19 Aralık 2020 Cumartesi

KİLLETİ AŞI

 KOVİTİ GÜNLERİ VE AŞI...

Koviti günlerinin artan vakalarla gelinen son aşaması aşı, aşılar ve aşılanma. Aşı bir eriyik. Eriyik, bir maddenin çözücü sıvı içinde çözdürülmesi ile elde edilen homojen bir karışım. Bir nevi bağışıklık güçlendirmesi. Bilimsel özüyse hastalığı yayan virüs veya mikroplarla hazırlanmış, enfeksiyonel bulaşıları, bulaşıya maruz kalmayı önlemek amacıyla vücuda enjekte edilen bir solüsyon. Genellikle genetik bozulmaya neden olmadan, vücudun koruyucu protein üretmesi ve antikor oluşturmasını sağlamaya yönelik bir pratik. Ancak kısmi yan etkiler yaratacağı olasılığıda yok sayılamaz bir gerçeklik...
Herşeye rağmen koviti salgınının kırıp döktüğü dünyada, virüsün önünü kesecek kesin çare şimdilik aşı. Aşılama ve aşılanma. Önce aşı sonra ilaç...
O yüzden dünyada yeni keşiflere yönelik tıbbi ve bilimsel süreç hızla sürdürülüyor. Yani virüsün insana bulaşmasına, insandan insanlara geçmesine ve hücreleri ele geçirmesine engel olabilecek aşı ve ilaçlar için tüm bilim insanları seferber...
Zaten koviti, akut solunum sendromu yaratarak insanlığı sarstığı ilk günden bu yana, dünyanın her köşesinde aşı geliştirme çalışmalarına başlandı. Özellikle yaygın ama zararsız virüsler kullanılarak, klinik öncesi ve klinik geliştirme düzeyinde aşılar çok kısa bir sürede hazırlandı. Şimdi dünya pandemiyi durdurmak için aşılama sürecini evrildi.
Aşılamanın iki doz halinde gerçekleştirilmesi öngörülüyor. Ayrıca aşıların yan etki yaratabilir olasılığını gidermek veya aşılamanın yan etkilerini azaltmak için çalışmalara da devam ediliyor...
Hummalı çalışmalar devam ederken bir yandan da en geniş çapta, neredeyse tüm dünya öncelikle yaşlılar ve sağlık çalışanlarından başlayarak kademeli bir şekilde aşıya geçecek gibi. Geri kalanın, büyük yığınların ne zaman ve nasıl aşılanacağına ilişkin muamma ise sürüyor. Özellikle yarı gelişmiş ve geri bırakılmış ülkelerde umutsuz bir bekleyiş egemen. Yani aşı ve aşılama aşamalarına ilişkin net bir pratik ve aritmetik yok. Bariz belirsizlik, dünyanın aşı teknolojisinde öncü ülkeler ve global ilaç firmalarının tekelinde oluşundan kaynaklı. Bu tekelci güdümleniş, yıkıcı ve bunaltıcı bir atmosfer yaratıyor.
Dünyadaki bilimi dışlayan aksak yönetsel yapıların, koviti illetinden kurtulmak için bilimi sırf aşı özelinde satın almasına, alabilme gücüne ilişkin bir ekonomik yarış yaşanıyor.
İlginç olan değişken aşı maliyetinin yanı sıra, aşılamanın koruyucu durumunun 6 ay veya 1 yıl sürmesi. Yani aşı kovite kesin çözüm değil. Salgın sürekli aşılama formatı gerektiriyor. Bu nedenle pandeminin ne zaman sona ereceği de yaşanıp görülecek bağlamına hapsoluyor. Aşılamanın sadece koviti ile baş edebilme durumu veya bulaşıyı erteleme girişimi olduğu gözlerden kaçıyor. Kaçırılıyor...
Diğer yandan aşılama, dünya ölçeğinde kısa zaman diliminde ne kadar çok kişiye ulaşırsa kovitinin artan hızı anca kesilebilir. Kökünün kazınması ise her alanda olduğu gibi yine kararsızların elinde...
Çünkü pik üstüne pik yapmış kovitiye rağmen hala aşı karşıtlığı veya aşılanma refleksi açısından bir güvensizlik var. Yani red ve tereddüt arasına sıkışmış yığınlar var. Açık gizli kararsızlık hat safhada. O yüzden kovitiden kurtuluş için aşıya inanmayan veya kararsız kalanların iknası şart...
Büyük küçük bütün dünya devletlerinin ve onlara hükmeden egemen güçlerin bilabedel haydi aşıya süreci başlatması kaçınılmaz. Ayrıca orta karar bir sağlık sistemi ve tıbbi uygulayıcı mekanizmasına sahip ülkelerde günde bir veya bir buçuk milyon kişinin aşılanabilirliği de hesaba katılmalı...
Salt bu gerçekten hareketle, para pul bir kenara, aşı ve aşılar bulunsa ve de tam aşılama gerçekleştirilse de, kovitiyi alt edecek mücadelenin epey uzun zaman alacağı acı gerçeklik...
Diğer bir gerçeklik de her şekil ve koşulda, kovitin dünyadan hepten kovulması, egemen güçlwrin ve büyük sermayenin faydasına. O halde?

Hiç yorum yok: