23 Aralık 2020 Çarşamba

MODERN SİYASET VE DEMOKRASİ ÇIKMAZI

 MODERN SİYASET, DEMOKRASİ ÇIKMAZI...


Görünürde kısa aralıklarla yüzleşilen bir demokrasi çıkmazı yaşanıyor. Ama görünmezde durum daha da vahim. Resmi modern siyaset ve memleket demokrasisi açıkça can çekişiyor. Dünyanın dört bir köşesinde olduğu gibi devlet mekanizması tutunacak dal arıyor. Veya baştan sona herşeyi budayacak. Çünkü demokrasi elitleşiyor. Ve genel idare, planlı programlı sadece elitlere uygulanan bir yönetsel anlayışa evriliyor...


Siyaset literatüründe demokrasi, güç ve otorite kullanma sanatı diye geçer. Ancak halka vekâlet edenlerin zaman zaman yetkilerini aşmaları başlıca sorundur. Yani demokrasi içinden otoriter modellerin doğduğu bir gerçektir. Devlet gücünü arkasına alanın resmi makamları babalarının makamı gibi kullanması ve despotlaşması gibi. Bu demokrasi ile bağdaşmaz ama modern zamanlarda bile öyle...


Ayrıca devlet benim, ben devletim mantığı hiçbir zaman denetime tabi tutulamaz. Zaten tamamen hakimken tutturmaz da. Böylece bireyin ve hukukun üstünlüğü sallanır. Durum öyle hale gelir ki antik dönemlerde bile olmayacak şeyler olur. İşler makul karşılandıkça durumdan vazife çıkarımları da artar. 


Bu sözde yeni demokrasi ve güttüğü modern siyaset din, yerel özerklik, mezhepsel kölecilik çerçevesinde şekillenir. Belirleyici pozisyonda ise daima din odaklı politika yapanlar yer alır. Son yıllarda yaşananlar aynen budur...


Böylece siyasete ilgi gittikçe azalır, dine bağımlılık ise artar. Yani kurumsal tezler ve kurgusal manevralarla toplum resmen aldatılır. Katılımcılık azalır, şiddet takipçiliği artar. Demokrayik talepler azarlanır. Toplum teokratik bir gruba emanet edilir. 


İşte son yıllarda teoloji, tek felsefe haline getirilerek başlıca sorunlar onunla idealize ediliyor.

Devamında modern siyaset günden güne gerilerken, eskimiş farz edilen demokrasiye ulaşmak dahi güçleşiyor. Gericilik ağır basıyor. İlerisi gerisi sosyal, siyasal, kültürel, zihinsel, kurumsal ve kuramsal tutulma yayılıyor. Bilimsel anlam ve çözüm arayışları küçümseniyor. Yani geniş yelpazede demokratik kurallar kan kaybederken, gelişen yeni süreçde övünülen rejim meşruluğunu yitirdikçe yitiriyor. Peşinden yönetimin meşruluğu da tartışmaya başlanır. 


Ve hiç olmadık siyasal tercihler iktidar pozisyonlarını belirler. Ve demokrasiden umut kesilir. Modern siyasetten uzaklaşılır...


Her şey keskin hükümet kontrolüne geçer. Modern siyaset ve demokrasi can güvenliği tehlikesi, keyfi gözaltılar, sebepsiz tutuklamalar ile zedelenir. Otoriter ve totaliter bir düzenin yaptırımları şeklen demokratik gösterilerek, algı yüklemesine dönük her enstrüman bir bir kullanılır. İşin garibi aşırı milliyetçilik ve dini modernleşmeyle millet ayni hizaya çekilir. 


Öyle ki, demokrasiyi baş tacı etmiş görünen en modern kimlikler bile dizayn edilen bu yönde siyasal birlik ve toplumsal uyum sağlamak için kimliklerini yırtıyorlar.

El birliği ile kaba güç, terör ve savaş arenasına ve krizler girdabına sokulan memleket resmen bir demokrasi çıkmazına itiliyor. Millet modern siyaset açmazı yaşıyor. 


Bu arada koviti günlerde aymazlık olabildiğince yayılıyor ki yönetim halktan alınıp, geleneksel siyasi elite veriliyor. Ya da bi daha verilmesine zemin hazırlanıyor.


Bakınız; geleneksel siyasi elit…

Hiç yorum yok: