ANKARA’DAN ABİM GELDİ…
Değer
yaratanların artık çok gerilerde kaldığı ve değersizleştirildiği şu çetin günlerde
tüm sapmalara, duyarsızlık ve tıkanmalara ek olarak; sol açısından böylesi güç
bir dönemde ama katılımcılığın da çok kolay kotarılabileceği bir süreçte, lafta
kalanların eylemleştirilip özlemle beklenen sonuca vardırılabileceği bir
platformda, savunulan ilkeleri topluma en iyi biçimde yansıtmak üzere, evrensel
siyasi değerlemelerin filizlenip yeşermesini ve kök salmasını daha da ertelememek
için, siyasal yaşamda görev alma onurunu geç de olsa tatmak isteyenlere fırsat
eşitliği yaratmak için, değişim özlemini gelenek ve yenileşme arayışlarını
aktiflemek, bugüne ve geleceğe unutulan tartışma pratiğini perçinlemek edasıyla:
“
Ankara’dan abim geldi. Evde bir bayram havası”…
Neresinden
tutulsa, neresinden bakılsa geçmeyen acılar ve yokluğa itilmişlikten kurtarmak
için, emeğin gonca gülü ıslandığında fındık kadar da olsa bir umutlanma yüreğe
saplanacağından, anılara öyle bir sarılıştır ki bu kim çığlık çığlığa ayılır hiç
belli olmaz. İşte bu aykırılıkta kişilerin sözlerine ve forsuna göre değil,
düşüncesine, yaptıklarına ve yapacaklarına göre bir atmosfer şekillenmesi için,
bu şemada düşünce ve tavır uyumu gösterenlerin, tutarlılıklarından asla ödün
vermemişlerin ve vermeyecek kadroların değer bulması, buldurulması amaçlı;
“
Ankara’dan abim geldi. Evde bir bayram havası”…
Bu
gün ülkede toplumsal muhalefetin önü tıkandığından, muhalefetin her nevisi
içeri tıkıldığından, toplumun her kesim ve katmanında özgürlüğünü yaşama,
yaşatma ve temel demokratik haklarını kullanabilme özlemi ve beklentisiyle
kahrolunduğundan, başarıya ulaşma yolunun yalnızca özgürlük ve demokrasi
mücadelesini yükseltmek ile mümkün olabileceğinden:
“
Ankara’dan abim geldi. Evde bir bayram havası”…
Bir
avuç insan doğruyu sorgulayıp düşünmekte iken çok fazla sayıldığından, küçük
olsun benim olsun mantıksızlığı yelpazesinde davrananların artmasından dolayı,
sıradanlığa teslim oluş hızlandığından, güce ve güçlere boyun eğmeyiş
suçlandığından, baş kaldırış gerekliliğine önem kazandırılması, kitlesel
değerler ve evrensel ilkeler doğrultusunda yürekli birey sayısı artırılarak
örgütlülüğü güçlü kılmak için:
“
Ankara’dan abim geldi. Evde bir bayram havası”…
Çok
sorunlu ülkenin önceliklerinin sıralanması, içte dışta içinden çıkılamaz özel,
tüzel ve genel problemlerin çözülmesi, zorlukları aşılmaz, ağırlaşmış ekonomik
açmazları giderilmez görenlere inat tüm kapıda bekleyen sorunlara isim koyulup
soy isim önerilerinin sunulması, şu olmadı bu yapılmadı, yapılsaydı edilseydi
biçiminde politikleşme ve politikacılaşmanın sol siyasetin nüvesinde
bulunmadığının hatırlanması, hatırlatılması ve hatırlatmak üzre:
“
Ankara’dan abim geldi. Evde bir bayram havası”…
Toplumsal
muhalefetin ve içsel muhalefetin önünün iyice tıkandığı, sol değerler içine
asla sığmayan manevraların vazgeçilmezleştirildiği, topyekûn çaresizliğe ve
teslimiyetçiliğe nazire yapılan bu günlerin geride kalması ve sonlandırılmasına
gayret edilmesi ereği, gereği ve gayesiyle:
“
Ankara’dan abim geldi. Evde bir bayram havası”…
Her
aşılmaz sanılan yıpranmışlığa karşı cesaret ve direnç gösterenlere, özgür
beyinli kadrolara, muhalefet olmanın ürünü temel ve değişmez dayanaklara, hiçbir
iradenin altında ezilmeyeceklere ve yolundan gidilmezlerin yolunda
gitmeyenlere, sadece yaşamın doğurganlığına ve üretkenliğine tapınanlara,
yönetimlere gelme çabasının parti kadrosu olmanın disiplini ve geleceğe borçlu
olmanın erdemi ancak diyet borçlusu kalmamak olduğunu savunanlara ve bilenlere,
on yıllardır dur denildiğinden, ön
vermek, yön tayin etmek, yer bulmak, kulvar açmak, yıllardır emek verenlerin hiç
değilse emek vermeden yükselenlerle ayni havayı solutmak, eşitlik adalet ve
barışı sağlamak ve büyümek ve büyütmek istenciyle:
“
Ankara’dan abim geldi. Evde bir bayram havası”…
Ülkede
sınıflar ve katmanlar arasında her çeşit uçurum giderek derinleştiğinden,
yetersizliği savunanların yönetimlere geldiklerinde farklı bir şeyler
yapamadıkları görüldüğünden, makamlar yeterlik ve yetkinlik yeri olmaktan çıkıp
yitirmeyle, üğütmeyle özdeşleştiğinden, kişisel ideolojik eksiklik ve
tutarsızlıklar programsal geriliğe atfedildiğinden, emekçi kadrolar dururken
vitrinsel devşirmeler ve dünsüz dönüştürmeler yeğlendiğinden, sıfıra
indirgemeler ve takınılan kolaycılıklar örgütsel kademeler arası iletişimi bozup
kopardığından dolayı yeni bir yol haritasına gerek duyulduğundan:
“
Ankara’dan abim geldi. Evde bir bayram havası”…
Tabanda
ve tavanda üreten ve düşünenlerin nicel değerlemelerle ötekileştirilmesi ve
ayrıştırılması devamlı güncellenerek, dışlamalar, yıpranmalar, kopuşlar,
uzaklaşmalar, yerli yersiz uluorta dert yanmalar sarmalı gündeme oturduğundan,
aritmetiği temsil edenlerin varlığı niteliği temsil edenlere her ortamda
üstünlük sağladığından, tüm yanlışlamaları sollamak için;
“
Ankara’dan abim geldi. Evde bir bayram havası”…
Velhasıl
Düşünce atölyelerinin yıllardan sonra işletilerek tarihsel dayanakları belli
kavramlar ve evrensel ilkeler doğrultusunda tepeden tırnağa yenilenmek için, tüm
içinler, niçinler için;
“
Ankara’dan abim geldi. Evde bir bayram havası”…
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder