31 Ocak 2017 Salı

REFERANDUMDA AKP’LİLER DE “HAYIR” DİYECEK…


 
Bir yaman çelişki görülebilir ama rejimin sorgulandığı ve sistemin sonlanacağı Başkanlık referandumunun sonucunu bizzatcAKP’liler belirleyecek. Hem de belli bir kesimi başkanlık sistemine ‘hayır’ oyu vererek. Hayır verecekler. Yani kim ne derse desin iş oraya doğru gidiyor; “Referandumda AKP’liler de hayır diyecek…”
 
O yüzden içten içe kanayan her türlü karaktere dönüşebilecek bir sessizlik yaşıyor millet. Dile kolay on yıllarını bu işe harcayanların, özellikle son on beş yılın emeği bir çırpıda el değiştirecek. Millet bu ihtimali de görüyor. Zaten yarınlarla tanışmayanlar o beklenen çığlığı yürekleri çağlasa da bir türlü atamazlar. Güneşin tutulduğu boşluğa tutunurlar veya yanardağ kraterine otururlar. Ve yanarlar, kavrulurlar. Denizlere de salamazlar içten içe kemikleşmiş kuraklığı. Yani koskoca bir boşluk ve bilinmeyen bir sonsuzluk sessizliği doğurur.
 
İşte yerelden genele AKP’de böyle bir hükümden düşme, hükümdar düşünce hakim. Millete yansıyan şekli ise son karar aşamasında. Çünkü toprağa vatana millete olan borç seslenmektir. Yakında iktidar içinden de aykırı sesler yükselir. Seslenecekler.
 
Adalet ve Kalkınma kavramına Allah, din, kitap, mezhep, iman, namaz katılarak devşirilen yarı yüzdelik içinde şimdiden kıpraşmalar ve kırılmalar başladı, başlar. Bu gidişle zekice işletilen planlar, kapital egemen projeler de sistem değişikliğinde tutmaz. Belki de tutuşmalar da başlamıştır. Ayrıca ayrılık senfonisi ile erk zayıflayınca geçici çare görülen rejim karşıtlığı ve sistem değişikliği de pusabilir. Heves kursaklarda kalabilir.
 
İstenen tam o mudur, at izi it izine karıştı ama başkanlık önerisi meclisin geçirdiği gibi milletten de geçebilir. Geçer geçmez de başkan olacak pehlivanlar meydana çıkar ve peşreve başlarlar. Ama sandığın garantisi yok ki; aniden çayırlar kızıla da çalabilir. Ayın ay yüzü kızarabilir. Kızgın kırmızı güneş yakabilir. Ve 2023 programı tam tuttu tutacak denirken, iktidar tümden sola, solaklara geçebilir. Başkan moskof gâvuru; solcu, devrimci, sosyal demokrat, sosyalist, komünist olabilir. Allah muhafaza olursa bir gecede AKP’yi siyasetin mezarlığına gönderebilir. Yetinmez tüm muhalif sağdan partileri kapatabilir. Proletarya diktatörlüğü’ne kapılar ardına kadar aralanabilir.
 
İşte yerelden genele AKP seçmeninde böyle bir korku egemen. Ve bir daha ki seçimde inşallah inancı körelebilir, muhafazakar probangandalar da işlemeyebilir…
 
Aslında Nisan yağmurlarına kadar kasım kasım kasılanlar da, her suçu günahı diğer yüzdeye yıkanlar de aynı telaş ve endişe içindeler.  Eğer bunca açılan makas daralır da, özene bezene ele geçirilen iktidar mavi gözlü sarı Paşa'ya tapanların eline geçerse eyvah.
 
İşte sadece bu yüzden AKP’de, AKP’yi yönetenler de ve her defasında AKP’yi seçenler de son veda ve yalpalama öngörüsü hafızaları ve ezberleri bozuyor. Ve akılları tutuşturuyor. Sağlık esenlik dileyerek sağduyuyu öne çıkarmak ta yetmeyebilir. Görülüyor.
 
Çünkü her türlü afra tafra ile memlekete atılan düğümün çözülmesi söz konusu. Maksat ısrarlı değişim ama ya işler birden tersine dönerse ne olacak. Sokağa dökülmeler yetecek mi? Müjde istikrar gelecek diye ya siyasi istikbal hepten elden giderse kim kime kalacak. Bu neyin siyaseti, bu neyin nesi on yıllardır özlenen, beklenen ve istenen geleceğin sonu değil mi. Resmen bitme siyaseti. Siyasetin bitişi.
 
Her seferinde milletin sağduyusuna güvenen başkan ve başkanın adamları bu kez ciddi bir şekilde yanılıyorlar ve yanılabilirler. Bu ve benzer sebepler yüzünden AKP’liler yenilikçi ve reformist davranıp başkanlık sistemine “Hayır” diyecektir, diyebilirler…

Hiç yorum yok: