26 Şubat 2018 Pazartesi

ÇATIŞMA SİYASETİ

ÇATIŞMA SİYASETİ
 
Memlekette her fırsatta çatışma siyaseti güncelleniyor. Çatışmadan doğru tercihler yapmak ve çalışmak, çok çalışmak bunlar siyasetin nüvesinde olan karakteristik özellikler. Ama yok sayılıyor. Önemsenmiyor. Belli süredir sürekli çatışmalar ile harmanlanıyor siyaset. Eskinin birbirini yiyenleri umulmadık anda birleşiyor ve tempo düşüyor. Bu nasıl siyaset dercesine aktif siyasete ilgi azalıyor. Yiten ilgi ve sempatiyi yeniden kazanmak için ise başka çatışmaların güncellenmesi gerekiyor. Hemen başka çatışmalar ve çatışanlar piyasaya sürülüyor. Son günlerin siyaset arenasına soktuğu çalım bu. Yani resmen kısır döngü…
 
Her ne kadar kaidesi kusurlu uzlaşı hoşgörü nutukları atılsa da içten dışa, dıştan içeri, dıştan en dışarı çatışma etkinleştiriliyor. Bu politik çatışmacılığın, çatışma anlayışının sağı solu belli olmaz. Dün ölümüne beraber olanlar bu gün öldüresiye düşmanlaşabiliyorlar. Dün kanlı bıçaklı çatışanlar bu gün süt liman. Milli ittifaklaşıyorlar. Hangi açıdan bakılırsa bakılsın bu kaosun çözümü temel malzemeye odaklıdır. Malzeme insan.
 
Neticede çatışma kaynaklı temel problem bu temel malzeme duyarlılığı çerçevesinde çözülür. Varsayımlar ise çok sayıda deneyimsizin bu işi hakkıyla gerçekleştiremeyeceğidir. Böyle gelmiş öyle gider uyanıklığıdır. Sırf belli başlı konumlarda çatışma ile başlayan biçimleniş zamanla huzur ve sükûneti de bozar. Bozuyor da.
 
Ayrıca çatışma merkezli her dizayn yeni seçimler yapmayı da gerektirir. Tuhaf ama taraf tutma ve taraf olma bu ortamda gittikçe zorlaşır sanılıyor. İşte yanılgı bu. Aslında işler kolaylaşıyor. Polemiklere açık genel problemler artıyor ve yıkım netleşiyor. Ama her platformda profil yetersizliği öne çıktığından yine en çatışanına bel bağlanıyor.
 
Gerçi değişim ve yenileşme beklentisi ağır basıyor ama tercihler hep ayni kalınca coşku cılızlaşıyor. Umut çöküyor. Acil ulaşımların hızı yavaşlıyor. Ve tempo gittikçe düşüyor. Sonuçta daima sürprizlere açık, çözümsüz, çatışık sonuçlara gebe bir mekanizma oluşur. Oluşuyor.
 
Şimdi bu tipik kadrolaşma çatışmayı nereye kadar hisseder, bırakır veya götürür belirgin değil. Verilen mesajlara bakıldığında içe dönük bir önceleme söz konusu değil. O yüzden çatışma siyaseti daha güdülecek gibi. Ama nihai değerlendirme için bu iç dış çatışmaların nereye kadar süreceğini, neler getirip ne götüreceğini de bilmek, bilmeye çalışmak gerekir.
 
Tempoyu daim kılmak ve ilgiyi azaltmamak için çatışmalardan beslenmek bir yere kadar doğru olabilir. Ancak yaşamak ve yaşatmak için cesaret ve adalet şarttır. İç ve dış çatışmaların sürüklediği son yeni çatışmaları enikonu irdelemek gerekir. Tetiklenen ilk ve son tercih arasına sıkışmadan çatışmalar dönemine hapsolmadan, çat kapı yeni çatışmalara hapsedilmeden yakayı kurtarmak gerekir. Bilinmeli ki bu yöndeki çapraşık çatışmalar, kaşı çatık buluşmaya çalışmalar hep bir şeyler olmak odaklıdır.
 
Çatışma ile özdeşleşen siyaset yapma biçimi ile yüzleşilirse empati kurmayı denemek de vazgeçilmez olur. Dertliler, ertelenen ve erteleyenler hak ettiğine kavuşur. Kavuşmalıdır. Belki nice senaryolar ve yorumlar sevilmeyen karakterleri yaratır. Ama iyi planlanmış profesyonelleşmiş çatışan siyaset birikimi kurgusu en güçlü sempati kazanma yöntemidir. Yani bu çatışma ve çatıştırma siyasi yöntemi büyük olasılıkla pek sevilmeyen ama çekici ve vazgeçilmez karakterleri de kendiliğinden yaratır.
 
Şimdilik yaşanan tamamıyla budur. Aşırı derecede iyilik beklenmeyen, çatışma ürünü kötünün iyisi yakıştırmalardır tercihlenen. Hatta tercih koyacakları dağıtan o eskinin cevval çatışanları ayni kaba dökülünce işin aslı hiç anlaşılamaz. Çünkü at izi it izine karışır. Çarşı pazar yeni çatışma modelleri bulunarak bu algı iyice hamurlaştırılır.
 
Mesele devamlı çatışarak tercihleri direkt etkileyen çift ve çok karakterli kalite yoksunu kimliklerin doluştuğu bir siyaset arenası oluşturulmasıdır. Oluşturuldu ama yetmez.
 
Çünkü dikkat edilmesi gereken husus olmadık bir anda da her şey tersine döner gerçeğidir…

Hiç yorum yok: