30 Ekim 2020 Cuma

ANLAK AVANAK

 

AVANTACI VE AVANAKAV...

 

Hayat hikayesi sil baştan yazılır. Duygusal avarelikle savrulur avanakav, avantacı Avareline. Avanakav genlerine işlenmiş, kurulu tüm tuzakları atlattığının güvencesiyle rahatlar ve en ucuz senaryolu ama pahalı oyuna gelir. Deccaline ve eceline kavuşma pahasına...

 

Sararmış avlakta, donanımlı farz edilen bir kadının hayatına, alçak bir adam girmedikçe, olgun bir kadın sayılmaz hiçbir kadın. Onun için her kadın bu karaktersizi arar ömür boyu. Bulduğunu zannettiğinde o zamana kadar ki kurduğu hayat zehir olur. Zehirlendiğini anladığında uzun süre kahrolur ve de son pişmanlıklar fayda etmez. Keşkeler de kurtarmaz, paramparça olan hayatını…

 

Hayat böyle bir şeydir işte. Acımasız. Bir anda elden kayıp giden. Tatlı hayat girdabına düşen kadın için, sudan sebepler ve uçuk bahaneler daima can simidi olur. Ancak her başvurulan pespaye girişim, salt kendini avutma avanaklıklığıdır.

 

Bir erkeğin hayatına, akıl ve zekâ problemi yoksa, köle ruhlu kadın olarak girmek hayattaki tek otoriteye boyun eğmektir. Müthiş görünen, bu çift ruhlu kadınları da birçok erkek kollar. Bir büyük hataya düşsün diye. Avanakav konumuna getirmek için, tuzağa çekmek ve düşürmek için fırsat kollar.

 

Her efkârlı hal ve çarpık ifade, Avarellerin iştahını kabartır. Bir anlık dikkat dağılması ile avlak kararır. Bataklık dumanlanır.  Merhamet azalır. Hiç yapılmaması gerekenler su yolu olur…

 

Ve yıllardır hayali kurulan gerçeklik, en önemli değerler zerre önemsenmeme gafletiyle tepetaklak olur. Yalnız başına kalmak ve şeytanın avukatlığına soyunmak ise hikâyeye son darbedir. Silik sesler fısıldar, beter sonlar bilinir ama durup dururken ceza hukuku parseline girecek, vandalvari varyasyonlarla avanakça pikus ormanında kaybolunur. Sonrası av olmaktır, avantacılara.

 

Hayatı savruk bir tercih ile kötülerin arasında devam ettirmek, ruhu doğrudan etkileyen bir faktördür. Ruhsuzluk böyle teşkil eder ve tarih değişir. Talih, tahtalıköy masalındaki levhayı okuyamayışın getirdiği yüktür. Tabansız tahayyül, tahammülleri zorlar ve…

 

Bir kadın, kadınların ekseriyetinin çekici bulduğu bir dünyaya sadakatle bağlıyken, kılığı kılıfı masumiyettir. Masallara kandığı andan itibaren, faaliyet odası kalabalıklaşır. Akıl karışır. Zekâ durur. Kanlı kanca atılır. Hayranlık duyulan geçmişe, özgeçmişe rağmen özünü yitirmek, özden kopmak bağlamında sırt dönülür hikâyeye.

 

Ama eşikten geçilse bile avlanmak yasaktır. Yasak çiğnendiğinde, duyusal, duygusal ihanetle başlayan avlak hikayesi, kadın gibi kadın, adam gibi adam olmayanları kesintisiz karanlığın içinde buluşturur. Avanakav, avantacı avarel pozisyonunda, böğürtlen kırmızısı bir sıklıkta, sırdaşlık pik yapar. Ve suyu seyreden kılıksız kadın, kadını seyreden deccal kılığında avantacı, savunusu sıfır bir antlaşmanın, aldatıcı bir kamplaşmanın tarafları olarak hikayeye yerleşir.

 

Kampanalar çalar ve hayatın izleri takip edilir. İzci kampı deneyimi kapmamış pişkinler, en bitkin anında tuzağa düşer. Pişti olurlar. Çifte heyecanlar çiftelenir. Yoğun sevinç donar, boyunu aşan soysuzluk kanlanır, ta kemiklerin iliklerine dek yalımlı ateş yayılır. Uygunsuz uyuşukluk sırınır, sırmalanır.

 

Avanakav, avarel avcı, avantacılar ormanında Adalete tapan avcıların kralına, çok kolay lokma olur. Ve hayat hikayesi sondan başa okunur…

 

ANLAK

 

Anlaşıldı. Anlamsız çırpınışlar için tanınan dostane süre çoktan doldu, kadife perde kapandı. Artık yeni sahne kurulması zamanı. Ve yeni perde. Yanlışta direttikçe toplumsal kuralların ihlali sıklaşır. Sadakat, sadaka derecesinde dilenci maşrapasında. Sıfır seviyede soğuma, olmaz hallere takılma ve kutsuz tapınma. İstiflenir ihanet yükleri. Anlaşılır, iyiliğin hiç öneminin olmadığı. Anlak kaydeder, değersize değer katma çabasını. Mendebur muteberliği. Soru, anlaşıldı mı? Sonunda anlaşıldı…

 

Neler; Bazen güven sonsuz güven duyulanlar, güvenilecek en son kişiler safına geçer. Sırasıyla saygısızlıklar, sevgisizlik peş peşe patlar. Dudak uçuklatan cinsten yalanlar dolanlardan safça başarı umanlar, umulmadık vazgeçişin sırrında her şeyi gizli yapanlar, mahcubiyet duyması gerekirken duymaz. Duyulması gereken cevher aslında yozlaşmış zihinlerin anlayamayacağı türden bir değer. Daha neler anlaşıldı…

 

Anlaşılacak elbette. Öyle bütün suçu kadere yazmakla işin içinden çıkılamayacağı. Anlaşılacak, kısır döngü içindeki yalanların ve yalakalıkların boşa çaba olduğu. Zaten hayat yolculuğunu zora sokan, mevcut düzeni unufak eden, ufak tefek başlayan sonra alışkanlığa dönüşen bariz hatalar. Hele büyük hatayı başkalarına yükleme telaşı baştan yenilgi. Her şeyi kabullenme. Nadiren tutar bu tezgâh, çoğunlukla da bozulur. Anlamayanlar da anlayacak…

 

Çünkü saçma sapan çıkarsamalarla çıkar sağlayabileceğini düşünmek kara cehalet yansıması. Aynaya bakamama vakitsizliği. Sırlı aynada görülenle çamura yatma. Kan kırmızı kadife perde açıldığında aynı sahnede ısrar akıl kuruması. Beylik kurulması. Zamanı geldiğinde geç de olsa anlaşılır. Ansızın anlak kaybı…

 

Anlaşılır, anlak yetersizliğinden hayatın gidişatındaki sapmalar. Hayata yön vermekte zorlanılan kaçınmalar. Sakınmaların sakarlara sakat sunumu. Sakınılan göze kutsanmış muamelesi kıymet kıyımı. O yüzden kıymetsizlik kılı kırk yararak büyür büyür. Küçülür.

 

Anlaşılır elbette hayatta kalanlar, kutlu hayatlara tekrardan girmek için çırpınırlar. Ancak her hayata giren, hayata girmek için değil ders vermek için girer. Anlaşılır, hayattan dersler bir parazit piki, iki bulaşıcı virüs yolculuğu. Tınmadan terki diyar ve emanete hıyanet zor zanaat. zor ve geniş zamanların basitliği ve de acımasız bir süreç. Sürgit elenecekler sırf bu yüzden elenir…

 

Anlaşılacak ki hayalleri tümden terkedişin nedeni korku ile baş edememek. Anıları siliş, kuryesel savrukluk ondan sebep. Korku uçsuz bucaksız uçuruma uçmayı yeğleyişin perde arkası. Tül perdede ya batarız ya çıkarız vaziyeti. Ansızın kediyi kaplanlaştıran ise yalancı cesaret, yalan düşkünlüğü. Düşkünlüğün gizlenmesi. Hatayı tembelleştiren yanılgıyı haklı sayıp, yıkıma gidileceğini bile bile satana teslim olmak iflas.  Ödenemez borç batağı ve büyük iflas.

 

Anlaşılan o ki anlak yoksunluğu, anlaşılması güç peklikle pik yapayım isterken en dibe çöküşün ikiz kardeşliği. Resmen çirkin ve pişkince haramdan beslenme alışkanlığı. Sıradanlığın bitikliği, takıntı derecesinde tepetaklak bitlenme…

 

Ancak asla hatalardan, hele yapılmış büyük hatalardan kaçılamaz. An gelir sonsuz irade, anlak mahrumlarını yakadan yakalar. Mağdurların hesabını sorar. Korkular büyür hançerede, arkadan hançerin izleri aklı yakar. Geçmiş sıfırlanamaz sadece gelecek sıfırlanır. Anlaşılır…

 

Geç de olsa anlaşılır ki, yeniden yürümeyi öğrenmek kadar zordur, gelecekte aynı sahnede aynı anı yakalamak. Kadife perde açılır kapanır, beyazperdeye yansıyan hiçtir…

Hiç yorum yok: