8 Şubat 2018 Perşembe

A TAKIMI B PLANI C HALK PARTİSİ…

A TAKIMI B PLANI C HALK PARTİSİ…
 
Dünyada değişmeyen tek şey değişim. Değişim ve yenilenme. Yani dün neyse bugün de o olmamalı ve yarınları üç aşağı beş yukarı ayni kadrolar planlamamalı. Partinin vurduğunda ses getirecek bir A takımı olmalı, B planından başlayarak çözüm üreten planları olmalı, C bu parti Cumhuriyet Halk Partisi ise partinin ABC’si memleketin dilinde olmalı…
 
Ama kurultaydan yine hakkınca A takımı kurulamayacak, genel geçer B planı olmayan, C yine Halk Partisi olunamayacak gibi bir görüntü çıktı…
 
Durum daha en baştan belliydi. Partinin geleceğinin göstergesi Parti Meclisi için açıklanan anahtar listelerdi. Anahtarı bozacak tavşan listelerdi. Bu listeler uyarınca yarışıldı ve tabela ortaya çıktı. Yakında parti üst yönetimi de açıklanır, birkaç isim değişir o kadar. Yani topluma mesaj vermeye çalışacak ama veremeyecek yeni bir vitrin düzenlemesi daha.
 
Bu karamsarlık neden, şundan; Parti Meclisi Kurultay’dan sonra en yetkili organ. Ama etkisi sıfır, işlevsiz. Zaten değişim ve yenilenme doğrultusunda hiçbir zaman asli görevini yerine getiremedi. Hep kendi kişisel durumlarını korumaya endekslendi. Zaten uzun süredir pasivist bir yaklaşım içindeydi. Bu yüzden bu kurultayda oluşacak PM listesi ve PM’ye girecek isimler çok önemliydi. Yani partiye vereceği yön, yöntem veya çalışmalar bir yana MYK’nin oradan seçileceği için çok önemliydi. Bir biçimiyle MYK belirleyiciliği yaptığından çok değerliydi. Ancak tren bir kez daha kaçırıldı.
 
Artık Genel Başkan oluşan bu PM tablosundan hiç zorlanmadan, parti içi dengeleri hiç gözetmeden istediğini seçecek. Yol ve rol arkadaşlarını rahatça belirleyecek. Siyasetin malzemesi insan, malzeme bu denilecek yine. Gerçekler göz ardı edilecek…
 
Sonra Parti içi yarışların boşuna olduğu ve boşa emek harcandığı yönünde bir algı, olumsuz yargı oluşacak. Veya bu durum hiç değişmeyecekmiş algısı ve ön yargısı parti içine yayılacak. Ve halkta karşılığını bulacak. Sokakta ise bunların A takımı hep ayni, B planları da yok,  C Halk Partisi olmaktan gittikçe uzaklaşıyorlar kesin yargı ve yaygarası hâkim olacak…
 
Peki, böylesi bir ortamda bu kimin CHP’si olacak.  Kendini nereye somutlayacak. Hangi siyasal birikimin ve siyasal sürecin savunucusu olacak. Siyasi karakter, hedef karmaşası ve siyasi çizgi kırılmasını güncelleyen bu kadrolaşma toplumla ne kadar kucaklaşabilecek. Hedefe kilitlenmede zorlanmayan ve herkesi kucaklayan bir parti nasıl doğacak. Koskoca bir belirsizlik.
 
Dil söylemeye varmıyor ama parti tabanından gelen veya gelmeyen eski solcuları, eski sosyalistleri, demokrat liberalleri hatta dinci parti sempatizanlarını bünyesinde barındıran bu sözde zenginlik ile beş N, bir K’ya yanıt verebilmek zor görünüyor. Bu yeni yönetsel yapının sınıf temelinde bir kitle partisi olmayı hayata geçiremeyeceği de açıkça belli. İlk bakışta anahtar, tavşan listelerde bu durum gözden kaçsa da kabine giren profesyonelleşmiş delegasyonun gözünden bu sahte cennet çeşitliliği nasıl kaçar? Kaçmış. Memleketin içinde bulunduğu hassas dönem ve 2019’un önemi de gözlerden kaçmış.
 
Yani CHP kurultayı memleketin sistem değişikliğine dönük, olası yeni bir sisteme ve yapılanmaya özgü politik, teknokrat ve bürokratik bir açılım güncelleyemedi. Sürekli sistem değişikliğini dayatan bu baskıcı rejim döneminde bile ana muhalefet partisi olmanın gereği projeler sunulamadı. Mevcut iktidar neredeyse gerçekleştirilen kurultayın nüanslarından faydalanarak, asılsız atıflarda bulunarak, memleketin tüm sorunlarını yine CHP’nin sırtına yamadı. Zeytinyağı gibi yine suyun üstüne çıktı.
 
Her şey normal. Çünkü parti üst yöneticiliği sosyal anlamda statü kazanımı ve sosyal güvence görülürse, siyasetten de milletvekilliğine giden yolun başı değerlendirilirse ve sürekli seçilmek gayesi güdülürse değişim ve yenilenme gerçekleşmez. Kendini dört dörtlük görüp bir, iki, üç, dört, dönem milletvekilliği yapanlar ve uzun yıllardır üst yönetimde bulunanlar yüzünden partinin yetiştirdiği etkin ve yetkin siyasi kadrolar adaylaşamaz. Hepsi dışarıda kalır. Kurultaya dahi gitmez. Demek ki partide yıllardır bir yönetim ve üst yönetim sorunu var.
 
Tek çare tarihinde ve ABC’sinde olduğu gibi, memleket insanlarına, işsizlere, emeklilere, kadınlara, gençlere, öğrencilere,  esnafa, iş insanlarına hemen herkese, yeniden umut olması gereken ve iktidar olma iddiası taşıyan bir parti hüviyeti ortaya koyulmalıdır. Bu nasıl olur şöyle; yönetim ve üst yönetim problemlerini çözerek. Yani beldesinden ilçesine, ilçelerden iline, illerden genel merkezine, Genel Merkez yönetimine kadar partinin nasıl yönetildiğine yönetileceğine doğru dürüst bakılarak. Kendi kendini iyi yöneten gelecekle ilgili yeni iddialar, yeni umutlar ortaya koyar ve memleketi de bir güzel yönetir dedirterek.  Kim ne derse desin millet artık buna bakıyor.
 
Öyleyse A takımı, B planı ve C Halk Partisi olmak üzerinden son söz şudur; Bu partinin varoluş ve kuruluş nedeni iktidar olmaktır, ilelebet muhalefette kalmak değildir. Halkta yankısını bulacak iktidar iddiası ortaya koymak ve gereğince yönetebileceğini içten dışarıya kanıtlamaktır.

Beklenti budur...

Hiç yorum yok: