MODERN İMPARATORLUKLAR VE ŞOK
Geçen
yüzyılda koskoca imparatorluk coğrafyası yüzyıllarca hükmettiği geniş
topraklarda modernleşmeden korktukça ard arda şoklar yaşadı. Şokların
etkisiyle özellikle diller ve dinler mozaiği olmakla övünülen devasa
imparatorluk değişime kapılarını daha sıkı kapattı. Modernizm kapılardan
sızmaya delik bulamayınca, modernite bile imparatorluk dinine göre
dizayn edildi…
Sonuçta
kurum ve kuralları gelişen ve değişen dünyaya direnemeyen ve dağılmaya
yüz tutan koca imparatorluğun suni sistemi derinden sarsıldı. Bu
sarsıntı koca İmparatorluğun kendi içine iyice kapanmasını ve içinde
suçlu arar zihniyetin egemenleşmesini de beraberinde getirdi. Kendi dini
ve diğer dinleri de eşzamanlı etkileyen tek şeyin din dışındaki değişim
olduğu, dünyada değişmeyen tek geçerli akçenin de değişim olduğu geç
anlaşıldı.
Özellikle
dini, yönetsel ve askeri yapıdaki tutuculuk ve modernleşmenin uzağında
kalış korkulası imparatorluk gücünü yok derecesine etkiledi. Büyük küçük
savaşlar hep kaybedildi. Her şey en üst dereceden etkilendi. Yeryüzü
hâkimiyeti zaafa uğradı, hilafeti saltanat zayıfladı. Değil dinler,
dinci mezhepler karmaşası da bu yanlış akıma kapılınca şok arttı. Yanlış
üstüne yanlış eklenince gelişen çağa daha da ayak uyduramaz hale
gelindi. Ayrıca etnik isyancılık da sosyal yapıyı bozdukça bozdu.
Yapılabilecek çok şey vardı belki ama Tanrı kelamıymışçasına sorgusuz
uyulan, uydurma dini fetvalarla yenileşmenin de önü kesildi. Hiç bir şey
yapılamadı.
Koskoca
İmparatorluk kurtuluşunu çağı geçmiş çok kavimli, kabile normlarında
aradı. Kendini çöllere, çöllerdeki vahaya bağladı. Ancak bu gereksiz
çabalar çağın modern normlarından daha da uzaklaşılmasını ve büyük
yıkımı getirdi…
Toprak
düzeni ve mali yapı gittikçe bozuldu. Yenileşen çağın zorlamasıyla
girişilen modernlik ithali koca İmparatorluğa çok pahalıya mal oldu.
Saraydan sokağa tefecilerin, çetelerin eline diline düşüldü. Diğer
imparatorluklar kendi hayat tarzlarını yenilediler ve yenilendikçe
kendilerini üstün görme anlayışını kazandılar. Zamanında diz çökenler
iki ayak üzerine dikildiler. Böylesi diklenmeler ağırlık kazanırken koca
imparatorluk geri kalmışlık bilinciyle bocaladı. Bilinçdışı her şeye
boş verdi. Mevcudu korumaya yeltenildi. Çünkü ciddi karşılaştırma ve
değerlemeler yapıldıkça dünyanın diğer coğrafyalarında asla mukayese
edilemez, mücadele edilemez ilerleme ve gelişmeler kat edildiği
anlaşıldı.
Yapılan
yanlışlar yüzünden artık Koskoca İmparatorluğun dini geri kalmışlığı,
gericiliği temsil ederken, gelişen ve modernleşen dünyanın dininin ise
ilerlemenin modeli olarak görülmesi en büyük şoktu…
Şok
hala devam ediyor. Yüzyılların tavanından sarkan bu genellemeler halen
geçerliliğini koruyor. Hatta son yıllarda oryantalist kabile öncülüğü
ile ulus devletçiliğin tescil edilemeyen bir çekişme, içten içe
sürdürülen ince savaşın içinde olduğu iyice belirginleşti.
Yani
koskoca imparatorluktan bugüne hiçbir adaptasyon uzun süreli gitmeyerek
devlete millete sık aralıklarla geriye, eskiye dönüşü yaşattı. Bu ani
şoklar nefret, kin ve haset çerçevesinde ismi konulamayan bir gericiliği
de güncelledi. Modern imparatorluklar çağdaş tarihe katkı sunarken
karşılığını kat ve kat aldılar. Sömürdükçe sömürdüler. Sınır kentler ve
köle devletçikler dünyasında geliştiler. Koca imparatorluk ise
küllerinden bir kez daha doğdu. Sömürgeci dünya tarafından tekrar bir
yangının içine çekiliyor.
Yani
yakın tarihte en kocası yok olurken, en pısırıkları ve cılızları sınıf
atladılar. Modern imparatorluklardan ileri demokrasiye geçtiler. Bunlar
lehine sonuçla yetinmeyip koskoca İmparatorluğun dağıtılmış
coğrafyasında artıklardan megaloman politikacıların yetiştiği,
yetişenlerin despotlaştığı kukla devletçikler oluşturdu.
Modern
imparatorluklar dünyasında ve koca imparatorluğun küllerinden yeniden
doğduğu coğrafyada asıl şok ise büyük sermayenin tezgâhladığı yersiz
yeni kapışmalar. Kapıştırmaların neticesinde bu kurgu devletçiklerin de
yok edileceği gerçeği.
Üst akıl ayni, ayni senaryo…
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder