22 Aralık 2014 Pazartesi

“ ANKARA’DAN ABİM GELDİ, EVDE BİR BAYRAM HAVASI” VAR AMA…

 “ ANKARA’DAN ABİM GELDİ, EVDE BİR BAYRAM HAVASI” VAR AMA…

“ Ankara’dan abim geldi. Evde bir bayram havası” var ama evdeki sorunlar çok kolay çözülecek gibi görünmüyor…

Evler de devlet kurumları gibi örgütlenip, şube müdürlükleri gibi yönetildikçe, örgütlenme ve yönetim biçimleri çağdaş normlara ve evrensel sol değerlere uygun tasarlanıp dengelenmedikçe elbette değişim kolay olmaz, sonuç solda sıfır olur elbette. “Ankara’dan abim gelince, Evde bir bayram havası esince” estirilince, başka abilerde çıkar, geçmişten bu güne solun sıfırlanması noktasında az çok payı olduğu söylenenlerin ve bilindik yüzlerin yeniden kurtarıcılığa soyunması ve soyundurulması ile olmaz derler.

Ve eklerler; örgüt yorgun ve yılgınsa, ideolojik eksiklikler hala devam ediyorsa, yönetsel hatalar mevcudiyetini eskisinden beter koruyorsa, isteksizlik ve boşverdimcilik bünyeye egemense tüm yeniden düzenlemeler öyle kolay kolay gerçekleştirilemez. Asıl olan bu zor ortamda içte ve dışta hakkınca muhalefet etmedir. Muhalefet olmayı dinlenme dönemi olmaktan çıkarıp üretim alanı yönünde değerlendirmek ve değerlemek, öyle eski yeni kadrosal eklemelerle kısa zamanda olmaz. Çünkü önceden de kısmen denenmiş bu yöntemlerle eve bulaşan aymazlığı gidermek çok ama çok zordur.

Kısacası öncesinde ev gibi ev olma şartı yerine getirilmelidir. Ülke sorunlarına eğilirken yandaş ve destek bulmanın en başlıca koşulu budur bu güvenilir ev olma hali. Sonrasında sorunlara yönelik bir bir çareler öngörmeli ve üretilmelidir. Bu güne kadar ki tüm yapılanlar, bütün uygulamalar devletin demokratikleşmesine engel olacakların işine yaramıştır, gücüne yansımıştır. Öyleyse tüm evsel politikalar evrensel boyutta değiştirilmeli veya güne uyan şekilde yenilenmelidir.
 
Ayrıca yazgı olarak gösterilen ev içindeki yersiz kavgalar ve yanılgıların körüklediği paraya endeksli tüm seçici, seçmeci ve seçkinci algılar ve yaklaşımlar bırakılmadıkça istenen sonuca yakınlaşabilmek dahi güçtür. Ekonomik yeterlikten, demokratik hak ve özgürlüklere kadar geniş bir yelpazede yönetsel birlik bütünlük, dayanışma ve hoşgörü sağlanmadıkça, eksiklik ve yokluklar tamamen giderilmedikçe uzaktan kumanda oynatmalar ve dayatmalarla yol alınamayacağı gerçeği ağır basar. Veya benzeri gibi eleştirilerin konusu olunur, zamanla tepki verilen ve her fırsatta bahse mevzu edilen başkalarına benzeşilir. Sıfırlanma işte bu kademede ortaya çıkar ve iyice belirginleşir.

Oysa evden beklenen ciddi projeler üretmesi, gerçekçi ve uygulanabilir programların oluşturulmasıdır. Çözümlerin temel dayanağı ise evin, siyasi, ekonomik ve sosyokültürel açıdan sıfırdan sonsuza görüş akışı sağlayabilirliğidir. Uzmanlarca hazırlanmış olmasından öte, üretkenliğin ürünü çözüm ünitelerinin katılımcılığa elverişli ve gelişmenin önünü açacak nitelikte politika üretim merkezlerine dönüştürülmesi de esastır. Böylesi çağsal oluşumlar mevcut kadrosal birimlerin aktif işleyişini iyileştiren, alttan yukarı yukarıdan aşağıya proje ve eylemlilik geçişini kolaylaştıran bir yoğunlaşma kazandırır. Bu yoğunluk kronik yorgunluğu alır, akışkan bir alışkanlık sürecini başlatır. Sıfırlanmanın önünde yeni dönüşümler açarak kadrosal hareketin görüş ve düşünce bunalımından kurtuluşuna zemin hazırlamak şarttır.

Evrensel şekil ve şartlara uymayan bir yavaşlıkla derinden sığa sporlanmak, korkusuzca sollamak yerine hızla merkezden sağa kayarak beklentilere ulaşmanın hayal ötesi olduğu görülmüştür. O halde yetiştirilmiş, eğitilmiş, yetkin parti eğitim kadroları ile içte ve dışta, topluma dönük dayanakları belli, gerçekçi sunumların yaygınlaştırılması gereklidir. Yani evin içinde daima kadro göçeren ve sürekliliği hiç kesilmeyen bir eğitim politikası ve periyodu var olmalıdır.

“ Ankara’dan abim geldi. Evde bir bayram havası” var ama evdeki sorunlar çok kolay çözülecek, ülkede sorunlar öyle kolay bitecek gibi görünmüyor. “Ankara’dan abim gelince, Evde bir bayram havası esince”, estirilince başka abiler de, geçmişten bu güne solun sıfırlanması noktasında evden kopmuş, depolitize olmuş, dışlanmış ve ötekileştirilmiş tüm donanımlı birikimli kadrolar oluşturulacak yeni politik zemine çekilmelidir diyorlar…

Ve ekliyorlar; halkın evlerine eğilim, katılım, dayanışma ve dönüşleri kolaylaştırılmalı ve özendirilmelidir. Dalında, evinde barkında uzman kariyerli kimlikler sürece kazandırılırken davetler iyice gözden geçirilmelidir. Yani gelenlerin getireceği ve evden götürecekleri enikonu hesap edilmelidir. Siyasal materyal ve yayınların çevresinde bütünleşmiş tüm birikimler ve değerlerden evsel sürece savrulanların savunulması sol sıfırlanmalarına bir engeldir. Yani sol kavramların yerli yerinde hayat bulmasına önderlik etmek en ücra köşelere ulaştırılabildiğinde umut devam eder. Siyasal dağıtım kanallarının işleyişine emek ve yürek koyabileceklerin arttığı ve artışın yanı sıra kabul gördüğü bir süreçte sol sıfırlama ve sıfırlanmaları son bulur.

Evde hayal ötesinden nemalanmak yerine ayni çatı, değişebilir tepe isimler altında prodüksüyonlar geliştirmedikçe işlem tersine işler. Savı, tarzı, usulü, tarihsel kimliği, çapı ölçeği ne olursa olsun, dirilişin sol eli bu sert atmosferde yerle bir olmamak için daha da çoğaltılabilecek öneri ve yöntemlerle zenginleştirilmelidir. Yoksa donma engellenemez ve sona kalan dona kalır.

Her sorunun bir çözümü, her solcunun hiç istemese bile eninde sonunda uzlaşacağı bir üst yapı vardır. Yeter ki istensin veya istemlere gerçekçi yaklaşılsın. Geniş kapsamlı araştırmaların, sorunlar ve sorunlara çözüm sistematiğinin de çokça önemi yoktur bu aşamada. Önemli olan akıl ve mantıkla açıklanamaz şu günlerde, mantık süzgecinden geçirilmiş karanlık yarınları ışığa boğacak, güneş olabilecek olgunluğa, alternatif bir ev-yapı olma erişkinliğine güncellenmektir tüm mesele. Zaten solda sıfırlana sıfırlana bu siyasal birikime erişilmiştir. Evdekilere birilerinin özellikle abilerin bir süredir unutulanları anımsatması yeter de artar. Lider kadrolar dönemi ve dönemselliği çözümleme ve ideolojiyi yeniden değerleme vasfına sahiptirler. Ve o şef kadrolar abi veya abilerin önerdiğine önereceğine bakmadan veya tekdüze yinelenen öğütlere aldırmadan, sadece ‘üretkenliğe, emeğe ve yeteneğe göre yükselişe’ uygun bir kadrosal buluşmada aktif rol alırlar.

 “ Ankara’dan abim geldi. Evde bir bayram havası” var ama evdeki sorunlar çok kolay çözülecek, ülkede sorunlar öyle kolay kolay bitecek gibi görünmüyor. “Ankara’dan abim gelince, Evde bir bayram havası esince”, estirilince başka abiler de geçmişten bu güne evdeki hesap çarşıya uymadığından dem vurarak noktasından virgülüne alışılagelmiş bir tavır ve tutum sergiliyorlar. Tarihi bulandırmak ve sulandırmak zayıflığın göstergesidir. İşin aslı çarşıdaki hesap çoktan şaşmış, dolayısıyla evdekine çoktan beri hiç uymamaktadır.

Belkide sırf o nedenle “ Ankara’dan abim geldi. Evde bir bayram havası” var ama başka abiler o bildik abiler…

Hiç yorum yok: