8 Kasım 2015 Pazar

BABA ŞİİRLER


 
ALİ HAYDARA DESTAN

Bir gece rahat edip uyumadım
Şu dünyadan heveslik alamadım
Suçlu olduğumu asla bilemedim
Felek küstü bana derdimi söyleyemedim
 
Gurbet eli ne gariptir bilinmez
Herkese de ah babamdır denilmez
Sılaya da eli boş gidilmez
Dünya ahvalidir herkes ile ölünmez
 
Gurbete çıkmasaydım adam olurdum
Bir garip gibi köyden kovuldum
Yetiş yar imdat kalbimden vuruldum
İmdat eyleme ey kardeş rızkım tükendi
 
Büyüğüme karşı gelmedim asla
Bu sıra uğramaz oldu bizim eve posta
Gurbet elde olan her an için hasta
Dert sahibi oldum ölürüm artık genç yaşta
 
Dua ettim alan almasın asla seni
Gurbet elde erittim bu canımı bu teni
Yaratana kurbanım insan yarattı beni
Yalandır bu dünya Allah yarattı âdemi
 
Bir evim olsaydı bir de yârim
Dokunmayınız bana yarem çok derin
Kız olsaydım şimdi olmuştum gelin
Meraklanma artık sen yaren sevin..
 
DÜNYA FANİDİR, KİMSEYE KALMAZ…

Dünyaya gelmişiz emel kurmaya
Mecburuz kardeş borcumuzu vermeye
Öğle oluyor artık yemek yemeye
İznim çıkıyor yakında gidiyorum sılamı görmeye
 
Bir ateş yakta odalar kül olsun
Bana dertli mektup yazma ne olursun
Kapılma garip dostuna mahvolursun
Yaparsan fenalık Allah’ından bulursun
 
Hepimiz Türküz, çepniyiz Allah korusun
Vatana hile yaparsam kolum kırılsın
Konmuştur bir keklik dala nasıl vurursun
Merak etme kardeş teskereye kadar durursun
 
Menekşeden güzeli hangi çiçektir
Beni gurbet ele düşüren yalnızca felektir
Yaz da bir mektup beni iyice gücendir
Severim seni güzelim gücendirme beni
 
Kimse bilmez bu dünyanın fendini
İnsan olan bilir kendi kendini
Kimse bilmez el âlemin derdini
Affet bir kerelik suçum var ise beni
 
Şu dünya fanidir kimseye kalmaz, sırrını kimse bilmez
Gel desem de yine yar bana gelmez
Ölsem de onun için dilek dilemem, kim dilemez
Darılsan da güzelim çok uzaklardayım, artık gelemem
 
Kimse bilmez şu dünyanın fendini
Herkes bilemez bazen kendi kendini
Şu dünyada alsa herkes dengi dengini
Bir olurdu dünyada fakiri ile zengini
 
Kara haber aldım kalbim yaralı
Sürüm olmayınca ne yapayım malı maralı
Bundan sonra giyinmelisin kara karalı
Bir güzel gördüm iki eli de al kınalı
 
Bu dünyaya geldin ki emelini bulasın
Benim mertliğimi günü gelince duyarsın
Yarı gecede Mevlam seni uyandırsın
Dua edeyim babana kapı kapı dilenmesin
 
Bekârlıktır bu dünyanın azılı azabı
Cennet kabul etmez fazladan mal kesen kasabı
Orada verilecek dünyanın hesabı
Her şeyin var hesabı beklemelisin zamanını…
 
TEYYARE

Teyyaredir kalbim uçar havada
Nazlı yarın evi vardır yamada
Bir selamım olsun güzel sana da
Hesabını bilmeyen yansın şimdi oralarda
 
Sevmelisin bir kere eller ne derse desin
Aşımıza su katanlar ecel otundan yesin
Yaradan sizlere iyi geceler günler versin
İşte mektubum size sevdiğimi desin
 
Sekiz kardeşiz büyükten küçüğü benim
Bir hayal oldu buraya gelip gitmen senin
Senin için kurban olurum bir olsun canım
İşte akacaktır o zaman bal gibi kırmızı kanım  
 
Sabah olmuş yine bu gün uyandım erkenden
Hemen haber sorayım köyden gelenden
Artık mahrum olduk bir kuru selamdan
Sevdim kavuşamadan ayrıldım nazlı yârimden
 
Yaz geldi artık derelerde su azalıyor
Geceler uzayıp günler kısalıyor
Gurbet elde ölenin mezarı Edirnekapı ya kazılıyor
Gözlerim de yaş, içim kan ağlıyor
 
Geçim nasıldır kardeşim bizim evde
Demezler mi hiç çavuşoğlu çetin acaba nerede
Aramızda kalmıştır bir siyah perde
Mezarım kazılmıştır benim gurbet elde…

Hiç yorum yok: