BEYİN ÇIKMAZI
Beynine söz geçiremeyenler diyarında, kıyı köşe
gözetildiğini bilerek esrik rüyalanma beyinsizliğine tapanlar, ilkel ve yarı
hayvani duygularla, hayatın doğal akışını allak bullak edenler, asla kabustan
kurtulamaz. Karabasandan kurtulmanın tek yolu, bu alıkları hayatla yüzleştirmek,
yüzsüzlüklerini terk-i diyar etmeden önce ezber bozarcasına katlayıp,
zulalarına koymaktır...
Beyin çıkmazında bocalamanın sahte gülücüklü
pervasızlığı, kör pencere pervazlarına kazındıkça hayata hepten geç kalınır. Hatta
hayata gecikmiş olunduğu sanılanlara ulaşma derdiyle, ciddiyetten uzak cıvık rollere
yoğunlaşılır. Ve çakma fabrikasyon zırvalığı yaşanır. Böylece bir anda kaybolur
insanlık. Yer değiştirir, ikircikli motiflerle bezeli aile fotoğrafları. Ve
kuşku artar, kuşku yüklü bulutlar sarar beynin çeperini.
Ateş çemberi gittikçe daralır. Hayat hakkında
söylenenler ve beklentiler tam zıttına evrilir. Evden dışarı, her gün yüreği
cız eden insan müsveddesine dönüşülür…
Beyne söz geçiremeyenler diyarında, terki diyar zamanı
geldiğinde ise yüce varlık insandır gerçeği aklı kurcalar. Ancak çoğu kez iş
işten geçmiştir, insanlıktan çıkılmıştır. Keşkeler öyle iç içe geçmiştir ki, hayattan
varoluş nedeni yeni dersler çıkarılması güçleşir. Tarih izin vermez. Çünkü
zaman kalmamıştır…
Ayrıca sonsuza dek yaşama ve yaşatmaya dönük yeminden kopuş,
gezegene ihanetin ağababasıdır. Ve zehirli çiçek bahçesinde nesli tükenenleri acımasızca
sırtından vurma girişimi de cabası. Bu denksiz, dengesiz kirlenmeyle ayakta
kalma çabası da olanaksızlaşır. Çat kapı çatma makinalarla bütünleşmenin eğlencelik
bir yanı da kalmaz…
Beyne söz geçiremeyenler diyarında, mutasyona uğramış
virüslerin dilinde dininde tapınmak, bu uğurda soyu sopu bir yana koymak, beyni
boşaltmak tapganları büyük felaketlere sürükler. Sürüklenmenin sürmanşeti de
kolay atılır. Hele üstünkörü umursamazlık, tüm umutları tüketince düşler hepten
azgınlaşır. Aşırıya kaçan paralel çılgınlık kültürü üzerinde elbise de tutamaz.
Yerleşen hakim mantık sahip olunan değerleri haraç mezat elden çıkarmaktır. Bu
çıkarcı zihniyet, beyne söz geçiremeyenler çıkmazında tıpkı model kuryeliktir…
Bu diyarın avantacı avamları, avantajın kendilerine
geçtiğini zannederler. Oysa bu amipleri sıkı gözlemleyerek, çıngıraklı yalanlarıyla
yüzleştirmek insanlık gereğidir. Ancak bellek gözünü kör eden, bilinçaltının
derinliklerini kuşatan bu kötücül kuşatma zerre zahmete bile değmez. Çünkü
kutsalın yağmalanmasına yandaşlık, kurgunun talanına yarenlik anca terk-i diyar
hareketidir, mutlaka hakkettiği sonu yaşar…
Beyin çıkmazında, çehresiz çıtkırıldım hamlelerle,
kısa dönem rastlantılarını rastgele kabullenmek ise boş istasyon robotluğudur. Geride
bırakılanlara aldırmama hali yaşatan beyin tutulmasıdır. Beyne söz
geçiremeyenler diyarının ritmik jimnastiği işte böyle bir penceresizliktir…
Değişen tek şey ise beyine söz geçiremeyenlerin, beyne
söz geçiremeyenler diyarında sinsi yöntemler arayışına yöneliştir. Pusula
kaybetme ve yön şaşırmadır.
Terki diyar öncesi, beyne söz geçiremeyenler diyarında
tek açık pencere, zumlananlara ve zuladan çıkarılacaklara razı olma penceresidir…
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder