8 Kasım 2015 Pazar

SOHBET HOŞ SOHBET

SOHBET HOŞ SOHBET

Söz göz yüz ve hürriyet.
Söz
İki çift söz ve kulüp rakı şişesi
Kilde pişmiş balık
Sarı leblebi
Ve büyükçe kulüp.
Ne sıcak bir ziyafet
Herkes hazır ve nazır
Bir tek Kara Kalpaklı Sarı Paşa eksik
Turkuaz taşlı yüzüğüyle
Denizden gelen dalgalı bir sesle
Ses
Sesler tütsülenmiş havaya
Tütüyorum bir baca gibi
Sönmeye yüz tutmuş köz halim
Beni hiç mi hiç tanımayan bu kente aşığım
Sırılsıklam âşık
Boğazın suları ise kıpkızıl
Kızgın kızamık
Boğazda gizli bir sığınak
Kilde pişmiş lüfer
Seramik kapta sarı leblebi
Karafakide kulüp rakısı
İnce uzunda buzlu aslan sütü
Milli ayıraç
Yeni düzeneklisinden
Ne alımlı bir hayal
Hal bu hal
Hayal ötesi
Herkes var ve bir afet manzara
Başdöndürücü güzellikler demlenmiş
Dem dem üstüne
Şöminenin karşısında pespembesin
Göz değdi bir kere
Göz
Bir çift göz ve şişede kırmızı balık
Balıketi
Tam far, kıyamet senaryolarından beter bir fon
Çolpanlarda bir ışık kayar sessiz sedasız
Dünya zehirlendikçe
Zehirlenir
Bir güzel
Tutsak yüreklerde hürriyet bereketlenir
Şahlanır özgürlük
Ey şah hürriyet, hürrüyet
Yüz görümlüğü anı heyecanlılığı
Yüz
Yüz yıllar geçse de yeter de artar bir çift göz
Bir çift söz
Gözler kararır dünyalar aydınlanır
İç gömleğini giydiğinde şiir
Çıkardığında şair
Dışarıda kar
Kar sepeliyor sulu sepken
İki muhabbet kuşu öpüşüyorlar buz camda
Sohbet
Sohbet hoş sohbet
Ve sen herkeslerden başkasın, bambaşka
Külden doğmuş bir beden
Benlikten kurtulmuş bir beden
Buzdağı bir ten
Ve nar renkli bir ateş
Ve sarı saçlarınla
Güneşin ağarttığı saatlerde yeni bir hayat
Yepyeni
Ne olacak sanki bir kerelik ol denilse ve olsa
Destursuz fütursuz
Alem elalem hazır ve nazır
Erketede erkenden minderler kapışılmış
Kurulmuş zemberek
Bu zemheri de
Bir kara kalpaklı sarı paşa gelmedi
Turkuaz taşlı şövalyesi bende emanet
Denizden esen lodos sensiz sedasız
Sessiz
Tütüyoruz Bandırma gibi
Beni hiç sevmeyen bu kentte sevgiliyim
Kendi kentimde mülteci
Sarılsam bana yazık
Boğazın kıpkızıl sularında canan
Sarılmasam aşka yazık
Bahane hazır kara toprak
Topraktan korku destisi kırılmış
Kilde pişmiş aşk
Kıpkızıl sularda nazlı yar
Sarı saç, mavi göz ve söz
Söz olsun
Masalda kulüp rakısı
Kırklar kapısı
Elimde ellilik, az ötemde yetmişlik, aklımda yüzlük
Sözün bittiği yer
Söz
İki çift söz var çığlık çığlığa suskunlaşan
Ay beyaz beyaz parlayınca
Yârin sararan zülfü Zülfikar
Zift karası boğaz
Boğazda altın boynuz
Hal içler acısı, cana işler canana
Romantizm işte böyle bir şeydir
Unutulur her şey
Veya en derinden anımsanır
An dır kalsın

Akılda kalan, sessizlik, söz, göz, yüz ve hürriyet.

Hiç yorum yok: