi
biliyorum topunu
tüfeğini.
Havalandırma boşluğundaki kuş
kafesinden
kıpkızıl bir ateş oldum
güneşe kanatlandı aklım
güneşe değdi başım
soluğumu göz altına aldılar solumam
artık
solum soldu.
Hey gidinin ateşten düşleri
tekmili düşler ergenliğimden
geleceğime aktı.
Kimliksizlik şemsiyesi
altındakilere inat
kızgın alev sağanağında
ıslanacağım.
Gölgelenmeyeceğim hiç
nutku tutulmuş kamelyalarda.
Yaz sonuna yüzleşeceğim
utançlarımla
böyle sonsuzluk düşman başına
ne dostu ne yosması
her yeni günde ayakta kalmak adına
heyecanlanırım, canlanırım
can feda.
İnsan elinin değmediği tek şey inanılmazlık
inanç zedelenmesiyle buluşuruz
ateşten düşler sokağında.
Ateşe değmişse de başım
aklım ateşse de korkma
demir yüreğine sorup sarıl.
Eklerim, beklerim
aykırı düşler sokağındayım.
Renkli rüyalar ergenliğindeyim hala
toyum
toydayım
ayni yerde ayni erde ayni boydayım.
Kılavuzum ol kanatlanamayacağı
düşlere
yüzleştir en içten duruşla beni
benimle, beni bana.
Bacaklarıma dolanan en aykırı
sahnelerde
kıpkırmızı bir kor olayım yine
yenide.
Kör olayım topal olayım yeter ki ol
dediğin kadar olayım
Ol de ol
bitsin artık bu tutsaklık
durduk yerde.
Durduk yerde…
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder