23 Mart 2017 Perşembe

SOLAK SAĞLAK KAPIŞMASI…

SOLAK SAĞLAK KAPIŞMASI…
 
Sola her dem kem gözle bakan sözde zamanın tek adamlığına, bu çağda inatla tek adamlık dayatan sosyo-siyasetik bir sistem istiyor mevcut iktidar. Yani sağdan sağcı bir anlayışı egemen kılmaya çalışıyor.  Memleket solculuğu aslında çoktan belli. Solaklık, ta çocukluktan akla işlenen bir özgünlük ve özgürlük. Sağlaklık ise sonradan kazanılan sürekli üzgünlük ve kulluk. Ve her kurgulama sarpa sardığında Atalar çocuktan al haberi derler…
 
“Solak çocukların bir kısmı solaklığın bilincinde değildirler. Çünkü aile ve toplumda sağlak olmaya, sağ eli ile iş görmeye alıştırılırlar…”
 
Sol el kullanmak azarlanma ve alayla karşılandığından çocuklar sağ ellerini beceriksizce kullanmaya çalışırlar. Aslında yaptıkları her iki eli de yerine göre kullanmaktır. Sonra karakter biçiminde şekillenir ve alışırlar bu duruma. Yaş ilerledikçe kötü günler kapıyı çalar. Çocuklar her türlü sağlaklaştırma yöntemleri ve hiyerarşi dayatmalarına karşı dayanamazlar. Her şeye karşın solculuk vardır serde. Solaklık hep vardır. Belki biraz cesaret gerektirir. Ve kalpte ve zihinde saklıdır solaklık. Solculuk  elaleme göre asla şekillenmez. Direnir ve kazanır.
 
“Sonra çocuk büyüdükçe sağ elinin yetersizliğini engel ve yük olarak görür çocuk. Ve sağ eline ve koluna biraz daha çok ilgi duyar…”
 
İlgi alaka bir yana beşikten bellidir solaklık ve sağlaklık. Zihin fukara, akıl ukala olunca sağcılığa odaklanır, odaklanılır. Şirin görünen ne varsa şerhsiz şehirsiz doğuştan solaklar bile sağa zorlanır. Sağlaklaşılır. Zor derin görünen de metazori sola endekslenir.  Solaklaştırma güçleşir. Solaklık zordur. Her kalıba uymaz ve uyumaz.
 
“Solak çocuk sağlaktan daha önce uyanır. Çünkü solakların sağ elinin yetersizliği kendilerini daha iyi eğitmesini getirir…”
 
Tek tip eğitime dayanan sosyalizasyon ile sona yaklaşılırken kaybolan değerler bir anlık da olsa anımsanır. Hayal peşinde koşanlarla kendilerini gerçeğe adayanlar vicdanlarının sesini duyarlar. Dinlemelidirler.
 
“Solak çocuk yeteneklerini de geliştirir. Geliştikçe daha da güçlenir. Kabına sığmaz. En uç sınırları zorlar. Eksik ve kusurlarını kapatır…”
 
Özelden ve gazelden ayrımında gizlidir solculuk ve sağcılık. Solaklar ve sağlaklar. Daha çocukluktandır her şey. Solaklık ebedi aykırılık, sağlaklık ise hariçten gazeller ile çok değişkendir. Korku ve kaygı bilinçli bir yaşamda yer bulamaz. Dışlanır. Hayır, bayrağı çekilir hayırla. Zaten dahi kişilerin çoğu da solaktır. Ve dahi kişiler ise sağlak. Organsal bir kusur olmayan solaklık yüzünden çok güçlük çekilir hayatta. Epey egzersiz sonucu az biraz rahatlanılır ama sağlak iktidarlar pek de izin vermezler.
 
“Kendilerini eksiksiz, tam ve üstün gören çocuklar ise aşırı sağlaktır…”
 
O yüzden hiç kendilerini yenilemezler. Arsız ve kavgacı kişiler olarak büyürler. Büyütürler. Belki dar çerçevede başarılı olabilirler. Ama büyük fotoğrafta tüm eksikler, tam ve üstün olmayan tüm sağlaklıklar bir bir ortaya çıkar. Ve sırıtır. Eninde sonunda da daima yenilirler.
 
Keskin evet ve küskün hayır ile derde çare aramak sosyo-siyasetik arenada bu sosyo-psikolojik çelişkinin daha da derinleştirilmesidir. Metazori değişimin solcu ve sağcı tabanında kamplaştırılmasıdır. Ezeli solak sağlak  kavgasının sonsuza taşınmasıdır.
 
Yani evet hayır odaklı yeni solak sağlak kapışması planı boşa medet ummaktır…

Hiç yorum yok: