İŞBİRLİKÇİ İÇGÜÇLER VE DIŞ MİHRAK…
Yakın tarihte yaşananlar iyice irdelendiğinde, olaylara objektif bakıldığında ders alınması gereken birçok gerçekle karşılaşılır. Biri yerli işbirlikçi iç güçler ve dış mihraktır…
Belli isimlerle simgeleşen, emperyalistlerle bütünleşen işbirlikçi iç güçler ve dış mihrak öyle bir güçlenmiş, güçlendirilmiş ki tüm çatışmaların temeli o. Suçlu onlar. Gözler bazen görmeyebilir ama kalp duyar. Nice siyasi davalar vardır düşer veya beraatla sonuçlanır. Ancak akıllarda kalan ve yer tutan hep o en baştaki tutuklanmalar ve sorgulamalardır. Duruşmaların nasıl yapıldığı, nasıl iddianamelerin olduğu, suçlamaların neler olduğu gibi konular zamanla unutulur. Akılda kalan her şeyin komple düzmece hazırlandığıdır. Komplo oldukları da başka bir konudur.
İşte bu tutuklayıcıları sorgucuları ve kati kararcıları yönlendiren siyasi, militarist kanat ve kanaat önderlerinin tutumlarıdır. Bu kuklaların yaptıklarından ders alınması gerekir. Dersler çıkarmak gerekir. Geçen zamana yazık türden dama tıkılanların boş boşuna içerde yatmalarının hesabını kim verecek o günahkarlar bir bir ortaya çıkarılmalıdır.
Siyaseten sorumlular hep olmayacak bir cümleyi, cümleleri sarf ederler daima. Ama cümle günahtan dış mihrakların emrindeki yerli işbirlikçi güçler ve dış mihrakların işi diye kurtulurlar. Bu kadar kolay olmamalı. Sorgucularınki ise baştan bellidir; doğruları söyle külahları değişiriz. Kara cüppeli kararcılar ise orta karar tavırla emredileni yazarlar, kalem kırarlar. O kadar kolay yırtılmamalı…
Şu fakir memleketin devlet erkan sayılanları, kurum ve kuruluşları öyle incelikli derinlikleri olan komplo teorileri üretir ki dünya şaşar. Komplo kuranlar ise hiç kendilerinden değildir. Üretmeden, türetirler, suçlarlar, tutarlar ve külahlar değişir. Anlaşılmaz, kopyala yapıştır kes, tercüme tutanaklar süreci işletilir. Pabucun pahalı olduğu görülünce de her meseleyi sürece tüm karşı çıkanlara mal ederler ve vebalden sıyrılmaya çalışırlar. Senaryolu sorgulamaların ardından, tam karar aşamasında metazori beyanlar uydurulur. Halk uyutulur.
Bu dış mihrak meselesi her dönem var olan, çözülmesi gereken geçmişten bu güne nice senelere kan doğramış acı bir gerçekliktir. Aslında her karşı direnişi birilerinin adamı olmak veya dış mihrakların işbirlikçileri görmek emperyalist güçlerle yerli işbirliğinin dışa vurumudur. Asıl işbirlikçilerin saklanma metodudur. Ya askeri darbeyle veya sivil diktayla bir süre nadasa bırakılır.
Sonraki sıkışmalarda tekrar temcit pilavı başlar. Elbette böyle diyenlerin çıkması da çok doğaldır. Peki, bu dış mihrak veya mihraklara yerli işbirlikçilik kime ne sağlar. Veya sağlamıştır onu ne soran ne de gören var. Eğer durumu kurtarma, günü rahatlatma emperyal gücün teminatlarıyla sağlanacak ise en umulmadık yerden balon patlar. Acayip şekilde güç kaybetmektir. Dünyaya büyüklenilir ama öyle meydan okumayla falan da özgür ve bağımsız bir gelecek kurulamaz. Bir yere kadardır her şey.
Emperyal sermaye dış mihrak olarak işini bitirdiğinde yerli işbirlikçilerinin de işini çaktırmadan bitirir. İster idari pozisyonda ister isyani potada olsun eritilir. güç tükenir. İnsani boyutta ise kısmi devşirmelerle güç kazanılıyormuş gibi gösterilir. Bütün argümanları kullanmak kısa bir rahatlatma sağlar. Sonra memleket batar. Yani ekonomik açıdan durum budur. batar, çıkar, bata çıka ölmemecesine nefeslenir memleket.
Sonuçta bir gerçek vardır ki biten bitirir, memleket batma noktasına getirilir. Dış mihrak odaklı yerli yabancı iç işbirlikçiler memleketi batırır ve iç savaşın kapılarına kadar dayandırır. Her şey dış mihraklar ve işbirlikçi yerli yetiştirmelerin işgüzarlığıdır. Batan memleketin batmasına da gözler yumulur. Ölen yiten çocukların bitmeyişine de. Yumoşlar kendine küçültücü bir dünya kurarlar ve yakın tarihten utanırlar, utanılacak tarihin yazılmasına fırsat veririler.
Kişisel çıkar çatışması, maddi zenginlik çarpılması yüzünden büyük sermayenin kanatları altına girilen bu sıkışmanın sonucu da dış mihrak işidir. Emperyal güçlerle işbirlikçi yerli güçler memlekete kara damgasını vuruşu da iç mihrak işidir. Bir işbirliği olduğu kesin. Damgayı yiyenin de yedirenin de kara kışa rağmen kaçıp kurtulmak için hiç çaresi kalmaz. Başka çare yoktur.
Peki, yıllardır sağda solda sallandıkça sallanan ve çok büyük bir sırmış gibi saklanan buyerli işbirlikçi iç güçler ve dış mihrak kimdir. Apaçık belli aslında içi dışı bir olmayanlar. İçinde başka dışında bambaşka olanlar. El ele ayni yola yürüyenler.
Yakın tarihte yaşananlar iyice irdelendiğinde çıkarılacak ders işte aynen budur...
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder