1 Mart 2018 Perşembe

GEÇİŞ ÇÖKÜŞ DÖNEMLERİ…

GEÇİŞ ÇÖKÜŞ DÖNEMLERİ…
 
Otoriter yönetimler çöküş dönemlerinde elitlerin çabasıyla son bir gayret güçlenirler. Geçişin aslı döngüdür, kısır döngü…
 
Yorgun otoriter rejimler yakın tarihte demokrasiye geçmişlerdir. Elbette sistemleri bozulmuş diktatörleri ölmüş veya öldürülmüştür. Onun için denilebilir. Ancak doğrusu uluslararası çok uluslu güçlerin demokratikleşme baskılarıdır. En önemlisi ise halkın demokrasi isteğinin yükselmesidir. Yükseltilmesidir.
 
Öyle bir çöküş söz konusudur ki geçişi ekonomik gelişmişlik dahi önleyemez önleyememiştir. Bu çıkışlar aslında görüş ve uzlaşılar uzağında şekillenen bir oyundur. Tümüyle tümden gelen tüme varan çözülmelerdir. Aslı toplumun alışması ile de düz orantılıdır. Tüm çöküşler savaşlar ve dağınıklık kendi otoriter rejim ve liderlerini yaratsa da hep farklı olmak üzerine kuruludur. Ama hep aynıdır.  Bütün kurumlaşmalar rejimin katı kuralları içinde saklanan çöküştür. Programlanan muhalefeti de zamanla etkisizleştirmektir.
 
Sistemin meşruluğuna yönlendirilir tüm çöküş…
 
Geçiş dönemleri üzerinde durulduğunda tüm faktörler ırkçı temel üzerine inşa edilir. Dini motifler sistemin meşruluğu yönünde kullanılmaya yönlendirilir. Yani tüm çöküş geçiş dönemleri üzerinde durulduğunda tüm faktörler ırkçı ve dinci temel üzerinedir. Hangi kriterlere uyuduğu ve uymadığı çarpıtılarak zaman kazanılır. Oysa çöküş demokrasiye özlemi de arttırır. Birbirini doğuran bilinen süreçlerdir, çöküş ve geçiş.
 
Özünde otoriter ve demokratik rejimler hukuki yaptırımları denetlenemez kesinlikte işletir. Yani hukuku işletmez.  Her şey büyük bir kandırmaca ile siyaseten etki gücüne dayanır.  Temel hürriyetleri bile bozan yeni yapılanmalar ortaya çıkar. Yeni kurumlar, seçim düzeniyle oynamalar, insanı boyutlu olmayan hamleler peşi sıra dizilir. İç devlet sorunlarını halletmek için dıştan çare aramalardan faydalanılır.  Basit açılımlarla duvarlar yıkılırken bir yandan da yüksek ve kalın duvarlar örülür. Örgü otoriter rejim ve geçişin önündeki tüm engelleri ilmek ilmek işlemektir.
 
Hedef yorgun demokrasiler üzerinde de kısa zamanda yorulacak despotik sistemler kurmaktır. Yani özü tersine düzüne işleyen bu beter bağışıklığı sistematize etmektir. Mekanizmalarını kurmaktır. Eğrisine doğrusuna tam merkezine mallarını kurtarmaktır.
 
Bu aşamada siyaset ne için var denildiğinde, sorulduğunda çöküşü, düşüşü ve geçişi yasallaştıran bir mekanizmanın yaratılmasıdır. Bu arada biat algısı veya sınırsız özgürlük için ortaklaşa bir çaba ve demokratikleşme baskısı da ağır basar.
 
Son yıllarda böyle bir gidiş söz konusudur. Küresel gelişim veya sömürünün tam ortasında bir çözülme, çöküş ve geçiş sancısı vardır yaşanan. Ve geçiş çöküş dönemi stratejisi izleniyor resmen.
 
Uygulama budur…

Hiç yorum yok: