11 Mart 2018 Pazar

Ebu-Zer…

Ebu-Zer… 
 
Dinin getirip götürdükleri sınıfsal bağlamda ele almadıkça, dinin gücünü siyasal güce buladıkça, bulaştırdıkça din gerçekliği yakalanamaz. Din, din olmaktan çıkar. Din ilim bilim dışı yalan yanlışları aklayan ve duraklayan bir işleyişe payanda olur. Bu yeni durum da geniş kitlelerce din sayılır.
 
En öncesin de en sonrasın da bu kurgu dine hizmet kör dinciliktir. İşin aslı böyledir. Gün olur toprak fethi önce okla mızrakla, sonra topla tüfekle sağlanır. Sonra bilinir yöntem. Hiç fark etmez her zaman kazanımlar baş ve toprak vergisini bağlanır. Ama toprak haracı ile yetinilmez. Dinen maldan mülkten sayılan topraklar feodal hazirun ve hazırdaki dini ruhbanlar arasında pay edilir.
 
İşte bu paylaşım sürecinde bazı kavramların içini doğru doldurmak gerçekçi sonuca ulaşmanın önceliğidir; İstila ve feth. Haraç ve cizye. Zekât ve ganimet. Köle ve cariye. Beytül mal. Hazine dairesi. Eyalet ve halife. Uç ve burç. Emir ve devlet hazinesi. Zimmet ve servet. Dinar ve dirhem. Yığınla sikke ve altın kâse. Varidat ve dünyalık…
 
Hele de din adına yayılmacılık mirasıyla talan ve mağlubu tebaadan sayma. Bu yeni sömürgeci ilerleyişinin aşırı zenginleşmeyi ortaya çıkarmasını hak görme. Zenginliğin belli başlı ellerde toplanması ve tekelleşme. Adaletli üleşmenin olmayışı ve böylece hortlayan toprak ağalığı. Ve de dinsel felaketin belirleycisi ihtişamlı din bezirganlarının ortaya çıkışı. Yani dört elden din yaydığını söyleyen ve sanan bir sınıf yaratılması…
 
Demek ki din denilince bir de bu perspektiften bakmak gerek. Asla kötüye yormadan, yorulmadan, makul ve mantıklı yorumlamak gerek.
 
Ve Ebu-Zer…
 
Din deyince din klasmanında ilk ona giren, künyesinde nebiye dostluk yazan Ebu-Zer’i de tanımak lazım. Hem sahici sahabi. Hem de Ali can. Meclisi kırklardan er kişi. Bu günlere dek yaslanan din azgınlaşmasının ilk farkına varmışlarından bir fani. Gelişen dinci iktidar erkine ilk isyancı. Din kapitalizmine karşı çıkan ilk sosyalist, belki de komünist öncü. Dava adamı. Temelinde binlerce işçi kanı gömülü yeşil sarayın keskin muhalifi. Yılmaz kul hakkı savunucusu…
 
Günü gelince de zenginlik biriktirilmesine, aşırıya kaçmaya, lükse, savrukluğa, emeksiz geçinmeye, sınıf atlamaya karşı duruş gösteren bir idealist yolcu. Öyle ki kendi çalışmadan işçi ve köle çalıştıran, her türlü hizmetinde cariye kullanan bir üst sınıf karşıtı. Ve bu üst sınıf yararına yeniden dizayn edilen ahlak ve ahlakın dine uydurulmasına asi. Genel yaşamdaki din ahlak çelişkisini hisseden. Manzarayı görüp anlatan çıplak uyarıcı. Onca çelişkiye eleştiriler dizen bozulan sisteme başkaldıran bir devrimci.
 
Ebu-Zer…
 
Zenginliğin doymamacasına biriktirilmesinden başlayarak dinle bağdaşmayan her türlü düzmeceye eylem koyan bir radikalist. Şer sistemine direnişin ateşini yakan bir kale. Kemer-best. Düşünce ve fikir varlığı, Kur'an işletmecisi, dayatılan din dışı mirasa protestocu.
 
Zorunlu gereksinimler haricindeki bütün varlığın komünal bir dağıtıma tabi tutulmasını öngören bir efsane. Din ilminin biliminin güçten, erkten ve haksız zenginleşmeden yana olmayan ilk neferi. Kutsal isyanda baskıya, şiddete ve takibe hiç aldırmadan doğru bildiği yoldan şaşmayan, dinde sosyalizmin ilk savunucusu.
 
Ebu-Zer…
 
Onu Gugul hazretlerinde yazanlara aldanmadan öğrenmek lazım…

Hiç yorum yok: