22 Aralık 2020 Salı

ÇATIŞMA SİYASETİ...

 ÇATIŞMA SİYASETİ...

 

Koviti belasına bulaşmış memlekette hayatın her evresinde, her fırsatta çatışma siyaseti güncelleniyor. Oysa çatışmadan doğru tercihler yapmaya çalışmak, çok çalışmak ve hayatın devamını sağlamak siyasetin nüvesinde olan karakteristik özellikler. Ama yıllarsır yok sayılıyor. Geçen uzun yıllar hiç önemsenmiyor. Özellikle belli süredir, sürekli çatışmalarla harmanlanıyor siyaset. Eskinin birbirini yiyenleri, umulmadık anda birleşiyor. Birbirine ilahi aşkla bağlanmışlar ayrışıyor. Ve tempo düşüyor...


Böylece bu nasıl siyaset dercesine, aktif siyasete ilgi azalıyor. Yiten ilgi ve sempatiyi yeniden kazanmak için ise başka çatışmaların güncellenmesi gerekiyor. Hemen başka çatışmalar ve kıyasıya çatışanlar arenaya sürülüyor. Son günlerin siyaset piyasasına sokulan çalım bu. Yani resmen kısır döngü…

 

Her ne kadar kaidesi kusurlu, kapasitesi sınırlı uzlaşı, hoşgörü nutukları atılsa da içten dışa, dıştan içeri, dıştan en dışarı çatışma etkinleştiriliyor. Bu politik çatışmacılığın, ezeli çatışma anlayışının sağı solu belli olmaz. Değilmi ki, dün ölümüne beraber olanlar bu gün öldüresiye düşmanlaşabiliyorlar. Dün kanlı bıçaklı çatışanlar bu gün süt liman sevişiyorlar. Milli yerlş ittifaklaşıyorlar. Hangi açıdan bakılırsa bakılsın bu kaosun varluğı ve çözümü temel malzemeye odaklıdır. Malzeme insan...

 

Neticede çatışma kaynaklı temel problem, yine bu temel malzeme duyarlılığı çerçevesinde çözülecek. İnsanla. Varsayımlar ise çok sayıda deneyimsizin bu işi hakkıyla gerçekleştiremeyeceğidir. Gerekçe ise öyle gelmiş böyle gider uyanıklığıdır. Sırf belli başlı konularda ve konumlarda çatışma ile başlayan biçimleniş zamanla huzur ve sükûneti daha da bozacaktır. Bozuyor da...

 

Ayrıca çatışma merkezli her yeni dizayn, yeni seçimler demektir. Erken yapmayı da gerektirir. Tuhaf ama taraf tutma ve taraf olma bu ortamda gittikçe zorlaşır sanılıyor. İşte yanılgı bu... 


Aslında virüsü, lafta virüssel diz çöken ekonomiyla siyasal işler kolaylaşıyor. Belki polemiklere açık genel problemler artıyor ve yıkım netleşiyor ama her platformda profil yetersizliği öne çıktığından, yine en çok çatışanına bel bağlanıyor...

 

Gerçi değişim ve yenileşme beklentisi ağır basıyor ama genelgeçer tercihler hep ayni kalınca coşku cılızlaşıyor. Umut çöküyor. Acil ulaşımların hızı yavaşlıyor. Ve sonuçta daima sürprizlere açık, çözümsüz, çatışık sonuçlara gebe bir mekanizma oluşuyor.

 

Şimdi iktidar veya muhalefet bu tipik kadrolaşmalarla çatışmayı nereye kadar götürür, vehameti hisseder, bırakır hiç belirgin değil. Sık aralıklarla verilen mesajlara bakıldığında içe dönük bir önceleme asla söz konusu değil. O yüzden çatışma siyaseti uzunca bir süre daha güdülecek gibi. 


Ama nihai değerlendirme için, bu iç dış çatışmaların nereye kadar süreceğini, neler getirip ne götüreceğini de bilmek, bilmeye çalışmak gerekir...

 

Koviti odaklı düşen tempoyu daim kılmamak ve ilgiyi azaltmamak için çatışmalardan beslenmek bir yere kadar doğru olabilir. Ancak emaneti yaşamak ve ihaneti yaşatmamak için cesaret ve adalet de şarttır. O yüzden iç ve dış çatışmaların sürüklediği son yeni çatışmaları enikonu irdelemek gerekir. Yani tetiklenen ilk ve son tercihler arasına sıkışmadan, çatışmalar dönemine hapsolmadan, çat kapı yeni çatışmalara hapsedilmeden yakayı kurtarmak gerekir. Bilinmeli ki bu yöndeki çapraşık çatışmalar, kaşlar çatık buluşmaya çalışmalar hep bir şeyler olmak odaklıdır.

 

Çatışma ile özdeşleşen siyaset yapma biçimiyle ve hayatın renksizliğiyle yüzleşilirse empati kurmayı denemek vazgeçilmez olur. Elde edilen sonuç ise denetimsiz dertliler, insanlığı erteleyenler ve acı gerçekleri öteleyenler mutlaka hak ettiğine kavuşur. Belki nice senaryolar ve niteliksiz yorumlar sevilmeyen karakterleri yaratır. Ama iyi planlanmış ve profesyonelleşmiş çatışan siyaset birikimi,  bitirimci kurgusu en güçlü sempati kazanma yöntemidir. Yani bu çatışma ve çatıştırma tabanlı siyaset yöntemi, büyük olasılıkla pek sevilmeyen ama aynı zamanda çekici ve vazgeçilmez karakterleri de kendiliğinden yaratan yöntemdir...

 

Sürekli yaşanan ve yaşatılan tamamıyla budur. Aşırı derecede iyilik beklenmeyen, çatışma ürününden çıkan kötünün iyisi yakıştırmalarıdır tercihlenen. Hatta tercih koyacakları dağıtan, eskinin cevval çatışanlarının ayni kaba döküldüğü hiç anlaşılamaz. Anlaşılsa da önemsenmez. Çünkü at izi it izine karışır.


Diğer yandan çarşı pazar yeni çatışma modelleri bulunarak, yaratılarak, yayılarak çatışma algısı iyice hamurlaştırılır...

 

Yani mesele devamlı çatışarak, tercihleri direkt etkileyen, çift ve çok karakterli kalite yoksunu kimliklerin doluştuğu bir siyaset arenası oluşturulmasıdır. Oluşturuldu belki ama yetmez...

 

Çünkü özellikle koviti mevsiminde dikkat edilmesi gereken husus, bu çatışma siyasetiyle en olmadık bir anda her şeyin her şeyiyle, silbaştan çat kapı tersine dönebilir gerçeğidir…

Hiç yorum yok: