16 Ocak 2017 Pazartesi

POLİTİKA; ÖYLE BİR KISIR DÖNGÜDÜR Kİ…

POLİTİKA; ÖYLE BİR KISIR DÖNGÜDÜR Kİ… 
 
Politika öyle bir kısır döngüdür ki; bir zaman gelir geçmişte karşı çıkılanların hiç birine karşı çıkılmaz, bizzat harfiyen uygulanır…
 
Yani en karşı durulanlar bile, burunlar kaf dağında en küflü küplerden çıkarılır, en popülist yaklaşımlarla süslenir, püslenir ve pazarlanır. İşler, güçler, şirketler, yatırımlar, ticari figürler, gazeteler, televizyonlar hatta siyasi fikirler piyasası ansızın el değiştir, yön ve irtifa kaybeder. Açıkça telaffuz edilmese de sanki istenen de odur. Tek amaç paraya sahip olmak ve paraya hükmetmek denilebilir. Her daim hükümete tek elden, tek ağızdan sahip olmak ve iktidarı kaybetmemek için son fırsat söylenebilir.
 
Politika öyle bir kısır döngüdür ki; bu akçalı hüküm içinde yatmak, kalkmak ve bir sabah silkelenip hiç akla gelmeyenleri birdirbir yapmak şarttır…
 
Yüksek ulvi değerlerden saha, tam saha pres veya para zoru ile uzaklaşıldığında ve ne pahasına olduğu besbelli küçülmeye başlandığında üleştirme başlar. Önce çalışma ofislerindeki tablolar değişir. Sonra prensiplerden vazgeçilir. Ve devlet saraylarının bahçelerinde sığırtmaçlık başlar. Sağırlaştırıcı atmosfere hiç aldırmadan el mahkûm göz gardiyan emir komuta zinciri takip edilir. Saadet zinciri kurulur ve biat kültürü işlemeye başlar.
 
Politika öyle bir kısır döngüdür ki; her darboğazda iş bilenin kılıç kuşananın becerisiyle her türlü sorumluluktan yırtma ve sıyırma sanatıdır.
 
Bu siyasanat deryasında her çeşit enstrüman dibine kadar kullanılır. Dini politikaya aracı kılmak bile katlanarak mubahlaştırılır. Ne haramdır ne de günahtır bu mübalağalar. Çünkü dünün çulsuz mücahitleri bugünün sınırsız zenginlemiş ve zenginleşen hitleri olunca muhteşem manzaralı palaslara sığamazlar elbette. Politikadaki palas pandıras yükselişin getirisidir bu günler. Hem yandaşları hem yandan çarklı politikacıları da şımartır o yükselen yıldızlardan olmak ve zenginleşmek. Bazen hazmedilmez derecede aşırılık aşk edilir. O şımarıklık acabaları çoğaltsa da, içinde ucubelikleri gizlese de keşke tavında dövülür. Danışıklı dövüş zamanla bir kısır döngüye dönüşür. Açıkça denir denmez ama gizliden için için sorulur;  bu hızlı ilerleyiş ve bolluk, hangi boşluktan veya hangi borçluluktan. Veya neyin ne kadarlık karşılığıdır politika ve politikacılardaki bu kısırlaşma.
 
Politika kısır döngüye kapılsa da kapılmasa da öyle bir reyting aracıdır ki tüm kullanılan aracıları yok ederken, bütün yararlanılan araçları kendiliğinden kutsar, kutsallaştırır…
 
Kutsal kısırlık hin akılla kin akıtarak dengini bulur. Ve durduk yerde devletin başına kendi kendini yıkacak kingini hazırlar. Yaraşanını yatkınını yaratır. Renkler de ringlerde ona, o kinge göre hazırlanır. Hangi darbeyi alsa savuşturur. Gardı düşer gardenlerden nefeslenir. Ve simgelenen tragedya git yahu cinsinden içinde öyle ucuz komplo teorileri barındırır ki kamuoyuna yansıdığı yansıtıldığı an anında gerçekler değişir. Ama yansıtılmaz, yanlı davranılır. Kingten yana klikleşilir.
 
Politika öyle bir kısır döngüdür ki; gün gelir geçmişte sallananların tamamı unutulur, savlananların hiç birinden utanılmaz,  ne dendiyse hilafsız hiç eksiksiz harfiyen uygulanır, yasak avlanılmaya asla karşı çıkılmaz…
 
Gerçek olduğu da olmadığı da tartışmalı ne kadar temelsiz ayrıntı varsa niteliğe değil de niceliğe dayandırılıp gerçek denir. Nitelikli insanlarla sürdürülebilecek gerçek politika ağırdan incelikle yozlaştırılır, buzlaştırılır, yobazlaştırılır. Ülkü de mülkü de kalmaz, mülkün temeli tek bir kişiye bağlanır. Kısırlaştırılan politika tek şeye hizmet etmeye başlar. Gerçi bu asar, kasar, keser politika, politika dışındakilere pahalıya patlar ama kader denir geçiştirilir.
 
Politika öyle bir döngüdür ki; kısıtlı sayıda kurgusal komplodan da beslenmeyince iyice kısırlaşır…
 
Kısık ateşte pişirilenler politikadan geçinenlere de geçinemeyenlere de ortak kap, çelik kapı aralar. Salvo sağanağından nasıl kurtulunur, sapağı nerededir, sacayağı nerede, kapağı nereden alınır belli olmayan bir labirente dalınır. Niçinsiz bir hiçleşmeye dolanılır. Artık içinden politika akan veya içine politika akan dalgınlık bellidir bu kısırlıkta.  Bu kasırgada politika değil belki ama politikacılar, belki de politikacılar değil ama güdülen politika yalan dolanla ikiz kardeştir. Kısır döngü bu ikiz kardeşlerin didişmesiyle doğrulanır. Tahrifat arttıkça tarihi fark artar ve paralı dizgi pehlivan tefrikalarıyla, ağdalı paragraflarla bezenen bir moda ve bilinir koda dönüştürülür politika arenası.
 
Politika öyle böyle değil bir kısır döngüdür ki, aklanmak denize uzak kesimlerde kolay denize yakın kesimlerde ise keskindir ve bol virajlıdır…
 
Uçurumun dibini öpmeye yakın politika öyle büyük bir ikramiyedir ki kimine amorti kimine morti yapıştırır. Neyin ne zaman olacağı da hiç belli olmaz. Zaten politika topluma piyango usulü politikacıları serpiştirince yaygın görüş hakkıydı hak ettiydi olur. Hak geldi batıl zail oldu diyenler de martavalda başı çeker.
 
Politikacılık öyle bir şeydir ki politikanın sihirli sopası değen, dolar etkisiyle eskiyi de unutur geleceğini de unutur. Memleketi de unutur milleti de uyutur. Çoğunun geleceği de pek yoktur, çoğunun gelecekten umudu da pek yoktur. O yüzden aklınca bugünü hakkıyla yaşar, batıla set vurur, halka ve hakka sığınırlar. Her şeyi kendilerinde hak görür, herkesi de kendilerine teba sayarlar. Tabi olarak da herkesi kendilerine uymaya, kendilerine hak vermeye zorunlu kılarlar.
 
Politika öyle böyle değil, acayip bir kısır döngüdür ki içine düşüldüğünde uydurur uygular, kazanır coşar ama zehrin zerkine bir türlü doyulmaz…
 
Hala hazır da yaşanmakta olan kısır döngüden nasıl çıkılacağı, çıkılıp çıkılamayacağı, kimin kazanıp kazanmayacağı hiç de belli değil. Politikacılar koşar, coşar ama sonuç sıfır da olabilir. İleride bu gün yapılanların nasıl görüneceği, geleceğin ne kadar karartıldığı veya karatılmadığı ile doğru orantılıdır. Bazen en karanlıkta en önemsiz görülenler ölümsüzleşir. Çünkü gerçek hayat hiç de ultra gökdelenlerden görülen gibi değildir.  Saray bahçelerinde hazır ve nazır kılınan, kafayı kuma gömüp sinsice güdülen, çok güçlü sanılan politikalar da hayata dişini geçiremez bazen.
 
Politika öyle böyle değil, öyle acayip bir kısır döngüdür ki; an gelir politikacılar da şaşar veya kendini aşar, kırk yılda bir kez de olsa doğruyu bulur… 

Hiç yorum yok: