6 Mart 2017 Pazartesi

MEŞRULAŞTIRMA, MEŞRUİYET, MEŞRUTİYET…

MEŞRULAŞTIRMA, MEŞRUİYET, MEŞRUTİYET… 
 
Mevcudiyete karşı çıkanların hepsini her şeyini yalanlayarak, yalan dolana karışmak ile meşruiyet kazanılamaz. Fiiliyata meşruluk kazandırılamaz. Meşrutiyete kazan yakılamaz. Çünkü Dünya tek renkli değildir ve yağmurlarla enerji yüklenirken bazen boşa ıslanmak ve karaya oturmaktır meşruluk kazanma kazandırma çabası. Kazan kepçe tüm değerleri kullandıkça kullandıktan sonra meşru müdafaa idi abartması da tutmaz sonra. Ve kaynar kazan kaldırılır.
 
Her şeyi on yıllarca mirasyedi savurganlığıyla elinin altında tutulanların ömrü üreten ve ahreti tüketen arzulara doymamasıdır gayri meşruluk. Meşruluk ise ortaçağa duran karanlıkta bir anda son arzunun dışa vurumudur. Kör olmadıkça ilelebet görülecek, evliyalara dolanmak, dolunayda Mevla’yı düşlemektir meşrulaşmak. Düşmekle başlar tüm ayrılıklar. Aykırılıkları da tetikler. Ölçeği terazisi kişiden kişiye değişir meşruluğun. İşlenişi de değişir, içlenişi de. Miras biter yol görünür.
 
Bir topluluktur ki hiç hesaba katılmazken resmen şoka durur. Gidişatı durdurur. Her şeyi meşrulaştırma ve meşrulaşma seçeneklerini fellik fellik aratır durur. Söyleme ve kulağı açma sürecinde yaşanan suskunluk ve söylem üzerine bir kurgudur meşruiyet. Çoğunlukla yozlaşmadan tespitleri tamamlama yürekliliğidir veya bir mucizeye tutunmaktır tüm dolambaçlı yollara karşı duruş.  Muhaliflik tutuşmaktır, tutkudur ve tutuklanmaktır. Ama kısıtlanmış arzulara da bin doğmaktır.
 
On senelerden sonra denizler kabarınca, sorular dillenince, dalgalar dinlenince harabe sayılan bedenler meşk içinde kara gecelere sarılır. Öyle bir sarılma öyle bir salgındır ki bu kuşatır memleketi. Ve dizginlenemeyen meşrulaştırma ve meşrulaşma çabasına meşru müdafaadır tüm eylemlilikler. Meşru müdafaadır tüm etkinlikler. Bile bile de olsa çekilecek acıları son bir kez çekmektir direnci kuşatan.
 
Ortak bir ses sorunu da varsa eğer çaresizliğe düşmek resmi kurtarmaz. Sonsuza değin sürecek araştırmaları ara gazıyla şehirden şehire dirilten meşrulaştırma ve meşruiyet kazandırma ciheti bir biçimiyle meşrutiyete esas duruştur. Uslanmaz.
 
Son vuruşta her an en kolay ayarlanabilir millet yumağıdır ulaşılmak istenen. Ve ruha ruh yerleştirmek için de mendeburlaşır o güzelim huylar. Beytül mala sarkan huyları değiştirenlere takılır o saf ruh. Düzeltilemez yine de. Ulaşmak, menzile ulaşmak zordur. Uygarlığın ve farklılığın karışımı koyulaştırır kanı ve kurumuş bir çiçek gibi takdim edilir. Takdir değildir özünde tüm takdimler. Bütün göndermeler ve müjdeler demet demet ayni safta toplanırlar ama kifayetsizdir. Ak saçlı cengaver derecesinde bir icattır kurtarılmış bölgelerde kurtlandırılan. Lakin kuşku gündeme böyle düşmeseydi eğer diyerek bir daha iptal olur meşruiyet.
 
Meşruiyete iki cihanda muhtaç olmanın gücü mahcubiyet çubuğuna bağlandığında her şey ucuza mal edilir. Lal olan liradan nice sıfır atılır yine başa dönülür. Keltine kökenine ait bilgisizlik ve cehalet tarihin meşhur ulaştırma yoludur. Bu yolda sarf edilen meşruiyet kazandırma çabası ise boşa çabadır. Çünkü onsuz da olur, onunla da olmaz artık. Çünkü tüm biyografiler gelir bir noktada durur. Sonlanır. Tılsım söner. Heyecan biter.
 
İlkbaharda cem sonrası kurulacak yokuşlardan döne döne yuvarlanılır. Beton zeminlere asfalt setleri bulaşır. Malum mücahitler tutar yolu, tutarlı adımlar meçhule atılır. Kahkaha kuşlarının kanadında son can parçalanır. Kalmuk olmak ve kalmak üzerine geleneksel yollar tartışılır. Ve Asyavari özellikler bulamacında buhran artar.
 
Bunları dile getirmektir derinlik ve dinginliktir. Yoldaşlık etmeye katık, suya şekerdir nabza güç veren bitmez sevda. Ne çekersem yerinde çekerim marşıdır meşruiyete direnç ve meşrutiyete karşıtlık. Çünkü arşivsizlik hangi bölgelerde hangi belgeleri karıştırır bellidir.
 
Artık ne yapılırsa yapılsın meşruluk ve meşruiyet kazanma kazandırma çabası kifayeti müzakeredir. Meşrutiyetin soy ağacının dallarının çok evvelden kuruduğu ise tarihsel belgelidir.  
 
İşte o kurumuşluk Nisanda da yapraklanıp çiçeklenmez…

Hiç yorum yok: