10 Nisan 2017 Pazartesi

KORKAKLIK, CESARET, BUDALALIK VE TARİH…

KORKAKLIK, CESARET, BUDALALIK VE TARİH…
 
Siyasal sürümde dürüstlük on yıllarca budala olmakla özdeşleştirildi. Oysa budalalık özünde asla dürüstlük barındırmamaktır. Yine de on yıllardır budalalık veya dürüst kalamamak arasına sıkıştı millet. Sıkıştırıldı. Öyle bir illet bulaştı ki cana canana tüm korkaklar ve budalalar suça bulaşır tezi zamanla gerçek oldu. Cürüm üstüne cürüm işlendi…
 
Bu kasnak tiplerin suç işlemeseler de her daim suça yönelik yapıları gözden kaçtı. Kaçırıldı. Asıl suça elverişlilik hali, sorunların yükünü sıkıştığında anında üzerinden atmak eğilimidir. Bu ise resmen sosyal budalalıktır. Yok sayıldı. Burada ağır basan intiba sağduyudan esinlendiği görülse de, ideolojileri ve entelektüel birikimlerdir. Birikimsizlik besbelli, güdük temelli iken abartıldı. Aşırı komplekslerle doyum sağlamak temelinde kurumlu iken, yani sonradan ciddi tehlikeler yaratacak ağır sonuçlara evrilebilecek nitelikte iken kahramanlıktan farzedildi. Böylece ucuzlaştı sürüm de talep de…
 
Cesur pozunda hep kendilerini haklı göstermeye çalışan bu suça yönelik ve suça yatkın kompleks kişilikler her fırsatta başkalarını da suçlarlar. Toplumun bir kısmına destekli desteksiz atıp tutarlar. Hiç alakasızların dahi başlarını bir anda derde sokarlar. Kıyısından köşesinden suça bulaştırırlar. Gönüllere sönmeyen intikam duyguları yayarlar. Hareket özgürlüğünü de kısıtlayarak mutluluk yaydıkları yalanına zamanla kendilerini de inandırırlar. Binlerce yıldır ayni muamma.
 
Gün olup adalete hesap verileceğinde ise ne yaptımsa aldığım İlahi Emir gereği yaptım savunması ile işin içinden sıyrılmaya çalışırlar. Korkmak güzel bir rastlantı ile ulaşılan menzilde paydos zilinin çalmasıyla sıdkından sıyrılmaktır. Tüm dışavurumlar adalet terazisine vurulduğunda meseleyi melankoliye dayandırmak ise suçları hiç hafifletmez. Ancak bu da geç anlaşılır bir olgudur.
 
Korkaklık ve sosyal budalalık bazen sosyal açıdan faydasız ve amaçsız bağlamında nitelendirilir. Bu niteleme suçun seyrini de, suç işlemedeki eğilimin kanıtlanabilmesini de güçleştirir. Çünkü tüm korkaklar ve sosyal budalalar zihinsel ve duygusal uyumsuzluk artınca ihmal edilmişlik ve baskı altında tutulmuşluk savunmasına sığınırlar. Dolayısıyla birbirine bağlı olduğu apaçık üslup hataları ve uygulama yanlışları bireyselleşir. Kümeleşir. O kümülatif yangında korku dağları bekler ve satışa gelenler hemen sosyal budalaya yatarlar. Sosyal faşizm iyice belirginleşir.
 
Öyle ki bu aktan karaya damgalanma klinik vakalardan bile sayılabilir. Çember daraldıkça antisosyal tutum ve davranışlara da dönüşebilir sağlam addedilen psikolojiler. Zamanla adeta içten içe kavuran korkaklık ve sosyal budalalık suça, günaha tenezzül edilerek giderilebilir zannedilir. İnsanlığın başlangıcından bu yana bu davranış modelleri pratikte sergilene geldiğinden alışılmıştır biraz bu falsoya. Aslında teori pratik ilişkisindeki fiyaskodur tüm bu şekillenmeler. Şekillendiriliş.
 
Korkaklık ile budalalık arasında medcezir yaşayan kolpa karakterler birçok avantaja sahip olsalar da gün gelir acayip terlerler.  Burada bilinmesi gereken tarihi gerçek milyon yıllarca dürüstler ve dürüst olmayanlar arasında sıkışan sosyal budalaların tarihi yanıltmışlığıdır. Yazmışlığıdır. Kutsal isyan hariç her başlangıçta korkaklık, cesaret ve budalalık üçgeninde tasarlanmıştır gelecek. Ayrıca yazı da yazgı da değildir kitaba asla uymayan bu dağılış.
 
Tanrı nimeti doğanın tüm zenginlikleriyle dopdolu şu cennet coğrafyada bugün akan kan ve artan fakirlik işte bu tarihi yanılgıların toplamıdır. Bugünden yarına yeniden tarih yazmak ise korkmamak ve sosyal budalaca davranmamakla mümkündür.
 
Arifi tarifi, korkusu cesareti, budalalaığı sosyal budalalığı bir yana tarih iki kelimelik tek cümledir; Hayıra hizmet… 

Hiç yorum yok: