19 Nisan 2017 Çarşamba

SAĞLIKSIZ SAĞDUYU

SAĞLIKSIZ SAĞDUYU 
 
Sağlamasına, akılcı sağlama yapılmasına asla izin verilmeyecek bir referandum bitti. Asimetrik paralelci damgası yemişliği iddia edilen bir zatın dilekçesi kabul edilerek çıkan sonuç şaibeli hale getirildi. Halkın öyle veya böyle çerçeve dışına çıkan sağduyusu da böylece görmezden gelindi. Bundan sonra YaSaKçı bir zihniyete bürünen YSK’ya yapılacak tüm itirazlar sonucu değiştirmeyecektir. Sadece tarihe not düşülmüş olacaktır.
 
Sağduyu milletin toplam zekâsıdır. Sosyal siyasal eğitimle sıkı bir ilişkisi de vardır. Her şeyin sağduyu ile çözülmesi demek özelden genele ortak değerler üzerinden ulaşmaktır. Bazen anormallikler de içerebilir; ikiye bölünmek gibi.
 
Sıkışınca sağduyuya yönelmenin Evrensel sonuca varan değerlemeyi çıkaracağını beklemek her zaman pek doğru olmaz. Zaten ortak değerlere ulaşacağı hissedildiği an kontür tedbirleri de alınır. Yani mühür kimin elindeyse onun dediği olur. Sandığa yöneltilen garip gurabanın eline verilen mühür ise sadece erkin lehine çalıştıkça mühürdür. Değil ise mühürsüz de idare edilir. Cereyan eden resmen budur.
 
O mühür; yetersizlik ve yetmezlikler doğrultusunda alınan tavırdır. Belli durumlarda doğru sonuçlar verebilir. Ama koşullarda çok önemlidir. O veya bu haller derken ihlal çemberine, devletin paslı çarkına direnmek de bir yere kadar. O yerlilik yersiz manasız diyetlerle nereli olursa olsun acayip yerlileşir. Yerleşir. Metazori orman kanunlarına hizmete ve hizmetçiliğe dönüşür.
 
Sağduyu aslında yaşam üslubuna bağlı olarak değişir. Kısa zaman aralığında farklılıklar da gösterebilir. Farkı yaratan farka da çalım atılınca, fabrika ayarları bozulur ve ortadan ikiye ayrılmış üsluplar çatışması güncellenir. Sağlıksız sağduyu değirmenine su taşımakla biter tüm umutlar.
 
Sosyal ilişkiler ve sağduyu esen rüzgâr ve fırtınalara göre anında yön değiştirir. Fırtına ekilen öfkenin ünlüdür. Esen rüzgârın kıymeti harbiyesi de yelkenleri ne kadar şişirdiğidir. Bu bağlamda ne kadar bağırılsa da bir arpa boyu yol alınmaz.  Çünkü geminin ambarı boş, güvertesi ikiye ayrılmış, tayfaları despot, kaptanı deryasız ve filikaların dibi deliktir. Deniz ise küsmüş, yüzü de kapkaradır.
 
Duvara toslanılacağı hissedilince düşünce derleyip toplamak, gelişim sürecine katkı koymak, dürüst davranış titizliği, Toplumsal olayları algılama, algılamaları şifreleme gerçekliği bir pulsuz nursuz dilekçeyle sıfırlanır.
 
Aslında sağduyu despotik, statik ve kararsız tutumları eyleminden vazgeçirecek bir eğitmendir. Düpedüz duyular üzerine çalışır. Sağlaması da şarttır. Yaşama ve geleceğe özgüven aşılar. Aşılar ancak sağduyu sağlıksız bir ortamda memleketi ikiye bölmüş, milleti canından bildirecek yarınlara da ışık yakmıştır.
 
Çıkan veya çıkarılan aritmetiği beğenmeyenler, orantıları orantısız görenlerin sağlama yapma isteğine yanıt ise çoktan hazırdır; YaSaK, ikile…

Hiç yorum yok: