26 Eylül 2020 Cumartesi

ORMAN ŞARKI

 ORMAN ŞARKI SÖYLÜYOR...


Tutarlı tutarsız tercihlerin prangalandığı, kara kesme taş duvarların marjinal kimliksizliği tırmandırdığı bir fanusu yaşıyor asırlık çınarlar. Pandemi ölçeğinde fesatça pik yapmış iğreti kompleksle. Komple köşelere sinmiş ıtırlı koku ve imparatoryal korku telaşıyla. Zaten özgüveni kemiren düşler derya deniz. Ve yalnızlaşan Denizin sahil kıyısını saran nefti yeşil bir orman. Ve bu orman şarkı söylüyor...


Kin ve nefret bilinçleri kör etmiş ama doruklara uzanan, yerle göğü birleştirmiş ufka sarkan, sakıncalı manifestosu yazılan derin dinginliği yaşıyor ve yaşatıyor; usuldan şarkı söyleyen ormanlar...


Toprağın en serinliğine tırnaklarını saplayan köklerden, ılıman meltemlerle salınan titrek yapraklara dek, börtü böceğinden asla doğaya nankörlük etmeyen canlılarına, envaiçeşit familyalarına dek en komplike bir orkestrayla şarkı söylüyor orman.


Kainatın sınırlarını zorlayan bir ritmde o en bilindik, en sihirli, en duru, su gibi berrak şarkıları söylüyor ormanlar...  


Ormanların şarkıları duyusal ve duygusal körlerin tek kuple duyamayacağı tonda. Kulaktan kulağa, kulağın pasını silen, sınırsız özgürlüğün ve eyleme dökülen adaletin akla dokunan notalarıyla. Şarkıyı şarkı eyleyen bir adaptasyonla. Kesinkes ulak ve kurye aramadan. Öyle yoğun bir adaptasyon ki; ince mesajı edep ya fani, edep...


Ormanın sunduğu müzikal ahenk, sırça fanusundan çıkamayanların asla istemeyeceği türden sıkı motivasyon kaynağı. Mavi atlası enstrümantal ahenge ortak eden, lacivert geceyi şarkılara eşlik ettiren ormanların eşsiz uyumu. Öyle ki; Denizin uykularını bile kaçıran mucizevi bir dilde. Kendi dilinde şarkı söylüyor ormanlar...


Durduk yerde akla gelen ve kıt kanaat duyulan bir şarkıyı değil ama. Ortak yaşamsal güzellikleri yere göğe ve toprağın altına üstüne nakşeden şarkıları...


Buzdan kalpleri bile eritecek şarkıyı söylüyor Orman. Ormanlar şarkıları. Salt kalp gözüyle görenlerin farkına varabileceği kıvamda. Yıllar yılı dağların, denizlerin ve ormanların hafızasına yer etmiş her ne varsa tüm çıplaklığıyla. İşte o şarkıları. Keşke bende duyabilseydim pişmancalığını pekiştiren kısa ve uzun menzilli şarkıları söylüyor ormanlar...


Orman şarkı söylüyor, ormanlar şarkı söylüyor; Si bemol majör, Adam ol nankör nakaratıyla. Çınlayan çağlayan ormanın ruha mıhlanan sesleri asla kontrolsüz ve ayarsız değil. Diyecek o ki, si diyez sıfır arızalı. Çünkü salt müzikal ayar peşinde orman. Ormanların tek amacı var hayata, sol anahtarının nota aralıklarında hırpalanan hayata, derman ferman şarkıları bestelemek ve söylemek...


Kendi güftesi kendi bestesi şarkıları icra ediyor orman. Yüksek bir enerjiyle, tükenmez bir nefesle. Binlerce yıllık coğrafi kurgunun kucağında. 


En çetin coğrafyada çetin ceviz ormanlar, şarkılar söylüyor. Şarkılarını söylüyorlar...


Şarkılar yerleşik düzene ve düzensizliğe isyan. İstim üzerinde. Magmadan fezaya her notası nokta vuruş. Dip vurgunu. Antik bir disiplinle doğal doku ihanetçilerine dokunan şarkılar söylüyor her Orman. Ormanlar..


O şarkılar ki, her mevsim dünyanın tüm renklerini giyinen  ormanların, zihinleri uyaran isyan ve bitmeyen mücadele bezeli. Bilgesel ve belgesel yolculuğun ormanın derinliklerine gizlenmiş işaret fişeği şarkılar o şarkılar. Yıkılan birlik, bozulan dirlik ve altı oyulan düzene umudu haykıran şarkılar. Elbette duymasını bilene, eşlik etmesini bilene...


Orman ne demek herkes kendi çapında bilir ancak ormanların şarkı söylediğini bilen? 


Toprağın, O büyük yaratıcının koynunda, her orman işte o bilinen şarkıları söylüyor kendi halinde, kendi dilinde; 'Orman şarkı söylüyor'...

Hiç yorum yok: