10 Aralık 2016 Cumartesi

AKILCILIK YETMEZ

AKILCILIK YETMEZ
 
Güngörmüşlük bir başka dünyadır.  Akılcı rotadan sapmışlıkla, bozdur bozdur telaşıyla bir başka şeyler de kendiliğinden bozulur. Dengeler yıkılır. Ve yakıcı ateşler memlekete dolar, ekonomiye mikrop bulaşır, virüs dadanır şeref locaları tıkanır. Dolar rengine bürünmüş saman balyası sokaklar oluşur. İstifli balyalar bozulmaz ama milletin dirayeti bozulur. Toprak kayar, artan sıcakta ciddi kayıplar yaşanır ama yüzler yine kızarmaz. Kırmızı başka hayal başka rüya başkadır çünkü.
 
On yıllardır millet gün görmeyince özgür bir memleket özlemi tütüyor varsıl yoksul tüm barınakların bacalarından. Kanlı gözyaşlarına kartopu atan buz gibi bağımsız bir rüyadır özgürleşmek. Gizemli bir yol haritasının dört destelik yıllar zincirinden beşinci halkaya atlamaktır boş rüyalara dalmak. Ranası rüyası bile ağır yük, fazladanı yasak.
 
Yasak savan metotlarla ekonomi akılcı seviyenin tersine işleyince sanki bir şeyler tamamen bozulmuş, para denizler busbulanık. O bulanıklıkta akılcılığı zorlayan seviyede iflasa yakın bir işletmecilik kıvamında bozdur bozdur kurtula endeksli dersler veriliyor. Oysa sis içinde bir şeyler daha buharlaşıyor. Bu neme lazım akıl ile ancak sınıfta kalınır. Ve bu çift dikiş gidişata kurtarıcı aranılır. Aranılıyor da.
 
Tahsil hayatında sormaktan çekinmeyin önerilir öğrencilere.  Hayatta kibirlenmeden bilmediği şeyi bilmiyorum denilmesi öğütlenir hep. Bilmiyorum demek ilim içindir belletilir. İlim kendin bilmektir öğretilir. Bilmediğine afra tafra aranmakta bilgisizliktir mesela.  Uzak durun söylenir böyle akılsızlıktan. Akıl en büyük hazinedir. Bilen bildiği kadar söylesin meselesidir akılcılık. Bilmediğinde sussun değil sorsun öğretisidir akılcılık. Öğretildikçe de sınav yollu tahsile geçilir.
 
Tarifsiz talihsiz, sorgusuz sualsiz bir dönemden geçiliyor. Özellikle son günlerde ekonomiye dayalı düzenekte işleyişi zorlayan akıl dışı güdümlemeler cereyan ediyor. Bu akım dışı cereyan herkesi çarpacak denli dişli, altın dişleri kırılıp rüyadan uyanan yok.
 
Son yıllarda akıncı düşman akılcı dosttan yeğdir babında işliyor düzen. Eğrisi doğrusu bir kenara en doğrusudur en doruktakinin doğrusu çizgisinde bir düzensizlik. Ve cimrilik barındırmaz özünde. Ve tapınma derecesinde inanılır. Çünkü bol keseden bol kepçe dağıtmak üzerine işler doğruculuk. Akıllının yeri cehennem akıl dışılığın mekânı cennet doğrultusunda işliyor düzenek. Oysa jilet gibidir akılcılık, doğru bilgi kalbi iki parçaya böler ve aklı fışkırtır. İşte bu kimsenin işine gelmez. Şimdilik bozdur bozdur rahatla, bozdur bozdur harca repliği ile yüzüyor gemicikler. Denizler her kabardığında an ve an gerçek hayata fırdöndü gibi yapışılır. Ama deniz biter de karaya oturulunca anlaşılır gerçekler. Yetmez.
 
Asıl tehlike geç kalınmış olmasıdır. Akılcılık duası derler bir dua okunmadıkça hayatın içine içine, safsatanın ipine tutunulur. İki büklüm ve yarım akıl çamaşır ipine dizilmektir kurumlanmak. Geride kalanlara işin içinden nasıl çıkılır, zevat nasıl kurtarılır sporu kalır. Dolar dolar boşalır piyasalar, piyasa değerinin çok altına görgüsüzlük satılır. Yetmez.
 
Bu alım satım tezgâhı aslında yıllar önce bilmiyordum, o yüzden topladım biriktirdim, şimdi öğrendim yıllarca kandırılmışım anasını satarım usulünde bir kazanımdır. Bol kazançtır, ballı kazanımdır.  Bu kazanım hakkın karanlık bölmelerinde, kızgın kor kuyular kazanımıdır belki de. Dal gibi kurutur araftaki sorular sorgular. Alazlanan korkular kör bıçak gibidir cahilliğin mum ışığındaki gölgelerini bile keser. Deniz Ötesi kaçmalar şok lambalarına yeknesak enerjidir. Yetmez.
 
Akıl dışı, bilim dışı popülizmle eksik erişkin, aksak yetişkin ekonominin dibine dinamit lokumu fitillenir. Akılcılıktan uzak tüm öğretiler sadece silik hayatları cesaretlendirir. Akılcı yoldan nemalanan bilgelik çoğu zaman kolay ama yekpare zorlukları da açığa çıkarmaktır. Hayatı renklendirir. Bilgelik boş yeminlerle ve tövbelerle olmaz. Öylesi illüzyon etkisi sürdürmek de bir yere kadar. Toptan duvara toslanır. Ekonominin pestili çıkarılınca da piyasalar ferman dinlemez. Çıkarılır asitölçer şemsiyeler darboğazdan sakınılır. Yetmez.
 
Kader çıkmazında, kriz açmazında daima masum hayatlar acı çeker. Rahatlık varmış gibi cesaretlendirilirler ama akılcılık temelinde fazlasıyla boştur, koftur bu huzur. Zarif latifeler, zorlu lakırdılar ile kriz çember dışına yollandı denir ama bu sadece varsayımdır. Çeperi ateş dilli çemberden kazasız belasız geçmek organize akılla olur. Yetmez.
 
Hayata atılan keskin düğüm aslında geleceğin ilmeğine boyun sunmaktır. Kıldan ince kılıçtan keskine boyun eğmektir. Enine boyuna en dayanılmaza amansız dayanmaktır. Göğsü siper edip tüm büyük kırılmaları engellemektir. Ekonomi testinin sonucu apaçık bellidir, zaten adını tarihe anlı şanlı düşer. Maksat ısrarlı değişimdir. Cumhura başlığın dozunu ayarlamaktır. Bunca enstrüman ile değişimde ısrarcılık görüş mesafesini açar da açar. En görülecekler bile görünmezleşir. O flulukta usta aradan çıkar. Yetmez
 
Denize açıldıkça sonsuzluğu öğrendikçe tüm ayrıntılarıyla cahil cesareti uzmanlaşır. Cadılar yurdunda mutsuz dolaşanlar bir bir avlanır. Hafıza şaşar, beşer yanılır nice kötülükler kapıya dayanır. Öyle günler olur ki kovuşturmalar başlar, kovulmalar yetmez. İşte o kovalamaca da kim prangalanır kim dalgalanır akılcılık ile de ölçülmez. Ölçülür veya ölçülmez ama ölünür. Yetmez.
 
Onca yıldan sonra bunca palazlanan tecrübesize akılcılık da kar etmez. Yetmez…

Hiç yorum yok: