ROTTERDAM BELEDİYE BAŞKANI
İstanbul’a dolayısıyla Esenler’e kardeş şehir Rotterdam’ın Müslüman asıllı Belediye Başkanı Mehamed Ebutaliban’ın akıl rotu çıkınca, azınlıkta kalanların alınlarından ter damlamasına aldırmadan, üstelik meydanı da boş bulunca olağanüstü hâl anlamına gelen “Noodbevel” ilân etti. Ve sağanak altında bocalayan boş meydanı muhaliflerine sözde hukuk çerçevesinde kapattı. Edebilir etmesine de şu seçim esnasında biraz ayıp kaçtı, dosta düşmana karşı…
Denizi görmüşlüğü ile görmemişliği bir yana örneğin Amsterdam ile Rotterdam arası bir saat ama neredeyse arada en az elli yıllık mesafe var. Mesafeyi kısaltmak için bu kardeş kent Rotterdam’ın uygulanmış ve sırada tatbiki bekleyen kübik kentsel dönüşümleri var. Yurt çapında siyah laleleri kadar meşhur bu kentsel yenilemeler. Bir de küp insanları var. Öyle ki bu kübik insler kesme taş küp gibi katı ve asla değişmez armadalar. Ayrıca belediyeye belendiklerinden bu yana hali vakti yerinde ve hayhitlerciler toptan.
Kentin bir de Witte de Withstraat’ı var meşhur olan. Beyaza beyaz caddesi anlamını çağrıştırıyor. Flemencesini frenkler bilir ama bembeyaz cadde de olabilir meali. Sanki İstanbul’un İstiklal’ini, kısmen Esenler’in trafiğe kapalı Davutpaşa Caddesi’ni andırıyor. Kent idarecilerinin yıllardır öz kentlisinin gideceği başka bir yer üretememelerinden dolayı oldukça hareketli bir cadde bu cadde. Kısa, küçük ve dar ayrıca. Caddede pek denetlenmeyen kafeler, her türden mağazalar, dondurmacılar, tatlıcılar, oyuncakçılar, çokuluslu hazır yiyecekçiler ve helal serfikalı yiyecek mekânları da mevcut. Fakir kentli hafta içi ve hafta sonları boydan boya çoluk çocuk, yaz kış burada dolaşıyor. Çaresizlikten buraya doluşuyor. Özellikle tatillerde ve hafta sonları iğne atsan yere düşmez.
Bu trafiğe kapalı bembeyaz isimli cadde Plein van de Republiek adıyla anılan, anlamı Cumhuriyet Meydanı olan bir meydana bağlanıyor. Eskiden dört yolun birleştiği yer olan bu meydana şimdi iki giriş verilmiş. Diğer ikisi ampirik biçimde yerin altına çekilmiş. Ve bu Cumhuriyet Meydanı’nda yani Plein van de Republiek’te ana muhalefet partisinin partiye tapulu merkez binası var. Bina demek de yanlış olur, doğrusu bir binanın bir katı. On yıllarca iktidarın dışında kaldıklarından zor bir hal edindikleri ulaşımda kullandıkları bir de araçları var. Sadece bir. Ve Babası imam olan Rotterdam’ın Müslüman asıllı göçmen Belediye Başkanı Mehamed Ebutaliban bu aracın hem de tarihinin en önemli seçimi addedilen seçim döneminde Cumhuriyet Meydanı’na girmesine izin vermiyor. Elektronik babaların indirilmemesi yönünde talimat veriyor. Emir kulu ama kulluktan zevk aldığı besbelli muttaliller talimatı uyguluyor.
Göçmen başkan Mehamed Ebutaliban muhaliflerin Plein van de Republiek’teki tapulu binalarına ulaşmalarını engelletiyor. Hatta muhalif araç cadde girişinden çekilmeyince, Müslüman asıllı başkana yaranma sevdasındaki zabıta gücü, yandaş gazetecileri, özel korumaları ve devletin tarafsız olması gereken amigo memurları devreye giriyor. Varlık göstergesi makam vasıtasının içinde bekleyen Mehamed Ebutaliban göz göre göre araçtaki muhaliflere zor kullanılmasına herkesin belediye başkanı olarak müdahale etmiyor. Aracın içindekilerin yaka paça dışarı çıkarılarak darbedilmesine de bir güzel seyirci kalıyor. Atmosferi ağırdan ağır bir seçim ortamında karınca kaderince probaganda çalışmalarını hayırlısıyla tamamlamaya çalışan ana muhalefet partisi üye ve yöneticilerine sarf edilen galiz yakıştırmaları yapanları hiç ikaz etmiyor. Üstlerinin parça pürçük edilmesine, kaşına gözüne vurulmasına durun ne yapıyorsunuz diyemiyor. Rotu çıkmış bu terbiyesizleşmeye, araçtaki üç beş kişiye dam dum sürü halinde saldırılmasına hiç karşı çıkmıyor.
Dayanaksız söz meclisten dışarı; Rotterdam’ın Müslüman asıllı göçmen Belediye Başkanı Mehamed Ebutaliban’ın rivayet o yönde ama vurun kırın demese bile, cereyan eden duygusuzlaşmaya ve körü körüne düşmanlaşmaya duyarsız kalışı onu içtenlikle sevenleri bile son derece rencide ediyor.
Witte de Withstraat adıyla bilinen Beyaza beyaz cadde, Flemencesini frenkler bilir ama bu dilde sanki bembeyaz cadde, avanak ıslatan sağanakla karaya bulanıyor. Allah’tan daha feci şeyler yaşanmıyor. Plein van de Republiek’te tapulu parti merkeziniz olabilir, meydan da, meydana çıkan yollar da benim mantığıyla hiçbir şey olmamış gibi çekip gidiyor. Ayrıca mal da mülk de Allah’ındır kültürünün bizatihi temsilcisi olmasına rağmen yersiz yere kibirleniyor. Oysa o cadde ve meydan, hasılı koca kent imam babasının veya kendisinin tapulu arazisi değil. Oralar Müslüman asıllı Belediye Başkanına görev süresince adaletli davranması ve herkesi eşit faydalandırması koşuluyla emanet.
Tüm bu yanlış yaşandıktan sonra, ana muhalefetin temsilcilerinin ve diğer muhaliflerin Witte de Withstraat girişinde sağanak altında uzun eylemsel bekleyişinin ardından düğmeye basılıyor. Metal dubalar iniyor ve araç Plein van de Republiek’a alınıyor. Madem alınacaktı başta alınsaydı ya, ajanslara malzeme olmaya ne gerek vardı sorusunun yanıtı ise başa bela marketing cilası; reklamın iyisi kötüsü olmaz, reklam reklamdır…
Bu gün İstanbul’un İstiklal’ini, kısmen Esenler’in trafiğe kapalı Davutpaşa Caddesi’ni anımsatan Rotterdam Beyaz Cadde’ye girişi engellenen muhalif parti aracı ve içindekilerin seçim sonucu aleyhlerine olursa seçim ertesinde Plein van de Republiek’teki parti merkezlerine girip giremeyecekleri ise bu kara ve kötü günün soru işareti olarak hafızalara kazınıyor.
Hayırlısı Allah’tan.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder