22 Mart 2018 Perşembe

KANDİLLİ MÜSLÜMANLIK…

KANDİLLİ MÜSLÜMANLIK…
 
Bizdeki Kandilli Müslümanlık dünyanın hiçbir yerinde yok…
 
İyisini kötüsünü âlimler bilir ama din için en kötüsü; “Sonradan ihdas edilenlerdir. Ve sonradan ihdas edilen her şey bid’attır. Her bidat dalalettir, her dalalet de ateştir…”
 
Peygamber döneminde de, halifeler döneminde de kandil kutlanmamıştır. Onca bozmaya, bozulmaya karşın bunca bozgunculuk yaşanmamıştır.

Sonradan ortaya çıkan, uydurulan ve asla bir kanıta dayanmayan Kandiller dinin gereklerinden farz edildikçe ve sorgusuz sualsiz tapıldıkça, mühürlü mühürsüz kalplerden bir şeyler kopuyor. İslam’da böylesi tatbikat yok diyenlere radikal dinci kesilenler saldırdıkça da ayrımına varılmadan inanç yitiriliyor.
 
Öyle ki; “Hicret’ten yaklaşık 300 yıl sonra Mısır'da Fatimiler döneminde, 400 yıl sonra da Kudüs'te kutlanmaya başlanan ve zamanla gelenekselleşen bu geceler dinden sayılmaya başlanmıştır.” Bu geceleri kutsallaştırmak, gecelerin kutsallaşmasını sağlamak, yasalaştırarak sağlama almak resmen kör dincilik olmasına karşın zamanla prim yapmıştır.
 
Yüce dinin şu garip coğrafyada yağ kandillerine hapsedilişine gelince; 1232’den itibaren Mevlit Kandili başta kandil kutlamaları başlıyor. Kandil denmesine gelince; bu gecelere kandil denmesinin nedeni Osmanlı padişahı 2. Selim’e dayandırılır. Bu özel sayılmış mukaddes sayılmış gecelerde 1566-1574 arası camiler aydınlatılıp, minarelerinde kandiller yakılarak duyurulduğu ve kutlandığı için "Kandil" olarak anılmaya başlamıştır.

Bu kandil gecelerinin dinde yeri ve önemine gelince; Her yıl dinin kesin buyruğuymuşçasına öğrenmeden, bilmeden ve anlamadan kutlanılan, metezori katlanılan ve özel farz edilen gecelerden ‘Kadir Gecesi” dışında hiçbirinin dinde yeri de önemi de yoktur.

Kandillerin kutsallaştırılması gibi, dine müdahale, dini işine geldiği gibi anlama ve hoşuna gittiği gibi yaşama da dindarlık değildir. Bu kutlulama, kutsama ve kutsanmayı dinden saymak ise zamanla ağırlık kazanan resmi din tüccarlığına hakkınca direnemeyiştir.

Amaç dini kullanarak siyasi rant sağlamak olunca, hatadan günaha evrilen boyuta da kurban gidilir.  İslami geleneklerden sayılması bile tartışmalı kandiller, siyasi bir dayatmayla halka benimsetildikçe tüm dini etkinlikler de politize edilir, şova dönüştürülür. Mevcut durum açıkça söylenemese de budur.
 
Diğer İslam ülkelerine gelince; Kandil falan tanımıyorlar. Bilmiyorlar. Onlar bu ve benzeri kutlamaları Hıristiyan geleneği sayıyorlar, İsa ile özdeşleştirip, yortu değerlendirmesine tabi tutuyorlar. Dinlerini doğru dürüst bilmedikleri ve yaşamadıkları apaçık belli, demek ki onlara da öğretmek gerekiyor…
 
Şimdi dinin en doğru yaşandığı memleket burasıysa, dinen onlara mı yazık bize mi? Soru budur. Sonuç itibariyle şu fakir memleket dışında İslam ülkelerinin tekinde bile kandil günleri yok. Yoksa varsa işin doğrusunu âlimler bilir ama bu mesele de “ateşten gömlek…”
 
Böyle Kandilli Müslümanlık dost düşman başına…

Hiç yorum yok: