AVANTACI VE AVANAKAV...
Hayat hikayesi sil
baştan yazılır. Duygusal avarelikle savrulur avanakav, avantacı Avareline. Avanakav
genlerine işlenmiş, kurulu tüm tuzakları atlattığının güvencesiyle rahatlar ve en
ucuz senaryolu ama pahalı oyuna gelir. Deccaline ve eceline kavuşma pahasına...
Sararmış avlakta, donanımlı
farz edilen bir kadının hayatına, alçak bir adam girmedikçe, olgun bir kadın
sayılmaz hiçbir kadın. Onun için her kadın bu karaktersizi arar ömür boyu. Bulduğunu
zannettiğinde o zamana kadar ki kurduğu hayat zehir olur. Zehirlendiğini anladığında
uzun süre kahrolur ve de son pişmanlıklar fayda etmez. Keşkeler de kurtarmaz, paramparça
olan hayatını…
Hayat böyle bir şeydir
işte. Acımasız. Bir anda elden kayıp giden. Tatlı hayat girdabına düşen kadın
için, sudan sebepler ve uçuk bahaneler daima can simidi olur. Ancak her
başvurulan pespaye girişim, salt kendini avutma avanaklıklığıdır.
Bir erkeğin hayatına,
akıl ve zekâ problemi yoksa, köle ruhlu kadın olarak girmek hayattaki tek
otoriteye boyun eğmektir. Müthiş görünen, bu çift ruhlu kadınları da birçok
erkek kollar. Bir büyük hataya düşsün diye. Avanakav konumuna getirmek için, tuzağa
çekmek ve düşürmek için fırsat kollar.
Her efkârlı hal ve çarpık
ifade, Avarellerin iştahını kabartır. Bir anlık dikkat dağılması ile avlak
kararır. Bataklık dumanlanır. Merhamet
azalır. Hiç yapılmaması gerekenler su yolu olur…
Ve yıllardır hayali
kurulan gerçeklik, en önemli değerler zerre önemsenmeme gafletiyle tepetaklak
olur. Yalnız başına kalmak ve şeytanın avukatlığına soyunmak ise hikâyeye son
darbedir. Silik sesler fısıldar, beter sonlar bilinir ama durup dururken ceza hukuku
parseline girecek, vandalvari varyasyonlarla avanakça pikus ormanında kaybolunur.
Sonrası av olmaktır, avantacılara.
Hayatı savruk bir
tercih ile kötülerin arasında devam ettirmek, ruhu doğrudan etkileyen bir
faktördür. Ruhsuzluk böyle teşkil eder ve tarih değişir. Talih, tahtalıköy
masalındaki levhayı okuyamayışın getirdiği yüktür. Tabansız tahayyül, tahammülleri
zorlar ve…
Bir kadın, kadınların
ekseriyetinin çekici bulduğu bir dünyaya sadakatle bağlıyken, kılığı kılıfı
masumiyettir. Masallara kandığı andan itibaren, faaliyet odası kalabalıklaşır. Akıl
karışır. Zekâ durur. Kanlı kanca atılır. Hayranlık duyulan geçmişe, özgeçmişe rağmen
özünü yitirmek, özden kopmak bağlamında sırt dönülür hikâyeye.
Ama eşikten geçilse bile
avlanmak yasaktır. Yasak çiğnendiğinde, duyusal, duygusal ihanetle başlayan avlak
hikayesi, kadın gibi kadın, adam gibi adam olmayanları kesintisiz karanlığın
içinde buluşturur. Avanakav, avantacı avarel pozisyonunda, böğürtlen kırmızısı
bir sıklıkta, sırdaşlık pik yapar. Ve suyu seyreden kılıksız kadın, kadını
seyreden deccal kılığında avantacı, savunusu sıfır bir antlaşmanın, aldatıcı
bir kamplaşmanın tarafları olarak hikayeye yerleşir.
Kampanalar çalar ve
hayatın izleri takip edilir. İzci kampı deneyimi kapmamış pişkinler, en bitkin anında
tuzağa düşer. Pişti olurlar. Çifte heyecanlar çiftelenir. Yoğun sevinç donar, boyunu
aşan soysuzluk kanlanır, ta kemiklerin iliklerine dek yalımlı ateş yayılır. Uygunsuz
uyuşukluk sırınır, sırmalanır.
Avanakav, avarel avcı,
avantacılar ormanında Adalete tapan avcıların kralına, çok kolay lokma olur. Ve
hayat hikayesi sondan başa okunur…
ANLAK
Anlaşıldı. Anlamsız
çırpınışlar için tanınan dostane süre çoktan doldu, kadife perde kapandı. Artık
yeni sahne kurulması zamanı. Ve yeni perde. Yanlışta direttikçe toplumsal
kuralların ihlali sıklaşır. Sadakat, sadaka derecesinde dilenci maşrapasında. Sıfır
seviyede soğuma, olmaz hallere takılma ve kutsuz tapınma. İstiflenir ihanet yükleri.
Anlaşılır, iyiliğin hiç öneminin olmadığı. Anlak kaydeder, değersize değer
katma çabasını. Mendebur muteberliği. Soru, anlaşıldı mı? Sonunda anlaşıldı…
Neler; Bazen güven
sonsuz güven duyulanlar, güvenilecek en son kişiler safına geçer. Sırasıyla saygısızlıklar,
sevgisizlik peş peşe patlar. Dudak uçuklatan cinsten yalanlar dolanlardan safça
başarı umanlar, umulmadık vazgeçişin sırrında her şeyi gizli yapanlar, mahcubiyet
duyması gerekirken duymaz. Duyulması gereken cevher aslında yozlaşmış zihinlerin
anlayamayacağı türden bir değer. Daha neler anlaşıldı…
Anlaşılacak elbette. Öyle
bütün suçu kadere yazmakla işin içinden çıkılamayacağı. Anlaşılacak, kısır
döngü içindeki yalanların ve yalakalıkların boşa çaba olduğu. Zaten hayat
yolculuğunu zora sokan, mevcut düzeni unufak eden, ufak tefek başlayan sonra
alışkanlığa dönüşen bariz hatalar. Hele büyük hatayı başkalarına yükleme telaşı
baştan yenilgi. Her şeyi kabullenme. Nadiren tutar bu tezgâh, çoğunlukla da
bozulur. Anlamayanlar da anlayacak…
Çünkü saçma sapan
çıkarsamalarla çıkar sağlayabileceğini düşünmek kara cehalet yansıması. Aynaya
bakamama vakitsizliği. Sırlı aynada görülenle çamura yatma. Kan kırmızı kadife perde açıldığında
aynı sahnede ısrar akıl kuruması. Beylik kurulması. Zamanı geldiğinde geç de
olsa anlaşılır. Ansızın anlak kaybı…
Anlaşılır, anlak yetersizliğinden
hayatın gidişatındaki sapmalar. Hayata yön vermekte zorlanılan kaçınmalar. Sakınmaların
sakarlara sakat sunumu. Sakınılan göze kutsanmış muamelesi kıymet kıyımı. O
yüzden kıymetsizlik kılı kırk yararak büyür büyür. Küçülür.
Anlaşılır elbette
hayatta kalanlar, kutlu hayatlara tekrardan girmek için çırpınırlar. Ancak her
hayata giren, hayata girmek için değil ders vermek için girer. Anlaşılır, hayattan
dersler bir parazit piki, iki bulaşıcı virüs yolculuğu. Tınmadan terki diyar ve
emanete hıyanet zor zanaat. zor ve geniş zamanların basitliği ve de acımasız
bir süreç. Sürgit elenecekler sırf bu yüzden elenir…
Anlaşılacak ki
hayalleri tümden terkedişin nedeni korku ile baş edememek. Anıları siliş,
kuryesel savrukluk ondan sebep. Korku uçsuz bucaksız uçuruma uçmayı yeğleyişin
perde arkası. Tül perdede ya batarız ya çıkarız vaziyeti. Ansızın kediyi
kaplanlaştıran ise yalancı cesaret, yalan düşkünlüğü. Düşkünlüğün gizlenmesi. Hatayı
tembelleştiren yanılgıyı haklı sayıp, yıkıma gidileceğini bile bile satana teslim
olmak iflas. Ödenemez borç batağı ve büyük
iflas.
Anlaşılan o ki anlak yoksunluğu,
anlaşılması güç peklikle pik yapayım isterken en dibe çöküşün ikiz kardeşliği. Resmen
çirkin ve pişkince haramdan beslenme alışkanlığı. Sıradanlığın bitikliği,
takıntı derecesinde tepetaklak bitlenme…
Ancak asla hatalardan,
hele yapılmış büyük hatalardan kaçılamaz. An gelir sonsuz irade, anlak
mahrumlarını yakadan yakalar. Mağdurların hesabını sorar. Korkular büyür hançerede,
arkadan hançerin izleri aklı yakar. Geçmiş sıfırlanamaz sadece gelecek
sıfırlanır. Anlaşılır…
Geç de olsa anlaşılır
ki, yeniden yürümeyi öğrenmek kadar zordur, gelecekte aynı sahnede aynı anı
yakalamak. Kadife perde açılır kapanır, beyazperdeye yansıyan hiçtir…
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder