24 Kasım 2015 Salı

HEP AYNİ TEK BOYUTLULUK…

Günün ağırlaşan koşullarında siyasetin ana gemisinin tek boyutlu olması ve ülkeye tek pencereden bakması artık mümkün değil. Değil ama hep ayni tek boyutluluk belası. Partililerinin de kongreler ve kurultay sürecinden başlayarak, siyasete üç pencereden bakması, yerel yani şu garip ilçe, İl ve Genel ölçekte sorunları ezber bozacak biçimde belirlemesi ve siyasi çözümlerini de üç boyutlu ele alması gerekiyor.
 
Bu kısa zaman aralığına sıkıştırılmış kongreler ve büyük kurultay süreci üç pencereli üç boyutlu bir kabuk değiştirme gerçekliğine hizmet etmelidir. Yoksa siyasi sanatı suskun seyircilik olanlar ile birincil felsefesi daima restleşme olanların saltanatına kayar tüm kongreler ve büyük kurultay. Ayrıca özünde taban tavan çelişkileri yok sayılarak yön verilen adaylaşma, adaylaştırma ince hesapları da sürecin mantığını anında mantarlaştırır, beklentileri buharlaştırır.

İşte bu karmaşık ortamda siyasetin ana gemisi parti aşağıdan yukarı, piramidin en altından en üstüne doğru bir yapılanma süreci yaşıyor, yaşayacak. Bu süreç olağanüstü koşullar olmadığı durumlarda iki yılda bir yenilenir. İki yılı epey aşmış biçimde İlçeleri yönetecekler, İlleri yönetecekler ve en son Büyük Kurultayda partiyi-Genel Merkezi yöneteceklerin seçilecekleri süreç başlamış durumda.
Bundan sonrası şu garip ilçede adaylaşmalar ve Mahallelerde oluşturulan 400’e yakın kongre delegelerinin katılımıyla ilçe kongresi ve seçim, sonrası herkesçe malum…

Şu bir garip ilçede bunca yanlış ve eksik icraattan sonra susmak ve suskunluk tavrını pekiştirmek yerine hala ona buna siyasi pay üleştirmeyi seçenler, tipik eski, eskimiş alışkanlıklarından geri durmayanlar, ilerisi gerisi, ötesi berisi toptan bir parti içi yarışa girişmiş durumda. Dışa dönük eylemlilikte hiç görünmeyenler, yıllar boyunca elden uçup giden her şeylerin sorumluları, bu suçu üstlenmeyenler yeniden sahnede yer almış verilecek rol bekliyorlar. Öyle iki yılda bir ortaya çıkarak adaylaşma, adaylaştırma, aday çıkartma ve kaba restleşme manevralarıyla biriktirdikleri günahlardan hiç kurtulamazlar. Sadece izleyenler olarak kalanlar ve gidişata üzülenler ise gelinen aşamada hepten zayıf düşmemek için ve tarihi sulandırmamak adına artık bir şeyler yapmalıdırlar. Hiç değilse tek cümle ile umutlarını ve cesaretlerini koruyarak bu yarışta bizde varız diyebilmelidirler.

Şu an delege seçimlerinin tüzüksel açıdan netleşmesi bekleniyor. İki haftalık kısa bir zaman diliminde Aday olanlar olacak, kongre de gelip çatacak. Şu garip ilçeyi yenileme anlamında adaylığı düşünenler elbette çıkacak. Önemli olan daha muhalif ama daha yapıcı eleştirileri olan ve yerel genel iktidarın ensesinde birilerinin  olduğunu hissettireceklerin adaylaşması veya adaylaştırılmasıdır. Bu kez bilerek veya bilmeyerek mevcut iktidarlara kolay zeminler hazırlayan ve rahat yanlı çalışma ortamı bulmalarını sağlayan ve sağlatan veya öyle hissettirecek bir konuşlanmanın dışında bir tavırlılık sergilenmelidir. İlk ve son kez de olsa geçmişte yapılan hatalardan bir ders çıkarılmalıdır.
 
Böyle bir durum söz konusu olduğunda parti örgütünün de beklentileri doğrultusunda çıkıp adaylaşacaklar, adaylığını koyacaklar, süreci alışılagelmiş mevcut adaylaşmanın dışına taşıyacakların varlığı da tartışılmazlaşır.  Gözlenen şudur, bu beklentiyi öne çıkaracak delege yapısının olgunlaşmasıyla biz şu garip ilçenin makûs talihini değiştirmesi için birlikte ortak hareket ederiz, yönetim açısından bize de bir görev düşerse doğal olarak hiç bir şeyden çekinmeden üstleniriz diyebileceklerin artacağıdır.
 
Bu artı değere karşın hiç üretmeden ortaya geleni, eksik güdük birikeni, küçük bir grupla beraber paylaşalım maksadından öte hiçbir fikre hayatlarında, siyasi arenada yer vermeyenler asla üçüncü boyutu anlayamazlar. En basit şekliyle anlatılsa da beyinlerinin tek lobuna yüklenirler ve zamanlı zamansız adanmışlıkları öne çıkarırlar. Kısa zamanda hiçe sayıldıklarında ise düzene şaşarlar.  Siyaseti algılayışları bellidir tarzları ise, düzenden pay kapma birikimliliği adına aday peşinde koşmakla ve adaylaşma, adaylaştırma manevralarıyla süslenen ve özdeşleşilen bir tarzdır. Bu yozlaşmış bir siyasi işçiliktir ve tek aşama kaydedilen noktası üç beş delegelikle sınırlı ağalığa sözde siyasi patronluğa soyunmaktır.
 
Yıllardan beri izlenen yol, yordam ve yöntemler hep aynı kaldıkça adaylaşma ve adaylaştırma olgusu da üç aşağı beş yukarı aynı kalır. Aynı tip isimler üzerinde son bir kez babında tekrardan anlaşılır sahaya sürülür. Bu kapalı kapılar arkası anlaşmalar bazen istenen düzeyde işlemeyince de, benzer hallerde işletilen her daim istenen etkiyi yaratan taban ile gereksiz zıtlaşmalar anında güncellenir. Yani zıtların birliği ortaya sürülür, ikizkenar sorunlar doğdukça ikiz kardeşler çözer mantığı harmanlanır.
 
Oysa bu düz mantık yerine üç pencereden de ayrı ayrı bakılarak, totalde üç boyutta değerlendirmek gerekir bu süreci. Herkes kendini yenilemeli ve parti yenilenmeli, yenilenişe açık olmalı ve değişim başlamalı iyi niyetliliği içinde yer almalıdır bu siyasi platformda. Olağanı beklerken olağanüstü prosedür işletilen, tüzüksel yelpazede düşünce genişlemesini öteleyen, yarışı önceleyip tabana aykırı adaylaştırmalarla günü kurtaran anlayışla yazık edilir gelecek iki yıla daha.
 
Bendendir, bizdendir şeklinde adam kayırmak akılcı, sevecen, yapıcı, inatçı ve yürekli kadroların önünü kapadığı gibi, partinin eylemciliğini de sınırlar. Bu kısıtlılıkta kenarda tutulmuş değerlerin partiye dönmesi lazımdır.Bu gerçekleştirilemez ise mevcut durum hayalde sınır tanımaz siyasetçiliğin önünü belki bir kez daha açar ama maalesef ilk seçimde yarıştan yine kopulur ve hedef kitleden bir daha uzaklaşılır…

O halde Partiyi çok rahat taşıyabilecek, deneyimli birikimli,  partinin ideolojisini ve programını halka iyi anlatabilecek, yeterli ve düzeyli kadroların, geçmişten bugüne sindirilmiş kenarda tutulmuş değerlerin bir an önce partide egemenleşmesi egemenleştirilmesi süreci olarak görülmelidir bu kongreler ve büyük kurultay süreci.
 
Parti yararına ve iyi niyetli beklentilerle yapılacak bir kongreden; oluşacak iyi bir yönetimle ve gerçekten şu garip ilçede en olması gereken, yeri geldiğinde masaya yumruğunu vuran, yanlışları korkmadan haykıran ancak her ortamda saygınlık uyandıran bir başkanla çıkılmadıkça tüm adaylaşmalar, aday çıkartmalar ve manidar rastlantısal restleşme manevraları meçhule yolcu taşır, emekler yine boşa gider.
 
Oluşan boşlukta ve başıbozuklukta ise hiç kimsenin çıkıp şunlar kazandı biz kaybettik veya nasıl kazandılar bilemedik çemberi içerisine hapsolarak, iddialarını bu şekilde yürütmesi sonucu asla değiştirmez.
 
Değişmeyen tek şey; hep ayni tek boyutluluk…

Hiç yorum yok: