SOHBET HOŞ SOHBET
Söz
göz yüz ve hürriyet.
Söz
İki
çift söz ve kulüp rakı şişesi
Kilde
pişmiş balık
Sarı
leblebi
Ve
büyükçe kulüp.
Ne
sıcak bir ziyafet
Herkes
hazır ve nazır
Bir
tek Kara Kalpaklı Sarı Paşa eksik
Turkuaz
taşlı yüzüğüyle
Denizden
gelen dalgalı bir sesle
Ses
Sesler
tütsülenmiş havaya
Tütüyorum
bir baca gibi
Sönmeye
yüz tutmuş köz halim
Beni
hiç mi hiç tanımayan bu kente aşığım
Sırılsıklam
âşık
Boğazın
suları ise kıpkızıl
Kızgın
kızamık
Boğazda
gizli bir sığınak
Kilde
pişmiş lüfer
Seramik
kapta sarı leblebi
Karafakide
kulüp rakısı
İnce
uzunda buzlu aslan sütü
Milli
ayıraç
Yeni
düzeneklisinden
Ne
alımlı bir hayal
Hal
bu hal
Hayal
ötesi
Herkes
var ve bir afet manzara
Başdöndürücü
güzellikler demlenmiş
Dem
dem üstüne
Şöminenin
karşısında pespembesin
Göz
değdi bir kere
Göz
Bir
çift göz ve şişede kırmızı balık
Balıketi
Tam
far, kıyamet senaryolarından beter bir fon
Çolpanlarda
bir ışık kayar sessiz sedasız
Dünya
zehirlendikçe
Zehirlenir
Bir
güzel
Tutsak
yüreklerde hürriyet bereketlenir
Şahlanır
özgürlük
Ey
şah hürriyet, hürrüyet
Yüz
görümlüğü anı heyecanlılığı
Yüz
Yüz
yıllar geçse de yeter de artar bir çift göz
Bir
çift söz
Gözler
kararır dünyalar aydınlanır
İç
gömleğini giydiğinde şiir
Çıkardığında
şair
Dışarıda
kar
Kar
sepeliyor sulu sepken
İki
muhabbet kuşu öpüşüyorlar buz camda
Sohbet
Sohbet
hoş sohbet
Ve
sen herkeslerden başkasın, bambaşka
Külden
doğmuş bir beden
Benlikten
kurtulmuş bir beden
Buzdağı
bir ten
Ve
nar renkli bir ateş
Ve
sarı saçlarınla
Güneşin
ağarttığı saatlerde yeni bir hayat
Yepyeni
Ne
olacak sanki bir kerelik ol denilse ve olsa
Destursuz
fütursuz
Alem
elalem hazır ve nazır
Erketede
erkenden minderler kapışılmış
Kurulmuş
zemberek
Bu
zemheri de
Bir
kara kalpaklı sarı paşa gelmedi
Turkuaz
taşlı şövalyesi bende emanet
Denizden
esen lodos sensiz sedasız
Sessiz
Tütüyoruz
Bandırma gibi
Beni
hiç sevmeyen bu kentte sevgiliyim
Kendi
kentimde mülteci
Sarılsam
bana yazık
Boğazın
kıpkızıl sularında canan
Sarılmasam
aşka yazık
Bahane
hazır kara toprak
Topraktan
korku destisi kırılmış
Kilde
pişmiş aşk
Kıpkızıl
sularda nazlı yar
Sarı
saç, mavi göz ve söz
Söz
olsun
Masalda
kulüp rakısı
Kırklar
kapısı
Elimde
ellilik, az ötemde yetmişlik, aklımda yüzlük
Sözün
bittiği yer
Söz
İki
çift söz var çığlık çığlığa suskunlaşan
Ay
beyaz beyaz parlayınca
Yârin
sararan zülfü Zülfikar
Zift
karası boğaz
Boğazda
altın boynuz
Hal
içler acısı, cana işler canana
Romantizm
işte böyle bir şeydir
Unutulur
her şey
Veya
en derinden anımsanır
An
dır kalsın
Akılda
kalan, sessizlik, söz, göz, yüz ve hürriyet.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder