Reis paşa, dünyaca değeri en baştan, memleketinde ise sonradan, sona doğru değeri kaybettikçe anlaşılan inkılaplarıyla modern dünyanın bizzat kurucularındandır...
Yeryüzünde bir başka örneği olmayan, askeri bir deha, hayati bir vaha, tam bağımsızlık şerbeti içmiş, o şahane şerbeti milletine de sunmuş bir devlet adamıdır. Tarihin bu masum millete göz kamaştıran bir armağanı, sanki en son ikramıdır. Silme devrimci, sırmalı vatansever, bir solukta memlekettir. Kendine özgü bir devlet kuran, büyük kurtarıcı ve yadsınamaz kurucudur.
Reis Paşa varlığı asla inkâr edilemez, Reis gibi bir reistir. Reislerin reisidir. İnkâr edilesi değildir," Tarih bir milletin kanını, hakkını ve varlığını hiçbir zaman inkâr edemez..."
Savaş meydanlarını kızılkan ile masmaviye boyamış, deniz gözlü bir özgürlük savaşçısıdır Reis Paşa. Fetih, keşif ve taarruz ustası bir ulu kahramanlık tasviridir. Reislerin piridir. İlktir. Tektir. Tek adamdır. Tek reistir. Ata Türk’tür...
Aklına, bilime ve milletine güvenerek yaşamış namuslu, emaneti koruma uğruna dünyaya nam salmış bir insan evladıdır; " Büyük ve Tarihi olayları ancak Büyük Milletler yaşayabilir..."
Tarih boyu asla yenilmez bu savaşçı millete en zor şartlarda yenilmezliği son kez tattıran, milletine tam istiklali takdir edendir Reis Paşa. Emperyal teşebbüslerin en acımasızına karşı çıkan, göğüs göğüse süngüleşen, çeşit çeşit düşmanları def eden bir eylemcidir. Milli militandır. Enternasyonel düzeyde bir yeryüzü planlamacısıdır. Beynelmilel zafer öncüsü ve dünyadaki tüm devrimlerin sarsılmaz temsilcisidir, Reis Paşa.
Yılmaz savaşçıdır ama asla savaş meraklısı değildir Reis Paşa; başlıbaşına barışçıdır, "Bir millet savaş alanlarında ne kadar zafer elde ederse etsin, o zaferlerin sonuçlar vermesi ancak kültür ordusu ile mümkündür..."
Reis Paşa, millete ve memlekete yıkılmaz ve ebediyen bozulmaz devrimci bir yol çizmeyi bilendir. Öğretmendir öğretendir. Menfaatine tabi olmadan. Nefsine aldanmadan. İstikrar ve iktisat abidesi kalarak. Canından çok sevdiği milletine, özgürleşmeye odaklı mücadele aşkı aşılayarak. Aşkın insandır.
Aşılamaz yücelikte uluların ulusu bir uludur Reis Paşa; "Türk milleti, bağımsız yaşamış ve bağımsızlığı var olmalarının yegane koşulu olarak kabul etmiş, cesur insanların torunlarıdır..."
Öyle beklenmedik vakalara, uydurma tesadüflere, kader kısmete aldırmaksızın gerçeğin kitabını yazan, gerçek ötesi paha biçilemez kıymettir. Asrın, asrı atinin en atak inkılapçısıdır...
Reis Paşa istikrar, eşgüdümlü iktidar ve kesintisiz ihtilal fikri sabiti doğrultusunda, mukaddes değerleri korumak adına yedi düvele teslim olmayan, teslimiyeti aklının ucundan bile geçirmeyen, sıra dışı meydan okuyuşun mimarıdır. Yüksek mimardır. Ordinaryüstür. Toplum dizaynın yüksekten yüksek mühendisidir.
Her şeye rağmen, elinin altındaki ganimete, toprağa, mala mülke rağmen, mütevazıdır Reis Paşa; "Bizim telakkimize göre siyasal kuvvet milli irade ve egemenlik, milletin bütün halinde müşterek şahsiyetine aittir. Birdir. Teslim edilemez, ayrılamaz ve başkasına bırakılamaz..."
Reis Paşa savaş öncesi, savaş anı ve savaş sonrası istediklerini teste tabi tutulamaz biçimde barışa endekslemiş bir ünlü devrimci, ürkmez ülkücüdür. Tarihe emanet ilklerdendir. Hıyanet edilemez ilkedir, tahrif edilemez belgedir. Yüzyılların yetmeyeceği işleri on yılda yapan, yaptıkları ile tarihte derin iz bırakan bir bilgedir. Uslanmaz bir devrimcidir. Bilge devrimcidir…
Reis Paşa der ki; "Devrim yasası eldeki yasaların üstündedir. Bizi öldürmedikçe, bizim kafalarımızdaki akımı boğmadıkça, başladığımız Devrim ve yenilik bir an bile durmayacaktır. Bizden sonraki dönemlerde de böyle olacaktır..."
Reis Paşa'nın vaz geçilemez öğüdüdür; "...Gelecekte, seni hazinenden yoksun bırakmak isteyecek, iç ve dış düşmanların olacaktır. Birgün hazineni savunmak zorunluluğuna düşersen, göreve atılmak için, bulunduğun durumun olanak ve şartlarını düşünmeyeceksin! Bu olanak ve şartlar, çok elverişsiz bir özellikte ortaya çıkabilir. Bağımsızlığını ve egemenliğini yok etmek isteyecek düşmanlar, bütün dünyada eşi görülmemiş bir galibiyetin temsilcisi olabilirler. Zorla ve hile ile... "
İşin hoş lafı Latife'si bir yana, işin öztürkçesi, fikri Fikriye'si işte bu düsturdur. Reis Paşa'dan beri böyle. İlelebet bu üstün öngörülü nasihatı asla unutmamak gerek.
Unutanlara da hakkıyla hatırlatmak...
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder