1 Şubat 2017 Çarşamba

TOPÇU, POPÇU VS. ÇIKIŞLARI HAYIR’A ALAMET…

TOPÇU, POPÇU VS. ÇIKIŞLARI HAYIR’A ALAMET…
 
Topçu, popçu, avlucu ve mandacı taifenin durumdan vazife çıkarıp, tarihi karar öncesinde yetersiz ve ukala çıkışlarla aktif rol almış olması hayra alamet. Elbette evet nöbetçilerini kovalamak ile daire içine ulaşılmaz. Önemli ve geçerli olan çemberin dışında yer alıp resmen tek adam rejimi dönüşümüne karşı duruştur. Kısır döngüye dengesiz öngörü sağlamak değil.
 
Toplumsal yaşam doğruya en yakın mutlaklıktır. Kuruntular, bilinçaltılar ve baskılar, toplumu ne kadar değiştirse de yaşam her zaman gerçeği vurgular. Hayatın simyacısı olmak düpedüz yoğunlaşan, simgeleşen ve yığınlaşan tabansız abartıları da bertaraf etmektir.
 
Öyle topçu, popçu, avlucu ve mandacıların asosyal medya toplulukları ve apolitik gruplara aç açık çağrılarıyla yüz yıllık gelenek değişmez. Kulüp tutar gibi parti tutmak, yumuşak yılışık ekran zübüklerine fan olmak gibi siyasi fanatik olmanın bedelidir bu vasatlık.
 
Bu fakirlikte üstünlük çabası saygınlık eğilimini az biraz tetikler ama hiç saygınlık getirmez. Her zaman karikatür tipler ve basite indirgenebilecek yorumlar ile sadece tarih dışı konuma sürüklenilir. Ve her türlü görkemlilik yavaşça batar. Bir kandırmacadır aslında eldekinden de olmak. Velhasıl ilenç duvarını aşıp bilinçdışına yuvarlanmaktır işin özü.
 
Şimdi topçusu, popçu, avlucusu ve vardiyalı mandacıların tutundukları bu şartlı ve yanlı tavır ile çıkıntılık, her türlü muhalif çıkışın sindirildiği gerçeğini de asla gizlemez. Aslında durup düşünüp üstünlük taslamak mevcut yetersizliği saklama eylemidir. Veya mevcut yetersizliğin açıkça dışa vurumudur. İnsanlık tarihi tüm üstün vasıflarına rağmen en zayıf yerinden vurulmuşlar ve yasak savmalarla doludur.
 
Bu nedenledir ki nice sözde kalburüstü topçu, popçu, avlucu ve ortamcı mandacıların kısa süreliğine taraftar toplamaları mümkündür. Olabilir.  Ancak faşizm dişlerini iyice keskinleştirdiğinde derhal ve öncelikle onların kaba etlerinden tutar, ısırır.
 
Sosyal yaşamdaki yetersizlik antisosyal tutumları da çoğaltır.  Moda olan ise bu gerisingeri tiplemeyi asabi kimlik çerçevesinde kabullenmektir. Bu nevrotik durum aslında yetersiz ve yararsız oluşun da gizlenmiş biçimidir. Bir popülist kültür yansıması yanıltmasıdır. Kul yaratmasıdır.
 
Bu kırılma plastik poşet ürünlerin kıldan ince kılıçtan keskin dost doğru yol bağlantısında tel tel dökülmesi, kızıl ateşe dökülmesi ile sonuçlanır. Toplumsal yaşamda sosyal denge bozuldukça yetmeme, yetersizleşme tüm dokulara ulaşır. Zamanla bu duygu genleşmesi ve duygusuz genelleşme öyle bir kuvvet oluşturur ki benzerlerini yukarı iter. Bazen hem toplum dışına iter hem de en tepeye zirveye çıkarır. Nihayeti ise baş aşağı düşüştür.
 
Safiyane gerekçelerle bu topçu, popçu, avlucu ve mandacı güruhu ve zaaflı zatları mübarek kılmak, safça onaylamak toplumsal yaşamı da hiçe saymaktır. Saygınlık eğilimi içindeki aşırılık, asabilik ve aksaklıklar arttıkça aşırı bencilleşmeyi de tetikler. Ve egoizmin iyice tırmanması neticesinde amaçlar doğrultusunda insanları acımasızca sömürmek haktan sayılır. Şimdilik psikolojik analizlere, sosyolojik değerlendirmelere de hiç gerek yoktur, mal meydanda.
 
Sözde güçlü memleketin güç timsalleri topçular, popçular, avlucular ve mandacılar olmuşsa eğer bu memleket çoktan havlu atmış demektir… 

Hiç yorum yok: